15 Ağustos 2012

FINDIK - MUZ - AKKA

Muz meyvesi ve çiçeği
( Musa acuminata ) 
Özellikle bilmediğim, değişik meyve ve çiçekleri yetiştirmeyi daha çok  seviyorum. Bu bana babamdan geçmiş, bir  hastalık!
Emekli olmadan önce İzmir'de çalışırken (1990),  babam ziyaretime gelmişti. Kemeraltı'nda gezerken  hurma ve palmiye ağaçlarını görünce;  bizim oralarda ( Giresun )  yetişmez dememe rağmen,  bana bunların fidanlarından  bul diye tuturmuştu, rahmetli.

Emekli olduktan sonra Seferihisar'a yerleşince,  babam gibi ben de bulduğum her bitkiyi  burada yetişir mi yetişmez mi demeden  bahçeme dikmeye başladım. Meğer bu irsi bir hastalıkmış. Ne yapalım, Allah başka dert vermesin, ben şikayetçi değilim.

Seferihisar'ın iklimi farklı  bitki türleri yetiştirmek için oldukça uygun. En büyük sorun ise su,  yazın çok kurak ve sıcak geçtiği için sulama yapmak  gerekiyor.  
İşte,  bahçemde yetiştirdiğim değişik iklimlere özgü üç bitki. 

- Fındık (Corylus avellana / kültür.  ):
Giresunlu olduğum için, bahçeme  ilk diktiğim meyvelerden biri de fındık oldu. Fındık, kışları ılık, yazları  serin ve nemli  iklimleri seviyor. Yani, yazları sıcak ve kurak geçen Akdeniz iklimi için pek  uygun bir bitki değil.  Bu nedenle dikerken, Akdeniz iklimi görülen  Seferihisar'da olacağına fazla  umudum yoktu. Bu yıl ilk defa meyve verince  çok sevindim.  Ne kadar ( kaç tane ) olduğunu artık  söylemeyeyim.
Fındık dalda tekleme
Fındık ( Corylus avellana var.pontica )
- Muz ( Musa acuminata ):
Muz, yurdumuzda sadece Akdeniz Bölgesi'nin, kuzeyden gelen soğuk rüzgarlara kapalı  kuytu yerlerinde yetişmektedir.  Diğer kıyı bölgelerimizde ise daha çok  süs amacı ile dikilmektedir,  meyve pek  vermez.

Muz ağacımı ( aslında otsu bir bitki ) geçen yıl,  meyveleri daha olgunlaşmadan önce  rüzgar  kırmıştı. (  http://kadirbekci53.blogspot.com/2010/08/muz-cicek-act-ama.html )
Bu yıl  balkon demirlerine iyice  bağladım. Çiçek açtı, umarım başına yeni bir şey gelmez ve  meyve  verir. 
Muz ( Musa acuminata ) 
- Kaymak ağacı, feyoya, akka  ( Feijoa sellowiana ya da; Acca sellowiana ):
Kaymak ağacı,  mersingiller ( myrtaceae ) familyasından, herdem yeşil, çalı veya ağaç formunda bir bitkidir.  Tropikal ve subtropikal  iklimlerde yetişir. Son yıllarda ülkemizde de yetiştirilmeye başlanmıştır. Asıl adı akka ( acca ) ya da  feyoya (feijoa ) dır. Meyvesinin tadından dolayı,  halk arasında  kaymak ağacı denmektedir. Ayrıca 'ağaç kivisi' olarak da bilinir.
Herdem yeşil ve çiçekleri çok  güzeldir, bu nedenle ülkemizde daha çok park ve bahçelerde çit ve  süs bitkisi olarak yetiştirilmektedir. 
Üç  yıl önce diktiğim kaymak ağacım,  bu yıl meyve verdi. 
Kaymak ağacı ve meyvesi ( Feijoa sellowiana )
Kaymak ağacı çiçeği ( Feijoa sellowiana )

Kaynaklar. vikipedi, Ağaçlar  ve Çalılar ( Prof. Dr. Ersin Yücel ) 

12 Ağustos 2012

KENEVİR YETİŞTİRMEK NİÇİN YASAKTIR ?

