12 Mart 2012

BEYLER - YENİ ORHANLI DOĞA YÜRÜYÜŞÜ


Doğa yürüyüşlerini  sadece basit bir  spor faaliyeti olarak düşünmemek  gerekir.  Nitekim, bu etkinlikler ayni zamanda doğayı daha iyi tanımamız, yeni arkadaşlıklar ve  dostluklar kurmamız açısından da bir fırsat yaratmaktadır.
Doğanın yeniden uyanmaya başladığı şu  günlerde, hafta sonlarımızı kapalı mekanlar yerine doğada geçirerek doğanın  bu muhteşem şölenini kaçırmayalım.
Hayat doğada güzeldir.

TEOS DOĞA SPORLARI GRUBU TARAFINDAN DÜZENLENEN BEYLER - YENİ ORHANLI  DOĞA YÜRÜYÜŞÜ ( 11.03.2012 )

Yürüyüşe dolmuşla geldiğimiz Beyler Köyü' nden başlıyoruz. Burası Seferihisar'a 18 km. mesafede, şirin bir orman içi köyü. Etrafı zeytin bahçeleri ve çam ormanları ile kaplı. Çevresi  doğa yürüyüşleri için oldukça elverişli.

Beyler Köyü  / Seferihisar

Dolmuştan indikten sonra, köy içinden geçerek yürüyüş parkurunun başladığı yer doğru hareket ediyoruz.
Su kemeri (Yedi Kızlar)
Köyün çıkışında bulunan tarihi  su kemeri, Romalılar zamanından kalmış. Buranın çok eski bir yerleşim yeri olduğunu gösteriyor.

Keçiler  ve yeni doğmuş yavruları  ( oğlak ).

Yürüyüş öncesi kültür fizik hareketleri yapıyoruz.

Beyler / Seferihisar
Beyler, etrafına hakim bir tepe üzerinde kurulmuş. Eski bir yörük köyü. Ancak günümüzde hayvancılık yapan çok azalmış. Zeytincilik en önemli geçim kaynağı haline gelmiş. Köyde üç tane de  zeytin yağı fabrikası bulunuyor.
Saat 10.00'da köyden ayrılıyor ve  patika bir yoldan   yürümeye  başlıyoruz.
Henüz erken olmasına rağmen yol kenarındaki badem ağaçları çiçek açmış.

Daha sonra ormana giriyoruz. 

Kızımla beraber bu yaşlı zeytin ağacının içinde poz veriyoruz.

Burada bir süre dinleniyoruz.  
Buranın  eski çağlarda Teos'luların yaylası olduğu  söyleniyor. Nitekim etrafta bulunan mermer kırıkları, sütunlar, yaşlı zeytin ağaçları  ve su kuyusu da buraların eski bir yerleşim yeri olduğunu gösteriyor.

Eski bir su kuyusu ve bileziği. 

Çoban çeşmesi. Su çok güzel.

Bedava çapa
Yaban domuzları yiyecek bulmak için her yeri kazmış.

Su sesi doğadaki sessizliği bozuyor.

Orman içindeki yürüyüşe devam ediyoruz.

Dereden geçerken fotoğraf  çektiriyoruz.

Dağ  sümbül 

Ormanda yürürken zaman zaman zorlanıyoruz.

Öğle yemeği molası.

Burada, bir  ara yağmur yağdığı için giydiğimiz yağmurluklarımızı tekrar çıkarıyoruz.

Yürüyüşümüzün  sonuna doğru Eski Orhanlı'ya geliyoruz. Burada bulunan eski ilkokul binasının   'Doğa Okulu' olarak yeniden  düzenmesi bizi sevindiriyor.
Eski Orhanlı sırtları

Bu güzelliği objektife poz vererek ölümsüzleştiriyoruz.
Orhanlı, Seferihisar'ın en kalabalık ve  gelişmiş köyü. Karadeniz köyleri gibi dağınık bir yerleşim var. Köyün merkezi daha önceki yerinden ( Eski Orhanlı ), 1979 yılın da bu günkü Karakoç Deresi'nin geçtiği vadi tabanına ( Yeni Orhanlı )  taşınmış. Burası tarım için daha elverişli. Seferihisar - Menderes yolu köyün içinden geçiyor.

