27 Eylül 2025

SERVİ KAVAK

Selvi Kavak ( Hikaye )
Mustafa'yı yıllar sonra halasının cenazesi nedeniyle geldiği köyünde bir sürpriz beklemektedir. Yıkılmış evlerinin yerinde bir incir ağacı vardır artık, top oynadıkları sokaklarda in cin top oynamakta, tek bir çocuk sesi bile gelmemektedir. Köy, bir ören yeri gibidir. Çoğu ev boş ve yıkılmaya terk edilmiştir. Taşımalı eğitim nedeniyle kapatılan okulun çatısı çökmüş, harabeye dönmüştür. Burası artık çocukluğunun geçtiği yer değildi !  

Başsağlığı dileyen bir gencin; babaannem ile  aynı sınıfta okumuşsunuz lafını duyunca geçmiş zamanlar  film şeridi gibi gözümün önünden geçmeye başladı.

Köyün hemen yakınından etrafında 'servi' dediğimiz kavak ağaçlarının bulunduğu 'yuvacak' deresi geçiyordu. Kadınlar haftanın bir günü burada toplanır çamaşır yakardı. Biz de onların yanında, servi kavakların*  altında oyun oynar, yüzmeye çalışırdık. Kabukları oldukca düzgün olan bu ağaçların, gövdeleri karatahta gibiydi. Köyde kimin kimi sevdiğini, aşık olduğunu kabuklardaki yazılardan anlardık. Sonbaharda, bu ağaçların  yaprakları  dökülürken renkten renge girer ve  köye ayrı  bir hava verirdi.         

Beşinci sınıfa gidiyordum, kızlara karşı ilgi duymaya başlamıştım. Sınıfımızda Ayşe adında, yüzünden  gülümseme eksik olmayan, uzun siyah saçlı bir kız vardı. Ona aşık olmuştum ama sevdiğimi de bir türlü söyleyemiyordum. Çamaşır günü kendime göre bir plan yapmış, hiç yazı yazılmamış bir servi kavak ağacına kalp çizerek içine  adlarımızın baş harflerini yazmıştım. Ayşe'nin  bunu  görmesini istiyordum. Onu; gezelim diyerek servi kavağın altına getirmiştim ancak bu sırada  yanımıza gelen bir arkadaşımız  planımı suya düşürmüştü.  Okullar kapandıktan sonra da  köyden  göç etmiştik.   

Halamın  defin işleminden sonra geri dönmek için hazırlanmaya başlamıştık. Torununa benden söz eden bu kadını merak etmeye başlamıştım.  Acaba Ayşe olabilir miydi? 
Bu sırada  başsağlığı dileyen  delikanlı,  babaannem sizi çaya  davet etti demez mi !

Yıllar güzelliğini götürse de yüzündeki tebbessüm aynı duruyordu, saçları beyazlamıştı. Siz,  32 Mustafa mısınız? dedi. Numaramı bile unutmamıştı. Gözlerinde katarakt olduğu için çok iyi göremiyormuş. Çaylarımızı içerken, birbirimize kısaca hayat hikayelerimizi anlattık. İki oğlu, üç torunu varmış, eşini  üç yıl önce bir kazada kaybetmiş. Ben de kısaca, Almanya maceramdan ve burada yaptığım kısa  evliliğimden  söz ettim. 
Beni yolcu etmeye gelmiş, arabamız kalkmak üzereydi. Yıllar önce bir türlü söyleyemediğim, üstümdeki bu yükten artık kurtulmak istiyordum. 

Yolcular arabada yerlerini alırken şoföre, biraz daha beklemesini  rica ettim. Bir zamanlar altında oyun oynadığımız, üzerine adlarımızı yazdığımız  servi kavakların  bulunduğu dere kıyısına  gelmiştik. Zaman fazla yoktu; seni bir zamanlar çok  sevmiştim  ve hiç unutmadım dedim.  Gözleri dolmuştu, göz yaşlarını silmesi için bir mendil verdim. Belki geri dönersiniz diye çok bekledim dedi.Onun da beni sevdiğini duymak, yıllarca iyileşmeyen yaramı yeniden kanatmıştı. Adımızı  yazdığın servi kavak ağacı kesileli çok oldu dedi. Sonbahardı, rüzgar estikçe servi kavak ağaçlarının  yaprakları konfeti gibi yağıyor, dereye düşenler akıntıyla bir süre sonra gözden  kayboluyordu. İkimiz de susmuş, suya düşen  yaprakları seyrediyorduk.Korna çalmaya başlamıştı. Hadi sen git ben sonra  döneceğim dedi. Gözyaşlarımı  görmemesini istemiyordum, suya düşen yaprak gibi sesizce yanından uzaklaştım.Halbu ki bütün hayatım  onu hayal ederek  geçmişti.   
  
