17 Temmuz 2010

ÖĞRETMENLER GÜNÜ HEDİYESİ

Öğretmenler Günü Hediyesi.

Elif  öğretmen, Anadolu'nun değişik yörelerinde uzun yıllar çalıştıktan sonra büyük bir şehre tayin olmuş  ve daha çok dar gelirli, Anadolunun değişik yerlerinden göç etmiş  ailelerin çocukların gittiği  bir okulda çalışmaya başlamıştı. Bu nedenle okulda  zaman zaman, sosyal ve ekonomik farklılıklardan kaynaklanan problemler yaşanıyordu.

Elif öğretmen, demokrat ve sevecen tavrı ile bu sorunları bir şekilde  tatlıya bağlıyor ve çözüyordu. Bu nedenle kısa zamanda  bütün arkadaşlarının, öğrencilerin, velilerin  güven  ve sevgisini kazanmıştı.

 O yıl öğretmenler gününde öğrencilerinin  kendisine bir hediye almak istediğini duyunca, sadece çiçek kabul edebileceğini söylemişti.

Çocuklar da öğretmenler gün okula gelirken bahçelerden, kırlardan topladıkları değişik çiçeklerle gelmiş, öğretmenlerini  bu anlamlı günde yalnız bırakmamıştı. 

Elif öğretmen, çocukların getirdiği çiçekleri büyük bir vazoya koydurmuştu. Farklı renklerdeki ve türdeki  bu  çiçekler bir arada çok  güzel durmuştu. 
Elif öğretmen,  insanlarında çiçekler gibi farklı farklı olduklarını bunun  kötü bir şey olmadığını, birlikte yaşamaları için bir engel olmadığını, tam tersine o toplum için bunun  zenginlik kaynağı olduğunu anlatı. 

Bu sırada bütün öğrenciler, konuşmayan, kavga eden  çocuklar birbirlerine sarılmış, bir sevgi yumağı oluşturmuştu. Hep bir ağızdan, 'öğretmenim seni çok seviyoruz' diye tempo tutmuşlardı.
Bu, Elif öğretmenin o zamana kadar aldığı en güzel  hediyeydi..

A Kadir Bekçi
17. 07. 2010, Bahçeköy / Seferihisar.

8 Temmuz 2010

SUMAK AĞACINI NASIL TANIDIM !

Derici sumağı  ( Rhus coriaria  )

Derici sumağı ve olgunlaşmış meyveleri. ( Doğadan )

Bir tür baharat olan sumak, neden ve nasıl  elde edildiğini bilmem biliyormusunuz. Ya da bu bitkiyi görseniz tanırmısınız. Bunu niçin sorduğumu, aşağıda  bu ağacı nasıl tanıdığımı okuyunca anlayacaksınız. Şimdi gelin önce bu bitkiyi tanımaya çalışalım.

Sumak ( rhus ), sakız ağacıgiller ( anacardiaceae ) familyasından çalı formunda, kışın yapraklarını döken, 250 kadar türü olan bir bitki  cinsinin ortak  adıdır.
İşte evlerimizde  kullandığımız sumak, bu bitkinin bazı türlerinin mercimek büyüklüğündeki meyvelerinden elde edilmektedir.  Ancak, az da olsa bazı sumak  türlerinin zehirli olduğu belirtiliyor,  bu nedenle doğadan toplarken dikkatli olmak da yarar var.

Baharat, derici sumağı bitkisinin  ( Rhus coriaria ) tohumlarından elde edilmektedir. Bu bitki esas  dericilikte kullanıldığı için böyle bir ad verilmiştir. Yurdumuzun çoğu yerlerinde doğal olarak yetişmektedir.  Özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgemizde yetişenlerin baharatı daha değerli sayılır.  Ayrıca süs bitkisi olarak da yetiştirilir.

Amerikan sumağı ( Rhus thphira Laciniata ), yurdumuzda  süs bitkisi olarak yetiştirilir. Sonbaharda yaprakları çok güzel renklenir.

Derici sumağının ( rhus coriaria ) meyveleri kurutulup  ezilerek baharat yapılır, ekşi ve lezzetli bir tadı vardır. Daha çok et yemeklerinde ve salatalarda soğanın kokusunu azaltmak için kullanılır. Yaprakları ise dericilik  ve boya sanayinde kullanılmaktadır. Ayrıca şifalı olup şeker hastalarına iyi geldiği bilinmektedir.

