16 Ocak 2014

DOĞAYI SEVİYORUZ !

Biz doğayı seviyoruz, onun için de çok mutluyuz. Siz de  stresten uzak, sağlıklı ve  mutlu bir hayat geçirmek istiyorsanız eğer doğayı  daha çok sevmelisiniz. Unutmayalım, doğayı sevmek kendimize yapacağımız en büyük iyiliktir. Çünkü biz de doğayız, onun bir parçasıyız.

'Doğa ile bağınızı kaybederseniz, insanlık ile de bağınızı kaybedersiniz. Doğa ile hiç ilişkiniz yok ise, zamanla katile dönüşürsünüz; yavru fokları, balinaları, yunusları, insanları çıkar için, 'spor' olsun diye, yiyecek için ya da bilgi için öldürürsünüz. O zaman doğa sizden korkar, güzelliklerini geri çeker. Ağaçlar arasında uzun yürüyüşlere çıkabilir, boş mekanlarda kamp yapabilirsiniz, ama yine de bir katilsinizdir, dolayısıyla o güzellikler ile dostluğunuzu kaybedersiniz. Büyük bir olasılıkla  hiçbir şey ile, karınız ile ya da kocanız ile ilişkide değilsinizdir.'
Hint asıllı düşünür, konuşmacı ve yazar Jiddu Krishnamurti

Bu yayınımı, Teos Doğa Sporları Grubu'nun  kurucusu ve lideri olan Mehmet Bostancı'ya  ithaf ediyorum. İyi ki varsın Mehmet Abi, seni çok seviyoruz.
Sayenizde doğayı daha iyi tanımış olduk.

Fotoğraflar, Teos Doğa Sporları Grubu  tarafından bu sezon  ( 2013-2014 ) yapılan doğa yürüyüşleri sırasında çekilmiştir. İyi seyirler, sevgili doğa severler.

Grubumuzun lideri olan Mehmet Bostancı.   
Bu yıl yine derelerde su çok az!
Dereden akan su çok temiz ve berrak.İnsanın içesi geliyor!
Zeytin ağacı ......boşuna ona  ölmez ağaç denmemiş. Seni ve bütün
 ağaçları çok seviyoruz.
Nergis, artık doğada yok denecek kadar az.
Kır papatyaları. Her zamanki gibi kırların en güzel süsü.
Zeytin ağacının  misafiri katırtırnağı.
Doğayı çok seviyoruz !
Biz de çok seviyoruz. 
Yangının korkunç yüzü  Ulamış / Seferihisar
Dağ lalesi  ( Anemon )
Doğa ve insan.

Zeytin bahçesinde siesta yapan atlar
Bu yıl kışın kurak geçmesi Ulamış Barajı'nı ( Seferihisar ) da
 etkilemiş, bir an önce yağışların başlamasını diliyoruz.
Doğanbey sahilleri / Seferihisar
Mersin, doğada yetişen  bu meyvenin de
gittikce azaldığı belirtiliyor.
Orhanlı / Seferihisar, Doğa ile iç içe bir köy. 
Kocayemiş çiçeği. Kışın çiçek açıp meyve veren ender bitkilerden biri.
Doğal bir anıt / Ayfatı Kayalıkları / Seferihisar
Değişik bir  mantar 
Adını insana benzeyen köklerinden alan bir bitki,
Adam otu / Doğanbey sahili / Seferihisar
Ürkmez sahilleri / Seferihisar
Bu fotoğrafı  çekerken onlar daha yeni doğmuştu.
Gümüldür Tabiat Parkı / Cumaovası


Sevginin böylesi
Akarca sahilleri / Seferihisar
Kışın çiçek açan ahlat ağacı
Akarca sahilleri / Seferihisar
Akarca / Seferihisar
Hayat her şeye  rağmen  çok güzeldir. Bunun içinde mücadele
 etmek  gerekir, bu ağaç gibi. Sığacık / Seferihisar.
Teos / Sığacık
Denizi evine taşıyan adam / Sığacık
Orhanlı / Seferihisar
Anıt gibi kayalar. 

