7 Haziran 2010

FINDIK ÇOTANAK VE GİRESUN

Fındık ve Giresun 
Fındık ( corylus ), huşgiller familyasından, kışın yaprağını döken çalı ve ağaç formunda bir bitki cinsinin   ( yurdumuzda doğal olarak  iki türü yetişir ) ortak adıdır.  Meyvesi ( fındık ) yendiği için ve dekoratif olduğu için Corylus avellana türünün çeşitleri, yurdumuzda ve dünyada  kültür olarak  yetiştirilmektedir. ( Burayı tıklıyarak bu konudaki yazımı okuyabilirsiniz. )
Fındık çotanağı 

Fındığın dalındaki haline çotanak denir.  Meyveler zuruf / kavsak denilen yeşil renkli, bir çeşit  yaprakla ( brekte )  ile sarmalanmıştır. Her çotanak, çiçek tomurcuğunun  içinde yer alan dişi çiçeklerin tozlaşma ve döllenme durumuna göre değişen sayıda  fındıktan oluşur. Fındık tanıtılırken,  daha güzel göründüğü için çotanak hali ile  tanıtılıp tasvir edilir. 

Fındık denince ilk aklımıza  Giresun gelir. Kültür olarak fındığın ilk defa Giresun'da  yetiştirildiği kabul edilir. Bu nedenle fındığın  Giresun kültüründe de  çok önemli bir yeri vardır.  Özellikle çotanak olarak sembolleştirilen fındık Giresunlular için çok değerlidir. 
Fındık başımızın tacı  heykeli / Giresun

Giresunspor'un lakabı 'çotanaklar' dır, Giresunspor  formasında  üç fındık meyvesinden  oluşan bir çotanak amblemi  yer alır. Giresun stadının adı Çotanak Statyumu'dur. Gurbette,  Giresunlulara  çotanaklar  denir.  Giresun'a yolunuz düşerse;   çotanak şeklinde yapılmış   fındık heykelleri sizi karşılar. Kısaca çotanak, Giresun'un  simgesi / sembolüdür. 
Yetiştirdiği kaliteli fındıklarla adını  bütün dünyaya duyuran
 'Yeşil Giresun' 
Fındık ağacı ( fındık ocağı )
Dünyaca ünlü Giresun fındığı  ( yağlı fındık - tombul fındık )
 ( Ülkemizde tarımı yapılan  fındık çeşitleri  Corylus avellana  türüdür.  )
Yukarıda belirttiğim gibi, fındığın ağaçtaki (  dalındaki ) haline  'fındık  çotanağı' denir. Meyveyi dış etkenlerden korur.  Kestane için topur ( kupula ) neyse, fındık için de çotanak ayni anlama gelir. 
Çotanaklar çoğu zaman  3 - 4  meyveden oluşur,  tek meyveden  oluşanlara  'tekleme' denir.

Fındık  ağostos ayı içinde  'ırgat' denilen  işciler tarafından, şenlik havası içinde hasat edilir. Bu sırada  sesi güzel olanlar türkü söyler. Gençlerin  birbirini tanımasına vesile olur. Gurbette yaşıyanlar fındık toplamak için memleketlerine gelirler ve  hasret giderirler. 
Fındık Heykeli
Eski fındık pazarı, Giresun. 

Giresun Fındığın Başkenti Heykeli, Giresun. 

Fındık çotanağı

Fındık ağacı 

Tekleme
Eskiden ( çoçukluğumda ) dalından topladığımız  fındıkları  önce  harmana serilerek kuruturduk, böylece fındığın  çotanağından ayrılması sağlanırdı.  Çotanakta kalanları  ise,  kışın imece ile,  elle ayıklardık.  Şimdi patoz denilen makinalarla  bu iş  yapılmaktadır.  'Gavsul' denilen  dış kabukları ( örtüsü )  ise  hayvanların altına serilir ya da etrafta bırakılırdı. Bu kabuklardan organik gübre yapılması için çalışmalar yapılması ise sevindiricidir.  Bu şekilde hem  çevre kirliliği önlenmiş, hem de fındık üreticisine ek bir gelir sağlanmış olacaktır. 
Çotanak Stadyumu ( Giresun ) 

Giresun'da futbol denince  'çotanaklar' akla gelir.
( Fotoğraf alıntıdır. )
( Fındıkla ilgili  bir başka yazımı  burayı tıklayarak  okuyabilirsiniz. )

Bu yazı son olarak 19.01. 2019 tarihin de güncellenmiştir.

