13 Ocak 2019

AĞAÇ BAMYASI ( Arujya )

Ağaç bamyası ( Araujia sericifera )
Yurdumuzda ağaç bamyası adı ile tanınan  arujya ( Araujia sericifera  ), zakkumgiller ( Apocynaceae ) familyasından, hem sebze, hem de çiçek olarak  yetiştirilen, çok yıllık, sarmaşık formlu  bir bitkidir. Anavatanı Güney Amerika'dır. Dünyaya süs bitkisi olarak yayılmıştır.  Çan şeklindeki çiçekleri beyaz ya da soluk pembe renkli ve  güzel kokuludur.

Ağaç bamyası bitkisi  ve çiçeği 
Ağaç bamyası'nın, bildiğimiz bamya ile uzaktan yakından bir ilgisi yoktur. Armut şeklinde olan meyveleri tam olgunlaşmadan, ceviz büyüklüğüne gelince toplanarak  sebze olarak yenilir. Özellikle etli dolması yapılmaktadır,  bitkinin diğer kısımları ise zehirlidir ve  yenmez.

Ağaç bamyası ( arujya )  meyveleri
Bamya  bitkisi ( Abelmoschhus esculentus ).
Ebegümecigiller ( malvaceae ) familyasından, tekyıllık  ve otsu bir bitki olan 
Bamya ( Abelmoschhus esculentus ) ile   ağaç bamyası ( Araujia sericifera ) arasında, isim dışında bir yakınlık yoktur.  
Aslında kendi kendini tozlayabilen bir bitki olan ağaç bamyası!nın ( araujia ) tozlaşmasında, güveler de önemli rol oynar.   Bu nedenle arujya  'güve otu', 'güve asması' adları ile de tanınır.  Mesane çiçeği, zalim bitki, bu bitkiye verilen diğer adlarından bazılarıdır.

Ağaç bamyasının  tozlaşması çoğu zaman  güveler tarafından olmaktadır. 
Ağaç bamyası'nın tohumları kanatlıdır.  Meyvesi tam olgunlaştığı zaman çatlar ve içindeki çok fazla  tohum uçarak hızla  etrafa yayılır.  Bu nedenle, bazı ülkelerde araujia zararlı ve istilacı bitkiler arasında kabul edilmiştir.

Ağaç bamyası meyvesinin iç kısmı. 
Arujya ( araujia ), ılıman iklimlerde yetişen bir bitkidir.   Güneşli veya yarı gölge yerleri ve organik madde bakımında zengin, nemli toprakları sever.  Soğuğa  oldukça dayanıklıdır ( - 7, 8 derece ).   Sarıldığı ağaçları kurutabilmektedir,  'zalim bitki' denmesi bu yüzden olsa gerek.  Boyu 10 metreye kadar uzayabilmektedir.  Genel olarak tohumdan yetiştirilenler ikinci yıldan itibaren meyve vermektedir,  yerini severse  ilk yılda meyve veriyor.
Ağaç bamyası, tohumla ve çelikle  üretilmektedir.
a
Ağaş bamyası ( Araujia sericifera )  tohumu 

Ağaç bamyası ( Araujia sericifera )
  meyvesi ve olgunlaşmış tohumları 
Ağaç bamyası ( Araujia sericifera )

Ağaç bamyası ( Araujia sericifera )

Ağaç bamyası bitkisinin  çiçek tomurcuğu. 

Ağaç bamyası kelebekleri kendine çeker. 

Ağaç bamyası ( Araujia sericifera )

Ağaç bamyasına konan  kelebekleri yakalamaya çalışan  kedim. 

Ağaç bamyası ( Araujia sericifera )

Ağaç bamyası ( Araujia sericifera )

Ağaç bamyası bitkisinin  üçgen şeklindeki yaprağı. 

Güve ve ağaç bamyası.