Kenevir ya da kendir bitkisi ( Cannabis sativa )

Kenevir veya kendir ( Cannabis sativa ), bitkisinin  adını sık, sık  duymamıza rağmen çok  iyi tanıdığığımız söylenemez.  Hatta yetiştirilmesi yasak olduğu için korktuğumuz bir  bitkidir. Ancak,  bitkiyi biraz araştırınca,  kötü  amaçla kullanılmaması halinde bitkinin  çok yararlı olduğu anlaşılıyor. 

Keten / Deli keten ( Linum bienne )

Kenevir kelimesi çoğu kez keten ( linum) ile birlikte söylenmektedir ( keten / kenevir şeklinde ). Bu nedenle bu  bitkiler birbirine karıştırılır, hatta aynı olduğu sanılır. Halbuki, bu bitkiler farklı familyalardan olup birbirleri ile uzaktan yakından akra değildirler. Bu bitkilerin adlarının çoğu zaman  birlikte anılmasının  nedeni; ikisinin de liflerinden ve tohumlarından yararlanılmakta olmasından kaynaklanmaktadır.

Keten ve kenevirin kültür bitkisi olarak yetiştirilmesi, insanlık tarihi kadar eskidir. Ancak, günümüzde çok değerli olan  bu   bitkilerin  eski önemi kalmamıştır.  Kenevirden  esrar elde edildiği gerekce gösterilerek; bir çok  ülkelerde  yasaklanmış ya da yetiştirilmesi  azaltılmıştır. 
Bunun esas nedeninin  ise; araştırıldığında  hiç de böyle olmadığı kolayca anlaşılmaktadır.

Kenevir, Cannabaceae / kenevirgiller  familyasından, tek yıllık, otsu bir bitki cinsinin  ortak adıdır. Bir çok türü vardır, eski çağlardan beri kültürü yapılmaktadır.   Daha çok  yağ ve lif elde etmek için yetiştirilmektedir, tohumları ( çedene ) çerez olarak yenir, kuş yemi olarak kullanılır. Uyuşturucu bir madde olan esrar ( marijuana ya da marihuana ); bitkinin  'cannabis sativa' ve 'cannabis indica' (Hint keneviri) türlerinin dişisinin uc yapraklarından ve  çiçekli kısmından elde edilmektedir. Ayrıca tıbbi amaçla kullanılır ( ilaç sanayinde ).  

20.ci yüzyılda dokuma sanayinde petrole dayalı sentetik elyaf kullanılmasını isteyen bazı sanayi grupları, esrar elde ediliyor gerekçesi ile kenevir üretimine  global yasaklamalar getirtmişlerdir.
Bunu yaparken insan sağlığını ileri süren bu çıkar çevreleri, aynı şekilde zararlı olan tütün konusunda sesiz kalmışlardır.
Organik olarak yetişebilen keten ve kenevir dışlanarak, yetiştirilirken  en çok kimyasal maddelerin  kullanıldığı pamuk tarımı desteklenmiştir.  

Doğanın sigortası olan olan ormanlar bütün dünyada hızla azalmaktadır. Bunun dünyamıza getireceği felaketler sanılandan çok daha  korkunç olabilir.
Kenevir, kağıdın hammaddesi olan selüloz bakımından çok zengindir. Bu nedenle; dünyada kenevir üretimi teşvik edilerek ormanların  bu amaçla kesilmesi önlenebilir.  Nitekim, bir dönüm alandan elde edilecek kenevir dört dönümlük bir ormandan elde edilecek kağıdı karşılayabilmektedir.
Üstelik kenevir, ağaç  gibi uzun bir sürede değil  4-5 ay gibi kısa bir zamanda  yetişebilmektedir.

Doğaya büyük zarar veren ve doğaya tekrar dönüşümü çok  uzun süren  petrokimya  ürünlerin ( plastik, kumaş, deterjan vs. ) bir kısmı kenevirden üretilebilir.
Tohumlarından elde edilecek yağ  ise, enerji sorununa önemli katkılar sağlayabilir.

