Yabani meyveler. etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yabani meyveler. etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

14 Mart 2013

KIZILCIK AĞACI ( Cornus mas )

Kızılcık ( Cornus mas ) 

Daha önce bilmediğim  bitkileri, ağaçları, çiçekleri  yetiştirmeyi  daha çok seviyorum. Çiçeklerini görmek, meyvesi yeniyorsa  tatmak daha heyecanlı oluyor. Bu nedenle her yıl bahçeme  bir - iki  tane, daha önce  yetiştirmediğim, bilmediğim  ağaç ya da çiçek dikmeye gayret ediyorum.  Geçen yıl  ilk defa kızılcık ( Cornus mas )  dikmiştim.  Bu yıl daha çok  küçük olmasına rağmen çiçek açınca, benim için güzel bir sürpriz oldu.   
Adını meyvesinin renginden alan kızılcık, en erken çiçek açan ağaçlardan biri diyebilirim. Altın sarısı  rengindeki çiçeklerini yapraklarını daha açmadan  önce açıyor.   Bu arada arıların da kızılcık ağacının  çiçek açmasına,  en az  benim kadar sevindiğini söyleyebilirim.

Şimdi de gelin adını sıkca duyduğumuz ama fazla tanınmayan  bu bitkiyi ( kızılcık ) biraz dah  yakından tanıyalım.
Kızılcık ( cornus ) cinsinin yurdumuzda doğal olarak yetişen iki türü bulunmaktadır. Ayrıca yurdumuzda doğal olarak yetişmediği halde, park ve bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilen  bazı kızılcık türleri  bulunmaktadır.    

Kızılcık ağacı  ( Cornus mas ):  Kızılcıkgiller / cornaceae familyasının örnek bitkisidir.Çiçekleri sarı renkli olduğu için sarı çiçekli kızılcık da deniyor.  Kışın yapraklarını döken bir çalı ya da  5 - 6 m. kadar boylan küçük bir ağaçtır. Uzun ömürlü olup, odunu son derece dayanıklıdır. Ergen, kiren gibi adlarla da bilinir.  Meyveleri uzunca, kırmızı renkli olur ve yenir. Şerbeti, marmelatı olur. Tohumlarından sabun yapılır.  

Yabani kızılcık ( Cornus sanguinea ): Kansiğdiren, demircik de denilen yabani kızılcık, kışın yapraklarını döken  beyaz çiçekli bir çalıdır. Anavatanı yurdumuz ve Avrupa'dır. Yaprakları sonbaharda dökülmeden önce  kırmızı bir renk alır, meyveleri olunca siyah renklidir. Park ve bahçelere süs bitkisi olarak da  dikilen bir kaç kültür formu vardır. Dallaından sepet, meyvelerinden ise sabun yapılır. 

Yabani kızılcık / Kansiğdiren  ( Cornus sanguinea ) 

Yurdumuzda hem doğl, hemde kültür olarak yetiştişen   kızılcık ağacı'nın  anavatanı kesin olarak bilinmemekle beraber Anadolu olduğu sanılmaktadır  Ayrıca bahçelere  süs bitkisi olarak da dikilmektedir.
Afyonkarahisar'ın Şuhut ilçesinin Balçıklıova  beldesinde tarımı yapılmaktadır. 
Kızılcık ağacı ılıman iklimlerde ve güneşli ve yarıgölge yerlerde yetişir. Humuslu ve kalkerli toprakları daha çok sever. Tohumla ve çelikle üretilir.

Kızılcığın Türk kültürü içinde de önemli  bir yeri vardır. 'Kızılcıklar oldu mu' türküsünü duymayanımız yoktur.
Acılarını gizleyip sabredenler için 'Kan kusup kızılcık şerbeti içtim.' deyimi kullanılır.

Halk arasında 'Kızılcığın tüketildiği yerde hekime gerek yoktur.' denir. Ben yine de  kızılcık şerbeti içelim ama doktora da gitmeyi  ihmal etmeyelim derim.

 Kızılcık,  ağaç olarak da önemli bitkidir,
.
-Kızılcığın çekirdeğinden sabun ve yanıcı bir yağ elde edilmektedir. Ayrıca ağacı sarı boya içermektedir. (Kaynak:Ağaçlar ve Çalılar 1 Ersin Yücel )
.
-Sopa deyince aklımıza kızılcık ağacı gelir. Ünlü Devrek bastonları yine bu ağaçtan yapılmaktadır.

