30 Eylül 2024

ALTIN ÇANAK / HOR ÇİÇEĞİ ( Forsythia )

Altın çanak ( Forsythia x intermedia ) 
Botanik adı 'Forsythia x intermedia' olan altın çanak ya da hor çiçeği, zeytingiller ( Oleaceae )  familyasından, kışın yapraklarını döken, 2 - 3 m. kadar boylanabilen, çalı formlu bir süs  bitkisidir.  Anavatanı Çin ve Güney Kore'dir. En erken çiçek açan çalılardan biridir, yaprak açmadan önce çan / trompet  şeklinde, tek veya demet şeklinde, parlak sarı renkli çiçekler açar. Meyve  kapsül halindedir,  içinde çok fazla kanatlı tohum bulunur.  Çok gövdelidir,  dikine olarak büyür, dalları  dört köşelidir.  Basit, yumurta şeklinde ve  mızraksı yapraklıdır.  Sonbaharda yaprakları dökülmeden önce  morumsu  bir renk alır. 
Bir adı da hor çiçeği olaran  Forsythia   
Cins adını  1737 - 1804 yılları  arasında yaşamış olan İskoç botanikci ve bahçivan William Forsyth'dan  almıştır.  Tür adı melez olduğunu işaret eder. 
Forsythia x  intermedia, yeşil saplı 'Forsythia viridissima'  ile sarkık 'Forsythia suspensa'  arasında bir melezdir. Dalları kahverengi kabuklu ve  kemerlidir.  
Forsythia'nın toplam  yedi türü vardır, yurdumuzda F. x intermedia ile F. viridissima türleri  park ve bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilmektedir.  Bodur, alacalı yapraklı ve çok çiçekli çeşitleri de vardır.Altınçanı, altınçiçek, paskalya ağacı  olarak da bilinir.  

Forsythia, Güneşli ve yarı gölge yerleri ve drenajı iyi, gevşek,  nemli toprakları sever. Soğuga ( - 15 derece ) ve kuraklığa dayanıklıdır, bütün bölgelerimizde yetişir. Çiçeklenmeden hemen sonra  budamak gerekir. Sonbaharda budanırsa  çiçek açmaz.  Peyzaj bitkisidir. Park,  bahçe ve bariyerlere dikilir. Büyük saksılarda da yetişir. Fazla bakım istemez. Çelikle üretilir.  
Altın çanak ( Forsythia x intermedia 
Altın çanak çiçeği ( Forsythia x intermedia ) 
Kaynaklar: Britannica. Türkiye'nin Ağaçları ve Çalıları ( Necati Güvenç Mamıkoğlu ). Türkiye'nin Bütün Ağaçları Ve Çalıları ( Prof. Dr. Ünal Akkemik ). Peyzaj Bitkileri ve Özellikleri ( Arş. Gör. Erdi Eken ). Vikipedi. İntenet Siteleri 

25 Eylül 2024

MERSİN ( Myretus )


Mersin / Murt  ( Myrtus communis )
Akdeniz ikliminin tanıtıcı bitkilerinden olan mersin,  maki formasyonu  içinde yer almaktadır. Mersingiller ( Myrtaceae )  familyasının örnek bitkisidir. Bütün dünyada yüz kadar türü bulunmaktadır. Yurdumuzda  doğal olarak sadece  Myrtus communis  türü  yetişmektedir. Kültür olarak da yetiştirilmektedir.  Çalı formunda olup 2 - 4 m kadar boylanabilir, herdem  yeşildir.  Yurdumuzun Akdeniz, Eğe, Marmara ve Karadeniz  bölgelerinde doğal olarak yetişmektedir. Bazı yörelerde 'murt',  'hambeles' ve elduran gibi yerel adlarla da  bilinir.  Üzümsü, beyaz ya da siyah renkli meyveleri aromatiktir.  Beyaz  çeşitlerinin üzerinde, olgunlaştığında mor lekeler oluşur.  Yumurta şeklindeki yaprakları çelenklerin süslenmesinde kullanılır, güzel kokuludur.
Mersin ve çiçeği ( Myrtus communis )
Çok eski çağlardan beri bilinen ve değişik amaçlarla  kullanılan mersin bitkisinden,  din kitaplarda da söz edilmektedir. Adem peygamberin cennetten kovulunca yanına aldığı üç meyve tohumundan ( buğday, hurma, mersin )  birinin de mersin olduğu söylenir.
Mersin bitkisinin meyveleri kurutularak çerez olarak yenir, reçel yapılır. Yaprakları baharat olarak kullanılır.   Ayrıca şifalı olup bazı hastalıklara karşı ilaç olarak da kullanılmaktadır.
Kökleriyle toprağı erozyondan korumaktadır.  Son yıllarda makiliklerin tahrip edilerek  azalmasıyla, yok olma tehlikesi altındaki bitkilerimiz arasına girmiştir. Park ve bahçelerde süs bitkisi olarak da yetiştirilir. 
Tohumla ve çelikle üretilir. 

