29 Nisan 2012

KALANŞOE ÇİÇEĞİ ( Kalanchoe )

Kalanşoe çiçeği ( Kalanchoe blossfeldiana  )
Kalanşoe  ( kalanchoe ), damkoruğugiller familyasından ( crassulaceae ) bir cins otsu bitkinin ortak adıdır.  Anavatanı Güney Afrika ve Madagaskar adasıdır, ılıman iklimlerde yetişir.

Kalanşoe cinsi bitkilerin 100 kadar türü vardır. Bunlardan en tanınmış olanı; "kalanchoe blossfeldiana" dır. Kısaca 'kalanşoe' denilen bu çiçeği biraz daha yakından  tanıyacak olursak.

Bir saksı çiçeği olan kolanşoe, etli, kalın yeşil yapraklı ve otsu bir bitkidir.  İlkbahar ve sonbaharda; pembe, kırmızı, turuncu, sarı, beyaz  renklerde, demet  halinde, küçük çan şeklinde  çiçek açar.  Bazı kültür çeşitlerinin  çiçekleri katmerlidir.
.
Kalanşoe, aydınlık,  güneşli yerleri ve husuca zengin, kumlu toprakları sever. Yazın, fazla güneşten korunmalıdır. Soğuğa karşı kısmen dayanıklıdır, açık havayı sever. Sukulent  olduğundan fazla su istemez.
Seralarda ışıklandırma süresi ile oynanarak, değişik  zamanlarda çiçek açması sağlanmaktadır.

Kalanşoe, daha çok gövde ve yaprak çeliği  ile üretilmektedir. Yavaş gelişir, büyümesi ve tomurcuklarını açması uzun sürmektedir. Çiçekleri  kokusuz ve  uzun ömürlüdür. Daha çok hediye amacı ile yetiştirilmektedir.

                                       Kalanşoe çiçekleri.

Kalanchoe blossfeldiana
Kalanchoe blossfeldiana
Kalanchoe blossfeldiana
Kalanchoe blossfeldiana
Süs bitkisi olarak yetiştirilen bazı kalanşoe türleri ise şunlardır.

Kalanchoe daigremontianum ya da ' Bryopyllum daigremontianum :  Bu çiçeğe 'Binlerinannesi',
 'Aşkıngözyaşları' çiçeği de denmektedir.
Kalanchoe fedtschenkoi

24 Nisan 2012

SERVİ AĞACI İLE PONPON GÜL ( SERVİGÜL )

Servi Ağacı İle Ponpon Gül ( Hikaye )

O bahçedeki tek servi ağacıydı, bahçe kapısının yanında, caddenin kıyısındaydı. Beş yıl önce kendisi ile beraber,  kapının diğer yanına dikilmiş olan servi ağacını yolu  genişletirken kesmişlerdi.  Bu nedenle servi ağacı büyüdükçe kendini yalnız ve mutsuz hissetmeye başlamıştı.  Gittikçe uzayan boyu onu, bahçedeki diğer ağaçlardan her yıl biraz daha uzaklaştırmaya başlamıştı. Adeta gökyüzünde tek başına, yapayalnız  kalmıştı. Ara sıra dallarına konan kuşlarda olmasa, kimsenin ondan haberi bile olmayacaktı.

Bir gün bahçe sahibi, yeni satın aldığı gül fidanı dikmek için  servi  ağacının dibini kazmaya başladı.  Kazma seslerini duyan servi ağacı, dibinde bir  çukur kazıldığını görünce çok korkmuştu, 'Eyvah, arkadaşım gibi benimde sonum geldi herhalde' dedi.

Ancak korktuğu olmamıştı, adam kazdığı çukura elindeki gül  fidanını  dikerek oradan gitmişti. Servi ağacı dibine başka bir ağacın  dikilmesinden hoşlanmasada, yine de kendine bir şey olmadığı  için  sevinmişti. İçinden de; 'benim gölgemde o fidan burada zor  büyür' dedi.