Sonuç olarak; çok sayıda yararı olan kenevir  bitkinin  sadece uyuşturucu özelliği öne çıkarılarak yasaklanması ( bazı ülkelerde yetiştirilmesi izine bağlı ), öcü gibi gösterilmesi, hiç de  akıllı ve doğru değildir. Hemen her yerde yetişebilen, kimyasal ilaç istemeyen bu bitkiden dünya  daha çok yararlanmalıdır. 

Kenevir bitkisine kendir de  denir.

Kaynaklar. Vikipedi


6 Ağustos 2012

MORSALKIM ÇİÇEĞİ ( Wisteria sinensis )

Morsalkım çiçeği ( Wisteria sinensis )
Morsalkım ( Wisteria sinensis), baklagiller ( Fabaceae ) familyasından, çok yıllık, kışın yaprağını döken, sarılıcı, tırmanıcı ve odunsu gövdeli  bir bitkidir. Anavatanı Çin olduğu için  'Çin morsalkımı' da denir. Süs bitkisi olarak yetiştirilen, beyaz renkli bir de kültivarı vardır. 
Beyaz ve mor renkli morsalkım ( Wisteria sinensis )
( Çekildiği yer: Karaca Arboretum / Ağaç Parkı, Yalova )
Morsalkım, yurdumuzda eskiden beri yetiştirilen sevilen bir süs bitkisidir. Budanarak form vermeye  elverişlidir.
Adı her ne kadar  morsalkım olsada  pembe, mavi, beyaz renklerde çiçek açan çeşitleri ve kültivarları da vardır.
İlkbaharda, yaprak açmadan önce salkım halinde çiçek açar. Bazen yazın ve sonbaharda da çiçek açar.  Çiçekler güzel kokulu olup zehirsizdir, reçeli olur. 

Morsalkım çiçeği ( Wisteria sinensis )
Morsalkım, çardak, kamelya, duvar, pergola ve balkonlarda kullanılır. Yaprakları yoğun olduğundan gölgelik olarak da dikilir.
İlıman iklimlerde yetişir, güneşli yerleri ve humusça zengin geçirimli toprakları  sever, soğuğa dayanıklıdır. Yazın düzenli bir şekilde  sulanmalıdır.  Yetiştirilmesi kolaydır, fazla bakım istemez. Çelikle, daldırma ile  ve tohumla üretilir. 
Morsalkım çiçeği ( Wisteria sinensis ) 

Morsalkım, yaprak açmadan önce çiçek  açar.
Morsalkım ya da çin morsalkımı çiçeği
Morsalkım ( Wisteria sinensis )
Morsalkım çiçeği ve bakla şeklindeki meyvesi

( Not: Bu yayan son olarak 04. 04. 2024 tarihinde güncellenmiştir. )

28 Temmuz 2012

SON AHLAT AĞACI


Son Ahlat Ağacı / Şiir 

                                 
Adını senden alan bu köyün, tek kalmış  ağacıydın sen.
Bir sabah uyandığında, bembeyaz çiçekler içinde,
Arılar, böcekler...çocuklar koşuşmuştu, Ahlatlı'ya bahar geldi diye !
Sevinç ve neşe vardı o sabah, Anadolu'nun bu ıssız dağ köyünde.

Yer gök sıcaktan yanıp kavrulurken,
Altında oturmuş  kaval çalıyordu, köyün deli çobanı.
Dallarına tırmanıyordu durmadan keçiler,
Batsa da koca koca dikenlerin vücutlarına...

Sararan yaprakların tek tek dökülüyordu,
Rüzgar estikçe  dallarından.
Sonra bir kuş konmuştu, dallarından birine
Son bir ahlat bulabilmek umuduyla...

Havalar soğumuş, yaprakların kalmamıştı.
Kış gelmişti, uykuya yatma zamanı diyordun.
Oysa misafirlerin gelmişti,  hem de tanıdık,
Odun edip götürmek için seni,
Ellerinde balta, sırtlarında urgan.