-Kızılcık kök yapısı ile de erozyona karşı mücadelede dikilmesinde yarar olan bir ağaçtır.

-Suyu çok seven kızılcık soğuğa karşı son derece dayanıklıdır. Çekirdekten ve çelikle üretilmektedir.

Kızılcık ağacı ( Cornus mas )  ve olgunlaşmış  meyveleri
( Doğadan  ).

Kızılcık ağacı çiçeği
( Cornus mas ) 

Kızılcık çok erken, yaprak açmadan önce sarı renkli  çiçek açar.
 
Kızılçık ağacı ve  meyvesi.
 ( Benim kızılcık ağacım henüz meyve vermedi.)


28 Kasım 2012

KAVAKDERE - ÜRKMEZ DOĞA YÜRÜYÜŞÜ

Teos Doğa Sporları Grubu tarafından  hafta sonları düzenlenen  doğa yürüyüşü, pazar günü  ( 25.11.2010 ) Kavakdere - Ürkmez arasında yapıldı. Yaklaşık 20 km. lik bir parkurda yapılan  bu doğa yürüyüşü yaklaşık 6 saat kadar sürdü. Havanın da açık ve güneşli olması,  yürüyüşümüzün  daha neşeli ve zevkli  geçmesini sağladı. 
İşte pazar günü yaptığımız bu yürüyüşün fotoğraflarla . Seveceğinizi umuyor ve sağlığı elverişli olan herkesin  bu tür etkinliklere  katılmasını dilerim.   Unutmayalı sağlığımız her şeyden önemlidir.

Kavakdere Köyü, Seferihisar / İzmir. 

Yürüyüşe saat 10.00'da  belediye otobüsü ile geldiğimiz Kavakdere Köyü'nden başladık.  Kavakdere, Seferihisa'a yaklaşık 18 km. mesafede bulunuyor.  Kavakdere Barajı'nın bir kısmı bu köyün sınırları içinde kalıyor. Biraz ilerisinde, Seferihisar'ın en gelişmiş köylerinden biri olan   Orhanlı Köyü var.  Bu iki köy, Karadeniz köyleri gibi ayrı mahallelerden oluşuyor,  dağınık bir yerleşme şekli var. 

Kavakdere Barajı / göleti. Seferihisar. 

Her taraftan köpek sesleri geliyor, nar bahçeleri arasından geçerek köyden uzaklaşıyoruz.  Daha sonra da köyün çıkışında bulunan  boş bir alanda   kültür- fizik hareketleri yapıyor ve yeni katılan arkadaşlarla tanışıyoruz.

Kavakdere Köyü / Seferihisar.
Nar ağaçları her mevsim  farklı bir renge bürünür.

Yürüyüşe başlamadan önce   kültür - fizik hareketi yaparak kaslarımızı yumşatıyoruz. 

Yürüyüşe, orman işletmesinin  bu yıl açtığı anlaşılan  rampa bir yoldan başlıyoruz. Kara çam ormanının olmadığı yerlerde  makilikle  başlıyor.  Daha çok pırnal,  koca yemiş, sakız  ve sandal ağaçı var. Bu arada, yol boyunca rastladığımız  koca yemiş meyvelerinden  topluyarak  yiyoruz.

Yeni açılmış toprak yoldan  yürümeye başlıyoruz.
Koça yemiş  / Dağ çileği  ( Arbutus unedo )
İlginç, bazı koca yemişler ise   çiçek açmış.
Koca yemişle karıştırılan bir bitki, sandal ağacı ( Arbutus andrachne ).
Meyveleri koca yemiş gibi lezzetli değil, ancak yeniyor.
Yükseldikce Kavakdere ve Orhanlı köyleri adeta ayaklarımızın altında kalıyor. Burada kısa bir mola veriyor ve fotoğraf  çektiriyoruz.

Teos Doğa Sporları Grubu, Doğayı seviyoruz.
Arkadaşımız bulduğu ilginç bir ağaç kökünü gösteriyor.