Kocayemiş nasıl yenir?
Kocayemiş ağacı. Doğal hayatın korunması
için yani meyveler çok önemlidir. Bir çok yaban hayvanı bunlarla beslenir.
Ürkmez Barajı. 
Sizce neye benziyor? 
Tavşan kulağı ( Sikleman ), kışın çiçek açan aykırı bitkilerden biri. 
Patlangaç, meyveleri ilginç bir bitki.
Yangından kurtulmuş bu ağaç şimdi tek başına 
Nerede bir çeşme görsem bana  köyümü hatırlatır.
  Orhanlı / Seferihisar
Arıcılık için önemli bir bitki, püren. 'Arılar da konmaz oldu pürene /
Şükür olsun bu sevdayı verene.'
Nerde püren görsem Karacaoğlan'ın bu dizeleri aklıma gelir. 
Arkada Orhanlı Köyü / Seferihisar. 
Beyler / Seferihisar
Canlı bir anıt...zeytin ağacı
Yine Mehmet abi ile bir doğa yürüyüşündeyiz. 

Sonbaharın simgesi, çınar ağacı. 

İlginç bir mantar, plastik gibi ( Kafes mantarı / Clathrus ruhber  )
Bahar sarmaşığı ( Clematis cirrhosa ). Adına bakmayınız burda kışın açıyor. 
Karaçalı ( Paliurus spina-christi ). Disk şeklinde meyveleri var. 
Yeni Orhanlı / Seferihsar
Seferihisar Barajı

13 Ocak 2014

TARİHİ KORUYAN MUZUR AĞAÇ ( Teos Antik Kenti )



Yazıma  konu olan meşhur çitlembik ağacı ve Teos Antik Kenti'nin
 tarla duvarı için kullanılan taşları
Ağaçların, insanlık  için ne kadar yararlı ve önemli  olduğunu hemen hemen bilmeyen yoktur. Ancak, ağaçların tarihi nasıl koruduğunu merak ettiğinizi anlıyorum. Ağaçlar tabi ki tarihi korumazlar, amacım tarihi eserlerimize karşı olan sorumluluklarımıza dikkat  çekmek istedim. Bu nedenle yazıma  böyle bir  başlık attım. Kendi kendime de, sen artık bu işi öğreniyorsun diyorum. Hani hep anlatırlar ya köpek insanı değil de, insan köpeği ısırınca haber olur diye. Ben de konuya dikkat çekmek için böyle bir başlık seçtim. Yine de sizleri yanılttığım için özür dilerim, yazımım tamamını okuyunca bana hak vereceğinizi umuyorum.

Tarihte çok sayıda  uygarlığa ev sahipliği yapmış olan Anadolu'nun,  hemen hemen her köşesinde ayrı bir tarih yatmaktadır. Bizlere de bunları bulmak, çıkarmak ve  korumak düşmektedir. Ancak bu kültür varlıklarımızı iyi koruduğumuzu söyemek zor, bilerek veya bilmeyerek bunlara  zarar veriyoruz. Bu yüzden bir çok doğal ve kültür varlığımız yok oluyor. 

Gelelim anlatmak istediğim asıl konuya.  Teos Antik Kenti, yurdumuzdaki en önemli 12 İyon kentinden birisidir. Ancak halkımızın çoğu tarafından  burasının nerede olduğu dahi  bilinmemektedir. Bunun en önemli nedenlerinden biri de, buranın  hala gün ışığına çıkarılmamış olmasıdır.

Teos Antik Kenti, İzmir'e 50 km, Seferihisar'a 5 km. mesafededir.  Sığacık körfezinin kıyısında, liman şehri olarak kurulmuştur.  Tarihi, bazı kaynaklara göre MÖ.3000 yıllarına kadar dayanmaktadır. İyonlar zamanında dünyanın en önemli  ticaret ve sanat merkezlerinden biri  haline gelmiştir. İlk defa sanatçılar burada örgütlenmişlerdir.