*Selvi veya servi  kavak  ( Populus pramidalis  ): Anadoluda yaygın bir kavak türüdür. Kara kavağa benzer, taç kısımları pramit şeklinde olur. Ehrami kavak olarak da bilinir. 
A KADİR BEKÇİ 
Dedemden Masallar.   27. 09. 2025, Bahçeköy / Seferihisar    

14 Eylül 2025

HİNT YAĞI BİTKİSİ ( Ricinus )

Hintyağı bitkisi - çiçeği ( Ricinus communis )
Bilimsel adı Ricinus communis olan hint yağı bitkisi, sütleğengiller ( Euphorbiaceae ) familyasının hintyağı ( ricinus )  cinsinin tek türüdür. Ülkemizde yaprakları  güzel olduğu için süs bitkisi olarak yetiştirilir.  Anavatanı Hindstan'dır. Doğal olarak Afrika'nın tropikal iklim görülen yerlerinde ve Akdeniz havzasında  yetişir. Kene çiçeği, Hint baklası, Afrika harika ağacı, köstebek fasulyesiJaponika, dedemene, castor oil gibi adlarla da bilinir. Tek veya çok yıllıktır; doğal olarak yetiştiği bölgelerde  10 - 12 metreye kadar  boylanarak ağaç halini alırken, soğuk iklimlerde tek yıllık, 1,5 m - 2,5 m boylarında,  otsu bir bitki halinde kalır. Hindistan, Brezilya gibi bazı  ülkelerde tohumlarından yağ elde etmek için yetiştirilmektedir.  
Hint yağı, sanayide sabun, mürekkep ve boya üretiminde, kolay ısınmadığı için motor yağı olarak ( Castor oil ) kullanılır. Eskiden issiz olduğu için kandillerde kullanılmıştır. Geleneksel tıpta, cilt bakımından saç bakımına kadar pek çok alanda kullanılan doğal bir üründür. Kabızlık tedavisinde müsil olarak kullanılır. Yağı zehirsiz olmasına rağmen mutfakta kullanılmaz. Tohumlarından süs eşyası yapılır.  

Hint yağı bitkisi hızlı büyür, kırmızı renkli ve dallı bir gövdesi vardır, sıcak iklimlerde gövde kalınlaşarak  ağaç haline gelir.  Yurdumuzda ve  yetiştirildiği  ülkelerde  naturalize ( doğallaşmıştır )  olmuştur. Bazı ülkelerde istilacı sayılır. Bitki 'risin' adlı çok zehirli  bir madde taşıdığı için, dikilecek yerin  dikkatli seçilmesi gerekir.  

Cins adı olan ricinus, Latince kene anlamına gelir. Tohumları keneye benzediği için bu ad verilmiştir. Epitet ( tür adı ) adı olan communis, yaygın anlamına gelir. Doğal olarak yetiştiği yerlerde  yaygın  olduğunu işaret eder. 
Hintyağı bitkisi - genel görünümü 
( Ricinus communis )
Çiçekler dik salkımlarda toplanmıştır, taç yaprakları yoktur ve sarımsı - yeşil renklidir.  Üst tarafta dişi, alt kısımda erkek çiçekler bulunur. Yaz aylarında ve sonbaharda  çiçek  açar. Meyve içinde çok fazla tohum bulunan dikenli bir kapsüldür. Yapraklar uzun saplı, tüysüz, büyük ve el şeklinde olup,  7- 12 parçalıdır. 

Sıcak ve ılıman iklimlerde yetişir. Güneşli yerleri ve geçirimli, nemli, verimli toprakları sever. Donlara karşı duyarlıdır, yazın düzenli sulanması gerekir.  Destek ister, budanarak form  verilir. Park ve bahçelerde peyzaj bitkisi olarak kullanılır. Tohumla üretilir, çoğu zaman dökülen tohumlarından biter. 
Hintyağı bitkisi ( Ricinus communis )
Hintyağı bitkisi ( Ricinus communis )

19 Temmuz 2025

JAPON KAMELYASI ( Camellia japonica )

Japon kamelyası, genel görünümü 
Camellia japonica / Taşbaşı Parkı, Giresun 
Japon kamelyası ya da kısaca kamelya, çaygiller ( Theaceae ) familyasının kamelya ( camellia ) cinsine mensup, herdem yeşil çalı ya da ağaç  formlu bir bitkidir. (  bazen 10 - 15 metreye kadar boylanabilir ) Çin, Kore ve Japonya'ya özgüdür ancak süs bitkisi olarak dünyaya dağılmıştır. Ilman iklimlerde yetişir. Eski çağlardan beri Çin, Japonya ve Kore'de bahçelerde  süs bitkisi olarak yetiştirilmiştir. Tohumlarından yağ, yaprağından çay elde edilir. Ayrıca boya ve kozmetik sanayinde kullanılır.   

