27 Nisan 2017

ÇAYIR PAPATYASI ( Bellis / Koyungözü )



Çayır papatyası / Koyun gözü ( Bellis perennis )
( Doğadan ) 

Çayır papatyalarından ( Bellis ) söz etmeden önce, kısaca papatyagiller ( Asteraceae )  familyasına  değinmek  istiyorum.
Papatyagiller ( asteraceae ), dünyada  1100 cins ve 2500 türü olan  en büyük çiçekli bitki familyasıdır.  Ülkemizde 133 cinse bağlı  1156 papatya türü bitki bulunmaktadır ( Vikipedi ).

Papatyalar kutuplar dışında dünyanın her yerine yayılmışlardır.  Bazı papatya türleri  besin maddesi ve  ilaç yapımında kullanılmaktadır. Çok fazla papatya türü ise süs bitkisi olarak yetiştirilmektedir.
Bu familyadan olan bitkilerin çiçekleri çok fazla çiçekçiğin  bir araya gelmesiyle  oluşmuştur. Bu nedenle papatyagillere / asteraceae  'compositea' familyası da denir.

Koyungözü ( Bellis perennis ) 
                                            ÇAYIR PAPATYALARI  ( Bellis / Koyungözü  )

Bellis  cinsinden olan papatya türlerine,  genel olarak  çayır papatyası ya da Koyungözü denir.  Ayrıca ingiliz papatyası, şeker tabağı da denmektedir. Avrupa ve Asya'da yayılış gösterir. Papatya olarak ilk anılan türdür. Ancak diğer türlerle karıştırmamak için çayır papatyası denir. Çok fazla türü yoktur. Yurdumuzda doğal olarak  üç türü yetişmektedir ( Bellis  perennis / Koyungözü, B. sylvestris / Nineotu, B. annua / Akbubeclik ).  Çok yıllık, kısa boylu,  rizomlu  ve otsu bir bitkidir.   Yaprakları çaykaşığını andırır, rozet oluşturur. Çiçeklerinin orta kısmı sarı, dilcikleri ise beyaz ya da uc kısmı kırmızı  renklidir.  Uçucu yağ taşır,  yaprak ve çiçekleri yenir. 

Çayır papatyaları baharın geldiğini müjdeler. Bir inanışa göre, dokuz çayır papatyası bir adımla ezilebiliyorsa bahar gelmiş kabul  edilir.
Roma mitolojisinde Nympha Belides, Vertumnus'un aşkından kaçmak için kendisini papatya çiçeğine çevirmiştir. Bu nedenle  eski çağlardan beri  bekaretin  ve masumiyetin simgesi kabul edilmiştir.

Bellis perennis / Koyungözü,  bu cinsin  en tanınmış olan türüdür. Yurdumuzda  doğal olarak  yetişir.  Değişik renk ve formlarda çiçek açan çok fazla kültürü formu vardır, bunların çiçekleri daha iri ve gösterişlidir
Park ve bahçelere süs bitkisi olarak dikilir. Ayrıca saksı çiçeği olarak da  yetiştirilirler.

Çayır papatyaları  açık alanlarda, yol kenarlarında, ormanlarda, güneşli yerlerde yetişmektedir.
Çayır papatyası çok yıllık bir bitki olmasına karşı, kültür formları mevsim çiçeği olarak yetiştirilmektedir.  Soğuğa oldukça dayanıklıdır, yaz sıcağını sevmez.
Toprak bakımından fazla seçici değildir, nemli ve humuslu toprakları sever. Akdeniz ve Ege bölgelerimiz bu çiçek için idealdir. Kışın,  aralık, ocak aylarında  çiçek açar. 

Çayır papatyaları tohumdan ve kökten ayırma ile çoğaltılır. Fazla bakım istemezler, bol çiçek açarlar.

Çayır papatyaları ( Bellis ). İyi seyirler. 
 ( Doğadan )
Çayır papatyası / Koyungözü ( Bellis perennis ) 

Koyungözü ( Bellis perennis )

Çayır papatyası ( Bellis perennis ) 

Koyungözü ( Bellis perennis 

Çayır papatyası ( Bellis perennis )
Seferihisar / İzmir. 