Seferihisar, Anadolu Selçuklular zamanında Türklerin eline geçmiştir. Kanuni zamanında buradaki kale ( Sığacık Kalesi ) yeniden yapılarak bu günkü şeklini almıştır. Maalesef, bu kalenin yapımında  Teos Antik Kenti'nin taşları kullanılmıştır. Bu durum, Osmanlının  bilime ve  sanata nasıl baktığını göstermesi açısından da  önemlidir. Bir kısım taşlar ise; halk tarafından  ev ve  bahçe duvarı yapımında kullanılmıştır. Günümüzde ise,  sit alanı olmasına rağmen  çevresine  yazlık siteler kurulmuştur. Yine Teos'dan  25 km. uzaklıkta bulunan, bir başka İyon kenti olan  Lebedos Antik Kenti ( Ürkmez ) üzerinde yapılan kaçak binalar hala durmaktadır. 

Bu  yazıyı yazmama yol açan ise; Teos Antik Kenti yakınındaki bir çitlembik ( menengiç / muzur ağaç  ) ağacı oldu.  Bu ağaç, Teos Antik Kenti'nden sökülerek  yapılmış olan bir bahçe duvarının arasında bitmiş, büyüyünce de  taşlardan biri  köklerinin arasına sıkışmıştır. Bu yüzden  ağacın köke yakın kısmının aldığı  şekilden  dolayı ( erotik ), halk adını  'muzur ağaç' takmış.   Ağacı sökmeden Teos Antik Kenti'nden getirilen taşı  çıkarmak mümkün değil. Anlayacağınız ağaç, bizim yapmadığımızı yapmış, tarihi mermer taşını kökleri ile adeta   koruma altına almıştır. İnsanın  İçimden,  'Ağaç kadar bile olamadık' demek geliyor.

Teos Doğa Sporları Grubu olarak,  her yıl en az   bir kaç defa  Teos Antik Kenti ve çevresinde yürüyüş yapıyoruz. Burada 2010 yılında beri, yeni bir kazı çalışması yapılıyor ( Daha öncede burada farklı zamanlarda, bazıları yabancı bilim adamları tarafından olmak üzere dört kez kazı yapılmış. ). Ancak çalışmalar gördüğümüz kadarıyla  çok yavaş  yürüyor. Daha önceki kazılarda olduğu  gibi bundan da bir sonuç alınmıyacak gibi duruyorr, umarım ben yanılırım. Zira, dört yıldır yapılan kazılarda  gözle görülen bir şey ortaya çıkarılmamış. Halbuki, buranın bir an önce günyüzüne çıkarılması ve insanlığın hizmetine  sunulması gerekmektedir. Bunun içinde devletin  bu konuyu daha ciddi ve planlı bir şekilde ele alması gerekmektedir. Bu bizim ayni zamanda bütün  insanlığa karşı olan bir bir borcumuz olduğunu unutmamız gerekir. 

Yıllarca okullarda tarih dersleri okuttum. Öğrencilerime hep, tarihin geçmişle gelecek arasında bir köprü görevi gördüğünü anlatmaya çalıştım. Geçmişimizi bilmeden geleceğimizle ilgili doğru kararlar alamayacağımız bir gerçektir.

Bugün ülkemizde, 30 üniversitesinde  arkeoloji bölümü bulunmaktadır. Bu fakültelerden her yıl  2000 kadar arkeolog mezun olmaktadır,  bunların çoğunun işsiz olduğu söyleniyor. Üniversitelerimizden ve arkeologlarımızdan yararlanılarak,  tarihi  zenginliklerimiz daha kısa  bir zamanda  ortaya çıkarılabilir.
Ülkemizde yapılan arkeolojik  kazıların  çoğu yabancı arkeoloğlar  tarafından yapılmakta, bu sırada bazı eserler  yurt dışına kaçırılmaktadır, dah sonrada bunların  geri getirilmesiyle uğraşılmaktadır.

Hayata olumlu bakmaya çalışıyorum, bardağın boş değil dolu tarafını görmeye, yapıcı olmaya gayret ediyorum. Ancak, ülkemizin sahip olduğu çok  değerli kültür  varlıklarına yeterince sahip çıkılmamasına, bunların hala  insanların hizmetine sunulmamış olmasını ise;  ülkem adına üzülüyorum.

Teos Antik Kenti, Sığacık / Seferihisar
Teos Antik Kenti ( Odeon )