Unutmayalım; 10 binin üzerinde bitki türü ile övündüğümüz ülkemizin bu zenginliğini korumak ve gelecek nesillere aktarmak hepimizin ortak  görevidir.

Bir adı da 'murt' olan  mersin bitkisinin olgunlaşan meyveleri.
Bahçeme bu yıl diktiğim beyaz meyveli mersin ağacı  
Mersin bitkisinin genel görünümü
( Myrtus communis )
 Mersin  ( Myrtus communis )
Mersin ( beyaz meyveli )  / Seferihisar
( Myrtus communis )
Mersin ( siyah meyveli )  / Seferihisar
( Myrtus communis )
Mersin  ( Myrtus communis )
Mersin / çiçek  ( Myrtus communis ) .

Kaynaklar: Vikipedi, Türkiye'nin Bütün ağaçları Ve Çalıları ( Prof. Dr. Ünal Akkem,k ) 

23 Eylül 2024

BALON SARMAŞIĞI ( Cardiospermum )

Balon sarmaşığı ( Cardiospermum halicacabum )
Bilimsel adı  'Cardiospermum halicacabum' olan balon sarmaşığ,  sabunağacıgiller ( Sapindaceae ) familyasından, küçük beyaz çiçekli,  otsu bir bitkidir. Afrika, Avustralya ve Kuzey Amerika'nın tropikal ve subtropikak iklim görülen yerlerinde  doğal olarak yetişmektedir. Balon otu, aşk çiçeği,  kalp tohumu, japon feneri, yürek sarmaşığı gibi adlarla da bilinmektedir.  
Oldukça dekoratif olan tohum keseleri nedeniyle, bütün dünyada süs bitkisi olarak yetiştirilmektedir. Yetiştirildiği  bir çok  ülkelerde doğallaşmıştır.  Çiçekleri  beyaz renkli,  küçük ve  gösterişsizdir.  Yeşil renkli olan  tohum keseleri  daha sonra sarıya  ve turuncuya döner. İçi hava doludur vurulunca patlar, bu nedenle  çocuklar  tarafından da  çok sevilir,  eğlenceli bir bitkidir. Kerala ( Hindistan'da bir eyalet ) halkının on kutsal çiçeği arasında yer alır.   
Tıbbi bir bitkidir, ilaç sanayinde  kullanılmaktadır, egzamaya iyi geldiği bilinmektedir. Yeşil kısımları sebze olarak yenir ( vikipedi ). 
Balon sarmaşığı bitkisinin genel görünümü
( Cardiospermum  halicacabum)
 Tohum keselerinin  içinde üç adet  siyah renkli, üzerinde beyaz kalp deseni bulunan tohum bulunur.  Bu nedenle ünlü  İsveçli bilim adamı ve botanikci  Carl von linna  ( Asıl adı Carl Linnaeus ), bitkiye kalp tohumu anlamına gelen  'cardiospermum' adını  vermiştir. Tür adı olan 'halicacabum', 'tuz fıçısı' demektir, meyvevelere atıfta bulunulmuştur. 
Balon sarmaşığı ılıman iklimlerde yetişir, güneşli, yarı gölge yerleri ve  nemli toprakları sever, kuraklığa dayanıklıdır. Çok yıllık bir bitki  olmasına rağmen, ülkemizde tek yıllık olarak yetiştirilir.  Oldukça arsız ve yayılıcı  bir bitkidir. Bir çok ülkede istilacı  ve zararlı bitkiler arasında yer almıştır. Dökülen tohumlarından kendiliğinden biter, hiç bir bakım istemez.
Balon sarmaşığı ya da balon otu bitkisi
( Cardiospermum halicacabum ) 

