29 Ekim 2012

AHLAT AĞACININ DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ..!


Ahlat ağacının genel görünümü  ( pyrus elaeagnifolia )
Armut ağacının doğal olarak kırlarda yetişen türüne  ahlat ( pyrus elaeagnifolia ) ya da  yaban armudu denmektedir. Sert, iri dikenli ve küçük yapraklı olan bu ağacın meyveleri armuda göre daha küçük olmaktadır. Bazı ahlat ağaçlarının sert ve yuvarlak  olan  meyveleri ancak  yumuşadıktan sonra yenebilmektedir.
Ahlat ağaçları doğada giderek azalmaya başlamıştır. Bunlar, ya aşılanarak armuda dönüştürülmekte ya da kesilerek yerine kültür bitkileri dikilmektedir.

Böylece kurdun kuşun besin kaynağı olan  bu yabani  meyve, insanların bitmeyen ihtirasları yüzünden yok olmaya başlamıştır.  Onlarla  beslenen canlılar ise;  ya açlıktan  ölmekte,  ya da aç kaldıkları için  etrafa saldırarak zarar vermektedirler.

Son zamanlarda doğada yiyecek bulamayan yaban hayvanlarının yerleşim yerlerine inmesi, insanlara saldırması bunu açıkça göstermektedir. Mera ve boş arazilerin bilinçsiz bir şekilde  tarlalara dönüştürülmesi ve yerleşime açılması ile, ahlat gibi  bir çok yabani meyve ağacı türü de  azalmaya başlamıştır. Bu durum doğal hayatı tehdit etmektedir.

Armut ağacı, ahlat gibi doğal olarak yetişmez, aşı yapılarak üretilmektedir. Ayrıca sulanması, gübrelenmesi, çeşitli hastalık ve zararlılara karşı korunması gerekmektedir. Kısaca kültür olarak yetiştirilmeye başlanan  meyve ve bitkiler,  silahı elinden alınmış asker gibi  kendini koruyamamaktadır. Doğal olarak yetişen bitkiler kadar dayanıklı değildirler.

Daha verimli ve kaliteli ürünler elde etmek için, bitki türleri üzerinde çok eskiden beri ıslah çalışmaları yapılmıştır.  Kültür bitkileri bu şekilde üretilmektedir. Ancak bunu yaparken doğal ortamı yok etmemeliyiz, bunlarla beslenen  diğer canlıları da düşünmeliyiz. Yabani olarak yetişen bitkileri mutlaka  korumalıyız, yeni bitki türlerinin ortaya çıkması için bu son derece önemlidir.

Meyve çiçek bir arada.

Altı yıl önce,  bahçemdeki ahlat ağaçlarına aşı yaparken doğrusu bunları hiç düşünmemiştim. Aşıladığım  bu ağaçların önce büyümeleri  durdu, daha sonra da kurumaya başladılar.  Anadolu'da,  köylülerin ahlat ağaçlarını niçin aşılamadıklarını şimdi daha iyi  anlıyorum.

Doğal olarak yetişen ahlat ağacı, dikenler ile daha tam olgunlaşmamış  tohumlarını ( meyve ) korurken , küçülen yaprakları su kaybını azaltmıştır. Bu nedenle kuraklığa son derece dayanıklıdırlar, çorak yerlerde rahatlıkla  yetişir.  Meyveleri ile beslenen   yaban   hayvanları,  dışkıları ile  tohumlarını  etrafa yayar. Ahlat ağacının doğada bu kadar yaygın olmasının bir  nedeni de  budur.

Sadece günlük çıkarlarını düşünen insanoğlu, doğal hayatı önemsememekdedir.  Doğal olarak yetişen bitkiler, ormanlar,  yaban hayatı gereksiz şeylermiş  gibi kabul edilmektedir. Halbuki bitkiler, hayvanlar, sular.....kısaca doğa bir bütündür, biri olmadan diğerleri de olmamaktadır.
Hepimizin, daha fazla  geç kalmadan bu soruların  cevabını düşünüp gereğini yapmalıyız !