A. Kadir Bekçi



20 Temmuz 2012

KANAYAN KALPLER SARMAŞIĞI ( Klerodendrum )

Kanayan kalpler sarmaşığı ( Clerodendrum thomsoniae ) 
Kanayan kalpler sarmaşığı, Ballıbabagiller (  Lamiaceae )  familyasının  clerodendrum cinsini  oluşturan çok sayıdaki (  2988 ) bitki türünden biridir. Çiçekleri  güzel olduğu için  ( kalp şeklinde ve iki renklidir ) sıcak ve ılıman iklim görülen dünyanın bir çok  ülkesinde,  süs bitkisi olarak  yetiştirilmektedir.  Yaygın adı,  kalp şeklindeki kaliksten ( çanak yaprak ) çıkan kırmızı kan damlasına benzeyen çiçeklerinden gelir. Hızlı büyüyen, tırmanıcı, sarılıcı, odunsu gövdeli ve yeşil yapraklı bir bitkidir.  Bitkinin  tür adı 'thomsoniae',  Nijerya'da  bir misyoner ve hekim olan İskoçyalı William Cooper Thomson'ın ( 1829 - 1878 ) isteği üzerine, ölen eşinin  onuruna  verilmiştir.  
Yurdumuzda, biri melez olmak olmak üzere  iki türü yetiştirilmektedir.  
Bir adı da kızılay  çiçeği olan beyaz - kırmızı  çiçekli kanayan kalpler sarmaşığı  .
 ( Clerodendrum thomsoniae )
Klerodendrum ( clerodendrum ), eski Yunanca şans, kısmet  demektir. Bu nedenle bu cinsten olan bitkilere  genel olarak Türkçe olarak  kısmet ağacı ya da  klerodendrum ( clerodendrum ) denir. Uzakdoğu'da daha çok evlere şans, talih ve kısmet getirdiğine inanıldığı  için yetiştirilmektedir.  Bazı türlerinin  çiçekleri güzel kokuludur, bazı türleri  ise göz alıcı meyveleri olduğu için süs bitkisi olarak  yetiştirilirler. Yaprakları genel olarak kötü kokuludur. Doğal olarak Asya, Amerika ve Afrika'nın  tropikal ve subtropikal iklim görülen yerlerinde yetişirler. Yurdumuzda doğal olarak yetişen türü yoktur, ancak Rus ortancası da denilen pembe çiçekli kısmet ağacı ( Clerodendrum bungei ), Orta ve Doğu Karadeniz'de doğallaşma eğiliminde olup istilacı bir bitkidir.
Beyaz - kırmızı çiçekli  kanayan kalpler sarmaşığı / kızılay çiçeği
 ( Clerodendrum thomsoniae ) 
                                                       Kanayan Kalpler sarmaşı Türleri
- Beyaz - kırmızı   çiçekli  kanayan kalpler sarmaşığı / Kızılay çiçeği ( Clerodendrum thomsoniae ):
Üç  metre kadar büyür, çok yıllık, herdem yeşil, tırmanıcı ve sarılıcı bir bitkidir. Halk arasında kızılay çiçeği denir. Salkım  halinde, kalp şeklinde ( kaliks ) beyaz - kırmızı renkli  çiçek  açar. Bazı kültür çeşitleri alacalı ( variegata )  yapraklıdır.  Daha çok iç mekanlarda,  saksı çiçeği olarak  yetiştirilir. Yazın açık havaya sever. Dona karşı  çok hassastır.  İlkbahardan başlıyarak sonbahara kadar uzun bir çiçeklenme dönemi sürer.  Çiçek açtıktan sonra budanarak form verilir. Direk güneşi sever, toprağının verimli, geçirimli ve nemli olması gerekir. Batı Afrika'ya ozgüdür. 

