Sayfalar

21 Haziran 2025

TAVŞANMEMESİ ( Ruscus )

Tavşanmemesi ( Ruscus aculeatus ) 
Türkçede yaygın adı tavşanmemesi olan Ruscus aculeatus, Kuşkonmazgiller ( Asparagaceae ) ailesine bağlı, herdem yeşil, rizomlu ( toprak altı gövdeli ), bodur bir çalıdır.  Avrasya ve Kuzey Afrika'ya özgüdür ancak süs bitkisi olarak dünyanın diğer bölgelerine de yayılmıştır. Dünyada yedi, yurdumuzda ise tavşanmemesi ( Ruscus aculcatus )  ile birlikte dört türü  ( Ruscus colchicus /  zernek, Ruscus hypoglossum / atdili  ve Ruscus hypophyllum / tavşan kirazı ) yetişmektedir. Tavşanmemesi, gelinküpesi, tavşan elması, fare dikeni, emir, herdemtaze, sıçan dikeni, tavşantopuğu, dikenli mersin, ruskus, kasap süpürgesi, çalı süpürgesi ....  adları ile  bilinir. 

Cins adı eski Yunanca  'gaga' anlamına gelir. Yapraksı gövdenin ucunun kuş gagası şeklinde olduğunu ifade eder. Türkçe adı olan tavşanmemesi  ise,  bitkinin meyvesinin tavşan memesine benzediğini işaret etmektedir. Epite ( tür adı )  dikenli demektir, yapraksı gövdedisinin ucunun, sert ve batıcı olduğunu belirtir. İki evciklidir, yani erkek ve dişi çiçekler ayrı bitkilerde yer alır. Meyveleri sonbaharda olgunlaşır. 

Bitkinin çiçek ve meyvesi 
Dikine büyür ( 20 - 60 cm ), mersine ( myrtus ) benzer, bu nedenle dikenli mersin, yahudi mersini  olarak da  bilinir,  kışın yaprağını dökmez.  Bitkinin dalları değişime uğrayarak  yaprak şeklini almıştır,  ucu sert ve  batıcıdır.  Gerçek yapraklar ise bunların  üzerindedir,  pulsu ve mızrak şeklindedir.  Çiçeklerini   yaprakların koltuğundan  çıkan  bir sap üzerinde açar,  yeşilimsi beyaz renklidir.  Meyve,  üzümsü,  küre şeklinde, parlak kırmızı renkli ve tek çekirdeklidir.Yurdumuzun Marmara, Asıl Ege ve Karadeniz ve Akdeniz  bölgelerinde, ormanlık yerlerde yetişir.
Bitkinin genç sürgünleri eski çağlardan beri sebze olarak kullanılmıştır. Ayrıca tohumlarından bir tür  kahve yapılır. 
Eski çağlardan beri bitkinin dalları,  kurutulmuş kök ve rizomları tıbbi amaçlarla kullanılmıştır. ( idrar söktürücü ve taş düşürücüdür, kan dolaşımını harekete geçirir, ödemi azaltır, meyvesi müshil etkilidir. )

Bitkinin dalları,  Avrupa'da süpürge olarak kullanılmıştır, kasap süpürgesi denir. Günümüzde ise süs bitkisi olarak yetiştirilmektedir.  Daha çok peyzaj çalışmalarında  kullanılır. Dallarından  kesme çiçek aranjmanlarında yararlanılır.  Dikenucu ( Smilax excelsa ) meyvesi ile tavşanmemesi dalları kombine edilerek,  'kokina' adı ile özellikle yılbaşında çiçekcilerde satılır. Bulunduğu  yere bereket ve şans getirdiğine inanılır. 

Yetiştirilmesi oldukca kolaydır, fazla bakım istemez. Direk güneşi sevmez, gölge ve yarı gölge yerleri ve geçirimli, nemli toprakları sever. Soğuğa ( - 20 kadar ) ve kuraklığa dayanıklıdır. Bahçelerde ve  büyük saksılarda da  yetiştirilir. Tohumla ve bölünerek çoğaltılır. Tohumları kuşlar tarafından dağıtılır. 
Tavşanmemesi ( Ruscus aculeatus ) 
 
Kokina 

Kaynaklar: Türkçe Bitki Adları Sözlüğü ( Turhan Baytop ). Türkiye'nin Ağaçları  ve Çalıları ( Necati Güvenç Mamıkoğlu ). Ağaçlar ve Çalılar 1 ( Prof. Dr. Ersin Yücel ). Şifalı Bitkiler Ansiklopedisi ( Oktay Mete ). Wikipedia 