Derici sumağı,  ılıman iklimlerde  ve güneşli yerlerde yetişir.  Kök sürgünlerinden ve çelikle üretilir. Oldukça arsız ve yayılıcı bir bitkidir.

Boyacı sumağı  ( Cotinus  coggygria ) ise, yurdumuzda doğal olarak yetişen başka bir bitki türüdür. Baharat elde edilmez,  kökleri ve odunu kumaş boyamada kullanılır.  Ayrıca süs bitkisi olarak da  yetiştirilmektedir. Duman ağacı, peruk ağacı olarak da bilinir.


Derici sumağı  meyvesi. 
                         Gelelim benim sumak ağacını  nasıl tanıdığımın hikayesine!

Benim sumak ağacını  tanımamın trajik - komik bir bir öyküsü var. Hani bazen derler ya, insanın başına ne gelirse meraktan gelirmiş diye.  Benim de bitkilere olan merakım, zaman zaman başıma  böyle şeyler gelmesine yol açıyor. 

Dört yıl önce idi,  kızımı ziyaret etmek için Bartın'a gitmiştim. Çarşıda gezerken meyve fidanları satan bir gençle karşılaştım, Ödemişten geldiğini söyledi. Ben de Seferihisar'da oturduğumu söyleyince sohbete  başladık.
Sattığı fidanlardan bir tanesini daha önce hiç görmemiştim. Ne fidanı  olduğunu sorunca kivi dedi.  Kivi bitkisini iyi tanıdığım için, bu kivi değil dedim   Bu 'ağaç kivisi', ithal dedi. Asma şeklindeki kivilere göre daha  verimli ve tadının daha  lezzetli olduğunu anlattı.

Bunun üzerine,  bahçeme yeni bir meyve çeşidi  kazandırmak için  iki tane fidan satın  aldım. Seferihisar'a dönünce,  bahçemin en güzel yerlerine diktim. Fidanlar kısa zamanda filizlendi ve hızla büyümeye başladılar. Benim ağaç kivim Seferihisar'ı sevmişti. Artık gelen misafirlerime ballandıra ballandıra ağaç kivimi  anlatıyordum.

Bir gün, Seferihisar da  taksicilik yapan bir arkadaşla bahçemi dolaşıyorduk. Benim 'ağaç kivisini' görünce; 'Burada da bitmiş, bu  arsız şey' dedi.
Ben, siz bu  bitkiyi nereden tanıyorsunuz  deyince; 'Bizim köylerde çok var, dağlarda kendiliğinden yetişir, sumak ağacı' dedi.
Ben daha başka  bir şey sormadan anlatmaya  devam etti.  Bazıları bunları bizim oralardan söküp, kivi diye pazarlarda halka  satıyormuş' dedi.

Şok olmuştum, bir taraftan aldatıldığım  için  kendime kızarken diğer taraftan o zamana kadar tanımadığım sumak ağacını tanımış olduğum  için biraz olsun  teselli olmuştum.

Derici sumağı ağacı  ( Rhus coraria )
Amerikan sumağı ( Rhus typhina )

Amerikan sumağı ( Rhus typhina ).
Süs bitkisi olarak yetiştirilmektedir. 
Duman ağacı, peruk ağacı da denilen  boyacı sumağı ( cotinus coggygria )
Posted by Picasa

6 Temmuz 2010

OYA AĞACI ( Lagerstroemia )