Ahlat  ağacı meyvesi
Ahlat ağacı ve meyveleri

23 Ekim 2012

KARA HURMA ( Diospyros lotus )


Bir adı da 'Kara hurma' olan Yabani Trabzon Hurması ( Diospyros  lotus )
( Cumalıkızık / Bursa ) 

Sevilen bir meyve olan Trabzon hurması'nın ( Diospyros kaki ), meyveleri daha  küçük olan ve yurdumuzda doğal ve kültür  olarak yetişen türüne, halk arasında Yabani Trabzon hurması, ya da Kara hurma denir.  
Kara hurma ( Diospyros lotus ), abanozgiller ( ebenaceae ) familyasından, kışın yapraklarını döken, yuvarlak tepeli ve  dik gövdeli bir ağaçtır. Yurdumuzun yanı sıra ( Artvin, Trabzon, Giresun, Kahramanmaraş ve Rize )  Kafkasya, İran, Çin ve Japonya'da doğal olarak yetişmektedir. 

Yurdumuzun  Doğukaradeniz Bölgesi'nde hem kültür olarak, hem de kendiliğinden, doğal olarak  yetişir.  Meyveleri  olgunlaştığında da dalından düşmediği için, kuşlar için önemli bir besin kaynağıdır. Tohumları kuşlar sayede geniş bir çevreye yayıldığı için doğada daha çok görülmeye başlamıştır.

Yabani Trabzon  Hurması ya da kara hurma  meyveleri   ( Diospyros lotus )

Kara hurma ağacının meyveleri küçük,  fındık  büyüklüğünde olur, buruk bir tadı vardır.  Tam olgunlaştığı zaman buruşur ve turuncu olan rengi koyu  kahve rengine döner. Şeker bakımından çok zengin olduğundan, kışın üşümeyi önler. Meyveleri hem yaş, hem de  kuru olarak olarak tüketildiği gibi, pekmez yapılarak da değerlendirilir. 
Doğukaradeniz Bölgesin'de Diospyos lotus'a halk arasında; çok  gaz yaptırdığı için 'osuruk hurması', renginden ötürü de 'Kara hurma' da  denir. Bir adı da 'yahudi hurması' dır.

Bir adı da kara hurma olan Diospyros lotus ağacı ve meyveleri. 

Kara hurma bitkisi abanoz ağacına ( Diospyros ebenum ) benzer, kerestesi değerlidir. Doğal hayatın korunması için önemli bir bitkidir. Kış aylarında dalda kuruyan  meyveleri, kuşlar için önemli bir besin kaynağı oluşturur.  Çiçekleri ise  arıcılık için önemlidir.
Yapraklarından bazı hastalıklara karşı çay yapılmaktadır. Fidanları, cennet elması için anaç olarak kullanılır. 

Henüz olgunlaşmamış kara hurma ( Diospyros lotus )   meyveleri
 
giresun'dan getirerek diktiğim kara hurma fidanı  ( Seferihisar / İzmir  ). 

Kara hurma  ağacım  çiçek açtı  ( 15 . 05. 2016 , Seferihisar. )

Kurumuş kara hurma  meyveleri, çerez olarak  tüketilir.

Not: Bu yayın  son olarak 13. 09.2023  tarihinde güncellenmiştir.


8 Ekim 2012

SARDUNYA ÇİÇEKLERİ ( Pelargonium )

Bahçe sardunyası ( Pelargonium x hortorum ) 
Bilimsel adı  Pelargonium x hortorum  olan bahçe sardunyası, Geraniaceae ( Turnagagasıgiller ) familyasından  melez bir bitkidir.  Pelargonium zonale ve Pelargonium inquinans arasında bir melezdir.  Sardunya, bütün dünyada ve ülkemizde en çok   yetiştirilen çiçeklerden birisidir. Halk arasında  gülfatma da denir.  Kolay yetişmesi, fazla bakım istememesi ve dört mevsim çiçek açması gibi nedenler  bunda etkilidir.  Anavatanı Güney Afrika'dır. Çeşitli  renklerde ( beyaz, pembe, kırmızı, pembe ), yalın kat, katmerli, kokulu,  ebruli çiçek açan çok fazla türü ve kültür çeşidi vardır.  Çok yıllık, çalımsı ve otsu bir bitkidir. Çiçek kurulu şemsiye formundadır. Tohumla ve çelikle üretilir. 
Süs bitkisi olarak yetiştirilen diğer türleri şunlardır.
- Sakız sardunya ( Pelargonium peltatum ):  Sürünücü, sarkıcı bir sardunya türdür. Kırmızı, pembe ve siyah renkli çiçek açan çeşitleri vardır.
- Itır ( Pelargonium graveolens ):  Sardunya cinsindendir, yaprakları keskin  kokuludur. 
- Ceylangözü ya da canan ( Pelargonium x domesticum ): Melez, çalımsı bir türdür. Çiçekleri pembe, mor ya da kırmızı renkli olup genellikle beneklidir. 
Ayrıca bodur ve  yer örtücü  çeşitleri  vardır. Ülkemizde doğal olarak yetişen bir bitki olan  solucan otu ( Pelargonium endlicherianum ), yabani bir sardunya türüdür.  