Eski Orhanlı 

Papatyalar ( Anthemis sp.)

Dağ laleleri ( anemone  coronaria )

Zeytin ağacı ve  dağ lalesi. 

Çiriş otları ( Asphodelus sp. )  çiçek açmaya başlamış. 
Bu yörede oldukça yaygın bir bitki  olan çiriş otu ( Asphodelus sp.  ), eskiden ayakkabıcılık ve ciltçilikte tutkal yapmak için kullanılırmış.  Yenilmez.

Yaşlı zeytin ağacının ve  Yeni  Orhanlı.

Eski Orhanlı'dan Yeni Orhanlı'ya gelirken,  ara veren yağmur yeniden bastırıyor.

Adeta papatya tarlasına dönüşmüş tarlalar. 

Yeni Orhanlı'dayız.
Saat 16.00 da Yeni Orhanlı'ya geliyoruz. Böylece altı saat kadar  süren ve yaklaşık 20 km'yi bulan yürüyüşümüzü de  tamamlıyoruz. Menderesten gelecek olan Seferihisar otobüsünü beklerken,  çay içerek yorgunluğumuzu gidermeye çalışıyoruz. Bir başka doğa yürüyüşünde buluşmak umudu ile, hoşcakalınız  sevgili doğa dostları.

Beyler - Orhanlı Haritası için tıkla.
http://www.haritatr.com/beyler-koyu-haritasi-m5d05

5 Mart 2012

İZMİR'İN DAĞLARINDA ÇİÇEKLER AÇAR

Pazar günü ( 04.03.2012) İzmir'in Özbek köyünde toplanan yaklaşık 3 bin kişi; 'İzmir'in dağlarında çiçekler açar.' türküsünü söylerken öfkeli ve bir o kadar da kararlıydı.
Öfkeliydiler, çünkü;  bazılarının İzmir'in dağlarında,köylerinde  çiçek açıp açması,doğanın korunması umurunda değildi.Onlar sadece kazanacakları parayı düşünüyorlardı.
 Ancak Özbekliler ve çok sayıda doğa sever onlar gibi  düşünmüyordu, Özbek'i korumakta,burada taş ocağı kurdurmamakta  kararlıydılar.

Özbek,İzmir'in Urla ilçesine  bağlı çok eski  bir köy. Köylüler buranın tarihinin en az bin yıllık olduğunu söylüyor. Tarihi eserlerinde bulunduğu köy sosyal bakımdan da oldukça gelişmiş.Bin yıllık olduğu söylenen servi ağacı köyün ne kadar eski olduğunu gösteren bir anıt niteliğinde.

Balıkçılık ve zeytincilik köyün  en önemli gelir kaynağıymış..Birinci derece sit alanı olan köyde son yıllarda turizm de gelişmeye başlamış.
Böyle bir yerde  taş ocağı açılmasına ruhsat verilmesi kabul edilebilir  gibi değil. Köylüler  bunun, Özbek için; 'Sonun başlangıcı' olacağını söylüyorlar.

Çok sayıda sivil toplum örgütünün ve TEMA'nın  destek verdiği eyleme 'Teos Doğa Sporları Grubu' olarak bizde  katılarak destek oluyoruz.Umarız  bu yanlış karardan  bir an önce  dönülür.
Özbek köyüne gelenler yine  eskisi gibi  keşkek yemeye devam ederler.

Unutmayalım doğayı korumayanları doğa hiç korumaz.

İşte bu eylemden ve Özbek köyünden ilginç görüntüler.