Cardiospermum  halicacabum 
Balon sarmaşığı çiçeği ve tohum kesesi.
Balonlu sarmaşık ( Cardiospermum halicacabum )
Balon sarmaşığının küre şeklindeki  tohumları beyaz kalp desenlidir.
Bu nedenle kalp çiçeği, aşk çiçeği gibi adlar verilmiştir. 
Balon sarmaşığı / tohum kesesi 
( Cardiospermum halicacabum )

Balon sarmaşığı / yaprak 
Kaynaklar: Vikipedi 

21 Eylül 2024

PATATES ASMASI ( Solanum laxum )

Patates asması Solanum loxum 'Album' )
Beyaz çiçekli ve asma formunda bir bitkidir. 
Patates asması,  solanum yasemin ya da yasemin çiçekli solanum gibi adlarla bilinen Solanum laxum 'Album',   patlıcangiller ( Solanaceae )  familyasından, herdem yeşil, odunsu gövdeli ve yıldız şeklinde beyaz  çiçekli  bir sarmaşıktır.   Daha önceki bilimsel adı Solanum jasminoides'dir, bu nedenle    'yasemin çiçekli solanum' ya da  'solanum yasemin' de  denir.   Ancak bu bitkinin   gerçek  yasemin ( jasminoides ) türler ile hiç bir alakası  yoktur ve çiçekleri kokusuzdur.   Sadece  görünüşü yasemine çok  benzer. ( Gerçek  yasemin çiçekleri   zeytingiller / Oleaceae  familyasından olup  çiçekleri güzel kokması ile ünlüdür ).  Yapraklar oval - mızrak şeklinde ve  parlaktır.   Anavatanı Güney Amerika'dır ( Brezilya, Arjantin, Uruguay ve Paraguay ). Ancak süs bitkisi olarak dünyanın subtropikal  ve ılıman iklim görülen yerlerine  dağılmış ve bazı ülkelerde doğallaşmıştır. 
Patates  çiçeği ve meyvesi  ( Solanum tuberosum ) 
Patates asması sülükleri ( tendriller )  ile  tutunarak  8 m. kadar büyüyebilir.  Herdem yeşil olduğu için; bahçe kapısı takları,  çardak ve pergoleler  için  ideal bir bitkidir. İlkbaharda yoğun olmak üzere kışın dahi ara sıra çiçekler açar.  Akdeniz  iklimi görülen bölgelerimiz için uygundur. Hafif donlara dayanır. Daha soğuk geçen  yerlerde saksıda yetiştirmek gerekir.
Çiçekleri patates çiçeğine benzediği için ( yukarıda  )   adına  'patates asması'  denir.  Yıldız şeklinde, gevşek demet halinde, ortası sarı,  beyaz renkli* çiçekler  açar. Morumsu, siyah renkli meyveleri yenmez, bitkinin bütün kısımları zehirlidir. 
Güneşli,  yarı gölge yerleri ve verimli,  drenajı iyi nemli toprakları sever. Fazla bakım istemez, çiçeklenme dönemi sonunda budanmalıdır.  Çelile ve tohumdan üretilir. 
 Patates asması / Solanum yasemin çiçeği  
( Solanum laxum 'Album' ya da Solanum jasminoides 'Album' )
* Dev patates sarmaşığı ( Solanum wendlandii ):  Asma formlu, mavi çiçekli  bir süs  bitkidir.  Orta ve Güney Amerika'ya özgüdür.  Çiçekleri sonunda beyaza döner. Yaprakları iri ve dikenlidir.
Kaynaklar: Vikipedi.  Bahçivanın  El Kitabı (  Peter McHoy ). Bahçem ve Ben ( Gülnar Önay ) 