Eski evlerin pencerelerini süsleyen sardunya çiçekleri
( Yörük Köyü / Safranbolu )
Şehirlerin yoksul mahallelerinde, köylerde pencere önlerinde ve yol kenarlarında eski kaplara, teneke kutulara dikilmiş  sardunya çiçekleri  görürsünüz. Evlerinin güzel görünmesini isteyen, çiçekleri seven bu  dar gelirli aileler  fazla bakım istemeyen, yetiştirilmesi kolay olan sardunya çiçekleri diker. Bu nedenle  sardunya 'fakir çiçeği' olarak  kabul edilir.

Bilindiği gibi İtalya'nın Akdeniz'de Sardunya (Sardinya ) adında bir  adası vardır. Akdeniz iklimi ile uyumlu bir çiçek olan 'sardunya' adının  bu adadan  mı geliyor? sorusu aklagelir.  Tarihçi Murat Belge, 'Sardunya' başlıklı bir  yazısında bu adanın adı ile bu çiçek arasında bir ilişki olmadığını, zira burada çiçeğin adının 'ceraniya /geranium' olduğunu söyliyor. 

'Sardunya' kelimesi  İtalyancadan ( sardonia kelimesinden  ) dilimize geçmiştir. Bilimsel adı olan 'Pelargonium', Yunanca leylek demek olan palergos sözcüğünden gelmektedir. ( Çiçek tohumları leylek kafasına benzediği için.)

Sardunya ( pelargonium ), ayn zamanda tıbbi bir bitkidir. Ekolojik yaşam uzmanı 'Erkan Şamcı', sardunyanın sinir sistemini gevşettiğini ve insanı mutlu ettiğini, uykusuzluğu iyi geldiğini, sivrisinekleri kovduğunu söylüyor. Ayrıca yaprak ve gövdesi yenebilir. 
Sardunya kokulu güzel günler dileklerimle.

Sardunya çiçeklerim, iyi seyirler sevgili çiçek severler. 
Sardunya çiçekleri ( Pelargonium x hortorum )

Itır ( Pelargonium graveolens )

Pembe çiçekli sakız sardunya ( Pelargonium peltatum )

Bahçe sardunyası ( Pelargonium  xhortorum )

Bahçe sardunyası  ( Pelargonium x hortorum )
Pembe çiçekli sardunya çiçeği 
Kırmızı sardunya çiçeği
Sardunya çiçeği
Kırmızı çiçekli sakız sardunyası ( Pelargonium peltatum )
Beyaz çiçekli sardunya
Sakız sardunyası ( Pelargonium peltatum ) 
Turuncu renkli sardunya çiçeği
Yıldız çiçekli sardunya
Alaca yapraklı sardunya ( Pelargonium catalina )
Kırmızı çiçekli sakız sardunyası
( Pelargonium peltatum )
Siyah renkli sakız  sardunya ( Pelargonium peltatum  ) 

Canan, Ceylangözü ( Pelargonium x domesticum )
( Aşağıdaki linki tıklıyarak sarunya çiçeği  ilgili diğer yazımıda okuyabilirsiniz. (;http://kadirbekci53.blogspot.com/2010/05/sardunya-ve-itir-cicegi.html..)
( Bu yayın son olarak 25. 04. 2024 tarihinde güncellenmiştir. ) 

3 Ekim 2012

SU KABAĞI ( Lagenaria )

Usta ellerde birer sanat eseri haline gelen  su kabakları. 