Ağaç bamyası ( Araujia sericifera )

Ağaç bamyası ( Araujia sericifera )
Ağaç bamyası ( Araujia sericifera )

Ağaç bamyası ( Araujia sericifera )

Ağaç bamyası ( Araujia sericifera )

29 Aralık 2018

KİRPİ YAVRUSU VE ADAM

Kirpi yavrusu ve  adam ( Hikaye ) 

O sabah  kirpi* yavrusu  çok heyecanlıydı, annesi ilk defa dışarıya çıkmasına  için izin vermişti. Kardeşleri hastalanıp  ölünce,  yuvada  tek yaşamaktan çok sıkılmıştı. Özgür olmak, dünyayı bir an önce keşfetmek  istiyordu. 
Annesi onu yolcu ederken,  daha önce anlattıklarını  üstüne basa basa bir daha  tekrarlamıştı. Avlanmak için  gece dışarı çıkmasını, bir tehlike hissederse top halini almasını özellikle belirtmişti.
Kirpi yavrusu zeytin ağaçlarının arasından geçerken,  kendine göre çok daha büyük olan bir şey  gördü.  Annesinin anlattıklarından, bunun bir insan olduğunu anladı. Bahçe sahibi yeni  topladığı zeytin ağaçlarının kırılan dallarını buduyordu.  Kirpi yavrusu, bu kadar büyük bir şeyin  karnını nasıl  doyduğunu düşündü ve 'iyi ki bu kadar büyük  değilim' diyerek haline şükretti. Bu arada karnı iyice acıkmıştı. Yiyecek bir şeyler bulabilmek  için,  etrafına daha dikkatli bakmaya başladı.

Bunlar da ne ?
Birden etrafında dört küçük  kedi  yavrusu belirmişti. İlk defa gördükleri bu garip  şeyi incelemeye başlamışlardı. Küçük kirpi hemen annesinin sözlerini hatırladı ve dikenli bir  top şekline geldi.  Kedi yavrularından biri  onu kokladı, bir başkası kirpiye çok yaklaşınca  dikenleri burnuna  battı ve geri çekilmek zorunda kaldı. Daha sonra da hep beraber  oradan uzaklaştılar. Kirpi yavrusu, vücudunu saran ve bir türlü kabullenemediği  dikenlerin kendini koruduğunu görünce 'artık dikenli olduğu için mutsuzluk duymayağım'  dedi.

Bu arada yemek için salyangoz, sümüklü böcek, kelebek,  solucan gibi yiyeceklerden  hiç birini bulamamıştı. Birden, annesinin zaman zaman getirdiği otlar  aklına geldi.  Etrafını sonbaharda yağan yağmurlardan yemyeşil otlar kaplamıştı. Bir kaç değişik ot denedikten sonra, bahçe sahibinin yeni diktiği marulları  yemeye başladı. Bunların tadı  annesinin getirdiklerine  çok  benziyordu. Bu sırada, marul yapraklarının çıkardığı sesi duyan  bahçe sahibi hızla oraya gelmişti. Kirpi yavrusu tekrar  savunma pozisyonuna geçti, bunu çok kolay  yapıyordu. Bazı insanların çok tehlikeli olabileceğini biliyordu. Bu yüzden çok korkmuştu.

Bahçe sahibi 'demek benim diktiğim  marulları sen yiyordun ?' dedi.   Sonra da 'bu daha  yavru, annesi yemiş olmalı' dedi.  Kirpi yavrusu,  annesinin  getirdiği marulların bu adamın olduğunu anlayınca daha da çok korktu.  Üstelik adamın elinde zeytin ağacını budadığı kesici bir de alet vardı.
Bu arada kedi yavruları yeniden gelmiş, adamın etrafında miyavlamaya  başlamışlardı.  Yavrulardan birini  kucağına alan adam, daha sonra da kedilerle  beraber oradan uzaklaştı.  Bunu gören kirpi yavrusu rahat bir nefes aldı.  Korktuğu gibi bir şey olmamıştı.
Etrafta kimsenin  kalmadığını görünce de tekrar marulları yemeye başladı.
Ancak çok geçmeden  adam avucunda taşıdığı  bir şeylerle  tekrar  gelmişti. Bir taraftan da 'kış yaklaştı, bu yavrucak  ne zaman büyüyecek'  diye  kendi kendine  söyleniyordu. Daha sonra avucundaki  kedi mamasını kirpi yavrusunun bulunduğu yere koydu ve  işinin başına döndü. Kedi mamasının  tadı kirpi yavrusunun çok hoşuna gitmişti. Karnını bir güzel doyurdu.