17 Eylül 2024

BAY KAYIN AĞACI ( Fagus )

 
Kayın ağacı ( Fagus orientalis )
Bolu Yedigöller Milli Parkı  
Karlı kayın ormanında yürüyorum geceleyin.
Efkarlıyım, efkarlıyım, elini ver, nerde elin?
Ayışığı renginde kar, keçe çizmelerim ağır. 
İçimde çalınan ıslık beni nereye çağırır?
Memleket mi, yıldızlar mı, gençliğim mi daha uzak?
Kayınların arasında bir pencere, sarı sıcak.
                                          Nazım Hikmet Ran 

 Nazım Hikmet, düşüncelerinden dolayı defalarca hapse girmiş ve sonunda çok sevdiği memleketinden kaçmak zorunda kalmıştır.  Ancak o memleketini hiç bir zaman unutmamıştır. Karlı Kayın Ormanı'nda adlı yukarıdaki şiirinde memleketine olan özlemini  dile getirmiştir. Bu nedenle kayın ağacı ile ilgili bu   yazıma,  Nazım Hikmet'in gece, kayın ormanında yürürken düşündüğü ve yazdığı   bu ünlü    şiiri ile başlamak istedim.  Yazıma  neden 'Bay kayın' başlığını koyduğumu  ise, yazımın aşağıdaki satırları  okuyuncu  anlayacaksınız.  Ancak önce  istersiniz  kayın ağacını bir  tanıyalım.  

Kayın ağacı  meyvesi
( Kayın fıstığı veya mast )
Kayın*, kışın yaprağını döken,  30 - 40 m. boylarında,  bir ağaç  cinsidir. Güney Anadolu Bölgemiz'de  'bağnaz' denir.   Bütün dünyada 10 kadar türü bulunmaktadır.   Gri kabuğu ve pürüzsüz, düzgün  gövdeleri  ile dikkat çekerler.  Kuzey yaım küreninin ılıman iklim görülen bölgelerinde  yetişir.  Yurdumuzda  doğal olarak  iki türü yetişmektedir. Özellikle Doğu kayını ( Fagus orientalis ), ormanlarımızda  oldukca  yaygın bir ağaç türüdür.   Trakya ve Kaz dağlarında az da olsa  Avrupa kayını ( Fagus sylvatica ) türü yetişir. Ayrıcı kırmızı yapraklı bir varyetesi ( Fagus sylvatica 'Atropurpurea' )  ve sarkık kayın ( Fagus sylvatica 'Pendula')  park ve bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilmektedir. 
Kayın ağacı yaprağı ve  çiçeği 
Cins adı ( fogus ) Yunanca  yemek anlamına gelir, meyvelerinin yendiği ifade eder.  Nitekim kayın ağacının  meyveleri / tohumu  yenir.  Ayrıca yağlı olan tohumu yemeklik yağ ve   margarin yapımında kullanılır.  Kerestesi sert ve sağlamdır. Mobilya, kontrplak, parke yapımında kullanılır. odunu çok iyi bir yakacaktır. 
Kayın ağacı populer bir süs bitkisidir, çeşitli varyeteleri park ve bahçelerde peyzaj alanında kullanılır. Karbondioksiti emerek havayı temizleyen değerli bir ağaçtır. Sonbaharda, yaprakları dökülmeden önce sarı ve turuncu renklere dönerek görsel bir şölen oluşturur. 
Kayın ağacı  ve gal oluşumu 
Kayın ağacı yazın yağış alan, serin ve yüksek rakımlı yerlerde, çoğu zaman iğne yapraklı ağaçlarla beraber ortak  ormanlar oluşturur.   Soğuğa dayanıklı  bir ağaçtır, kurak yerleri sevmez,  humuslu, mineral bakımından zengin ve  nemli toprakları daha çok tercih eder.  Yavaş büyür, uzun ömürlüdür, 700 yıl kadar yaşıyabilir, boyu 50 m. ye  çapı 1 m. bulur.  İlkbaharda çiçek açar, erkek ve dişi çiçekler ayni ağaç üzerinde bulunur ( Tek evciklidir ). Meyve  kapsülü olgunlaşınca açılarak  içindeki üçgen şeklindeki  meyve ( Kayın mastı ) dökülür. Tohumdan ve kök sürgünleri ile  üretilir. 
Kayını ormanı ( Bolu Yedigöller Milli Parkı ) 
                            KAYIN AĞACININ TÜRK KÜLTÜRÜNDEKİ YERİ 
Kayın ağacı, Türk mitolojinde adından en çok  söz edilen ağaçların başında gelir.  İslamiyetten önce bazı Türk kavimleri tarafından kutsal kabul edilmiş ve gökten indiğine inanılmıştır ve Tanrının ağacı olarak kabul edilmiştir.  Bugün halen Türklerin yaşadığı coğrafyada  farklı dinler hakim olsada kayın ağacına  dair inanışlar sürmektedir.  Anadoluda Kayın ağacına saygı duyulur, yıldırım düşmediğine inanılır. Tokat'ın Niksar ilçesinde bulunan bir kayın ağacına dilek tutanlar elbiselerinde bir parça bağlarlar. 
Bir şey çalındığında  kayın ağacına başvurulunca,  hırsızın  hastalanarak suçunu itiraf edeceğine inanılırmış.  