- Kırmızı - pembe çiçekli  kanayan kalpler sarmaşığı / Kırmızı klerodendrum ( Clerodendrum x speciosum / Clerodendron thomsoniae var. Delectum  ): 
Kanayan kalpler sarmaşığı ( Clerodendrum x splendens ) 
Melez bir bir türdür, doğada yetişmez. ( Clerondrndrum splendens ve Clerond thomsoniae arasında bir melezdir ). Tür adı olan speciosum, gösterişli demektir.  
Salkımlar halinde, kaliks ( çanak yaprak )  kalp şeklinde  leylak -  kırmızı renkli gösterişli çiçekler açar.  Bol ışık alan gölge yerleri ve organik madde bakımından zengin, drenajı iyi, nemli toprakları sever. Direk güneşten hoşlanmaz.  Boyu 4 m.yi bulur, ağaçlara , çardaklara sardırılır.  Desteğe ihtiyacı vardır. Akdeniz iklimi görülen bölgelerimizin kıyı kısımlarında bahçelerde yetiştirilir. 
Kırmızı kanayan kalpler sarmaşığı  (  Clerodendrum x  thomsoniea )
Kanayan kalpler sarmaşıkları  tropikal bir bitki olduğundan  sıcak ve nemli ortamları sever. Toprağı sürekli nemli ama yaş tutulmamalıdır, aksi takdirde kök çürümesi yapar. Yapraklarına su serpilmesini sever. Kanayan kalpler sarmaşığı  fazla bakım istemez, yetiştirilmesi ve üretilmesi  zor olmayan bir bitkidir.  Çelikle ve tohumdan üretilir. Sarmaşık türü bitkilerden hoşlananlara tavsiye ederim. 
Kanayan kalpler sarmaşığı  ( Clerodendrum x speciosum )
Kaynaklar: Vikipedi ve internet sitelerinden yararlanılmıştır. 
( Bazı kaynaklarda familyası  mineçiçeğigiller / verbenaceae  )

15 Temmuz 2012

GÜNEŞŞAPKASI ÇİÇEĞİ / RUDBEKYA

Rudbekya çiçeği ( Rudbeckia hirta )
Rudbekya ( rutbeckia ), papatyagiller ( Asteraceae ) ailesinden, otsu bir bitki cinsidir. Anavatanı Kuzey Amerika'dır, 30 kadar türü vardır. Bunlardan aşağıda tanıtacağım  Rudbeckia hirta  ve Rudbeckia laciniata, çiçekleri güzel olduğu için süs bitkisi olarak yetiştirilmektedir. Ayrıca çok fazla kültür ve varyeteleri yetiştirilmiştir.
Bu bitkilere Rudbeckia adı, İsveçli bilim adamı Olaf Rudbeck'in adından esinlenerek verilmiştir. Ülkemizde genel olarak günşşapkası denir. 
 
- Güneşşapkası çiçeği, Rudbekya ( Rudbeckia hirta ):
Karagözlü susan ( Black eyed suzan ) ya da Kahverengi gözlü susan adı ile de bilinen  Rudbeckia hirta, çok yıllık, rizomlu, kışın toprak üstü kısmı kuruyan otsu bir süs bitkidir. ( Karagözlü suzan sarmaşığı 'Thunbergia alata' ile karıştırılmamalıdır.)

Karagözlü suzan sarmaşığı ( Thunbergia alata )
( Ayıpençesi / Acanthaceae  familyasından sarılıcı, otsu bir süs bitkisidir.)

Güneşşapkası çiçeği  ( Rudbeckia hirta )

Rudbekya, güneşli yerleri sever, toprak konusunda  seçici değildir, hemen her türlü toprakta kolayca yetişir. Daha çok su tutma kapatisesi yüksek killi ve nemli toprakları sever. Kuraklığa ve soğuğa dayanıklıdır.
Uzun bir süre çiçek açtığından, parrk ve bahçeler  için ideal bir çiçektir. Sökülmezse ertesi yıl ilkbaharda kökünden yeniden filizlenir. Arı ve kelebekleri kendine çeker. 
Görünüşü ayçiçeği ve  şifalı bir bitki olan ekinezya çiçeğini ( echinacea purpurea ) andırır.   Kesme çiçek olarak da kullanılır. 

Altın ışık, Rudbekya  ( Rudbeckia laciniata 'Goldquelle' ).
( Uzun saplı, sarı çiçekli bir bahçe bitkisidir. )

- Altın ışık ( Rudbeckia laciniata  'Goldquelle'): 
Sarı çiçekli ve uzun saplı, sevilen  bir bahçe çiçeğidir. Halk arasında 'Patişahı attan indiren' adı ile de bilinir. 

