O yıl, ilkokul üçüncü sınıfa yeni başlamıştım. Hafta sonları olunca, ineklerimizi otlatmaya, evimize uzak bir yerde bulunan fındık bahçemize götürürdük. Durmuş dayının evi de bizim bahçeye çok yakındı. Bahçesinde, beyaz üzüm veren , yaykın ( kızılağaç ) ağacına sarılı bir asma vardı. Karadeniz'de beyaz üzüm pek yetişmediğinden, tadı ekşi olmasına rağmen bu üzümü merak ederdik.
Beni çocukluk yıllarıma götüren bahçemdeki beyaz üzüm asması |
Ağlayarak eve geldiğimde, durumu öğrenen babam; 'Ben onlara sorarım, çocukların üzerine köpek salmayı' diye çok kızmıştı. Beni de, komşunun üzümünü çalmaya gittiğimiz için dövmüştü.
.
Aradan çok zaman geçmiş olmasına rağmen, bu anımı hiç unutamıyorum. Her yıl, razakı üzümlerimi toplarken o günleri tekrar hatırlatıyor. Köpeğin ısırdığı yarde oluşan yara izleri, o günün bir anısı olarak vücudumda duruyorlar.
Babam ve Durmuş dayı, yıllar önce öldüler (Allah rahmet etsin). Arkadaşlarım, İstanbul'da yaşıyorlar. Durmuş dayının beyaz üzüm asması hala duruyor mu bilmiyorum.