Özbek köyünde bulunan ve bin yııllık olduğu söylenen servi ( selvı ) ağacı


Köyün girişi.Pankart düşündürücü.
Özbek köyü meydanı
Tarihi bir köprü.
Tarihi  bir çeşme..
Eski bir mahalle.
Çocuk Parkı
İlk toplantı alanı köy meydanı.
Teos Doğa Sporları Grubu.
Sivil toplum örgütleri ve halk eyleme büyük destek vermiş..
TEMA
Taş ocağının açılacağı yere gidiyoruz. ( 500 m.)
Taş ocağının açılacağı yer.Köyün su kuyuları buraya 200 m. mesafede.
Taş ocağının açılacağı yerde basın açıklaması ve konuşmalar yapılıyor
Hani çocuklar bizim geleceğimizin teminatıydı.
Bu köyde zeytin bahçesini kesmek yasak, taş ocağı açmak serbest. ( 200 m.)

27 Şubat 2012

ÇİĞDEM ÇİÇEKLERİ

Uludağ çiğdemi  ( Uludağ / Bursa )
( Crocus gargaricus Ssp. herbertii )

Süsengiller ( iridaceae ) familyasının 'crocus' cinsinden olan bitkilere, yurdumuzda genel olarak çiğdem denir. Türkiye'de 30 kadar çiğdem ( crocus ) türünün  yetiştiği tespit edilmiştir. Çok yıllık, yumrulu ( kormlu ), leylak, mor, beyaz, sarı çiçek açan otsu bitkilerdir. Zehirli değildirler, yenilebilir.   Türlerine göre;  ilkbahar ve sonbahar  aylarında  çiçek açarlar.
Çiğdem ( crocus ) türleri  değişik adlarla yurdumuzun bütün bölgelerinde  yetişmektedir. Bazı türleri endemiktir, sadece yurdumuzda yetişmektedir. En tanınmışı, değerli bir baharat olan safran ( crocus sativus ) dır.
Uludağ çiğdemi ( Crocus gargaricus Ssp. herbertii )
Uludağ / Bursa )

Güzlalesi ( Crocus pulchellus )
( Kemalpaşa / İzmir )

Sonbahar ve kışın çiçek açan bir tür çiğdem çiçeği
 Güzcimi  ( Crocus pallasii )
Colchicaceae ( acıciğdemgiller ) familyasının  'colchicum' cinsinden olan bitki türlerine ise, genel olarak  'acıçiğdem' denir ( Eski familyası Liliaceae / zambakgiller ). Acıçiğdem türleri zehirli olduğu için, yumruları  yenmez.  Sonbaharda  pembe, sarı, eflatun renkli çiçek açarlar. Yurdumuzda acıçiğdem cinsinin   47  türü tespit edilmiştir.  Süs bitkisi olarak ve ilaç sanayinde kullanılır.

 
Bir tür acıçiğdem, sürincan ( Colchicum boissieri )
( Kemalpaşa / İzmir )

Bir bitkinin gerçek çiğdem ( crocus ) türü mü yoksa  acıçiğdem ( colchicum ) türü  olduğunu anlamak için, erkek organlarına ( stamen ) bakmak gerekmektedir.  Gerçek çiğdemlerin üç, acıçiğdem / zehirliçiğdem türlerinin ise altı erkek organı bulunur.

Şepart - Colchicum speciosum ( yöredeki adı  vargit )
( Doğukaradeniz yaylalarından )

Doğukaradeniz yaylalarında, yaz sonunda  havaların soğumaya başlaması ile birlikde bir tür  acıçiğdem olan  'vargit çiçeği'  ( colchicum speciosum ) açar.  Halk arasında bu çiçeklerinin açmaya başlaması, yayla mevsiminin bittiğinin işareti kabul edilir. Giresun yöresinde  bu acı çiğdem türüne  'cambırt' denir, litaraturdaki  adı ise  'şepart' dır. Camburtca adında  bir de yayla vardır.


 
Şepart ve kolşikum ( colchicum ) türleri  sonbaharda çiçek açmasına rağmen, yaprak ve meyveleri, daha sonra  ilkbahar aylarında oluşmaktadır.   Bu nedenle  acıçiğdem ( colchicum ) türlerine halk arasında öksüzoğlan, öksüzali gibi adlar verilmiştir. 