Kabak ( cucurbita ), çok fazla  türü olan, tek yıllık ve  otsu bir  bitki cinsidir.  Ancak bütün kabak türleri 'cucurbita' cinsine mensup  değildir.
Kabak türlerinin çoğu besin için yetiştirilir, meyveleri lifli bir bitkidir. Su kabağı gibi bazı kabak cinsleri ise, eskiden beri daha başka  amaçlarla kullanmak için yetiştirilmiştir. 

Su kabağı ( Lagenaria siceraria ), kabakgiller ( cucurbitaceae ) familyasından tek yıllık, 9 m. kadar büyüyen, sarılıcı  bir bitkidir.  Bu nedenle asma kabağı da denir. Ayrıca şişe kabağı, testi kabağı, susak da denir. Çiçekleri beyaz renklidir, erkek ve dişi çiçek ayrı olup ayni bitki üzerinde bulunur.   Anavatanı Asya veya Afrika kıtasıdır. 
Çok fazla form, renk ve büyüklükte olan çeşitleri vardır.  Genel olarak sap kısımları dar, alt kısmı şişman olur. 
Su kabağı nemli, geçirimli,  kumlu toprakları  ve güneşli yerleri sever, gölgeyi sevmez. 

Su kabağı, eskiden beri  eşya olarak kullanmak amacı ile yetiştirilmiştir. Daha çok  testi ( susak ), saklama kabı olarak kullanılırmıştır. Adı da buradan gelmektedir. Ayrıca taze iken yenir.   
Günümüzde ise lamba, heykel, müzik aletleri yapımında kullanılmaktadır. Kabak kemane, su kabağından yapılan bir sazdır.

Çocukluğumda su kabağı  daha çok pınarlardan su içmek ya da bir kaba su doldurmak için,  maşrapa olarak kullanılırdı. Şişman kısmından büyük  bir delik açılan bu kabaklara  "susak" denirdi. Daha eskiden ise, ölü yıkamada kullanılırmış.
30  yıl  önce Alanya Kalesi'nden aldığımız, üzerine kedi motifi olan su kabağı hala vitrinimizi süslüyor. 

Bu yıl ektiğim kabak  tohumların içine  bir de su kabağı karışmış, çiçek açınca farkettik. Şimdiden beş tane meyve verdi, çiçek açmaya ise  devam ediyor.

Su kabağı ile ilgili bilinmesi gereken önemli bir husus da şudur. Su kabağını koparmak için bitkinin tamamen  kurumasını beklemek gerekmektedir. Aksi halde, erken toplanan su kabakları çürümektedir, bilginiz olsun.

Süs kabaklarının çoğu ise, balkabağı türlerinin  ( curcubita maschata ya da curcubita maxima ) melez ve varyeteleridir.
                                        KABAK TADI VERDİ

Konu  kabak olunca, aklıma sıkça kullandığımız 'kabak tadı verdi ' deyim geldi. Hoşumuza gitmeyen, bıktıran, bir kaç kez tekrarlanan konuşmalar için kullandığımız bu deyim bakın nasıl ortaya çıkmış.

Su kabaklarının yiyecek kabı olarak kullanıldığı eski zamanlarda, kabağın tadı içine konan besine karışır ve  tadını bozarmış. Bu nedenle insanlar sevmeden kabak tadı olan bu yiyecekleri yemek zorunda kalırmış. Daha sonraları ise  bu söz sevilmeyen, tekrarlanan konuşmalar için de kullanılmaya başlanmıştır.

Neyse, ben de konuyu daha fazla uzatarak  kabak tadı vermeden sizleri değişik su kabağı fotoğrafları ile  baş başa bırakıyorum. İyi seyirler.

Alacalı su kabağı
Uzun su kabağı
Su kabağı
Su kabağı çiçeği.
Su kabakları
Beyaz su kabakları
Bunlarda yeşil su kabakları
Su kabağı ( lagenaria siceraria )
Su kabaklarından yapılmış süs eşyaları.
Su kabaklarından yapılmış süs eşyaları satan bir dükkan / Bursa