5 Haziran 2010

TÜYSÜZ ŞEFTALİ / NEKTARİN

Nektarin şeftali  ağacı ve meyvesi  ( Prunus persica var. nucipersica ) 
Nektarin ( Prunus persica var. nucipersica veya P. persica var. nektarina  ),  gülgiller ( rosaceae ) familyasından, kışın yaprağını döken 5 - 10 m. boylarında  bir ağaçtır.  Ana vatanının Çin olduğu sanılmaktadır. Aslında şeftalinin bir çeşididır, meyvesinin tüysüz olması ile şeftaliden ayrılır.  Bu nedenle halk arasında daha çok tüysüz şeftali denir. Tüylü olduğu için, şeftaliye karşı alerjisi olanlar için alternatif bir meyvedir. Üstelik, şeftaliye göre daha yararlı olduğu belirtilmektedir. 

Nektarin, renk ve görünüş bakımından şeftaliye benzerken, tat olarak daha farklı bir aroması vardır. Kabuğu pürüzsüzdür, soyulmadan da yenir, şefaliden daha serttir.  Kalorisi düşük olduğu halde vitamin ve mineral bakımından zengindir. Bu nedenle bir çok hastalığa iyi geldiği söylenmektedir. Raf ömrü şeftaliye göre dah uzundur. Yurdumuzun daha çok  kıyı bölgelerinde yetiştirilmektedir.

Nektarin veya tüysüz şeftali 
 ( Prunus persica var. nucipersica  )
Nektarin, erkeen çiçek açtığından ilkbahar donlarını sevmez, bol ışık alan yerleri ve iyi drene edilmiş, çabuk ısınan,  kumlu, çakıllı ve verimli toprakları sever.  Çok fazla çeşidi vardır. bunlardan bazıları sonbaharda olur ve soğuğa daha dayanıklıdır.

Nektarin şeftali  ağacı çiçeği
(Prunus persica var. nucippersica  )  
Yetişme şartları  şeftali ile hemen hemen  aynıdır. Yurdumuzun daha çok kıyı bölgelerinde ve Bursa ilimizde yetiştirilmektedir. Aşı ile üretilir. 
( Bakınız: http://kadirbekci53.blogspot.com/2010/02/seftali-agaci.html )

( Not: Bu yayın 19. 9. 2022 tarihinde güncellenmiştir. )

2 Haziran 2010

ASLANAĞZI ÇİÇEĞİ ( Antirrhinum majus )

Aslanağzı çiçeği ( Antirrhinum majus ).

Aslanağzı çiçeği  ( Antirrhinum majus ), sinirotugiller ( Plantaginaceae ) familyasından, tek veya çok yıllık, yarı - çalımsı  bir bitki türüdür. Uzun ömürlü bir bitki olduğu halde, soğuğa fazla dayanmadığı için, daha çok  mevsim çiçeği olarak yetiştirilmektedir. Sıcak bölgelerde çalı formu kazanarak  uzun yıllar yaşıyabilir. Eskiden beri yetiştirilen, klasık çiçeklerimizden biridir. Menşeyi Akdeniz havzası ve  ülkeleridir. 

Aslanağzı ( antirrhinum ) ülkemizde yabani olarak da yetişen bir bitkidir,  çok fazla  türü yoktur. Ancak  süs bitkisi olarak yetiştirilen çok fazla, bodur, katmerli ve ebruli çeşitleri üretilmiştir.
En çok rengi olan çiçeklerden biridir, çiçekleri aslan ağzına benzer, bir sap üzerinde aşağıdan yukarı doğru açarlar. Bitkinin yeniden çiçek açması için, çiçek açmış  sapların  kesilmesi gerekir.  Hem bahçede, hemde saksıda yetişir. Duvarları, uçurumları, taş aralarını çok sever.  Kesme çiçek olarak da kullanılır. 

Aslanağzı çiçeği,  güneşli yerleri  ve geçirimli, verimli ve hafif kireçli   toprakları sever. Fazla sıcak ve fazla soğuğu sevmez. 

Aslanağzı çiçeğine bazı yörelerde tavşanağzı, danaburnu, keçiağzı da denir.Yetiştirilmesi  çok kolaydır, fazla bakım istemez. Tohumla ve çelikle üretilir. 
.