Oya ağacı  ( Lagerstroemia indica ).
Bilimsel adı Lagerstroemia indica olan oya ağacı, kınagiller ( Lythraceae ) familyasıdan, kışın yaprağını döken, 6 - 7  m. kadar boylanan, yuvarlak tepeli, ağaç yada çalı formlu egzotik bir süs  bitkisidir. Hint leylağı, İspanyol leylağı olarak da tanınır. Doğu ve Güney Asya ülkelerinde ( Çim, Japonya, Kore ) doğal olarak yetişmektedir. Ülkemizde ve tropikal - subtropikal iklim görülen ülkelerde süs bitkisi olarak yetiştirilir. 
Yaz aylarında başak / salkım  şeklinde, taç yapraklarının kenarı oya gibi kıvrımlı, parlak, pembe, kırmızı, beyazı ve leylak renklerde yoğun bir şekilde çiçekler açar. Meyve küreseldir. Süs bitkisi olarak yetiştirilen çok fazla kültür formu vardır. Çiçek açan dallar hafif bir şekilde budanırsa yeniden çiçek açar. Oval şekildeki yaprakları önceleri pembe - kırmızı renkte iken, olgunlaşınca yeşil olur. Sonbaharda ise, yaprakları dökülmeden önce kırmızı bir renk alır. Gövdesi oldukca dekoratifdir, olgunlaşınca plakalar halinde soyulur. Yurdumuzda  Akdeniz iklimi görülen  yerlerlerde  park, bahçe ve yol kenarlarına dikilmektedir.  
Oya ağacı meyvesi ( Tohum kapsülü )
Oya ağacı güneşli ve aydınlık yerleri sever,  kuraklığa kısmen dayanıklıdır, dona karşı hassatır. Fazla sıcaklarda yaprakları zarar görür, ancak gölge yerleri sevmez külleme yapar. Toprak bakımından pek secici olmamakla beraber drenajı iyi, kumlu ve gübreli topraklarda daha bol çiçek açar. Çiçeklerini yeni süren filizlerde  açtığı için, budama yapılırken bu durum göz önünde bulundurulmalıdır. Yaprak açmadan önce budama yapılmalıdır. 
Olgunlaşmış tohum kapsülleri
Oya ağacı fazla bakım istemez, peyzajda düzenlemelerinde kullanılır. Çelikle ve tohumdan üretilir. 

                                                    Oya ağaçları ( Lagerstroemia ): 

Oya ağacı ( Lagerstroemia indica ). 

Oya ağacı ve çiçekleri ( Lagerstroemia indica ).

Oya ağacı ve yaprakları ( Sonbahar )

Oya ağacı çiçeği ( makro çekim )

Oya ağacı ( Langerstroemia indica )

Pembe çiçekli oya ağacı 

Mor çiçekli oya ağacı

Beyaz çiçekli oya ağacı

Kırmızı çiçekli oya ağacı


3 Temmuz 2010

YAZ KASIMPATI ( Tanacetum parthenium )

Yaz kasımpatı / Gümüşdüğme / Kartopu  
( Tanacetum parthenium ya da Chrysanthemum parthenium  )

Tanacetum parthenium, daha önce papatyagiller familyasının  krizantem, yani kasımpatı ( Chrysanthemum parthenium  ) türü kabul edildiğinden,  kasımpatı türleri ile karıştırilmaktadır.  Tanacetum parthenium ( Asteraceae ), çok yıllık, beyaz çiçekli ve otsu bir bitkidir. 

Tanacetum, latince 'ölümsüz' anlamına gelir. Antik çağlarda bu bitkilerden  elde edilen suyun ( Ab - hayat ) ölümsüzlük suyu  olduğuna inanılırmış. Bu suyu içen kişilerin sonsuza kadar yaşayacağına inanılırmış. 
Tanasetum ( tanacetum ) cinsinin yurdumuzda, yarısı endemik olmak üzere  44  türü bulunmaktadır.  Pire otu, gümüşdüğme, beyaz papatya,  krizantem .... gibi adlarla bilinirler. Şifalı bir bitkidir, ateş düşürücüdür, migren ağrılarına karşı kullanılır. Ayrıca  sinek ilacı ( insektisit ) yapımında kullanılmaktadır. Süs bitkisi olarak yetiştirilen  çok fazla hibrit ve varyetesi yetiştirilniştir.   Eski cinsinden dolayı ve yazın  çiçek açtığı için, halk arasında  yaz kasımpatı  denir.

Gümüşdüğme ( Tanacetum parthenium )
(Doğadan )
Yaz kasımpatı (  Tanacetum parthenium )  dallanarak dikine büyür, yaprakları dantellidir.  Çiçeklenme süresi oldukca uzundur, ilkbahardan sonbahara kadar sürer.  Ponpon şeklinde, beyaz ( kartopu )  ve  sarı ( altın top )  renkli çiçek açan iki çeşidi vardır.  Kendine has güzel bir  kokusu vardır.   Çiçeleri uzun  saplı ve  uzun ömürlü oldduğu için,  kesme çiçek olarak da yetiştirilir. 