Şamanizm  inancına göre  kayın ağacı gökten indirilmiştir ve  Tanrıdan ayrıldığına inanılırdı. Altaylar  kayın ağacına 'Bay kayın' diye hitap eder,  kurban keserek  yardım isterdi. Şaman tarafından kayın ağacına şöyle seslenirmiş. 
'Altın yapraklı mübarek kayın, 
Sekiz gövdeli mukaddes kayın,
Dokuz  köklü, altın yapraklı bay kayın, 
Ey mübarek kayın ağacı, sana kara yanaklı
Ak kuzu kurban  kurban ediiyorum'
Er Sogotoh destanında ( Yakut Destanı ) kayın ağacı güzel bir genç kıza benzetilerek  betimlenmiştir. 'Bu kayın ağacı da o kadar güzelmiş ki tıpki bir genç kızı andırırmış, bir tepe üzerinde yükselir  ve adeta bir adacık meydana getirirmiş. Gökte yaşıyan ilk insan 'Er Sogotoh' evleneceği kızı bulmak için kayın ağacının yanında ilerler  ve onu bulur evlenir. Onlar insanlığın ilk atası olmak üzere  yine kayın ağacının yönünde ilerliyerek  yeryüzüne inerler.'   
Bir başka Söylenceye göre;  Tanrı bütün ağaçları yarattıktan sonra onların ne kadar fayda sağladıklarını anlamak için  her birini dolaşmaya başlamış. Sıra kayın ağacına geldiğinde aniden yağmur bastırmış, tanrı kayın yaprakları altına girerek ıslanmaktan kurtulmuş. Bunun üzerine kayına hayır duası etmiş ve ona 'Üzerinde beyaz kabuğundan beyaz bir elbisen olsun, ilkbaharda yaprakların erken çıksın, sonbaharda yaprakların bütün ağaçlardan geç düşsün' demiş. Bu yüzden kayın, yapraklarının hepsini ayni anda dökmez, ağır ağır soyunarak hiç çıplak kalmazmış. 

Sibirya'da Türkler tarafından kutlanan 'Çaçil Bayramı ' adııyla kutlanan bir kayın bayramı vardır. İlkbaharda kutlanan bu bayramda kayın ağacından yılanları ve hastalıkları yok etmesi  ve daha fazla balık vermesi istenirmiş.      
Kayın ağacı meyvesi
Doğu kayını ( Fagus orientalis ) 

Kesilmiş bir kayın ağacı 
( Gölköy ilçesi, Özlü Mah. Ordu ) 

Anıt  kayın ağaı
( Gölköy ilçesi Özlü Mah. Ordu ) 
Bir başka ağaç ve hikayesinde buluşmak umudu ile. hoşçakalını sevgili  ağaç dostları. 