Cins adı, doğa bitkileri üzerinde çalışmalarıyla tanınan Çek Georg Joseph Camel ( 1661 - 1706 ) atfen verilmiştir.  Epitet ( tür adı )  doğal olarak yetiştiği topraklara ( Japonya ) atıfta bulunur. 

Kamelya ( camellia )  cinsine mensup bütün dünyada 350 kadar bitki türü vardır. Bunlardan başta  Japon kamelyası ( Camellia japonica )  olmak üzere  kış kamelyası ( Camellia  sasanqua )  gibi bazı  türleri, melezleri  ve çeşitleri   süs bitkisi olarak yetiştirilir. 
Japon kamelyası çiçeği ve tomurcuğu 
 ( Camellia japonica )  
Camellia japonica ( Süs kamelyası ); Yukarıda da söz ettiğim gibi bütün dünyada en çok  yetiştirilen kamelya ( camellia )  türüdür. 30.000 kadar çeşidi olduğu belirtilmektedir. Kış sonuna doğru ve ilkbaharda, fincan, şakayık, anemon,  gül gibi değişik   şekillerde  beyaz, pembe ve kırmızı renklerde  muhteşem  çiçekler  açar.  Yaprakları parlak, yeşil renkli,  kalın ve meşin gibi serttir. Meyve, iri tohumlu bir kapsüldür.  İstanbul ve yurdumuzun kuzey kısımları için uygundur. 
Çin kamelyası / Çay kamelyası  ( Camellia sinensis )
Yapraklarından çay yapılan değerli bir  kamelya türüdür. 
Bazı kamelya türleri ise çay,  yağ, boya ve kozmetik sanayinde kullanılır. 
Çay kamelyası, Çin kamelyası  ( Camellia sinensis ):   Yapraklarından çay elde edilir, bu nedenle ticari öneme sahiptir. Beyaz çiçeklidir. Doğu Karadeniz Bölgesinde  yetiştirilir. 
Yağ kamelyası  ( Camellia olifera ):  Tohumlarından elde edilen  yağ,  yemeklik olarak ve kozmetik sanayinde kullanılır. Çin, yemeklik yağ ihtiyacının büyük bir kısmını kamelya yağından karşılar.

Japon kamelyası, kışları fazla soğuk geçmeyen yerlerde asitli, organik madde bakımından  zengin, iyi drene edilmiş nemli topraklarda ve yarı gölge yetişir. Kurak yerleri ve kireçli topraları sevmez. Fazla sıcak  ve rüzgardan olumsuz etilenir. Yazın bol su ister, yaprağına su  püskürtülmesini sever. Çiçek açtıktan sonra budanır,  geç budanırsa tomurcukları kesildiği için çiçek açmaz. Daha çok bahçelerde peyzaj çalışmalarında kullanılır, büyük saksılara da dikilir. 

Uzun ömürlü ve dayanıklı bir bir bitkidir. Japon'yada  500  yıllık olanlar vardır. Fazla bakım istemez.  Tohumla, çelikle ve aşı ile üretilir. 

 Alabama ( ABD ) eyaletinin resmi  çiçeğidir. 

Japon kamelyası çiçeği 
( Camellia japonica ) 
Japon kamelyası, çiçeği, yaprağı ve meyvesi
 ( Camellia japonica )
Japon kamelyası ( Camellia japonica )
Japon kamelyası ( Camellia japonica )
Kaynaklar: Wikipedia. Süs ve Sera Bitkileri ( Atilla Odabaş ). Gardenia.  net. Ağaçlar ve Çalılar 1 ( Prof. Dr. Ersin Yücel ). Türkiye'nin Ağaçları ve Çalıları ( Necati Güvenç Mamıkoğlu ). Türkiye'nin Bütün Ağaçları ve Çalıları ( Prof. Dr. Ünal Akkemik

21 Haziran 2025

TAVŞANMEMESİ ( Ruscus )

Tavşanmemesi ( Ruscus aculeatus
Türkçede yaygın adı tavşanmemesi olan Ruscus aculeatus, Kuşkonmazgiller ( Asparagaceae ) ailesine bağlı, herdem yeşil, rizomlu ( toprak altı gövdeli ), bodur bir çalıdır.  Avrasya ve Kuzey Afrika'ya özgüdür ancak süs bitkisi olarak dünyanın diğer bölgelerine de yayılmıştır. Dünyada yedi, yurdumuzda ise tavşanmemesi ( Ruscus aculcatus )  ile birlikte dört türü  ( Ruscus colchicuszernek, Ruscus hypoglossum / atdili  ve Ruscus hypophyllum / tavşan kirazı ) yetişmektedir. Tavşanmemesi, gelinküpesi, tavşan elması, fare dikeni, emir, herdemtaze, sıçan dikeni, tavşantopuğu, dikenli mersin, ruskus, kasap süpürgesi, çalı süpürgesi ....  adları ile  bilinir. 

