Doğa Sevgisi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Doğa Sevgisi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

14 Haziran 2025

AYŞEGÜL VE MUTLULUK

Ayşegül ve  Mutluluk  ( Hikaye ) 
Çobanlık yapan İsmail davarlarını otlattığı ağa ölünce 'taşı toprağı altın' İstanbul'a göçer. ilk zamanlar daha önceden İstanbul'a gelip yerleşmiş akrabasının yanında misafir kalır. Uzun süre iş arar bulamayınca çöp konteynerlerinden topladığı  kağıt ve  eski eşyaları  satarak geçimini sağlamaya başlar. Biraz toparlanınca;  İlkokuldan  arkadaşı ve uzaktan akrabası Emine ile evlenirler, Emine engellidir. İlerlemiş yaşlarına rağmen kızlar olunca çok sevinirler. Ancak bu mutlulukları Ayşegül'ün okula başlaması ile hiç de beklemedikleri bir şekilde bozulur.      

Ayşegül'ü okula götüren  annesinin ayakları sakat olduğu için elleri ile süründüğünü gören bazı çocuklar, ona bakarak alay ederler. Ayşegül  babasının çöp topladığını  söyleyince, yanına kimse oturmak  istemez, öğretmen onu tek başına  oturtmak zorunda kalır. Ayşegül, heyacanla gittiği okuldan daha ilk gün eve  üzgün döner. Her geçen gün biraz daha okuldan soğur ve gitmek istemez.  Gittikçe içine kapanarak annesinden, babasınından uzaklaşmaya başlar. Annesine topladığı kır çiçeklerini koyduğu teneke kutu artık boş durur. Arkadaşları görür diye babası ve annesi ile beraber hiç bir yere gitmek istemez. Yatarken eskisi gibi annesini babasını öpmez, iyi geceler demez.  

Kentsel  dönüşüm için oturdukları gecekondu yıkılınca, hurda bir otobüste yaşamaya başlarlar. Konteynerlerden  çöp toplamak yasaklanınca işsiz kalan İsmail, yiyeceklerini pazarlarda yerlere  atılan sebze ve meyveleri  toplayarak karşılamaya çalışır.  Ama onları asıl üzen, kızlarının mutsuz olmasıdır.

Ayşegül'ün gündüz düşündüğü şeyler geceleri rüyasına girmeye başlamıştır.  Annesi onu çoğu gece  kan ter içinde uyandırmak zorunda kalır.  Babasınının ve  annesinin durumunu bir türlü  kabullenemeyen Ayşegül'ün aklından kötü şeyler geçmeye başlar.     

Bir gün evden kaçmaya karar veren Ayşegül, sokakta büyük bir kalabalığa rastlar. Kendi yaşlarında bir  kız çoçuğu,  yüksek bir binanın çatısına çıkmış  intihar etmektedir. Neyse ki açılan bir branda sayesinde kız kurtulur.  Mahalede yaşayanlar, çocuğun annesinin film yıldızı, babasının zengin bir iş adamı olduğunu söyler. Bu olay Ayşegül'ün düşüncelerini etkiler. Okula başlamadan  önce ki mutlu günlerini hatırlar, o zaman da annesinin  sakat, babası çöp topladığı halde çok mutlu olduğunu  düşünür. Artık,  hayata başka bir pencereden bakmaya başlamıştır. Okuluna geri döner, akşam gelirken annesinin çok sevdiği kır çiçeklerinden toplar, babası gelince sarılarak öper. Babasının getirdiği yiyeceklerin bir kısmını piknik  için ayırırlar.  

Sabahleyin yoldan geçmekte olan bir adam, eski otobüsten gelen sesleri duyunca gayri ihtayari  içeri girer.  Ayakları kırık masanın başında, çöpten toplandığı belli ekmek ve sebzelerle  kahvaltı yapan  mutlu aileyi görünce çok şaşırır.   
   
Zengin adam,  kendisine  ikram edilen  çayı içerken nasıl bu kadar mutlu olabildiklerini merak eder.    Ayşegül, adımın yüzünden ne düşündüğünü anlar, yaşadıklarını ve içine düştüğü bunalımı nasıl atlattığını anlatır. 

Çayını bitiren adam, biraz beklerseniz gidip kızımı da alayım, sizinle pikniğe gelmek istiyoruz der.
O gün iki kız akşama kadar kırlarda koşup oynadılar, annelerine kır çiçekleri  topladılar. Aradıkları mutluluğu bulmanın tadını çıkardılar.

Size bir sır vereyim mi? Ayşegül'ün o günkü arkadaşı kim di biliyor musunuz? Hadi ben söylemeyeyim, onu da siz tahmin edin.  

Kıssadan hisse: Çoğu zaman başka yerlerde aradığımız için bir türlü bulamadığımız mutluluk, aslında çok yakınımızda, içimizdedir.  