Daha sonra da kirpi yavrusu yuvaya dönmek için  hareket etti. Olanları annesine  anlatmak için sabırsızlanıyordu. Kirpi yavrusu,  doğadaki bu ilk gününde çok mutlu görünüyordu. Top haline gelerek yuvarlanmaya başladı. Bu sırada dikenlerine  yapraklar batmıştı. Çok komik görünüyordu.
Yuvada annesi yoktu, ava  çıkmıştır diyerek uyudu. Sabah uyandığında annesinin gece de gelmediğini anladı. Dışarıya çıkarken söylediği sözlerin,   aslında  vedalaşmak olduğunu  anladı. Bundan sonra artık tek başına yaşayacaktı.

Kış yaklaşmıştı, kirpi yavrusunun  kış  uykusuna yatmadan önce çok iyi beslenmesi, kendini soğuktan ve yağmurdan koruyacak daha iyi bir  yuva yapması gerekiyordu.

Akşam olunca  kirpi yavrusunun  karnı tekrar acıkmıştı. Yuvasından çıktı, etraf sesizdi ay ışığı vardı, ilk defa gece dışarıya  çıkıyordu. Nereye gittiğini bilmeden ilerlemeye başladı, ayakları onu bildiği tek yere doğru götürmüştü.
O da ne?
Gündüz  yediği o çok sevdiği kedi  mamaları yerinde duruyordu. Adam, kirpi yavrusunun oraya tekrar geleceğini tahmin ettiği için kedilerine verdiği mamadan ona da bir avuç koymuştu.
Kirpi yavrusu  artık her gece adamın koyduğu kedi mamaları yiyordu. Hızlı bir şekilde kilo almaya  başlamıştı. Bu arada gelip giderken, dikenlerine  yapışan yapraklar ve adamın kestiği  zeytin dallarının altına yeni bir yuva da  yapmıştı.

Bu arada   havalar iyice soğumuş,  kış kendini iyice  hissettirmeye başlamıştı. Bir gün adam koyduğu mamanın yenmediğinin farkına vardı. Kirpi yavrusunun kış uykusuna yatmıştı  'belki baharda tekrar karşılaşırız' dedi.   Kirpi yavrusu o adama rastladığı için şanslıydı.

A Kadir Bekçi
29. 12. 2018
Bahçeköy / Seferihisar.

* Kirpi, en eski memeli hayvanlardan biridir. Gececidir, daha çok böcekle beslenir , ortalama  1.5 yıl kadar yaşar.  Kış uykusuna yatar. Yetişkin bir kirpinin vücudunda 7000 kadar diken bulunur. Zehirlere karşı çok dirençlidir, bu nedenle zehirli yılanların çok olduğu yerlerde eskiden beri koruyucu olarak beslenmiştir.  Avlanması yasaktır. 

21 Kasım 2018

KARA GÜL - HALFETİ - SEFERİHİSAR.


Seferihisar'da yetiştirim  kara gül. 

Hiç şüpesiz en güzel çiçeklerden biri olan gül, kokusu kadar  hemen, hemen her  renkte açtığı çiçekleriyle de tanınmaktadır. Ancak bunlardan siyah gül,  doğal olarak yurdumuzun sadece Şanlıurfa iline bağlı Halfeti ilçesinde yetişmekedir. Piyasada satılan siyah renkli  güller ise Hollanda'dan getirilmektedir, doğal değildir. Halfeti dışında yetiştirilen bu gül koyu kırmızı olmaktadır. 