Cins adı eski Yunanca  'gaga' anlamına gelir. Yapraksı gövdenin ucunun kuş gagası şeklinde olduğunu ifade eder. Türkçe adı olan tavşanmemesi  ise,  bitkinin meyvesinin tavşan memesine benzediğini işaret etmektedir. Epite ( tür adı )  dikenli demektir, yapraksı gövdedisinin ucunun, sert ve batıcı olduğunu belirtir. İki evciklidir, yani erkek ve dişi çiçekler ayrı bitkilerde yer alır. Meyveleri sonbaharda olgunlaşır. 

Bitkinin çiçek ve meyvesi 
Dikine büyür ( 20 - 60 cm ), mersine ( myrtus ) benzer, bu nedenle dikenli mersin, yahudi mersini  olarak da  bilinir,  kışın yaprağını dökmez.  Bitkinin dalları değişime uğrayarak  yaprak şeklini almıştır,  ucu sert ve  batıcıdır.  Gerçek yapraklar ise bunların  üzerindedir,  pulsu ve mızrak şeklindedir.  Çiçeklerini   yaprakların koltuğundan  çıkan  bir sap üzerinde açar,  yeşilimsi beyaz renklidir.  Meyve,  üzümsü,  küre şeklinde, parlak kırmızı renkli ve tek çekirdeklidir.Yurdumuzun Marmara, Asıl Ege ve Karadeniz ve Akdeniz  bölgelerinde, ormanlık yerlerde yetişir.
Bitkinin genç sürgünleri eski çağlardan beri sebze olarak kullanılmıştır. Ayrıca tohumlarından bir tür  kahve yapılır. 
Eski çağlardan beri bitkinin dalları,  kurutulmuş kök ve rizomları tıbbi amaçlarla kullanılmıştır. ( idrar söktürücü ve taş düşürücüdür, kan dolaşımını harekete geçirir, ödemi azaltır, meyvesi müshil etkilidir. )

Bitkinin dalları,  Avrupa'da süpürge olarak kullanılmıştır, kasap süpürgesi denir. Günümüzde ise süs bitkisi olarak yetiştirilmektedir.  Daha çok peyzaj çalışmalarında  kullanılır. Dallarından  kesme çiçek aranjmanlarında yararlanılır.  Dikenucu ( Smilax excelsa ) meyvesi ile tavşanmemesi dalları kombine edilerek,  'kokina' adı ile özellikle yılbaşında çiçekcilerde satılır. Bulunduğu  yere bereket ve şans getirdiğine inanılır. 

Yetiştirilmesi oldukca kolaydır, fazla bakım istemez. Direk güneşi sevmez, gölge ve yarı gölge yerleri ve geçirimli, nemli toprakları sever. Soğuğa ( - 20 kadar ) ve kuraklığa dayanıklıdır. Bahçelerde ve  büyük saksılarda da  yetiştirilir. Tohumla ve bölünerek çoğaltılır. Tohumları kuşlar tarafından dağıtılır. 
Tavşanmemesi ( Ruscus aculeatus ) 
 
Kokina 

Kaynaklar: Türkçe Bitki Adları Sözlüğü ( Turhan Baytop ). Türkiye'nin Ağaçları  ve Çalıları ( Necati Güvenç Mamıkoğlu ). Ağaçlar ve Çalılar 1 ( Prof. Dr. Ersin Yücel ). Şifalı Bitkiler Ansiklopedisi ( Oktay Mete ). Wikipedia 

14 Haziran 2025

AYŞEGÜL VE MUTLULUK

Ayşegül ve  Mutluluk  ( Hikaye ) 
Çobanlık yapan İsmail davarlarını otlattığı ağa ölünce 'taşı toprağı altın' İstanbul'a göçer. ilk zamanlar daha önceden İstanbul'a gelip yerleşmiş akrabasının yanında misafir kalır. Uzun süre iş arar bulamayınca çöp konteynerlerinden topladığı  kağıt ve  eski eşyaları  satarak geçimini sağlamaya başlar. Biraz toparlanınca;  İlkokuldan  arkadaşı ve uzaktan akrabası Emine ile evlenirler, Emine engellidir. İlerlemiş yaşlarına rağmen kızlar olunca çok sevinirler. Ancak bu mutlulukları Ayşegül'ün okula başlaması ile hiç de beklemedikleri bir şekilde bozulur.      