Çayır papatyaları / Koyungözü  ( Bellis perennis )

Çayır papatyası / Koyungözü  ( Bellis perennis )
Seferihisar / İzmir. 
Çayır papatyaları  
Koyungözü ( Bellis perennis )
( Seferihisar / İzmir )
Bir adı da koyungözü olan çayır papatyası
( Bellis perennis ) 
                                                     
Koyungözü ( Bellis perennis ) 

Akbubeclik ( Bellis annua )
Seferihisar / İzmir.

Akbubeclik ( Bellis annua )
Seferihisar / İzmir.

                                                             Çayır papatyaları / Bellis perennis  
 Kültür formları 

Çayır papatyası ( Bellis perennis )
( Kültür )

Koyungözü ( Bellis perennis )
Koyungözü ( Bellis perennis )

Çayır papatyası / Koyungözü  ( Bahçemden )

Çayır papatyası / Koyungözü  ( Bahçemden )
Çayır papatyası / Koyungözü  ( Bellis perennis  )

Beyaz çiçekli çayır papatyası / Koyungözü 

Kırmızı çiçekli Bellis perennis 

Bellis papatya / Koyungözü
( Bellis perennis )

Koyungözü / Bahçemden
( Bellis perennis )

Çayır papatyaları / Koyungözü
Seferihisar / İzmir.

Koyungözü ( Bellis perennis ) 

Kırmızı ve beyaz renkli çayır papatyaları
  Cittaslow Seferihisar / İzmir.

Kırmızı renkli çayır papatyaları ( Bellis perennis )
 
Çayır papatyaları
 Cittaslow Seferihisar / İzmir. 



17 Şubat 2017

VAPUR DUMANI ÇİÇEĞİ ( Ageratum )

Vapur dumanı çiçeğinin genel görünümü ( Ageratum houstonianum )

Bilimsel adı Agertum houstonianum ya da Ageratum mexicanum olan vapur dumanı, papatyagiller ( Asteraceae ) familyasından tek yıllık ve otsu bir bitkidir. Anavatanı Meksika'dır. Fazla bakım istemediği ve  bol çiçek açtığından dolayı, daha çok park ve bahçelere dikilmektedir, iyi bir yer örtücüdür.  Saksı çiçeği olarak ta yetiştirilir.

İlkbahardan başlayarak kışa kadar çiçek açar. Genel olarak mavi ve tonlarındaki çiçekleri dalların uc kısımlarında ve  şemsiye şeklinde olur.  Beyaz, pembe renklerde çiçek açan çeşitleri de vardır. Solan çiçekleri kesilirse, yeni dallar vererek  daha çok çiçek açar. Yumurta şeklindeki yeşil  yapraklarının kenarları dişli ve tüysüzdür.

Vapur dumanı ılıman iklimlerde yetişir, güneşli yerleri sever, kuraklığa dayanıklıdır. Orta derece sulama ister. Toprak bakımından fazla seçici değildir. Gübreli, gevşek ve geçirgen toprakları sever.
Genel olarak tohumla üretilir, çelikle de yetiştirmek mümkündür. Fazla bakım istemeyen, yetiştirilmesi kolay bir çiçektir.

Vapur dumanı çiçekleri.

Vapur dumanı çiçeği, her ne kadar adını vapur dumanına benziyen renginden
almışsa da, beyaz ve pembe çiçek açan çeşitleri de vardır.

Bir adı da ageratum olan vapur dumanı çiçeği.

Vapur dumanı çiçeği ( Ageratum )

Vapur dumanı kolay yetişir ve bol çiçek açar.

Vapur dumanı çiçeği ( Ageratum )
Vapur dumanı çiçeği uzun ömülüdür. Uzun boylu türleri
 kesme çiçek olarak ta kullanilir.

17 Ocak 2017

CİVANPERÇEMİ ÇİÇEĞİ ( Achillea )

Civanperçemi bitkisinin genel görünümü.