Rudbekya,  fazla bakım istemez,  kolay yetişir, taze yaprakları yenir.   Tohumdan ya da kökten ayırma ile üretilir.
Rudbekya / Güneşşapkası Çiçekleri:

Rudbekya çiçeği ( Bahçemden )

Güneşşapkası çiçeği / Rudbekya

Rudbekya çiçeği 

Rubekya çiçekleri  ( Batum Botanik Bahçesi). 


Not. Bu sayfa son olarak  08. 03. 2017 tarihinde güncellenmiştir.

8 Temmuz 2012

HASAN DAĞI EFSANESİ


Hasan Dağı Efsanesi 

Anadolunun nereye  giderseniz gidin, bir dağla karşılaşmamak hemen hemen imkansızdır. Kiminin başı dumanlı, kiminin karlı, sıra sıra ya da yalnız başınadır. Tarihte çeşitli uygarlıklara beşiklik etmiş olan bu topraklar, coğrafi bakımdan adeta bir dağlar ve yaylalar diyarıdır.
Bu yüzden dağların kültürümüzde önemli bir yeri vardır. Anadoluda yaşamış olan toplumların ruhu, kültürü bu dağlarda yoğrulmuştur. Köroğlu, Karacaoğlanı, Dadaloğlu ve daha nice halk kahramını bu dağlar sayesinde halk kahramanı olmuştur. Bu nedenle çoğu türkülerimizin sözleri, efsanelerimiz dağlarla ilgilidir. Onları dinlerken bir an kendinizi bu dağlarda, yaylalarda bulursunuz. 

Çoğunun adını dahi bilmediğimiz bu dağların bazıları da aynı adı taşır, sanki başka bir ad yokmuş gibi.  Hasan dağı, Murat dağı, Kara dağ... gibi. Her birinin ayrı birer efsanesi hikayesi vardır, bu dağlarımızın. 

Hikayesini anlatacağım yerin adı da Hasan dağı, ama burası öyle çok bildik bir yer değil. Belki de öyle bir dağ aslında hiç yok!
Bu dağın en büyük özelliği ise, çevrede tek bir ağaç dahi olmadığı halde üzerinin ormanlarla kaplı olması. İşte efsanemiz de bununla ilgili.

Bir zamanlar Hasan adında  bir çoban ailesi ile birlikte, keçilerini otlattığı bir dağdaki kulübesinde yaşarmış. Bir gün evine döndüğünde çok sevdiği eşinin ve çocuklarının eşkiyalar tarafından öldürülmüş olduğunu görünce, üzüntüsünden deliye dönmüş. Eşinden ve çoçuklarından ayrılmak istemediği için de, onları kulübesinin içine gömmüş. Akşam olunca da, rüyasında eşini ve çocuklarını görme umudu ile erkenden yatarmış: Bir gece rüyasında onları çok mutlu bir halde görmüş. çeşitli hayvanların, kuş seslerinin olduğu bir ormanda yaşıyorlarmış.      

Hasan, o günden sonra bu dağı rüyasındaki gibi hayvanların, kuşların yaşadığı bir orman haline getirmeye karar vermiş. Diktiği fidanları kurumaması için  keçilerinin sütleri ile sulamış, kavalı ile onlara  sevgisini anlatırmış. Ağaçlar büyüdükkce bir  ailesi gibi olmuşlar. Halk onun delirmiş olduğunu kabul etmiş ve buraya o'nun adından dolayı Hasan dağı demeye  başlamışlar. 
Ancak Hasan'ın  bu sevgi ve çabası boşa gitmemiş, koça dağ yavaş yavaş yeşererek bir ormana dönüşmüş ve her yer  gelen  hayvanlarla  ve kuş sesleriyle  dolmuş.
                                                                    x   x   x
Yol olmadığı için makiliklerin arasından dağın zirvesine çıkmamız kolay olmuyor. Burası düz bir yer, dağın zirvesi zamanla aşınmış. Orman yana yana makiliğe dönüşmüş, çok az çam ağaç kalmış. Bir kayanın altından su çıkıyor, eskiden daha gür akıyormuş: Yorgunluğumuzu su içerek gideriyoruz.   . 
Rehberimiz, efsaneye göre Hasan'ın burada yaşamış olduğununun inanıldığını söylüyor. Suyun  ise Hasan'ın mezarı kazılırken çıktığına inanılıyormuş.  Etraftaki çalılara gelenler dilek için bez parçaları  bağlamışlar. Bu sudan içenlerin ise cennette Hasan'ın ile  komşu olacağına inanılıyormuş. Bunu duyan arkadaşlar tekrar su içmeye gidiyor: 