Bir adı da cambırt  olan colchicum speciosum.
( Karatepe yaylası / Bulancak )

Cambırt ya da şepart ( colchicum speciosum).

Cambırt yaprağı ve meyvesi 

Nergisgiller ( amaryllidaceae ) familyasının  'sternbergia' cinsinden olan bitkilerin çiçekleri kadeh şeklinde olup, uzaktan bakınca çiğdem çiçeklerini andırırlar. Bu nedenle, sonbaharda sarı renkli çiçek açan bu bitkilere karanergis, karaçiğdem, güz nergisi,  sarı çiğdem  gibi adlar verilmiştir. Ancak bu bitkilerin, süsengiller familyasından olan  gerçek çiğdem  türleri ile bir akrabalığı yoktur. Sternbergi cinsinin yurdumuzdaki en yaygın türü karanergis / karaçiğdem ( sternbergia lutea ) dir.  Bu bitkinin  yaprakları çiçek açtıktan sonra çıkar, yeşil renkli olup  kayışa benzer.  Zehirli bir bitkidir.  

Bir adı da karaçiğdem olan karanergis çiçekleri  ( Sternbergia lutea ).
Karagöl mermer ocağı / Seferihisar.

Karanergis ( Sternbergia lutea )
Karagöl mermer ocağı,  Sığacık / Seferihisar.
Karanergis / karaçiğdem ( Sternbergia lutea ).
  ( Karagöl mermer ocağı / Seferihisar )

Safranbolu'ya adını vermiş olan safran (Crocus sativus ), bir tür çiğdem çiçeğidir.  Bu bitkinin çiçeklerinden eskiden beri 'safran' adı verilen çok değerli bir baharat elde edilmektedir ( Yemeklere tat ve renk vermesi için kullanılır ). Kültür bitkisi olarak yetiştirilir. 
Safran çiçekleri eskiden sarı sarı boya yerine de kullanılmıştır,  ayrıca  ilaç ve kozmetik sanayinde  kullanılır. 

Safran çiçeği / kültür  ( Crocus sativus ) 

Çiğdem çiçeği, diğer çiçeklerin aksine  soğuktan ve rüzgardan etkilenmez. Dağların, yaylaların  cesur ve güzel bekçileridir.
Kadınlarımızın isimlerinin yüzde ikisinin 'çiğdem' olması, halkımızın bu çiçeği ne kadar çok sevdiğini göstermektesir.
Sarı çiğdem ( Crocus chrysanthus )
Çiğdem,  eski çağlardan beri insanların değişik amaçlarla yararlandığı bir bitki olmuştur. İnsanoğlu çiğdem çiçeklerinden; kimi zaman zehir, kimi zaman ilaç, bazende yiyecek olarak yararlanmıştır.

Edebiyatımızda da çiğdem çiçeğinin önemli bir yeri vardır. 'Benim sadık yarim kara topraktır.' diyen Aşık Veysel, 'Çiğdem der ki ben alayım / elayım', türküsünde ise;  onu en güzel çiçek olarak niteler.

Çiğdem, mitolojide de hikayesi olan bir çiçektir. Tanrı Hermes, çok sevdiği arkadaşı  'Crucus' ölünce, onu çiğdem çiçeğine dönüştürerek yaşatır. Latince adının  'crocus'  buradan geldiği söylenir.

Vargit ( Colchicum variegatum ) 

Vargit ( Colchicum variegatum )

Vargit 
( Colchicum variegatum / Seferihisar )

Çiğdem çiçekleri hem bahçede, hem de saksıda yetiştirilir. Ama  en güzel doğada yetişir,  bunu unutmayalım. 
Doğayı koruyalım ki,  bu güzel çiçekler hep açsın. 