Civanperçemi ( achillea ), papatyagiller ( asteraceae ) familyasından, çok yıllık, otsu ve çiçekleri kokulu bir bitki cinsidir. Seksen kadar türü vardır. Bunlardan bir çoğu  ülkemizde yetişmektedir, bazıları ise endemik olup  sadece ülkemizde yetişir.   ( Ayrıca,  tanacelum / pireotu  türlerine de civanperçemi denir. Kaynak: Türkçe Bitki Adları Sözlüğü - Turhan Baytop )

Beyaz çiçekli civanperçemi


Civanperçemi türleri içinde en fazla  tanınan  ve bilinen 'achillea millefolım' dır. Millefolim 'bin yaprak' demektir. Çok yıllık bir bitkidir,  dünyanın çoğu yerlerinde yetişmektedir.  Odunsu bir gövdesi ve çok parçalı yaprakları vardır.

Kan durdurucu ve yara tedavi edeci özelliklerinden dolayı, savaşlarda ilaç yerine kullanılmıştır.  Civanperçemine bu yüzden bazı ülkelerde; 'Bitkilerin doktoru olan bitki', 'Tanrının eli otu' gibi adlar verilmiştir.


Civanperçeminin yaprakları çok parçalıdır.
Bu nedenle bir adı da 'binbiryaprak otu' dur.
Civanperçemi ( achillea ), ülkemizde de çok tanınan yararlı  bir bitkidir. Hemen hemen bütün bölgelerimizde ve her yerde kolayca yetişmektedir. Yol kenarlarında, dere kenarlarında, tarlalarda yetişir.  Bu nedenle çok fazla yöresel adı vardır;  Binbiryaprak otu, Akbaşlı, Barsama otu, Ayvadana, Baytaran, Kandil çiçeği, Hanzebel, Ebülmülük, Yılan otu,  Asker otu, Kesik otu bunlardan bazılarıdır. ( Kaynak: Türkiye Bitkileri Sözlüğü - Ertan Tuzlacı,  Türkce Bitki Adları Sözlüğü - Turhan Baytop )

Mitolojide Homeros, İlyada adlı eserinde  bu bitkiden de söz etmiştir. Truva ( troia )  savaşında Aşil ( Akhilleus ) Paris tarafından topuğundan vurulunca, Afrodit yarası için civanperçemi kullanmasını istemiştir. Aşil, askerlerinin yaralarını civanperçemi  ile tedavi ettirmiştir.  Bu nedenle  cins  adının ( aşil /  achillea ), Achilleus'tan geldiği kabul edilir. 

Halk arasında 'civan', daha çok  asker olan gençler için kullanılmaktadır. Bitkinin yaprakları ise, 'perçeme' benzetilmiştir.

Civanperçemi sadece tıbbi  bir bitki değildir. Taze yaprakları sebze olarak yenir, salataya katılır. Bazı Avrupa ülkelerde kurutulan yaprakları  baharat olarak kullanılmaktadır. Eskiden  bira ve boya yapımında kullanılmıştır.

Civanperçemi ( achillea ),   çiçekleri güzel  ve hoş  kokuludur,  bu nedenle süs  bitkisi olarak da yetiştirilir. Daha gösterişli çiçek açan çok fazla  hibri  üretilmiştir.  Çiçekleri toplu halde  ve şemsiye şeklindedir. Beyaz, pembe, sarı ve nadiren kırmızı çiçek açan çok fazla  türü ve çeşidi vardır. Ancak, birbirine çok benzeyen bu çiçekleri birbirinden  ayırmak çok zordur. Bu nedenle genellikle cins adı ile söylenir.

Civanperçemi  soğuğa, sıcağa  ve kuraklığa dayanıklı bir bitkidir.  Çiçek olarak, güneşli yerleri ve kuru toprakları tercih etmektedir.  Tohumdan ve kökten ayırarak üretilir. Yetiştirmek için doğadan temin edilebileceği gibi, daha gösterişli çiçekler açan  hibritleride satılmaktadır. 

Civanperçemi çiçekleri ( Doğal )

Sarı çiçekli civanperçemi

Civanperçemi ( Achillea )

Civanperçemi ( Achillea )

Civanperçemi ( Achillea )

Civanperçemi ( Achillea )

Civanperçemi ( Achillea )

Civanperçemi  ( Achillea )

Beyaz çiçekli civanperçemi

Civanperçemi, arı ve kelebekleri kendine çeken bir bitkidir.