Ayşegül'ü okula götüren  annesinin ayakları sakat olduğu için elleri ile süründüğünü gören bazı çocuklar, ona bakarak alay ederler. Ayşegül  babasının çöp topladığını  söyleyince, yanına kimse oturmak  istemez, öğretmen onu tek başına  oturtmak zorunda kalır. Ayşegül, heyacanla gittiği okuldan daha ilk gün eve  üzgün döner. Her geçen gün biraz daha okuldan soğur ve gitmek istemez.  Gittikçe içine kapanarak annesinden, babasınından uzaklaşmaya başlar. Annesine topladığı kır çiçeklerini koyduğu teneke kutu artık boş durur. Arkadaşları görür diye babası ve annesi ile beraber hiç bir yere gitmek istemez. Yatarken eskisi gibi annesini babasını öpmez, iyi geceler demez.  

Kentsel  dönüşüm için oturdukları gecekondu yıkılınca, hurda bir otobüste yaşamaya başlarlar. Konteynerlerden  çöp toplamak yasaklanınca işsiz kalan İsmail, yiyeceklerini pazarlarda yerlere  atılan sebze ve meyveleri  toplayarak karşılamaya çalışır.  Ama onları asıl üzen, kızlarının mutsuz olmasıdır.

Ayşegül'ün gündüz düşündüğü şeyler geceleri rüyasına girmeye başlamıştır.  Annesi onu çoğu gece  kan ter içinde uyandırmak zorunda kalır.  Babasınının ve  annesinin durumunu bir türlü  kabullenemeyen Ayşegül'ün aklından kötü şeyler geçmeye başlar.     

Bir gün evden kaçmaya karar veren Ayşegül, sokakta büyük bir kalabalığa rastlar. Kendi yaşlarında bir  kız çoçuğu,  yüksek bir binanın çatısına çıkmış  intihar etmektedir. Neyse ki açılan bir branda sayesinde kız kurtulur.  Mahalede yaşayanlar, çocuğun annesinin film yıldızı, babasının zengin bir iş adamı olduğunu söyler. Bu olay Ayşegül'ün düşüncelerini etkiler. Okula başlamadan  önce ki mutlu günlerini hatırlar, o zaman da annesinin  sakat, babası çöp topladığı halde çok mutlu olduğunu  düşünür. Artık,  hayata başka bir pencereden bakmaya başlamıştır. Okuluna geri döner, akşam gelirken annesinin çok sevdiği kır çiçeklerinden toplar, babası gelince sarılarak öper. Babasının getirdiği yiyeceklerin bir kısmını piknik  için ayırırlar.  

Sabahleyin yoldan geçmekte olan bir adam, eski otobüsten gelen sesleri duyunca gayri ihtayari  içeri girer.  Ayakları kırık masanın başında, çöpten toplandığı belli ekmek ve sebzelerle  kahvaltı yapan  mutlu aileyi görünce çok şaşırır.   
   
Zengin adam,  kendisine  ikram edilen  çayı içerken nasıl bu kadar mutlu olabildiklerini merak eder.    Ayşegül, adımın yüzünden ne düşündüğünü anlar, yaşadıklarını ve içine düştüğü bunalımı nasıl atlattığını anlatır. 

Çayını bitiren adam, biraz beklerseniz gidip kızımı da alayım, sizinle pikniğe gelmek istiyoruz der.
O gün iki kız akşama kadar kırlarda koşup oynadılar, annelerine kır çiçekleri  topladılar. Aradıkları mutluluğu bulmanın tadını çıkardılar.

Size bir sır vereyim mi? Ayşegül'ün o günkü arkadaşı kim di biliyor musunuz? Hadi ben söylemeyeyim, onu da siz tahmin edin.  

Kıssadan hisse: Çoğu zaman başka yerlerde aradığımız için bir türlü bulamadığımız mutluluk, aslında çok yakınımızda, içimizdedir.  

28 Mayıs 2025

ACEM LALESİ ( Eschscholzia )

Acem lalesi ( Eschscholzia californica )
Acem lalesi ( Eschscholzia californica ), yaz aylarında  laleye benzeyen  renga renk çiçekli  otsu bir bitki türüdür.  Haşaşgiller ( Papaveraceae ) familyasının  eşşoltsya ( Eschscholzia  ) cinsindendir. Bir  veya  iki  yıllıktır,  en fazla 30 - 40  cm. kadar boylanır.  Anavatanı Amerika Birleşik Devletleri ve Meksika'dır,  ancak süs bitkisi olarak dünyaya yayılmıştır.  Güney Avrupa, Asya  ve Avustralya da ise  doğallaşmıştır. 