Şanlıurfa ilimize bağlı bulunan Halfeti, günümüzde Fırat Nehri üzerinde yapılan Birecik Barajı nedeniyle, yüzde sekseni sular altında kalmıştır. Eski adı Şitamrat olan Halfeti, ilk defa M.Ö.885 yılında Asur kralı Salmanasar tarafından kurulmuştur. Siya gül'ün ise buraya nasıl geldiği bilinmemektedir. 

Kara gülü ile adını dünyaya duyuran
 Eski Halfeti ilçe merkezi ve Birecik Barajı

Bu yıl mayıs ayında Halfeti'den getirdiğim meşhur siyah gül fidanını, İzmir'in Seferihisar ilçesindeki bahçeme dikmiştim. Bu arada saksıda ( topraklı )  olduğu için  uçağa  almadıklarından, çıplak olarak getirmek zorunda kaldığımdan tutup tutmayacağı konusunda  endişeliydim. Ama korktuğum olmadı ve temmuz ayı içinde  koyu kırmızı renkli bir de  gül açtı.  Aslında bu  benim için sürpriz olmadı, denemek istemiştim.  Nasrettin Hoca'nın  göle maya çalması gibi, ya tutarsa! Sonbaharda ise daha koyu renkli açtı, Yarı katmerli ve kokulu bir gül. 

Kara gül Seferihisar'a gelince kırmızı  gül oldu.  

Halfeti gülü olarak da  bilinen kara gül, Prof. Dr. Turhan Baytop'un yaptığı araştırma sonuçlarına  göre;   ilk defa Fransa'da, ünlü gül üreticisi J. B. A. Guillot tarafından 1859 yılında Lyon kentinde yetiştirilmiştir.  Halfeti'ye ise,  bu gülün kim tarafından ve  nasıl getirildiği bilinmemektedir.

Büyük kısmı Birecik Barajı suları altında kalmış olan tarihi Halfeti şehri. 
Kara gül yeni bir umut oluşturmaktadır. 

Bu gülün dünyada sadece  Fırat nehrinin oluşturduğu mikroklima nedeniyle, Halfeti'de yetişmesi büyük bir şanstır. Hollanda  adını bütün dünyaya nasıl  bizden aldığı lale  soğanları ile  duyurmuşsa,  Halfeti'de adını, başka  yerlerde  doğal olarak yetişmeyen  siyah gül sayesinde duyurabilir!


Arı ve kara gülü  

Kara gül goncası 

Kara gül  ( Seferihisar )

Kara gül  ( Seferihisar )

7 Kasım 2018

EFEMÇUKURU'NDA BİR KARAÇAM AĞACI

Bu şiiri yazmama ilham kaynağı olan Karaçam Ağacı.
( Efemçukuru / Menderes ) 

Yine geldim yanına, çoktan  beri uğrayamamıştım.
Malum, yaşlılık, her istediğin zaman gelemiyorsun.
Zaten, senin de pek umurunda değil ya.
Kendi kendime konuşup gidiyorum  içte.

Ha, unutmadan söyleyeyim,
Daha önce beraber geldiğimiz arkadaşım, geçen gün  öldü.
Hani altında bira içip  fotoğraf  çekmiştik ya !
Selam söyledi, son nefesinde,  o günü hiç unutamamış.

Seni en çok niye seviyorum biliyormusun?
Feleğin bu kadar sillesini yemene rağmen, hiç bir şey  umrunda değil ya!
Bazen senin gibi olmak, hiç bir şeyi umursamamak geliyor içimden.
Bir ağaç, bir ot gibi sorumsuzca  yaşamak istiyorum.

Halbuki, seni ilk gördüm zaman çok üzülmüştüm.
Zavallı ağaç,  nasıl da devrilmiş böyle  diye.
Şimdi düşünüyorum da, asıl acınması gereken meğer kendimmişim.
Yıllarca  boş hayaller peşinde koşup durmuşum.