Bahçe sahibi, servi ağacının dibine ponpon denilen bir tür sarmaşık gül dikmişti.  İlk yıl pek fazla gelişmeyen gül,  ikinci yıl  hızlı bir şekilde büyümeye  ve  servinin dalları arasından kıvrıla kıvrıla yükselmeye başlamıştı.

Bahar gelmiş ağaçlar çiçek açmaya başlamıştı, servi ağacı yine  kendini çok  yalnız ve mutsuz  hissetmeye başlamıştı. Dallarının arasında yükselen  sarmaşık gülü ise unutmuştu.  Bir sabah uyandığında gözlerine inanamadı, her yanında beyaz, küçük güller açmıştı, etrafında arılar, kelebekler uçuyordu.

Servi ağacı ilk defa kendini  çok mutlu hissetmişti. Artık konuşup sohbet edeceği çok güzel çiçekleri olan bir arkadaşı vardı. Yoldan geçenler,  gözlerini  üzerine kar yağmış gibi bembeyaz  çiçekler içinde olan servi aüacından  alamıyorlardı.

Sabahleyin bahçesini dolaşmaya çıkan  adam; servi ağacının dibine diktiği gülün çiçek açtığını görünce çok mutlu sevinmişti.  Beyaz ponpon güller servi ağacının yeşil dalları arasında  çok hoş  görünüyorlardı. Adam, gayri ihtiyari  'Benim SERVİGÜLÜM' dedi. O sırada rüzgarın  kopardığı küçük  bir gül goncası adamın  önüne düştü. Çiçeği  yerden alan adam,  gülü koklarken rüzgardan tepesi eğilen servi ağacı, sanki adama dibine diktiği gül için  teşekkür ediyordu.

A. Kadir Bekçi, Bahçeköy / Seferihisar.


20 Nisan 2012

İHSANİYE KÖYÜ DOĞA YÜRÜYÜŞÜ

Teos Doğa Sporları Grubu tarafından düzenlenen doğa yürüyüşü, bu hafta (15.04.2012) Seferihisar'ın  İhsaniye Köyü ile Urlaya bağlı  Ovacık Köyü arasında yapıldı. 
İhsaniye, Seferihisar'a bağlı, küçük bir orman içi köyü. İlk defa Osmanlılar zamanında, Mithat Paşa tarafından  Batum'dan getirilen göçmenleri yerleştirmek amacı ile kurulmuş.
Seferihisar'a 9 km, İzmir'e ise 44 km mesafede bulunuyor, yolu güzel asfalt. Köyün bulunduğu yerin sit alanı kapsamında olması, doğanın  korunmasını sağlamış, çevresi ormanlık.
Köyün içinde bulunan park alanı, yazın ayni zamanda   'kamp yeri' olarak kullanılmaktaymış.  

İhsaniye ve çevresi  doğa yürüyüşleri için oldukça elverişli. Arazi az engebeli ve zengin bir florası var.  Özellikle  köyün içinden de geçen derenin kıyısında  bulunan  yaşlı  çınar ağaçları görülmeye değer. Yaşlı ve fazla yürüyemeyenler  için ideal bir parkur.  Özellikle; erguvan ağaçlarının  çiçek açtığı ilkbahar mevsimi  ve çınar ağaçlarının  yapraklarını dökmeye başladığı sonbahar çok güzel oluyor.

Doğa yürüyüşleri, yurdumuzun bitki örtüsünü tanımak açısından da  çok yararlı olmaktadır. Zengin bir bitki örtüsüne sahip olan İhsaniye Köyü ve çevresi  bu bakımdan da  görülmeye değer.

İşte bu yürüyüşümüzün renkli hikayesi.