9 Ocak 2017

KÜL ÇİÇEĞİ ( Senesyo )

Kül çiçeği ( Senecio cineraria ya da  Jacobaea maritima )
Türkce adı kül çiçeği olan 'Senecio cineraria' ( Eş anlamları; jacobaea maritima, Cineraria maritima, Senecio bibicolor ), papatyagiller ( Asteraceae ) familyasından, çok yıllık ve yarı çalımsı bir bitkidir. Çok fazla sinonim ( eş anlamı ) adının olması, cinsinin çok fazla   değiştiğini göstermektedir. Anavatanı Akdeniz havzasıdır, yurdumuzda doğal olarak  yetiişir. Yaprağının  rengi nedeni ile kül çiçeği denir. Ayrıca bahçe külü ve senesyo  olarak da bilinir. 
Senecio, latince 'yaşlı adam' demektir.

Kül çiçeği ( Senecio cineraria ya da Cineraria maritima )

Kül çiçeği, çiçeklerinden daha çok gümüş rengindeki yaprakları nedeniyle  süs bitkisi olarak yetiştirilmektedir. Herdem yeşildir, gövdesi ve yaprakları keçe gibi sık ve beyaz tüylerle kaplıdır.  Daha çok dış mekanlarda, peyzaj bitkisi olarak kullanılır. Saksıda da yetiştirilir. 

Yazın  ve sonbaharda dallarının uç kısımlarında, yalancı şemsiye görünümünde, papatya şeklinde, parlak sarı renkli çiçekler açar. Tohumdan yetiştirildiği yıl çiçek açmaz. 

Kül çiçeği, daha çok tüylü ve kül rengindeki yaprakları
olduğu için süs bitkisi olarak  yetiştirilmektedir. 

Kül çiçeği, sıcak ve ılıman iklimlerde ve güneşli yerlerde yetişir. Deniz kıyılarını daha çok sever. Toprak bakımından secici değildir, gübreli, geçirimli, kumlu ve kuru toprakları daha çok  tercih eder. Yazın, az ama düzenli sulama ister. Fazla su ve gölge yerler yapraklarının rengini bozar. Kuraklığa, sıcağa ve kısmen soğuğa dayanıklıdır.

Kul çiçeği, tohumdan, çelikle ve kökten ayrılarak çoğaltılır.  Fazla bakım istemeyen, yetiştirilmesi kolay,  güzel bir bahçe çiçeğidir. 
Bahçeniz çiçeksiz, gönlünüz sevgisiz kalmasın!
Kül çiçekler: 

Kül çiçeği ( Senecio cineraria ) 

Kül çiçeği tohumdan yetiştirilirse o yıl çiçek açmaz.
Bu nedenle çelik alırken çok yıllık olanlar tercih edilmelidir.

Kül çiçeği / Senesyo 

Kül çiçeği  /Senesyo 
Kül çiçeği ( Senecio cineraria  veya S. bibicolor )

Kül çiçeği ve yaprakları. 

kül çiçeği, kelebeklerin sevdiği bir çiçektir. 

28 Aralık 2016

AJANYA ÇİÇEĞİ ( Ajania pacifica )

Ajanya ya da ayanya çiçeği ( Ajania pacifica )

Ajanya ya da ayanya (ajania ), papatyagiller ( Asteraceae ) familyasından, 35 kadar türü olan bir bitki cinsinin  ortak adıdır. 
Eskiden  krizantem / kasımpatı (chrysanthemum ) türü  olan ajania, 1955 yılından itibaren ayrı bir cins kabul edilmiştir. 
Bunlardan 'Ajania pacifica', yaprakları çok güzel ve  dekoratif olduğu için, bütün dünyada  süs bitkisi olarak yetiştirilmektedir. Eski cinsinden dolayı da  adına;  Pasifik krizantemi, 'Gümüş krizantem ve  Altın krizantem denilmektedir.  