* Kayın ağacına yurdumuzun bazı yörelerimizde yanlış olarak  'gürgen ağacı'  denmektedir. 
Asya'da, Türklerin yaşadığı bölgelerde Huş ağacı ( Betula  ) türlerine kayın ağacı  denmektedir. Dolayısıyle bitki mitoslarında  adı geçen kayın ağacının,  aslında bir tür huş ağacı  olma ihtimali yüksektir.      

Kaynaklar: Bitki Mitosları ( Deniz Gezgin ). Türkiye'nin Bütün Ağaçları Ve Çalıları ( Prof. Dr. Ünal Akkemik ). Türkiye'nin Ağaçları ve Çalıları ( Necati Güvenç Mamıkoğlu ). Ağaçlar ve Çalıar 1 ( Prof. Dr. Ersin Yücel ). Vikipedi, İnternet siteleri. 

10 Ağustos 2024

ELMA AĞACI ( Malus )


Bahçe elması  ( Malus domestica )
Elma, dünyada  en çok  yetiştirilen ve sevilen  meyvelerin başında gelir. Eski çağlardan beri  kültürü yapılmaktadır. Elma,Türkçe kökenli bir kelimedir, aslı 'alma' dır.  Kelimenin başındaki  'al' kırmızı demektir,  dolayısıyle 'kırmızı meyve' demektir.  Meyvelerin anası, atası olarak kabul edilir.  Kazakistan'ın eski başkenti olan Almatı ( Alma Ata ), elmalı veya elmanın yayıldığı yer demektir. 

Bir rivayete göre elma, Adem ile Havva'nın cennetten kovulmasına neden olan yasak meyve olarak kabul edilir. Varlığı ilk insana kadar uzanır. Cinselliği sembolize eder.

Newton un, elma ağacının altında kafasına düşen elma sayesinde  yerçekimi kanunu bulduğu rivayet edilir. 

Homeros'un ünlü  İlya'da destanında anlatılanlara  göre; Afrodit,  İda ( Kaz dağı ) dağında yapılan  ilk güzellik yarışmasını  Paris'in altın elmayı kendine vermesi ile kazanır.  Pek çok ülkede, elma ile  mitolojik hikaye, efsane ve  masallara rastlanır*. 
Elma ağacı - çiçeği ( Malus domestica )
Malus cinsini oluşturan oluşturan elma gülgiller ( Rosaceae )  familyasındandır. Dünya üzerinde yaklaşık 40 - 50 kadar elma  türü ve binlerce çeşidi vardır.  Meyvesi ile ünlü olan elma ağacı kışın yaprağını döker, 10 - 12 m. kadar büyür, beyaz veya  pembe renkli  çiçekler  açar.  Cins  adı meyve demektir.  Anavatanı kesin olarak bilinmemekle beraber  bazı kaynaklarda Hazar Denizi ile Karadeniz arasındaki bölge  ( Kafkaslar ), bazı kaynaklarda ise Orta Asya olarak belirtilmiştir.  Dünyaya Orta Asya'dan yayıldığı kabul edilir. Kuzey Anadolu, Kafkaslar, Kazakistan ve Güney Rusya'da çok eski çağlardan beri  yetiştirilmiştir.
Meyveleri A  ve  C vitamini bakımından zengindir, taze olarak  bir yıl kadar saklanabilir. Armut, ayva gibi yalancı bir meyvedir. Esas meyve etli kısmın ortasında bulunur ve çekirdeklerden oluşur. Tadı kokusu ve rengi çeşidine göre değişir. Elmanın iyi bir şekilde yıkandıktan sonra  ( ilaç kalıntıları nedeniyle )  kabuğu ile yenmesi tavsiye edilmektedir. 
Yaban elması ( Malus sylvestris ) 
Azdavay / Kastamonu 
Yurdumuzda doğal olarak iki elma  türü yetişmektedir (  Malus pumila ve Malus sylvestris ).  Bunlardan Malus sylvestris ( yaban elması ), bahçelerde yetiştirilen  Malus domestica ( ya da M. communis ) türünün atasıdır, 500 kadar kültür çeşidi vardır. Malus pumila ( bodur elma )  ve bazı çeşitleri  Doğu Karadeniz Bölgesi'nde  kültür olarak yetiiştirilmektedir. Yurdumuzda doğal olarak yetişmeyen Malus  x purpurea ve Malus floribunda, park ve bahçelerde  süs bitkisi olarak yetiştirilmektedir. 
Süs elması ( Malus x purpurea ) 
Elma, ılıman iklimlerde ve güneşli yerlerde yetişir. Soğuğa dayanıklıdır, fazla sıcağı ve kurak yerleri sevmez. Yurdumuzun bütün bölgelerinde yetiştirilmektedir ( En çok Isparta ilimizde yetiştirilmektedir.). Amasya ilimiz misket elması ile meşhurdur.   Güneşli yerleri ve verimli, derin ve geçirimli toprakları sever. Yaprağını döktüğünden dolayı, kışın belli bir soğuklanmaya  ihtiyacı vardır. Aşı ile üretilir, çekirdekten yetiştirilirse kalitesiz olur.  Türkiye elma üretiminde dünyada 3. 4.   sıradadır. Taze olarak, kurutularak  tüketildiği gibi, meyve suyu, sirkesi, reçeli  de olur.