14 Haziran 2025

AYŞEGÜL VE MUTLULUK

Ayşegül ve  Mutluluk  ( Hikaye ) 
Çobanlık yapan İsmail davarlarını otlattığı ağa ölünce 'taşı toprağı altın' İstanbul'a göçer. ilk zamanlar daha önceden İstanbul'a gelip yerleşmiş akrabasının yanında misafir kalır. Uzun süre iş arar bulamayınca çöp konteynerlerinden topladığı  kağıt ve  eski eşyaları  satarak geçimini sağlamaya başlar. Biraz toparlanınca;  İlkokuldan  arkadaşı ve uzaktan akrabası Emine ile evlenirler, Emine engellidir. İlerlemiş yaşlarına rağmen kızlar olunca çok sevinirler. Ancak bu mutlulukları Ayşegül'ün okula başlaması ile hiç de beklemedikleri bir şekilde bozulur.      

Ayşegül'ü okula götüren  annesinin ayakları sakat olduğu için elleri ile süründüğünü gören bazı çocuklar, ona bakarak alay ederler. Ayşegül  babasının çöp topladığını  söyleyince, yanına kimse oturmak  istemez, öğretmen onu tek başına  oturtmak zorunda kalır. Ayşegül, heyacanla gittiği okuldan daha ilk gün eve  üzgün döner. Her geçen gün biraz daha okuldan soğur ve gitmek istemez.  Gittikçe içine kapanarak annesinden, babasınından uzaklaşmaya başlar. Annesine topladığı kır çiçeklerini koyduğu teneke kutu artık boş durur. Arkadaşları görür diye babası ve annesi ile beraber hiç bir yere gitmek istemez. Yatarken eskisi gibi annesini babasını öpmez, iyi geceler demez.  

Kentsel  dönüşüm için oturdukları gecekondu yıkılınca, hurda bir otobüste yaşamaya başlarlar. Konteynerlerden  çöp toplamak yasaklanınca işsiz kalan İsmail, yiyeceklerini pazarlarda yerlere  atılan sebze ve meyveleri  toplayarak karşılamaya çalışır.  Ama onları asıl üzen, kızlarının mutsuz olmasıdır.

Ayşegül'ün gündüz düşündüğü şeyler geceleri rüyasına girmeye başlamıştır.  Annesi onu çoğu gece  kan ter içinde uyandırmak zorunda kalır.  Babasınının ve  annesinin durumunu bir türlü  kabullenemeyen Ayşegül'ün aklından kötü şeyler geçmeye başlar.     

Bir gün evden kaçmaya karar veren Ayşegül, sokakta büyük bir kalabalığa rastlar. Kendi yaşlarında bir  kız çoçuğu,  yüksek bir binanın çatısına çıkmış  intihar etmektedir. Neyse ki açılan bir branda sayesinde kız kurtulur.  Mahalede yaşayanlar, çocuğun annesinin film yıldızı, babasının zengin bir iş adamı olduğunu söyler. Bu olay Ayşegül'ün düşüncelerini etkiler. Okula başlamadan  önce ki mutlu günlerini hatırlar, o zaman da annesinin  sakat, babası çöp topladığı halde çok mutlu olduğunu  düşünür. Artık,  hayata başka bir pencereden bakmaya başlamıştır. Okuluna geri döner, akşam gelirken annesinin çok sevdiği kır çiçeklerinden toplar, babası gelince sarılarak öper. Babasının getirdiği yiyeceklerin bir kısmını piknik  için ayırırlar.  

Sabahleyin yoldan geçmekte olan bir adam, eski otobüsten gelen sesleri duyunca gayri ihtayari  içeri girer.  Ayakları kırık masanın başında, çöpten toplandığı belli ekmek ve sebzelerle  kahvaltı yapan  mutlu aileyi görünce çok şaşırır.   
   
Zengin adam,  kendisine  ikram edilen  çayı içerken nasıl bu kadar mutlu olabildiklerini merak eder.    Ayşegül, adımın yüzünden ne düşündüğünü anlar, yaşadıklarını ve içine düştüğü bunalımı nasıl atlattığını anlatır. 

Çayını bitiren adam, biraz beklerseniz gidip kızımı da alayım, sizinle pikniğe gelmek istiyoruz der.
O gün iki kız akşama kadar kırlarda koşup oynadılar, annelerine kır çiçekleri  topladılar. Aradıkları mutluluğu bulmanın tadını çıkardılar.

Size bir sır vereyim mi? Ayşegül'ün o günkü arkadaşı kim di biliyor musunuz? Hadi ben söylemeyeyim, onu da siz tahmin edin.  

Kıssadan hisse: Çoğu zaman başka yerlerde aradığımız için bir türlü bulamadığımız mutluluk, aslında çok yakınımızda, içimizdedir.  

A Kadir Bekçi
Dedemden Masallar
14. 06. 2025. Bahçeköy / Seferihisar .