Hasan dağından indikten sonra, bir başka efsanenin izini sürmek için Anadolu bozkırındaki yolculuğumuza devam ediyoruz. Etraf sararmış otlarla kapılı, bozkırda tek bir ağaç bile yok. Yaz sıcaklarının etkisiyle doğa can çekişmeye başlamış.
Gözlerimi kapıyorum....her taraf yemyeşil ve ağaçlık, kuş sesleri su seslerine karışıyor.

A.Kadir Bekçi 
Bahçeköy / Seferihisar (  8. 7. 2012 )

27 Haziran 2012

SEMİZOTU YAPRAKLI İPEK ÇİÇEĞİ ( Portulaca oleracea Yubi )

Semizotu yapraklı ipek çiçeği ya da semizotu çiçeği / Hibrit
 ( Portulaca oleracea Yubi  )
Semizotu ya da pirpirim  ( Portulaca oleracea ), semizotugiller ( Portulacaceae ) familyasından otsu bir bitki türüdür. Yaprakları etli ve lezzetlidir, bu nedenle yurdumuzda ve bazı ülkelerde  sebze olarak değerlendirilmektedir. Kökeni Ortadoğu ve Hindistan olmakla birlikte, yurdumuzda ve dünyanın bir çok bölgesinde doğallaşmıştır. Yurdumuzda kültür olarak yetiştirildiği gibi yol kenarlarında, bahçelerde doğal olarak da yetişmektedir. İçinde en fazla omega -3 bulunan  sebze olduğu kabul edilmektedir. Çiçekleri küçük ve gösterişsizdir.  
Semizotu çiçeği / Hibrit ( Portulacea oleracea Yubi  )
Portulacea oleracea Yubi ise hibrit bir bitkidir, doğada yetişmez. Çiçekleri turuncu, sarı, kırmızı, pembe, beyaz ya da  iki renkli olup, semiz otu çiçeğine göre daha  büyük ve gösterişlidir. Bu nedenle populer bir  süs bitkisidir,  ipek çiçeği'ne  ( Portulaca grandiflora ) benzer. Bu nedenle adına 'semizotu yapraklı ipek çiçeği' ya da kısaca P.  Yubi  denir.  Bir adı da 'yosun gülü' dür.   
Katmerli ve iki renkli semizotu yapraklı ipek çiçeği.
( Portulaca oleracea Yubi  )
Semizotu yapraklı ipek çiçeği ya da kısaca portulaca Yubi, ipek çiçeği / kedi tırnağı ( Portulaca grandiflora ) gibi fazla bakım istemeyen bir çiçektir. Güneşli yerleri ve geçirgen ( kumlu )  ve gübreli  toprakları sever, kuraklığa dayanıklıdır.  Yaz boyunca  rengarenk çiçek  açar.  Kaya bahçelerinde  ve asma saksılarda daha  çok yetiştirilir. Tohumla ve çelikle üretilir. Değişik renklerde çiçek açan çok fazla çeşidi vardır.  Bazılarının çiçekleri iki renkli ve katmerlidir.