Yurdumuza ilk defa İran ( Acemistan )   üzerinden gelmiş olabilir, laleyi andırır, bu nedenle Türkçe  adına  'Acem lalesi' denmiş olabilir. Dünyada ise  'Kaliforniya gelinciği' olarak bilinir.   

Cins adını, Rus botanikçisi  Johann Friedrich von Eschscholtz'un ( 1793 - 1831 )  almıştır. Tür adı Kalifornialı anlamına gelir.  Kaliforniya eyaletinin resmi çiçeğidir.
Acem lalesi / Kaliforniya gelinciği 
( Eschscholgia californica ) 
 Acem lalesi iki yıllık bir bitki olmasına rağmen,  kışın soğuk geçen bölgelerde  tek yıllık bir çiçek olarak yetiştirilir.  Tam güneşli yerleri sever, toprak bakımından seçici değildir, fakir, verimsiz, kuru  toprakları tercih eder. kuraklığa dayanıklıdır. Daha çok  kaya bahçelerinde bordürlerde, yer örtücü olarak yetişir. Saksıda da yetişir. 

Yaprakları parçalı,  ince dilimli ve mavi renklidir. Çiçekler,  fincan şeklinde, ipeksi dokulu ve uzun saplıdır. Gece ve kötü havalarda kapanır  ve sabahleyin tekrar açar.  Doğal türleri yalın katlı, sarı - turuncu renkli   ve dört taç yapraklıdır. Değişik  renklerde ( turuncu, sarı, beyaz, mor ve kırmızı ) ve  katmerli çiçekler açan çok fazla kültür formu vardır. Mayıs - eylül ayları arası süren,  uzun  bir çiçeklenme dönemi yaşar.   Meyve, kapsüldür,  içinde çok fazla tohum bulunur.  Süs bitkisi olarak yetiştirildiği ülkelerde doğallaşma eğilimindedir, hatta istilacı kabul edilir.  Yenebilir,  haşhaşa  benzeyen özellikleri vardır Tohumları  sonbaharda ekilirse ilkbaharda, ilkbaharda ekilirse yaz aylarında çiçek açar. Çoğu zaman yerde dökülen tohumlarından kendi biter.  

Acem lalesi ( Eschscholgia californica ) 
Acem lalesi ( Eschscholgia californica ) 
Acem lalesi ( Eschscholgia californica ) 

Kaynaklar: Britannica, Wikipedia, Pratik Çiçekcilik ( Lütfi Arif Kenber ). 

11 Mayıs 2025

PARKTAKİ ATATÜRK HEYKELİ

 

Seferihisar Belediyesi Parkı 
   
Parkta oturmuş, sağlık ocağına giden eşimi bekliyordum

Bir taraftan da, yanımdan hiç ayırmadığım fotoğraf makinemle 

Uçuşan güvercinlerin fotoğrafını çekmeye çalışıyordum.

Oynayan iki küçük çoçuğun Atatürk heykelini sevdiğini görünce

Gayri ihtiyari, makinemin deklanşörüne bastım.


Çoçukların bu hoş davranışı beni duygulanmıştı, yanıma çağırdım

Adlarını sordum, anaokuluna gidiyorlarmış

O kim biliyor musunuz? Dedim

 Atatürk,  ülkemizi kurtardı, dediler.


Bir  kalabalığın içindeydim. 

Atatürk konuşuyordu, 'Her yere heykelimi diktiniz ama; 

Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlamadınız' dedi.  

Belli ki,  kurduğu devletin bu halinden  memnun değildi.   

Yere düşen fotoğraf makinemin sesi ile uyanmıştım.  

   

Bu sırada eşim gelmişti, bir poşet dolusu ilaçla. 

Çaylarımızı içerken, biraz önce  Atatürk'ü gördüm dedim. 

Eşim, tuhaf bir şekilde yüzüme baktı.

Rüyamda dedim, seni beklerken bir ara dalmışım da.  


Atatürk'ün fikirlerini, yaptıklarını halka anlatamamıştık

Şiirler  söyleyerek,  heykelini yaparak işin işin kolayına kaçmıştık.   

Bilimden uzaklaşarak, aydınlarımızı, ülkemizi gerçekten sevenleri koruyamamıştık. 

 Cumhuriyeti demokrasi ile taçlandıramamış, darbe yapmıştık.   

Demokrasinin olmazsa olmazı olan laikliği  istismar etmiştik. 