Yaz kasım patı ( Tanasetum),  ılıman iklimlerde yetişir. Hem bahçe, hem de saksı çiçeği olarak yetiştirilir. Güneşli yerleri ve humusça zengin, nemli, geçirimli toprakları sever. Soğuğa  ve sıcağa dayanıklıdır, fazla bakım istemez. Solan çiçek başları  budandıkca,  dallanarak daha bol çiçek açar. Sonbaharda,  kasımpatı gibi derin bir şekilde  budanır. Yaz kasımpatı, tohumla, çelikle ve kökten ayırma ile üretilir.


Yaz kasımpatı  / Tanasetum  ( Tanacetum parthenium ) çiçekleri.



Tanacetum parthenium / Kartopu

Tanacetum parthenium / Altın top.

Tanacetum parthenium / Kartopu ve altın top.

Tanacetum parthenium / Kartopu
(Açtığı zaman beyaz olan  çiçekleri daha sonra pembeleşir.)

Tanacetum parthenium / Altın top.

Tanacetum parthenium ve kedim. 

Yaz kasımpatı - altın top  ( Tanacetum parthenium ' Golden ball ' )

Bir adı da yaz kasımpatı olan Tanacetum parthenium ya da
 Chrysanthemum parthenium. 

Mayıs patı da denilen
 Chrysanthemum parthenium ya da Tanacetum parthenium 

Sarı ve beyaz çiçekli yaz kasımpatları / mayıs patları.
( Tanacetum parthenium ya da chrysanthemum parthenium  ) 
Yaz kasımpatı / Gümüşdüğme
( Tanacetum parthenium ya da Chrysanthemum parthenium ). 

Posted by PicasaYararlandığım kaynaklar: Wikipedia, Türkiye Bitkileri  Sözlüğü ( Ertan Tuzlacı )

( Not: Bu sayfa son olarak 11. 11. 2021 tarihinde güncellenmiştir. )

24 Haziran 2010

AKŞAMSEFASI ÇİÇEĞİ VE HOŞGÖRÜ

Bir adı da 'gecesefası' olan akşamsefası çiçeği.

Akşamsefası ya da gecesefası ( Mirabilis jalapa ), akşamsefasıgiller ya da begonvilgiller ( nyctaginaceae ) familyasının  mirabilis cinsine mensup otsu bir süs  bitkisidir. 
Anavatanı Amerka'nın tropikak ve subtropikal bölgeleridir ( Meksika, Perü, Guatemala ).  Yurdumuzda da  doğallaşma eğilimi göstermektedir, istilacı bir bitkidir.   Çok yıllık olmasına karşı, ılıman iklim görölen yerlerde tek yıllık olarak yetiştirilir. Çiçeklerinin ömrü  bir gündür, ancak çok  çiçek açtığı için bu durum fark edilmez. Cins adı olan mirabilis latince harika demektir. 

Akşamsefası, adındanda anlaşılacağı gibi öğleden sonra çiçek açar ve ertesi sabah kapanır. Bir efsaneye göre, çiçeklerini en güzel öğleden sonra saat dört de açmaktadır. Bu nedenle bir adı da  'saat dört çiçeği' dir. Haziran - ekim ayları arasında çan şeklinde, beyaz, pembe, kırmızı, sarı ve alacalı renkli ve hafif kokulu çiçekler açar. Ayni bitki üzerinde farklı renk desenlerde  çiçekler açar. 
Çiçekleri yiyecek boyamada kullanılmaktadır. Köklerinden kalıtım deneylerinde yararlanılmaktadır.   


Akşamsefası  çiçeği ( mirabilis jalapa )

Akşamsefası yumrulu bir köke sahiptir, gövdesinde su depo eder, güneşli yerleri ve geçirimli nemli toprakları sever. Kuraklığa ve kirli havaya  dayanıklıdır, soğuğu sevmez. Tohumla ve kök yumruları ile  üretilmektedir. 

Yararlandığım kaynaklar:  Vikipedi.