Bazen, senin gibi dağ başında bir ağaç olmayı hayal ediyorum.
Dalıma konan kuşların  şarkılarını dinlemek,
Altımda korkusuzca sevişen sevgililerin mutluluklarını görmek,   
Sonra da, bir türkü çığırmak  istiyorum.

Ama ben ağaç olamam ki, insanım.
Boşuna hayal kurup, kendimi kandırıyorum, 
Düşünmeliyim, çalışıp üretmeliyim,  haksızlıklara karşı çıkmalıyım.
Yoksa, insan olmak neye yarar ki!

A  Kadir Bekçi
07 11. 2018, Bahçeköy / Seferihisar.


30 Eylül 2018

YENİ GİNE ÇİÇEĞİ ( İmpatiens hawkeri )

Yeni gine çiçeği ( İmpatiens hawkeri )

Bir tür camgüzeli ( impatiens ) olan Yeni Gine Çiçeği ( ( İmpatiens hawkeri ), kınaçiçeğigiller ( Balsaminaceae ) familyasından otsu bir bitkidir.   Ana vatanı Papua Yeni Gine ve Solomon adalarıdır,  bu nedenle adına yeni gine çiçeği denmektedir.  İmpatiens cinsinden bazı türlerden  melezleşme yolu ile elde edilmiştir,  çok fazla çeşidi vardır. 

Yeni Gine çiçeği,  diğer camgüzeli ( impatiens )  türlerine göre daha dayanıklı olup büyük ve gösterişli çiçekler açar. Daha çok park ve bahçelerde toplu olarak ve çoğu zaman karışık ( renk ) bir şekilde dikilmektedir.  Saksı çiçeği olarak ise, balkon ve pencere önü gibi bol ışık gören havadar yerleri sever, askı saksılarda da çok güzel durur. Çok yıllık bir bitki olmasına rağmen soğuğu sevmediği için, daha çok yazlık, mevsim  çiçeği olarak yetiştirilir.

Bir ağaç dibine dikilmiş yeni gine çiçekleri.
( İmpatiens hawkeri ) 

Yeni gine çiçeği yaz boyunca  pembe, turuncu, kırmızı, beyaz renklerde  çiçekler açarlar.  Bazı çeşitlerinin çiçekleri  katmerli ve iki renklidir. Yapraklarının rengi de, çiçeğinin rengine göre açık yeşilden mora kadar değişir, basit, ucu sivri ve kenarlar dişlidir,  Kışın yaprakları dökülür, budanabilir.

Yeni gine çiçeği tropikal bir bitki olduğu için soğuğu ve çok fazla  sıcağı sevmez, ılıman  iklimlerde yetişir. Bol ışık alan yarı gölge yerleri sever.  Özellikle çok  sıcak olan  yerlerde öğle güneşinden korunması gerekmektedir.  Toprak olarak  drenajı iyi,  nemli ve verimli toprakları sever.  Yazın düzenli bir şekilde sulanması gerekir, yapraklarına su serpilmesini sever. Toprak kurudukca sulanmalıdır, çok fazla sulama  bitkinin köklerini çürütür.

Yeni gine çiçeği yetiştirilmesi kolay bir çiçektir, fazla bakım istemez.  Tohumla ve çelikle üretilmektedir.

Yeni gine çiçekleri ( Fotoğrafların  bir kısmı Urla'da çekilmiştir. )

Yeni gine çiçekleri ( İmpatiens hawkeri ),Urla / İzmir. 

Yeni gine çiçekleri ( İmpatiens hawkeri ) 

Pembe yeni gine çiçeği
( İmpatiens hawkeri ) 

Kırmızı yeni gine çiçeği ( İmpatiens hawkeri ) 

Pembe ve kırmızı renkli yeni gine çiçekleri
( İmpatiens hawkeri ) 

Beyaz renkli yeni gine çiçeği
( İmpatiens hawkeri )

Yeni gine çiçekleri ( İmpatiens hawkeri ),Urla / İzmir.