Şifalı bitkiler uzmanı M.Messegue;  'Eğer bir tek ağacınız olacaksa, onun elma ağacı olmasını tercih edin.' diyor.
  
*Bir Slav mitine  göre, bir zamanlar sahip olduğu bahçenin  elmaları dillere destan olmuş bir kral varmış. Kralın bahçesindeki  elma ağaçlarından birisi altın elmalar vermekteymiş. Kral bu ağaçla övünür, onun gençlik ve güç kaynağı olan meyvelerine bir zarar gelsin istemezmiş. Ancak her gece ağaçtaki meyvelerin bir kısmı ortadan kayboluyormuş. Kral ağacın meyvelerine ne olduğunu anlayabilmek için İvan adlı genç bir işçiyi ağacın başına bekçi olarak dikmiş. İvan gece olduğunda ağaca gelen Anka kuşunu görmüş, tam kuşun üzerine atılacakken Ankakuşu çaldığı elmalarla beraber şaşılacak bir hızla gözden kaybolmuş. İvan'ın elinde Ankakuşunun  sadece bir adet tüyü kalmış. Delikanlı bu tüyü, krala götürmüş ve ona olanları heyecanla anlatmış. Kral Ankakuşunun tüyünün güzelliğinden çok etkilenmiş ve İvan'dan bu kuşu yakalayıp kendisine getirmesini istemiş. Böylece İvan, Ankakuşunu yakalamak üzere yola çıkmış. Yolda gri bir kurt ona yardım etmiş ve Ankakuşunu biraya batırılmış peynirle sarhoş edip yakalamasını öğütlemiş. İvan kurdun önerdiği yöntemle Ankakuşunu yakalamayı başarmış ve kurt onu sırtına alarak kralın sarayına götürmüş. Kral Ankakuşunu görünce çok sevinir. Hemen altın bir kafes yaptırır ve Ankakuşunu kafese kapatır. Kral bu defada evlenmek istediği prenses Yelena'yı ülkesinden alıp kendisine getirmesini ister. Bu görevde de kurt İvana yardım eder ve onu sırtında götürüp getirir.  Ancak bu defa  olayların boyutu aniden değişir. Çünkü yolculuk esnasında İvan ve Yelena birbirlerine aşık olurlar. Kurt onların ayrılmalarına dayanamaz ve saraya vardıklarında kendini güzel bir kıza çevirir. İvan, kurt  - prensesi, krala  evleneceği kız olarak takdim eder ve kral kızın güzelliğinden etkilenerek hemen ona evlilik teklif eder. Böylece prenses ve kral evlenirler. Ancak kral nikahtan sonra gelini öpmek isteyince prenses aniden kurda dönüşür, gördükleri karşısında dehşete kapılan kral da fenalaşarak ölür. Kralın ölümünün ardından  İvan, Yelena'yla ile evlenir ve ülkenin yeni kralı olur. İvan bu hayata sahip olmasında büyük bir rolü olan Ankakuşuna duyduğu minneti ise onu serbest bırakarak gösterir ve bahçesinden altın elmaların kaybolmasına hiç ses çıkarmaz. 
( Bu mit, Deniz Gezgin'in  'Bitki Mitosları' adlı kitabından alınmıştır. Teşekkür ederim. )
Elma - çiçek ( Malus domestica ) 