                           AKŞAMSEFASI ÇİÇEĞİ VE HOŞGÖRÜ

Bir kaç gün önceydi, komşumuz olan yaşlı bir çift bahçelerindeki akşamsefalarını kastederek;  'Bu çiçekten bıktık, bahçenin her tarafını sardı, söküyoruz, söküyoruz bitiremiyoruz, her yıl daha da çoğalıyorlar.' diye bana hal yanınca, ne diyeceğimi bilemedim.

Akşamsefası  çiçeği ( Mirabilis jalapa )
Gerçek düşüncemi söylersem onları kıracak, onaylarsam doğru konuşmamış olacaktım, sustum kaldım, ne diyeceğimi bilemedim.
Yaşları seksene yaklaşmış bu yaşlı  karı koca, bahçelerine tek bir çiçek  dikmedikleri gibi, kendiliğinden biten akşamsefalarına da adeta savaş açmışlardı. Konuşurken birbirlerine karşı da  son derce  kırıcı laflar söylüyorlardı, sevgi ve saygı yoktu.

Akşam haberleri izlerken, ülkemizde yaşanan terör olayları  yine canımı sıktı. Sorunlarımızı niçin bir türlü çözemediğimizi düşündüm. Gözümün önüne birden, yaşlı komşularım geldi. Çiçekleri dahi  sevmeyen bizler, bunca toplumsal  sorunlarımızu,  birbirimizi sevmeden, kötüleyerek, dışlayarak nasıl çözebilirdik ki!

Geçmişte sevgi ve hoşgörü tohumları  ekmeyen toplumlar, barışı koruyup yaşatmada zorlanmaktadır. Bu nedenle çocuklarımıza her şeyden önce; doğayı, çiçekleri, hayvanları ve birbirimizi / insanları sevmeyi öğretmeliyiz. Barışa ve mutluluğa  giden yol sevgiden, hoşgörüden  geçmektedir. Savaşın galibi yoktur.

Akşamsefası çiçekleri.
Akşamsefası çiçeği  ( Mirabilis jalapa ) 
Akşamsefası  çiçeği ( mirabilis jalapa )

Akşamsefası  çiçeği ( mirabilis jalapa )

Akşamsefası  çiçeği ( mirabilis jalapa )

Posted by Picasa

13 Haziran 2010

HAYVAN SEVGİSİ

Sincap (kedi) ve enikleri

Komşumuz, bir süreliğine başka bir yere gitmek zorunda kalınca bahçesinde baktığı kedisine  ( adı sincap )   ve yeni doğan   yavrularına,   gelinceye kadar göz - kulak olmamızı rica etmişti.  Yavrularını doğurduğu / sakladığı yerden getirmediği için de,  çok istediği halde  göremeden gitmek zorunda kalmıştı.    

Bir kaç gün önce,  Sincap  dört yavrusu ile beraber bizim  bahçeye  gelince doğrusu şaşırdım kaldım.  Sanki,  arkadaşımla aramızda geçen  konuşmamızı duymuştu !

Diyeceğim şu ki !
Hayvanlarda  bitkiler gibi doğanın olmazsa olmazlarıdır. Dolayısıyla  onlarında insanlar  kadar bu dünyada  yaşama hakları vardır. Ancak, bitkiler  gibi hayvanların da  yaşaması çoğu zaman  insanların insafına bağlıdır. Bu nedene hayvanları, bitkileri  sevmek, korumak çok önemlidir.
Hayvanları, çiçekleri  sevmeyenlerin insanları sevebileceğini sanmıyorum.
.
Hayvanları severek mutlu olabilir, yalnızlıktan  kurtulabiliriz. Hayvanları sevmek için, illaki evimizde hayvan beslememiz şart değildir. Sokaktaki bir köpeğin başını okşayarak, bir kediye su vererek de bunu yapabiliriz. Çocuklarımıza, hayvanları sevmelerini ve korumaları gerektiğini  öğretmeliyiz.
Nitekim, hayvanları severek büyüyen  çokçukların,  hayatlarında ruhsal bakımdan daha sağlıklı ve mutlu oldukları görülmüştür
Posted by Picasa

12 Haziran 2010

MANOLYA AĞACININ HİKAYESİ

Onu diktiğimde mayıs ayının son günleriydi, ağaç dikme zamanı geçmiş yaz sıcakları bastırmıştı.