25 Mayıs 2019

OLUKLU KERTENKELE DEN MESAJ VAR !

Oluklu kertenkele.
'Sevgili insanlar, ne olur beni  yılan sanarak  öldürmeyiniz. Benim size hiçbir zararım yok, hatta tarıma zararlı bazı böcekleri yediğim için  yararım var. Böylece  doğal dengenin sağlanmasına da  katkım oluyor.  Ayaklarım olmadığı, yılan gibi uzun olduğum için; beni ilk defa  görenler yılan sanıp öldürüyor. Bu nedenle neslim tehlike altında.  Sonra, dinozorlar gibi yok olursam  pişman olursunuz. Beni daha iyi  tanımanız için bu amcaya poz veriyorum. Lütfen dikkatli bakın da beni yılanla  karıştırmayınız. İmza Oluklu kertenkele.'

Efendim işi şakası bir yana, doğa dostu olanların  zaten yılanı da öldürmeyeceği muhakkak. Ben tanımayanlara, yılana çok benzeyen bu zararsız hayvanı  gördüklerinde korkmamalarını ve öldürmemeleri belirtmek istedim.

Bilimsel adı 'Ophisaurus apodus' olan oluklu kertenkele,  adını  yan taraflarındaki  oluk gibi olan girintiden almıştır. Bazı yörelerde ise kör yılan olarak bilinir.  Ayakları körelmiştir. Yılandan ayıran bir özelliği de, göz kapaklarının olmasıdır.  Ayrıca besin ve yağ deposu olarak kullandığı kuyruk kısmını, tehlike anında bırakabilmektedir.  İnsanı görünce yılan gibi tıslayıp  kıvrılması ise, düşmanını korkutmak için geliştirdiği bir savunma sistemidir.

50 yıl kadar yaşayabilen oluklu kertenkeleler böcek, karınca, çekirge, fare gibi küçük canlılarla beslenmektedir. Boyları 1,5 m. bulabilir. Kısa süreli kış uykusuna yatar. Yumurtlayarak  ürer.  

31 Ocak 2019

UÇURUMDAKİ ÇİÇEK

Uçurumdaki  Çiçek / Hikaye
Cebinden  çıkardığı paraları saymadan taksi şoförüne veren yaşlı adam, Cehennem Çukuru!na giden  vadinin  içinde  yavaş adımlarla ilerleyerek gözden kaybolmuştu.  Burası çok derin bir kanyondu. Düşen  canlılar genel olarak sağ çıkamadığı için, halk adını 'Cehennem Çukuru' vermişti. 

Yaşlı adam, daha önce de bir çok kez  geldiği bu yere, bu defa  hayatına son vermek  için gelmişti. Yakalandığı amansız hastalık yüzünden, çok sevdiği doğadan  ve kır çiçeklerden uzak kalınca yaşama hevesini kaybetmişti. Son yolculuğuna arkadaşım dediği, her gittiği yere götürdüğü fotoğraf makinasını da yanında getirmişti.

Bir efsaneye göre, bu uçurumdan düşüp  ölenler  çiçek olup  tekrar hayata dönmektedir. Bu nedenle, burada her yıl yeni çiçeklerin açtığına  inanılmaktadır.
Yaşlı adam  hafta sonları mahallesinin çoçuklarını doğa gezilerine götürür ve bu sırada  onlara  gittikleri yerlerle ilgili, çoğunu kendinin uydurduğu  hikayeler, efsaneler anlatırdı. Bu çocukların çok hoşuna giderdi. Bu da onlardan biriydi. 
Doğayı, çiçekleri çok seven  yaşlı adam şimdi, kendi anlattığı / uydurduğu bu hikayeye inanmak istemişti. Kimbilir, belki de hayata bu defa yeni bir çiçek olarak gelirdi.

Son kez etrafına bakınan adam, kendini uçuruma bırakacağı sırada birden  durmuştu. Daha önce hiç görmediği bir çiçek, uçurumda adeta kendine gülümsüyordu. Hayatı boyunca hep  yeni bir bitkiyi  keşfetmek istemişti.  Bu nedenle bir an intihar etmeyi unutarak, çiçeğin fotoğrafını çekmek için  uçuruma doğru  ilerlemeye başlamıştı.

Polisler, taksi şoförünün verdiği ifade üzerine  yaşlı adamın cesedini Cehennem Çukuru'nda bir fotoğraf makinesi ile beraber bulmuştu. Yapılan  inceleme sonunda, adamın fotoğraf  çekerken uçurumdan düşerek öldüğü ortaya çıkmıştı.

Fotoğrafı inceleyen botanikçiler, yaptıkları inceleme sonuncu yaşlı adamın ölmeden önce yeni bir bitkiyi keşfetmiş olduğunun anlaşıldığını belirterek, bu çiçeğe onun adının adının  verileceğini açıklarlar.

A  Kadir Bekçi
31. 01. 2019, Bahçeköy / Seferihisar.