Dağların melekleri 

Orhanlı  köyü / Seferihisar.
Ayfatı kayaları / Orhanlı
2,5  saat süren bir yürüyüşten sonra dağın zirvesine ulaşıyoruz. Buradan, Doğanbey kıyıları (Ege Denizi ) net  olmasa da  görülüyor. Düz bir alan, ağaçlandırma çalışmaları yapılmış.
Öğle yemeğimizi burada yedikten sonra bir süre dinleniyoruz.Hatta bazı arkadaşlarımız siesta yapıyor.  Bu arada, bir arkadaşımızın ormanda  bulduğu devasa bir  mantar elden ele dolaşıyor ve herkes fotoğraf çektiriyor.

Öğle yemeği yiyoruz

Ne tartışıyorlar dersiniz?
Ben de mantarla fotoğraf  çektirenlerin arasına katılıyorum.
Mantar şemsiye
Mantar güzeli

Bir arkadaşımız siesta yapıyor !
Doğa her yerde bir başka  güzeldir. 
Öğle molasından sonra dağın diğer yamacından ( güney )  aşağıya doğru  yürümeye başlıyoruz. Dağın bu yamacı gerek yer şekilleri, gerekse  bitki örtüsü olarak daha farklı bir özellik gösteriyor. Etrafta oluşmuğ olan  kayalar dikkat çekiyor. Burada koca yemiş çileği daha çok,  evlerimize götürmek için de bir miktar topluyoruz. Pürenlerin  ( erica manipuliflora ) oluşturduğu  yamaçlar uzaktan  pes pembe görünüyor.
Daha sonra içinden küçük bir derenin geçtiği bir vadiye iniyoruz. Burası bitki örtüsü ve çeşidi  bakımından çok daha zengin.  Çınar ağaçlarının  ( platanus orientalis ) yaprakları sararmaya başlamış. Ayrıca mersin ( myrtus communis ), çakal eriği ( prunus spinosa ), ahlat ( pyrus elaeagrifolia ), sakız ( pistacia lentiscus ), saparna ( smilax excelsa ) ...  gibi daha değişik  yabani bitkiler var.

Başkanımız çevreyi tanıtıyor.
İlginç bir kaya oluşumu. 
Koca yemiş çileği  ( Dağ çileği )
Bir başka ilginç kaya oluşumu. 
Her yer koca yemiş çileği.  
Kırgıbayır. Doğayı sevmek mutluluktur
Mavi yaban mersini ( Myrtus communis / Blueberry ) 

Bir tür dikenli sarmaşık ve meyvesi, Saparna, melucan  ( Smilax excelsa)
Taze filizleri yenir.

Ahlat ( Pyrus elaeagrifolia  )
Sakız ağacı / çalısı  ( Pistacia lenfiscus )
Çakal eriği ( Prunus spinosa )
Mersin / Murt ( Myrtus communis ) 
Fundalık
Püren, Erika  ( Erica manipuliflora )  

Vadideki hayat

Bu arkadaşlar ne yapıyor dersiniz?

Koca yemiş ağacı, meyveleri olgunlaşırken ayni zamanda çiçek açar.

Saat 15. 00'de Payamlı'ya geliyoruz.  Burası parkı, parke döşeli caddeleri ile modern bir köy, daha önce belediye teşkilatı varmış. Parkta çay içerek bir süre dinleniyoruz.

Payamlı Köyü / Seferihisar
Payamlı / Seferihisar. 
 Payamlı'da kısa bir süre yorgunluk  çayı  .çip  dinleniyoruz.


Payamlı'da ayrılmadan önce burada da  bir hatıra  fotoğraf  çektiriyoruz.

Payamlı'da çaylarımızı içtikten  sonra, buraya çok yakın bir mesafede bulunan  Ürkmez Barajı'nın bulunduğu yere geliyoruz. Ürkmez Barajı, 1991 yılında D.S.İ tarafından sulama amacı ile yapılmış, Daha sonra da kısa bir yürüyüşten sonra, parkurumuzun sona erdiği yer olan Ürkmez Beldesi' ne ulaşıyoruz. Bir kaç arkadaşımızı burada bıraktıktan sonra, dolmuşlara  binerek  Seferihisar'a hareket ediyoruz. Böylece uzun ama zevkli bir yürüyüşü daha tamamlamış oluyoruz.

Haftaya bir başka parkurda buluşmak umudiyle, hoşçakalın sevgili doğa severler.
                                             Doğa gezersen güzeldir.

Ürkmez Barajı
Seferihisar'ın turistik beldesi Ürkmez.