Bir adı da pasifik krizantemi ( chrysanthemum pasifica ) olan  ajania 

Anavatan Japonya'nın pasifik okyanusu kıyılarıdır ( Honshu adası ). Genel olarak  krizanteme  ( kasımpatı)  çok benzer,   ancak  çiçekleri krizantem kadar gösterişli  değildir. Daha ufak, düğme şeklinde ve sarı renklidir.  Nektar bakımından çok zengin olduğu için   arı ve kelebekleri kendine çeker.  

Ajanya ( ajania ),  yukarıda da belirttiğim gibi çiçeklerinden çok herdem yeşil,  dekoratif yaprakları nedeni ile  süs bitkisi olarak yetiştirilmektedir. Yeşil renkteki  yapraklarının kenarında  beyaz bir  şerit yer almakta. Kesme çiçek olarak da değerlendirilir.   


Ajania pacifice  çiçeğinin yaprakları.   

Ajanya ( ajania ), tuhaf  bir bitki diyebilirim. Geçen yıl saksılı aldığım bu  çiçeği,  sonbaharda çiçekleri geçince bölerek  bahçeye dikmiştim. Bu yıl, fotoğraflarda görüldüğü gibi değişik form ve renklerde  çiçekler açınca inanmadım.  Yapraklarının kenarındaki beyaz şerit ise küçüldü.  ( Daha sonra kasımpatı ile melezleştiğini anladım. ) 

Ajania, yetişmesi ve üretilmesi  kasımpatı ile aynı diyebilirim. Sıcağa ve soğuğa  dayanıklı bir bitki, güneşli yerleri ve suyu  seviyor. Yer örtücüsü  olarak ve kaya bahçeleri için uygun, saksı çiçeği olarak  da yetişiyor. Toprak bakımından fazla secici değil, geçirimli, nemli ve gübreli  toprakları  daha çok  seviyor. Çelikle ve kökten ayırma ile çoğalıyor. Sonbaharda çiçekleri geçince  krizantem gibi dallarının dibinden kesilmesi  gerekiyor.

Ajania çiçekleri ( Ajania pacifica ).

Bir yıl önce aldığım  ajania çiçeği.

Ajania çiçeği ve arı

Ajanya / Ajania çiçeği / Ajania pacifica )



Ajanya / Ajania çiçeği / Ajania pacifica )

Ajanya / Ajania çiçeği / Ajania pacifica )

Ajanya / Ajania çiçeği / Ajania pacifica )

Ajanya / Ajania çiçeği / Ajania pacifica )

Ajanya / Ajania çiçeği / Ajania pacifica )

Ajania çiçeği ve arı

Ajania kelebek ve arıların çok sevdiği bir çiçek.

Ajanya / Ajania çiçeği / Ajania pacifica )

Ajanya / Ajania çiçeği / Ajania pacifica )

Ajanya / Ajania çiçeği / Ajania pacifica )


29 Kasım 2016

ORMANDA TEK BAŞINA YAŞAYAN ADAMIN SIRRI



Ormanda Tek Başına Yaşıyan Adamın Sırrı / Hikaye.

Serin bir sonbahar günüydü, beş arkadaş ormanlık bir yerde gezmeye  çıkmıştık. Ağaçların altı çalı, sarmaşık ve dikenli bitkilerle  dolu olduğundan  zor yürüyebiliyorduk. Yürürkeni sararıp dökülen yapraklardan kayıyor ve düşüyorduk. Sonunda orman içinde açık, ağaçsız bir alana gelmiştik. Arada  bir  köpek sesi duyuluyordu,  avcıların olabilirdi.

Yıkılmış evler, bakımsızlıktan kurumuş  meyve ağaçları,  buranın  terk edilmiş bir yerleşim alanı olduğu gösteriyordu. Çalılarının arasından akan derenin sesi, sanki bir enstrümandan çıkarmış gibi insanı büyülüyordu. Çok güzel bir yerdi. Bu nedenle öğle olmadığı halde, azıklarımızı  burada su sesi dinleyerek yemeye karar veriyoruz.   

