Gül ve bülbül (Efsane) etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Gül ve bülbül (Efsane) etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Eylül 2010

KIRMIZI GÜL VE BÜLBÜL

Kırmızı gül
Aşkı,sevgiyi, güzelliği ifade eden gül, çiçeklerin sultanıdır.Hiç bir çiçek gül kadar önemli olmamıştır. Bahar mevsimine bu nedenle  'Gül Mevsimi' denir. Kırmızı gülün ise yeri daha farklı ve anlamlıdır.

Edebiyatımızda gül çoğu kez bülbülle beraber konu edilmiştir.Şairlere ilham kaynağı olan gül ve bülbül, efsanelere de konu olmuştur.

Efsaneye göre;  bülbülün sevgilisi olan gülün rengi kırmızı değilmiş. Kendini deliler gibi seven bülbüle yüz vermiyormuş. Gülün bu tutumuna çok üzülen bülbül,gülün dalına konunca,dikenler bülbülün göğsüne batmış. Akan kanlar gülün dibine dökülmüş ve köklerinden vücuduna yayılmış. Gül işte o günden sonra kan kırmızısı açmış.

Şair Yahya Kemal Beyatlı, 'Rindlerin Ölümü' adlı ünlü şiirinde, gül ve bülbülü daha farklı bir anlama büründürmüştür.
(Rind;Dünya umurunda olmayan,gönlünce yaşayan kişi )

                RİNDLERİN  ÖLÜMÜ
Hafız'ın kabri olan bahçe de bir gül varmış;
Yeniden her gün açarmış kanayan rengiyle,
Gece, bülbül ağaran vakte kadar ağlarmış
Eski Şiraz'ı hayal ettiren ahengiyle.

Ölüm asude bahar ülkesidir bir rinde;
Gönlü her yerde buhurdan gibi yıllarca tüter.
Ve serin serviler altında kalan kabrinde
Her seher bir gül açar,her gece bir bülbül öter.

(Y.Kemal'in sekiz yılda tamamladığı bu şiirde,rindlerin ölümü nasıl algıladığını, en büyük rind sayılan Hafız-ı Şiraz'ın kabrini tasvir ederek anlatır)