(Bu yayın son olarak 07. 10. 2019 tarihinde güncellenmiştir. )

6 Şubat 2012

ÇUHA ÇİÇEĞİ ( Primula )

Çuha çiçeği ( Primula vulgaris )  / Küre Dağları
Çuha çiçeği bana hep ilkokul yıllarımı hatırlatır. O zamanlar  köyümüzde (Şerefli Köyü / Piraziz ) okul yoktu, 3-4 km. uzaktaki Çayır Köyü İlkokulu'na  giderdik. Yolu kısaltmak için de, çoğu zaman fındık bahçelerinin arasındaki patika yolları tercih ederdik. Kar yağdığı  zamanlar ise,  çantalarımızı  kızak olarak kullanırdık.

Bahar gelince  okul yolu çok daha eğlenceli olurdu. Okul dönüşü fındık bahçelerinin arasında mile (para ile oynanan bir oyun ) , birdirbir, maya gibi değişik oyunlar oynardık. Bu nedenle,  bir an önce baharın gelmesini isterdik.

Karadeniz bölgesinde, fındık bahçelerinin altını süsleyen çuha çiçekleri.
Fındık bahçelerinin altında menekşelerin ( Çuha çiçeğine menekşe derdik.  ) açmaya başlaması, baharın gelmekte olduğunu gösterirdi. Çok erken açan bu  çiçeklerin üzerine bazı yıllar  kar yağardı.
Bu nedenle  eskiden bu çiçeğe  'evelbahar çiçeği' denirmiş.

                                                        ÇUHA ÇİÇEĞİ ( Primula )

Şimdi de gelin, dünyanın bu  en  güzel renkli çiçeğini biraz daha yakından tanıyalım.

Çuha çiçeği tek bir bitkinin değildir,  çuhaçiçeğigiller ( primulaceae ) familyasının 'primula' cinsini oluşturan otsu bitkilerin  ortak adıdır.  30 kadar türü vardır. Anavatanı Çin'dir.  Bazı türleri süs bitkisi olarak yetiştirilmektedir. Ayrıca  çok fazla kültü çeşidi üretilmiştir.  En tanınmış  türleri;  Primula vulgaris ( acaulis ) ve primula veris dir.
Yapraklarından dolayı  çuha çiçeği  ( Yaprakları çuha kumaşına benzediği için. ) denmiştir. Ayrıca çoban çiçeği, menekşe, tutya, bahar çiçeği, ayıkulağı, felçotu, mart çiçeği de denir.

Çuha çiçeği,  kışın ve erken ilkbahar da çiçek açar. Kültür türleri yaza kadar çiçek açar. Bazı çuha türlerinin   çiçekleri kokulu ve  iki renklidir.
Onbiray çiçeği ( primula obconica ) de aslında bir tür  çuha çiçeğidir.

Çuha çiçeği, soğuk yerleri  ve humusca zengin  nemli toprakları  sever.  Fazla sıcak ve direk göneşten olumsuz etkilenir.

Bazı primula  türleri ( primula vulgaris )  yurdumuzun kuzey kısımlarında ( Doğuanadolu - Karadeniz ) doğal olarak yetişmektedir. Primula  veris ve Primula vulgaris  türlerinden,  katmerli  ve ebruli çiçek  açan hibrit ( melez )   türler ve çeşitler üretilmiştir.

Çuha çiçeği,  şifalı bir bitkidir, kök ve kurumuş çiçeklerinden çay yapılır, tohumlarından bir çeşit  yağ elde edilmektedir. Zehirsizdir, yapraklarından  salata yapılır, çiçekleri ile pasta süslenir. (Onbiray çiçeği  zehirli olup yenmez.)
Çuha çiçeği,  kolay yetişir ve fazla bakım istemez.  Kökten ayırarak  ve tohumdan üretilir.


                          Çuha çiçekleri ( Hibrit türleri )

Çuha çiçeğ
Çuha çiçekleri genellikle iki renkli olur.
Çuha çiçeğine eskiden erken çiçek açtığı için  'evvel bahar çiçeği' denirmiş.
Beyaz çuha çiçeği
Çuha çiçekleri 
Çuha çiçekleri


Not: Bu yayın son olarak 08.02.2016 tarihinde güncellenmiştir.