28 Temmuz 2012

SON AHLAT AĞACI


Son Ahlat Ağacı / Şiir 

                                 
Adını senden alan bu köyün, tek kalmış  ağacıydın sen.
Bir sabah uyandığında, bembeyaz çiçekler içinde,
Arılar, böcekler...çocuklar koşuşmuştu, Ahlatlı'ya bahar geldi diye !
Sevinç ve neşe vardı o sabah, Anadolu'nun bu ıssız dağ köyünde.

Yer gök sıcaktan yanıp kavrulurken,
Altında oturmuş  kaval çalıyordu, köyün deli çobanı.
Dallarına tırmanıyordu durmadan keçiler,
Batsa da koca koca dikenlerin vücutlarına...

Sararan yaprakların tek tek dökülüyordu,
Rüzgar estikçe  dallarından.
Sonra bir kuş konmuştu, dallarından birine
Son bir ahlat bulabilmek umuduyla...

Havalar soğumuş, yaprakların kalmamıştı.
Kış gelmişti, uykuya yatma zamanı diyordun.
Oysa misafirlerin gelmişti,  hem de tanıdık,
Odun edip götürmek için seni,
Ellerinde balta, sırtlarında urgan.

A. Kadir Bekçi



20 Temmuz 2012

KANAYAN KALPLER SARMAŞIĞI ( Klerodendrum )

Bir adı da kızılay  çiçeği olan beyaz çiçekli kanayan kalpler  çiçeği.
 ( Clerodendrum thomsoniae 'variegata' )

Kanayan kalpler, mineçiçeğigiller ( verbenaceae ) familyasından, çok yıllık,  çalı / sarmaşık formlu bir süs bitkisi  türüdür.  Botanik  adı  'Clerodendrum thomsoniae' dir. Bu nedenle Klerodendrum ( clerodendrum ) da denir.  Anavatanı Afrika kıtasıdır.  Tropikal ve ılıman iklimlerde yetişir. Yaz - kış yeşil yapraklıdır.
Bitki, Thomsoniea ( Tür adınını veren botanikçi ) tarafından dünyaya tanıtılmıştır.

Beyaz kanayan kalpler sarmaşığı / kızılay çiçeği
 ( Clerodendrum thomsoniae ' variegata' )
Kanayan kalpler sarmaşığının iki çeşidi vardır:

- Beyaz kanayan kalpler sarmaşığı / Kızılay çiçeği ( Clerodendrum thomsoniae ' Variegata' ):  Kanayan kalpler sarmaşığının bu çeşidine, ülkemizde  'kızılay çiçeği' de  denmektedir. Oval, koyu yeşil yapraklı bir sarmaşıktır.  Çiçeklerinin çanak yaprakları beyaz,  taç yaprakları ise kırmızı kan rengindedir.

- Kırmızı kanayan kalpler sarmaşığı / Kırmızı klerodendrum ( Clerodendrum thomsoniae ):
Bu çeşitten olanların ise, çiçeklerinin çanak yaprakları beyazımsı mor, taç yaprakları kırmızı renklidir.

Kırmızı kanayan kalpler çiçeği (  Clerodendrum thomsoniea )
Kanayan kalpler sarmaşığı ( klerodendrum ),  direk  güneşi sevmeyen bir bitkidir.  Yarı gölge yerlerden hoşlanır. Tropikal bir bitki  olduğu için de, yazın yapraklarına  su serpilmesini ister.  Toprak olarak ise, humusça zengin, geçirimli  ve nemli toprakları sever.

Klerodendrum, Akdeniz ikliminin görüldüğü kıyı bölgelerimizde daha çok bahçe çiçeği olarak yetiştirilmektedir. Soğuğa dayanıklı olmadığı için, don olan yerlerde saksı çiçeği olarak  yetiştirilmesi  gerekir.
Klerodendrum,  çelikle ve tohumdan üretilmektedir.