Demir elma ( Malus communis ) 

Misket elması, Amasya 

Elma ağacı  ( Malus domestica )
 
Süs elması ( Malus x purpurea ) 
Elma -  meyve ( Malus domestica ) 
Elma ağacı ve meyveleri
Elma -  meyve ( Malus domestica ) 
Kaynaklar: Türkiye'nin Bütün Ağaçları  Ve Çalıları ( Editör. Prof. Dr. Ünal Akkemik, Türkiye'nin Ağaçları ve Çalıları ( Necati Güvenç Mamıkoğlu ), Ağaçlar ve Çalılar 1 ( Prof. Dr. ERSİN yücel ), Kabalcı Şifalı Bitkiler Ansiklopedisi ( Oktay Mete ), Peyzaj Bitkileri ve Özellikleri ( Araş. Gör. Erdi Ekren ), Bitki Mitosları ( Deniz Gezgin ). Vikipedi, İnternet siteleri 

2 Ağustos 2024

ŞEFLERA ( Beş Parmak Çiçeği )

Şeflera bitkisi ( Schefflera arboricola 'Variegata' ) 
Şeflera, sarmaşıkgiller ( Araliaceae ) familyasından her dem yeşil çalı ve ağaç formlu bitki cinsinin ortak adıdır. Tropikal ve subtropikal iklimlerde  yetişir, 1100 kadar türü vardır. Yurdumuzda doğal olarak yetişmez. Ülkemizde 'Shhefflera arboricola'  türü ve kültür formları süs bitkisi olarak yetiştirilmektedir. Halk arasında 'Beş parmak çiçeği' olarak da bilinir.  Anavatanı Tayvan'dır. 
Elsi, yeşil renkli,  birleşik yapraklıdır, 7 - 9 - 11 yaprakcıktan oluşur. Alaca yapraklı formları çok beğenilir.  Çiçekleri güzel olmadığı için dikkat çekmez.  
Yurdumuzun Akdeniz ve Ege bölgelerinde deniz kıyılarında,  bahçelerde yetiştirilmektedir.  Ancak daha çok ev ve ofislerdedeki iç mekanlarda  yetiştirilir.  Bakımının kolay olması ve  ve havayı temizlemesi nedeniyle çok sevilir. Nasa'nın yayınlamış olduğu, havayı temizleyen bitkiler arasında yer alır. Sigara gibi ağır kokuları yok eder, oksijen üreterek havayı değiştirir. Kendine özgü yaprağı ile oldukca dekoratiftir, yetiştiği ortama tropik bir  hava verir. Yeterince ışık almayan yerlerde, yaprakları  yeşile döner ve cılızlaşarak güzelliğini kaybeder. Hayvanlar için toksittir.  
Şeflera bitkisi / meyvesi 
( Schefflera arboricola ) 
Şeflera sıcak iklimlerde yetişir, soğuğu sevmez. Güneşli - yarı gölge yerleri ve organik madde bakımından zengin, geçirimli, nemli ve havadar  yerleri sever.  Yazın düzenli olarak sulama ister,  yapraklarına su serpilmesininden hoşlanır. Çok fazla  kültür formu  vardır. Budanmaya olumlu yanıt verir, istenildiği zaman şekil budaması yapılır. Tohum, çelik ve kökten ayırarak üretilir. 

Sevdiklerinize canlı çiçek hediye ediniz. 

Şeflera bitkisi - yaprağı ( Scheflera arboricola 'Variegata' )

Şeflera bitkisi - yaprağı ( Scheflera arboricola 'Variegata' )

Şeflera bitkisi ( Scheflera arboricola )  

Kaynaklar: Türkiye'nin Bütün Ağaçları  Ve Çalıları ( Prof. Dr. Ünal Akkemik ), Ağaçlar ve Çalılar 1 ( Prof. Dr. Ersin Yücel ), İnternet siteleri.