Semizotu yapraklı ipek  çiçekleri ( Portulaca oleracea Yubi   )

Semizotu çiçeği / Hibrit
( Portulaca oleracea Yubi  ) 
Semizotu yapraklı ipek çiçeği / Semizotu çiçeği / Hibrit
( Portulaca oleracea Yubi  ) 
Semizotu yapraklı ipek çiçeği ya da semizotu çiçeği
( Portulaca oleracea Yubi  ) 
Semizotu yapraklı ipek çiçeği 
( Portulaca oleracea  Yubi ) 
Semizotu yapraklı ipek çiçeği
 
( Portulaca oleracea Yubi  ) 
Semizotu yapraklı ipek çiçeği 
( Portulaca oleracea Yubi  ) 
Semizotu yapraklı ipek çiçeği  ya da semizotu çiçeği.
( Portulaca oleracea Yubi  ) 
Semizotu çiçeği (Portulaca oleracea Yubi   )
Yabani semizotu bitkisi  ve çiçeği
( portulaca oleracea)
İpek çiçeği  (Portulaca grandiflora)
( Bu yazı son olarak 25. 07.2022  tarihinde güncellenmiştir. )

8 Haziran 2012

NAR ÇİÇEKLERİ ( Nargül )

En güzel çiçek açan meyve ağaçlarından  biri de nardır ( Punica granatum ). Güle benzeyen nar çiçeklerine, bu yüzden 'nargül' de denir.
Nar ağacının  çiçeği gibi  meyvesi de oldukca  hoş görünüşlü ve dekoratiftir. Bu nedenle park ve bahçelere süs bitkisi olarak da dikilmektedir. Ayrıca, bazı süs nar çeşitleri saksıda da yetiştirilir  (   Punica granatum "nana" ). Bonsai  yapılır. 
Bu güzel ağacın tek kusuru,  gövdesinin dikenli olmasıdır. E...,artık narı seven de bu kadar kusuruna bakmaz herhalde.
Nar ağacı, her ne kadar  kırmızı renkli çiçekleri ile ünlü olsa da, bazı süs narı çeşitleri katmerli, beyaz, sarı ve ebruli çiçek açar. 

Ayrıca, nar ağacı ile ilgili diğer bir yazımı, burayı  tıklayarak  okuyabilirsiniz.  Aşağıda nar ağacı ile ilgili küçük bir de hikayem var, umarım beğenirsiniz.

                                                       NAR AĞACI ( Hikaye )

Bir zamanlar  nar ağacı çiçek açmayan, meyvesi olmayan  bir bitkiymiş. Bu nedenle de kimsenin ilgisini çekmezmiş. Bu duruma çok üzülen  nar ağacı güzel çiçekler  açan, meyve veren ağaçları kıskanır onlar gibi güzel çiçekleri olsun, herkesin sevdiği meyveleri olsun  istermiş. Özellikle gül gibi güzel çiçek açmak,  elma, armut gibi herkesin severek yediği meyvesi olsun istermiş.

Bir gün bitkilerin  toplantısı varmış, bu nedenle bütün ağaçlar en güzel halleri ile toplantıya katılmak için hazırlanmaya başlamışlar.  Nar ağacı gülden yardım istemiş. Gül, en güzel goncalarını kopararak ona vermiş. Ancak, nar ağacı toplantıya dallarına taktığı gül goncaları ile gelince diğer ağaçlar onunla alay etmişler.

Üzüntüsünden içine  kapanan nar ağacı aylarca hiç bir ağaçla konuşmamış.  Bahar gelince ağaçlar yine en güzel çiçeklerini açmaya başlamışlar, nar ağacı yalnız ve mutsuzmuş.

Nar ağacı  bir sabah kalktığında gözlerine inanamamış, çünkü dalları gül kadar güzel, kıpkırmızı çiçeklerle doluymuş. Bu duruma  gül de çok  sevinmiş. Bu nedenle nar çiçeklerine 'nargül' denmiş. 
Ve nar  ağacı,  o günden sonra hem çiçeği,  hem de meyvesi ile çok sevilen bir ağaç olmuş.

A Kadir Bekçi
           
                                                 NAR ÇİÇEKLERİ ( Nargül ) 

Nar ağacı ve çiçekleri
"Gülnar" da denilen nar çiçekleri
Katmerli ve ebruli nar çiçeği
Nar çiçeği
Katmerli beyaz nar çiçeği
Nar çiçekleri
Kırmızı katmerli nar çiçeği
Nar ağacı ve çiçekleri
Hem çiçek hem meyve bir arada.

( Bu yayın son olarak 03. 07. 2013 tarihinde güncellenmiştir. )