  

A Kadir Bekçi

Şiirlerim. 10. 05. 2025, Bahçeköy / Seferihisar 

3 Mayıs 2025

PERU SÜMBÜLÜ ( Scilla peruviana )

Peru sümbülü ( Scilla peruviana )
Bitkinin genel görünümü. 
Bilimsel adı 'Scilla peruviana' olan Peru sümbülü, Kuşkonmazgiller ( Asparagaceae )  familyasının sümbülcük ( scilla ) cinsine mensup, çok yıllık,  soğanlı ve  otsu bir bitki türüdür.  Çiçekleri gösterişli olduğu için, süs bitkisi olarak dünyaya  yayılmıştır. Peru sümbülü,  Portekiz soğanı, Küba zambağı, Adasoğanı, Portekiz adaçayı gibi adlarla  bilinir. 

Scilla cinsinin bir çoğu süs bitkisi olarak yetiştirilen 100  kadar türü vardır. Bunlardan çoğu  Avrupa, Afrika ve Orta Doğu'da yetişir.  Daha çok mavi renkli, çan ya da yıldız şeklinde çiçek açarlar. Az da olsa başka renklerde ve sonbaharda çiçek açan türleri de vardır. 
Peru sümbülü ( Scilla peruviana )  bitkisinin tohum kapsüller. 
Peru sümbülü ( Scilla peruviana ) ismine rağmen Peru'ya özgü değildir. Batı Akdeniz'e özgü bir bitki  türdür ( Fas, Cezayir, Tunus , İspanya, Portekiz, İtalya ).  İlkbaharda, koyu mavi renkli gösterişli  çiçekler açar. Uzun bir çiçek sapı  ( 40 cm ) vardır, pramit şeklinde salkımlarda yıldız şeklinde toplu halde  çok fazla çiçek bulunur. Yaprak, uzun, şerit şeklinde ve koyu yeşil renklidir, soğandan  çıkarak rozet oluşturur ve  çiçek açtıktan sonra yazın  kurur.  Meyve, çok tohumlu bir kapsüldür.  
Peru sümbülü ( Scilla peruviana )
Peru sümbülü, subtropikal ve ılıman iklimlerde ve güneşli ya da  yarı gölge yerlerde  yetişir. Fazla sıcağı ve güneşi sevmez, dona karşı hassatır, daha soğuk bölgelerde  saksıda  yetiştirilir.  Büyüme zamanı, düzenli  sulama ister,  yeterince sulanmazsa  yaprakları sararır.  Verimli, humus bakımından zengin,  drenajı iyi,  nemli  toprakları  ve güneşli - yarı gölge  yerleri sever.  Yetiştirilmesi kolaydır, fazla bakım istemez. Bahçede ve saksıda yetişir. tohumla ve soğanları bölünerek  üretilir. Dikkat: Bitkinin bütün kısımları zehirlidir. 
Peru sümbülü ( Scilla peruviana )
Peru sümbülü - çiçeği  ( Scilla peruviana )
Yakın çekim. 

Peru sümbülü ( Scilla peruviana )
  
Peru sümbülü ( Scilla peruviana )
Yurdumuzda doğal olarak 8'i endemik olmak üzere 18 sümbülcük ( scilla ) türü yetişmektedir. Bunlardan  Türkçe adı Dağ soğanı olan Scilla hyacinthoides ( aşağıda ), Orman sümbülü ( Scilla bifolia ) ve Türkiye'ye özgü bir bitki olan Karyıldızı ( Scilla sardensis )  süs bitkisi olarak da yetiştirilir.  

Yurdumuzda Doğal Olarak Yetişen  Bazı Sümbülcük ( scilla ) Türleri:
Güzsümbülü ( Scilla autumnale )
Sonbaharda çiçek  açar ( Seferihisar / İzmir ) 
Gül sümbülü ( Scilla rosenii )
Posof / Ardahan 
Orman sümbülü ( Scilla bifolia ). İki veya üç yapraklıdır. 
Seferihisar / İzmir 
 
Gökçekarlık, Karyıldızı ( Scilla sardensis / Chionodoxa sardensis )
Endemik, yıldız şeklinde, merkezi beyaz mavi renkli çiçeklidir. Endemiktir.
Kemalpaşa / İzmir   
Dağ soğanı ( Scilla hyacinthoides )
Büyük soğanlı, mavimsi - mor çiçekli  bir bitkidir. 
Yetiştirme, populer bir süs bitkisidir.
  
Kaynaklar: Wikipedia.Süs ve Sera Bitkileri ( Atilla odabaş ). 