Klerodendrum  ( Clerodendrum thomsoniae ya da clerodendrum x speciosum )

15 Temmuz 2012

GÜNEŞŞAPKASI ÇİÇEĞİ / RUDBEKYA

Rudbekya çiçeği ( Rudbeckia hirta )
Rudbekya ( rutbeckia ), papatyagiller ( Asteraceae ) ailesinden, otsu bir bitki cinsidir. Anavatanı Kuzey Amerika'dır, 30 kadar türü vardır. Bunlardan aşağıda tanıtacağım  Rudbeckia hirta  ve Rudbeckia laciniata, çiçekleri güzel olduğu için süs bitkisi olarak yetiştirilmektedir. Ayrıca çok fazla kültür ve varyeteleri yetiştirilmiştir.
Bu bitkilere Rudbeckia adı, İsveçli bilim adamı Olaf Rudbeck'in adından esinlenerek verilmiştir. Ülkemizde genel olarak günşşapkası denir. 
 
- Güneşşapkası çiçeği, Rudbekya ( Rudbeckia hirta ):
Karagözlü susan ( Black eyed suzan ) ya da Kahverengi gözlü susan adı ile de bilinen  Rudbeckia hirta, çok yıllık, rizomlu, kışın toprak üstü kısmı kuruyan otsu bir süs bitkidir. ( Karagözlü suzan sarmaşığı 'Thunbergia alata' ile karıştırılmamalıdır.)

Karagözlü suzan sarmaşığı ( Thunbergia alata )
( Ayıpençesi / Acanthaceae  familyasından sarılıcı, otsu bir süs bitkisidir.)

Güneşşapkası çiçeği  ( Rudbeckia hirta )

Rudbekya, güneşli yerleri sever, toprak konusunda  seçici değildir, hemen her türlü toprakta kolayca yetişir. Daha çok su tutma kapatisesi yüksek killi ve nemli toprakları sever. Kuraklığa ve soğuğa dayanıklıdır.
Uzun bir süre çiçek açtığından, parrk ve bahçeler  için ideal bir çiçektir. Sökülmezse ertesi yıl ilkbaharda kökünden yeniden filizlenir. Arı ve kelebekleri kendine çeker. 
Görünüşü ayçiçeği ve  şifalı bir bitki olan ekinezya çiçeğini ( echinacea purpurea ) andırır.   Kesme çiçek olarak da kullanılır. 

Altın ışık, Rudbekya  ( Rudbeckia laciniata 'Goldquelle' ).
( Uzun saplı, sarı çiçekli bir bahçe bitkisidir. )

- Altın ışık ( Rudbeckia laciniata  'Goldquelle'): 
Sarı çiçekli ve uzun saplı, sevilen  bir bahçe çiçeğidir. Halk arasında 'Patişahı attan indiren' adı ile de bilinir. 

Rudbekya,  fazla bakım istemez,  kolay yetişir, taze yaprakları yenir.   Tohumdan ya da kökten ayırma ile üretilir.
Rudbekya / Güneşşapkası Çiçekleri:

Rudbekya çiçeği ( Bahçemden )

Güneşşapkası çiçeği / Rudbekya

Rudbekya çiçeği 

Rubekya çiçekleri  ( Batum Botanik Bahçesi). 


Not. Bu sayfa son olarak  08. 03. 2017 tarihinde güncellenmiştir.

8 Temmuz 2012

HASAN DAĞI EFSANESİ


Hasan Dağı Efsanesi 

Anadolunun nereye  giderseniz gidin, bir dağla karşılaşmamak hemen hemen imkansızdır. Kiminin başı dumanlı, kiminin karlı, sıra sıra ya da yalnız başınadır. Tarihte çeşitli uygarlıklara beşiklik etmiş olan bu topraklar, coğrafi bakımdan adeta bir dağlar ve yaylalar diyarıdır.
Bu yüzden dağların kültürümüzde önemli bir yeri vardır. Anadoluda yaşamış olan toplumların ruhu, kültürü bu dağlarda yoğrulmuştur. Köroğlu, Karacaoğlanı, Dadaloğlu ve daha nice halk kahramını bu dağlar sayesinde halk kahramanı olmuştur. Bu nedenle çoğu türkülerimizin sözleri, efsanelerimiz dağlarla ilgilidir. Onları dinlerken bir an kendinizi bu dağlarda, yaylalarda bulursunuz. 