Yemekten sonra etrafı dolaşan bir arkadaşımız, yukarıda bir kulübede yaşlı bir adamın oturduğunu  söyleyince, merak edip  adamı görmeye gidiyorum.   Etrafıma yaşlı adamı görmek için  bakınırken, birden heyecanlanıyorum. Yıllar önce bir deniz kazasında  kaybolan, bu nedenle mezarı dahi olmayan babamı gördüm sanıyorum. Beyaz sakallı adam babama o kadar çok benziyor ki, içimi  tuhaf bir duygu kaplıyor. Selam verdikten sonra, yanına  oturuyorum. 'Hoşgeldiniz'  diyor.

Ali Dayı Bulgaristan göçmeniymiş, Ayşe teyze ( eşi )  öldükten sonra burada  tek başına  yaşamaya başlamış. Köy, on beş yıl kadar  önce 5 km. uzakta, yol kenarında  bir yere taşınmış. Daha önce birkaç komşusu varmış, hepsi de  ölmüş. 'Ben de ölünce artık burada kimse kalmıyacak' diyor.

Çocukları olup olmadığını soruyorum.  Biri kız iki çocuğu olduğunu söylüyor. 'Şehirde yaşıyan bir kızım var, sağ olsun her hafta sonu  geliyor ve bana bakıyor' diyor. Oğlundan söz etmiyor.
Tek başına yaşamaktan korkmuyor musunuz?  deyince, tebessüm ediyor. Bu sırada avcıların sandığımız köpek yanımıza geliyor, başını okşuyorum. Karabaş'ı çok sevdiğini, onunla beraber yaşadığını anlatıyor.

Arkadaşlarımın  gidiyoruz diye seslenmesi üzerine, istemeyerek, sohbetimizi  kesip  kalkıyorum.
İçimde, ilk defa karşılaştığım bu yaşlı adama  karşı sıcak   bir  duygu oluşuyor. Sanki yıllarca beraber yaşadığımız bir insandan ayrılıyormuşum gibi hüzünleniyorum. Yaşlı adam zorlukla yerinden kalkarak  beni yolcu etmeye çalışıyor, gözlerinin iyi görmediğini anlıyorum.. Elini öpüyorum, birden bana sarılıyor, gözlerim yaşarıyor.  'Murat'a, oğluma çok  benziyorsun' diyor.

Aradan bir ay  geçmesine rağmen, ormanda tek başına yaşıyan  Ali Dayı'yı bir türlü unutamıyorum. İçimde ona karşı her gün biraz daha sevgi oluşuyor.   Ali Dayı'yı görmek için tek başıma ormana gitmeye karar veriyorum. 

Kulübenin kapısında beni Karabaş karşılıyor.  Kapı kapalı, Ali Dayı yok.  Ali Dayı'nın oturduğu tahta  kanepeye oturuyorum ve  getirdiğim ekmeği köpeğe veriyorum. Hayvanın çok aç olduğu anlaşılıyor. Daha sonra, köpek  beni  ormanın içine doğru götürüyor.  300 metre  kadar gidince bir mezarlığa varıyoruz. Köpek, yeni gömülmüş bir  mezarın başında duruyor.  Ali Dayı'nın öldüğünü anlıyorum. Daha önce  gelmediğim için kendimi suçluyorum.
Ali Dayı'nın mezarının yanında, üzerinde Ayşe Tunç ve Murat Tunç yazılı iki mezar daha var. Murat Tunç on yıl önce askerde  şehit düşmüş. Ali Dayı'nın mezar taşına ise şöyle bir not düşülmüş.
                                                              ALİ  TUNÇ
ÖLÜNCEYE KADAR, HER GÜN, BURADA YATAN ŞEHİT  OĞLUNU VE EŞİNİ ZİYARET EDEREK ONLARI HİÇ YALNIZ BIRAKMAMIŞTIR.

Birden aklıma Ali Dayı'ya çok benzeyen, ben ölünce mezarıma ağaç dikin diye vasiyet eden  babam geliyor.   İtina ile bir ağaç fidanını sökerek  Ali Dayı'nın mezarının üstüne dikiyorum.
Bundan sonra artık, mezarını ziyaret edebileceğim  benim de  bir babam olacak.

A Kadir Bekçi
29 Kasım 2016, Bahçeköy / Seferihisar