20 Nisan 2025

SU TERESİ ( Nasturtium officinale )

Su teresi ( Nasturtium officinale )
Genel görünümü  
Su teresi, adında da anlaşılacağı gibi suda yetişen ( sucul ) otsu bir bitki türüdür. Turpgiller ( Brassicaceae ) familyasının 'nasturtium' cinsine mensuptur.  Avrupa ve Asya kıtasına özgüdür, ancak günümüzde ılıman iklim görülen  ülkelere yayılmıştır.  Su içinde veya kenarlarında yetişir. Çin teresi de denir. En fazla 80 cm kadar boylanır, gövdesi  etli, sürüngen ve içi  boştur. Biberli, keskin kokulu ve  mayhoş lezzetlidir.  İlkbahar ve yaz aylarında çiçek  açar. Çiçekler, küçük, beyaz renkli, dört taç yapraklıdır, toplu olarak salkım görünümünde açar. Bileşik yapraklıdır. Ülkemizde yaygın olarak yetişir. 

Besleyici ve sağlık  açısından çok yararlı bir bitkidir. İnsanların ilk yetiştirdiği bitkilerdendir. Düşük kalorili olmasına rağmen mineral ve vitamin bakımında zengin olduğu için besleyicidir.  Yaprakları çiğ ve pişirilerek yenir. A ve C vitamini bakımından zengindir. Yapraklarından çiğden salata ve cacık  yapılır. Ayrıca yaprak ve gövdesi pişirilerek yemek yapılır, otlu peynire lezzet vermek için katılır.  

Su teresi ( Nasturtium officinale )
Çiçek ve yaprağı  
Botanik adı Nasturtium officinale'dir. Bitki, botanikci Robert Brown tarafından tanımlanmıştır. Cins adı Latince 'buruşmuş burun' anlamına gelir. Bitkinin tadının keskinliğine atıfta bulunur. Tür adı officinale, ekiden ilaç yerine de kullanıldığını işaret eder. Antik çağlardan beri çeşitli hastalıklara karşı kullanılmıştır. Yaprakları iskorpüt hastalığının ( C vitaminin yetersizliğine bağlı olarak gelişen bir hastalık )  tedavisinde kullanılmıştır. karaciğeri güclendirmek ve kanı temizlemek için kullanılır.  Modern tıbbın babası sayılan Hipokrat'ın hastanesini; hastalarını tedavi etmek için su teresi yetiştirebileceği bir derenin kıyısında kurduğu söylenir.  Yine, Pers ve Yunan askerlerinin  sağlıklarını ve güçlerini su teresine  borçlu olduğu söylenir. 

Yurdumuzda oldukca yayın olması çok fazla yöresel adla tanınmasına neden olmuştur. Acı gerdeme, Gerdeme, Kardomat, Kerdeme, Su kerdemesi,  Cırcır, Çakandura, Çünk, Derdime, Ispatan, Kurbağapisliği,  Su mancası, Tizik, Yabani tere ....  gibi. 

Baharatlı bir bitki olan bahçe teresi  ( Lepidium sativum ) ve Latin çiçeği /  Nasturtium ( Tropaeolum majus  )  ile  akrabadır. Günümüzde su teresi çok yararlı olduğu,  bilimsel olarak da kanıtlanmış antioksiden bir bitkidir.  Bahçelerde ve saksıda da yetiştirilir ancak bunun için toprağın sürekli nemli / yaş  olması gerekir. Saksıda yetiştirirken  altına bir su kabı koymak gerekir. Tohumdan üretilir.

Su teresi ( Nasturtium officinale )
Sucul bir bitkidir. 
 
Su teresi ( Nasturtium officinale ).
Saçak köklü bir bir bitkidir. 
Su teresi ( Nasturtium officinale ) 
Çiçeği ( yakın çekim )  

Su teresi ( Nasturtium officinale )
Meyvesi 
Su teresi ( Nasturtium officinale ) 
Su teresi ( Nasturtium officinale )
Çiçeği ( yakın çekim ) 
 
Su teresi ( Nasturtium officinale )
Bileşik yapraklıdır.
 
Su teresi ( Nasturtium officinale ) 
Tere otu (Lepidium sativum subsp. satiivum ). Bahçelerde yetiştirilir.
Yaprakları baharlı lezzetlidir, salatalarda kullanılır. Su teresi ile akrabadır.
    
Kaynaklar: Şifalı Bitkiler Ansiklopedisi ( Oktay Mete ). Wikipedia. Türkiye'nin Yabani Besin Bitkileri ve Ot Yemekleri ( Prof. Dr. Ertan Tuzlacı ). Türkçe Bitki Adları Sözlüğü ( Turhan Baytop ).Türkiye Bitkileri Sözlüğü  ( Prof. Dr. Ertan Tuzlacı )