Çoğunun adını dahi bilmediğimiz bu dağların bazıları da aynı adı taşır, sanki başka bir ad yokmuş gibi.  Hasan dağı, Murat dağı, Kara dağ... gibi. Her birinin ayrı birer efsanesi hikayesi vardır, bu dağlarımızın. 

Hikayesini anlatacağım yerin adı da Hasan dağı, ama burası öyle çok bildik bir yer değil. Belki de öyle bir dağ aslında hiç yok!
Bu dağın en büyük özelliği ise, çevrede tek bir ağaç dahi olmadığı halde üzerinin ormanlarla kaplı olması. İşte efsanemiz de bununla ilgili.

Bir zamanlar Hasan adında  bir çoban ailesi ile birlikte, keçilerini otlattığı bir dağdaki kulübesinde yaşarmış. Bir gün evine döndüğünde çok sevdiği eşinin ve çocuklarının eşkiyalar tarafından öldürülmüş olduğunu görünce, üzüntüsünden deliye dönmüş. Eşinden ve çoçuklarından ayrılmak istemediği için de, onları kulübesinin içine gömmüş. Akşam olunca da, rüyasında eşini ve çocuklarını görme umudu ile erkenden yatarmış: Bir gece rüyasında onları çok mutlu bir halde görmüş. çeşitli hayvanların, kuş seslerinin olduğu bir ormanda yaşıyorlarmış.      

Hasan, o günden sonra bu dağı rüyasındaki gibi hayvanların, kuşların yaşadığı bir orman haline getirmeye karar vermiş. Diktiği fidanları kurumaması için  keçilerinin sütleri ile sulamış, kavalı ile onlara  sevgisini anlatırmış. Ağaçlar büyüdükkce bir  ailesi gibi olmuşlar. Halk onun delirmiş olduğunu kabul etmiş ve buraya o'nun adından dolayı Hasan dağı demeye  başlamışlar. 
Ancak Hasan'ın  bu sevgi ve çabası boşa gitmemiş, koça dağ yavaş yavaş yeşererek bir ormana dönüşmüş ve her yer  gelen  hayvanlarla  ve kuş sesleriyle  dolmuş.
                                                                    x   x   x
Yol olmadığı için makiliklerin arasından dağın zirvesine çıkmamız kolay olmuyor. Burası düz bir yer, dağın zirvesi zamanla aşınmış. Orman yana yana makiliğe dönüşmüş, çok az çam ağaç kalmış. Bir kayanın altından su çıkıyor, eskiden daha gür akıyormuş: Yorgunluğumuzu su içerek gideriyoruz.   . 
Rehberimiz, efsaneye göre Hasan'ın burada yaşamış olduğununun inanıldığını söylüyor. Suyun  ise Hasan'ın mezarı kazılırken çıktığına inanılıyormuş.  Etraftaki çalılara gelenler dilek için bez parçaları  bağlamışlar. Bu sudan içenlerin ise cennette Hasan'ın ile  komşu olacağına inanılıyormuş. Bunu duyan arkadaşlar tekrar su içmeye gidiyor: 

Hasan dağından indikten sonra, bir başka efsanenin izini sürmek için Anadolu bozkırındaki yolculuğumuza devam ediyoruz. Etraf sararmış otlarla kapılı, bozkırda tek bir ağaç bile yok. Yaz sıcaklarının etkisiyle doğa can çekişmeye başlamış.
Gözlerimi kapıyorum....her taraf yemyeşil ve ağaçlık, kuş sesleri su seslerine karışıyor.

A.Kadir Bekçi 
Bahçeköy / Seferihisar (  8. 7. 2012 )