Komşum, bahçesindeki bu manolya ağacını  yeterince yer olmadığı ve diğer bitkilere gölge yaptığı için söktürüp atmıştı.  Bu sırada  ağacın kökleri  ve  dalları da  kırılmıştı. Gördüğüm de önce  çok üzülmüştüm.

Artık benim de bir manolya ağacım var.
Ancak daha sonra hep bahçemde bir manolya ağacım olmasını istediğimden, bu durum bende buruk da olsa bir sevinç yaratmıştı. Belki de bu sayede bir manolya ağacım olacaktı.

Onu atılan yerden alarak itina ile bahçeme diktim. Ancak her gün  sulamama rağmen bütün yaprakları  döküldü, sadece gövdesi kurumamıştı.  
İkinci yıl  bir kaç küçük yaprak açtı ama hiç büyümedi. Yine de kurumadığına sevindim, hala küçük de olsa bir umut vardı.

Bu yıl ( üçüncü yıl ) manolya ağacım çok neşeli görünüyor, büyük ve parlak yapraklar açtı,  her tarafından yeni  filizler verdi.  Artık onun  bir an önce çiçek açmasını  istiyorum.

9 Haziran 2010

GÜNGÜZELİ ÇİÇEĞİ ( Hemerocallis )

Güngözeli çiçeği ( Hemerocallis fulva )
Güngüzeli / gün güzeli ( Hemerocallis fulva ), çirişgiller ( Xanthorrhoeaceae ) familyasından, rizomlu ( köksaplı ), çok yıllık ve otsu bir bitkidir.  Anavatanı Asya kıtasıdır.  Çiçekleri güzel oduğu için dünyaya bir çok yerinde  doğallaşmıştır. Yurdumuzda doğal olarak yetişir. Turuncu güngüzeli, Sarızambak,  Bir gün zambağı, Hemerokallis gibi adlarla  bilinir.

Turuncu güngüzeli ( Hemerocallis fulva )
Güngüzeli ( Hemerocallis fulva ), uzun bir sap üzerinde ( her sapta  5 - 15 tomurcuk olur. ), huni şeklinde, sarı -  turuncu renkli çiçekler açar. Çiçeklerinin ömrü bir gündür. Zaten,  cins adı ( hemerocallis )  Eski Yunanca 'bir günlük güzellik'  anlamına gelir. Değişik renk ve şekillerde çiçek açan çok fazla kültür çeşidi  vardır.  Çiçekleri kokusuzdur.  Daha çok çiçek açması için, çiçek açan sapları kesilir.   Yaprakları uzun,  şerit şeklinde olup doğrudan rizomlardan çıkar. Gövdesi yoktur, çiçekler uzun bir sap üzerinde açar. 

Hemerocallis fulva, zehirsiz bir bitkidir,  çiçeği  ve rizomları  yenir.  Bu nedenle Çin'de ve bazı ülkelerde  tarımı yapılmaktadır. Yumruları patetes gibi yenir.  Ayni zamanda tıbbi bir bitkidir. 
Güngüzeli çiçeği, kısa ömürlü olmasına rağmen tomurcuklarını  art arda açtığı için devamlı çiçek açar ve  kesme çiçek olarak da kullanılır. 

Güngüzeli, ılıman iklimlerde yetişir. Güneşli ya da yarı gölge yerleri ve derin, nemli, organik madde bakımından zengin  toprakları sever. Soğuğa ve sıcağa kısmen dayanıklıdır, suyu sever.   Kökten ayırma ( rizomlar ayrılır )  ve tohumdan üretilir. Fazla bakım istemez, yayılıcı bir bitkidir.

Güngüzeli çiçekleri ( Hemerocallis fulva ):
Güngüzeli / gün güzeli ( Hemerocallis fulva ) 

Hemerocallis fulva

Kırmızı çiçekli güngüzeli ( Hemerocallis fulva ).

Bir adı da 'sarızambak' olan güngüzeli çiçeği
Hemerokallis fulva  ( Güngüzeli )
Güngüzeli çiçekleri ( Hemerocallis fulva )
( Not: Bu yayın 23. 06. 2020 tarihinde güncellenmiştir. ).
Posted by Picasa