İhsaniye Köyü ve  camii. Minare, Osmanlı  zamandan kalmıştır.
Taşıtlarımızı  İhsaniye Köyü'nde bırakarak, Ovacık Köyü (Urla )
istikametinde, 15 km. sürecek olan  yürüyüşe  başlıyoruz.  
Bir süre  ormanın  içinde toprak bir yoldan yürüyoruz. 
Daha sonra  dere kıyısına inerek  yürümeye başlıyoruz.
Derenin akarken çıkardığı  ses insana huzur veriyor.
Teos Doğa Sporları Grubu
Yeni çiçek açmaya başlamış bir erguvan ağacının yanında fotoğraf  çektiriyoruz.
Tarihi yaşlı çınar ağaçları 
Adeta heykelleşmiş çınar ağaçları
Hey.. bana bakın !
Gölete düşmüş kaplumbağayı çıkarmak istiyoruz ama ..boşuna.
Dereden geçerken zorlanıyoruz.
 Dereden geçerken ıslanan elbiselerimizi  ateş yakarak kurutuyoruz
Yürüyüş boyunca iki sevimli köpek de  bize eşlik ediyor.
Ovacık, adı gibi düz yer. 

Bazı arkadaşlarımız akşam yemeği için arapsaçı topluyor.

Yaşlı kaplumbağa 
Fiğ ( Vicia sativa )
Sakız çalıları çiçek açmış.( Pistacia lentiscus )
İzmir kekiği / Bilyalı kekik ( Origanum onites )
Öğle yememizi  yiyoruz.
Ovacık yakınlarında yemeklerimizi yedikten sonra,
farklı bir güzergah üzerinden dönüşe geçiyoruz. .
Koyunlar, yeni yeşermiş  taze otların keyfini  çıkarıyor.
Keçiboğanlar (  azgan )  çiçek açmış  ( Calicotome villosa ) 
Bu arkadaşımız  ne topluyor  dersiniz?  ( çağla badem  )
Laden gülü, Kartli  ( Cistus salviifolius  )
Ovacık Köyü  / Urla 
Havacıva otu ( Alkanna tinctoria )
Defne ağacı  ( Laurus nobilis ) çiçek açmış..
Ormanlarla tarım arazileri  iç içe girmiş.

Yaşlı zeytin ağacı ( Olea europaea )
Çalı nevruzu ( İris unguicularis )

Ahlat ağacı ( Pyrus elaeagnifolia )
Ayva ( Cydonia oblonga ) çiçek açmış yaz  mı gelecek?
Tüylü fiğ ( vicia villosa )
Keşke hayat hep böyle pembe olsa.
Kızım ve ben
Sarı körek, Yaban kerevizi
( Smyrnium perfoliatum )
Yenen bir ot,  yemlik ( Tragopogon porrifo )

Mola
Çoban zurnası, Kedi otu
( Valeriana dioscoridis  )
Bu arada, kısa bir süre yağmur yağıyor.
Ekşi sarı yonca   ( Oxalis pes- caprea  )
Keklik çiğdemi, Köklü süsen
( Moraea  sisyrinchium )
Renk cümbüşü ( Azgan, erguvan ve laden  çiçekleri )
Yılan yastığı ( Aracunculus vulgaris )
bitkisinin desnli  yaprakları 
Çayırda otlayan  inekler. 
Ebegümeci ( Malva sylvestris )

Beş saatlik bir yürüyüşten sonra İhsaniye'ye tekrar dönüyoruz.
                               
İhsaniye'den  ayrılmadan önce, çam ağaçları arasında bulunan parkve piknik alanında bir süre dinleniyoruz.
                                         

İhsaniye'de  kahvehane olmadığından,  çayımızı buraya çok yakın olan yolumuz üzerindeki Turgut köyün'de ( Seferihisar )  içiyoruz.


 Başka bir doğa yürüyüşünde buluşmak umuduyla hoşçakalın sevgili doğa severler.
Harita için tıklayınız. http://www.haritamap.com/yer/ihsaniye-seferihisar
.