Pembe yeni gine çiçeği.

Pembe çiçekli yeni gine çiçeği
( İmpatiens hawkeri )

Karışık renkli yeni gine çiçekleri.

Yeni gine çiçeği ( İmpatiens hawkeri )

Kırmızı renkli yeni gine çiçeği ( İmpatiens hawkeri )


Pembe  renkli yeni gine çiçeği 
( İmpatiens hawkeri )
Cam güzeli çiçeği  
( İmpatiens walleriana  )

16 Eylül 2018

MERCAN AĞACI ( Eritrina )

Tanıtacağım mercan ağacı fotoğraflarını, bu yıl Seferihisar'da yeni kurulan Atatürk Parkı'nda çektim. Burada daha önce, belediyeye ait  bir pasaj vardı. Belediye burayı yıkınca,  yerine daha büyük bir bina yapacaklarını sanmıştım,  park yapmalarına sevindim.  Şehrin tam merkezinde, küçük ama şirin bir park. Emeği geçen herkese  teşekkür ederiz.

Mercan ağacı ve çiçeği ( Atatürk Parkı / Seferihisar ).
Atatürk Parkı, Seferihisar.
                                                            Mercan Ağacı
Mercan ağacı ( Erythrina crista - galli ), baklagiller ( Fabaceae ) familyasının erythrina cinsine mensup, kışın yaprağını döken, dikenli bir ağaçtır. Tropikal ve subtoropikal ıklimlerde yetişir.   Göz alıcı,  kırmızı renkli  çiçekleri nedeniyle uygun iklim görülen ülkelerde  süs bitkisi olarak yetiştirilmektedir.  Anavatanı Güney Amerika  ( Arjantin, Brezilya , Uruguay ) kıtasıdır. 

Mercan ağacı çiçeği ( Erythrina  crista - galli )

Erythrina cinsinin, bütün dünyada 137 türü olduğu belirtiliyor.Yurdumuzda  'Erythrina crista - galli'  türü ve çeşitleri ( pembe, turuncu çiçek açan çeşitleri de var. )  park ve bahçeler yetiştirilmektedir. Çiçeklerini dalların uç kısımlarında ve demetler halinde açmaktadır.
Mercan ağacı çiçeğine; Arapdudağı, Horozibiği,  Istakoz çiçeği, Ateş ağacı ve Eritrina da denmektedir.


Mercan ağacı, sıcak iklimlerde yetişen bir bitkidir. Yurdumuzun Akdeniz ve Ege bölgeleri için uygundur.  Güneşli ya da yarı gölge yerleri sever. Toprak bakımından pek seçici değildir. Her tür toprakta yetişir, suyu sever. Dona karşı hassas bir bitkidir. Yazın çiçek açar, çiçek açtıktan sonra budanırsa yeniden çiçeklenmektedir. Meyveleri fasulyeyi andırır ve zehirlidir. Yaprakları üç loplu olup sapları hafif dikenlidir ve kışın dökülür.

Mercan ağacı meyvesi ve tohumu.
Mercan ağacı yetiştirilmesi kolay bir süs bitkisidir,  fazla bakım istemez, ilkbaharda derin bir şekilde budanması gerekir. Çelikle ve tohumdan üretilir.

Yeni Açılan Seferihisar Atatürk Parkı'ndan görüntüler.

Mandalina toplayan kadın ve çocuğu heykeli. 

Mercan ağacı ( Atatürk Parkı / Seferihisar ).

Parkın tadını çıkaran bir aile. 

Mercan ağacı çiçeği. 

Kitap okuyan adam heykeli.

Mercan ağacı çiçeği ve olgunlaşmış meyveleri. 

Su kuyusu.

Mercan ağacı ve üç loplu yaprağı.

Rastgele !

Mercan ağacı ve meyvesi.

Kara karga de parkı çok sevmiş. 

Mercan ağacı çiçeği.

Ağaca dikkatli bakar mısınız?

Mercan ağacı çiçeği.