Aslanağzı ( Antirrhinum majus ) çiçekleri.

Pembe çiçekli aslanağzı çiçeği ( Antirrhinum majus )

Aslanağzı çiçeği ( Antirrhinum majus )

Beyaz aslanağzı çiçeği

Kırmızı aslanağzı çiçeği

Pembe aslanağzı çiçeği

Sarı aslanağzı çiçeği

Pembe ve kırmızı aslanağız!ları

Aslanağzı çiçeği ( Antirrhinum majus ).

( Bu yayın son olarak 09. 11. 2020 tarihinde güncellenmiştir. )

IHLAMUR AĞACI ( Tilia )

Gümüşi ıhlamur ( Tilia tomentosa ya da T. argentea )

Ihlamur ( tilia ), ebegümecigiller ( Malvaceae ) familyasından, kışın yapraklarını döken, 30 - 40 m. kadar boylanabilen  bir ağaç cinsidir. Anavatanı Avrupa ve Asya kıtasıdır. Çiçekleri güzel ve kokulu olup nektar bakımından zengindir. Ilıman iklimlerde yetişir, uzun ömürlü bir ağaçtır. Güneşli yerleri, derin ve nemli toprakları sever. Dünya üzerinde 23 türü vardır, yurdumuzda dört türü doğal olarak  yetişmektedir.
Ihlamur ağacı çiçeği 

Yurdumuzda doğal olarak şu ıhlamur türleri yetişmektedir.  1 - Kış ıhlamuru ( Tilia cordata ), 2 Yaz ıhlamuru ( Tilia platyphyllos ), 3 - Kafkas ıhlamuru ( Tilia rubra ), 4 - Gümişi ıhlamur ( Tilia tomentosa / Tilia argentea ).
Özellikle Marmara ve Karadeniz bölgelerimiz ormanlarında bolca yetişmektedir. 

Ihlamur ağacı, sık yaprakları ve güzel kokulu çiçeklerinden dolayı yol boylarına, köy meydanlarına, parklara, gölgelik ve süs bitkisi olarak da dikilmektedir. 

Eskiden bazı Orta Avrupa ülkelerinde önemli toplantılar ve mahkemeler, köy meydanlarında bulunan ıhlamur ağaçlarının altında yapılırmış. Bu yüzden bazı  ülkelerinde, ıhlamur ağacına 'mahkeme ağacı'  denmektedir.  
Ihlamur ağacı çiçeği ( Yakın çekim ) 
Üç yıl önce bahçeme diktiğim ıhlamur ağacı, bu yıl ilk defa  çiçek açarak güzel bir sürpriz yaptı. Çok güzel kokuyor, altında çay içmek çok güzel.   Kışın çay yapmak için   biraz topladım ve kuruması için serin bir yere serdim. Bilindiği gibi ıhlamur çiçeği çayının ateş düşürücü ve vücudun direncini artırıcı özellikleri bulunmaktadır.  Bu nedenle özellikle;  kışın limonlu ıhlamur çayı içmenin  sağlık  açısından faydalı olduğu belirtiliyor. 

Ihlamur ağacı  çok güzel ve kokulu çiçekler açar.
( Gümüşi ıhlamur / Tilia tomentosa ya da T. argentea  )
Ihlamur ağacının  yaprakları da çiçekleri gibi zehirsizdir, asma yaprağı gibi değerlendirilir, sarması olur.  Ihlamur ağacının beyaz  ve yumuşak olan kerestesi ise, oymacılıkta ve müzik aletleri yapımında kullanılır. Sonbaharda yaprakları dökülmeden önce,  sararan yapraklaıı ile  çok hoş bir manzara oluşturmaktadır. 
Ihlamur en kolay kök filizleri ile üretilir, ayrıca tohumla, çelikle  ve aşı ile de üretilir.

Ihlamur ağacım bu yıl ilk defa çiçek verdi.

Ihlamur ağacı ( tilia ) çiçeği.
Ihlamurlar altında
Ihlamur ağacı  çiçeği ( makro çekim )
Yağmur ve ıhlamur ağacı
Ihlamur ağacı ( Tilia tomentosa )  meyvesi.

İhlamur ağacı ve sararan yaprakları

( Bu sayfa  son olarak 09. 06. 2021 tarihinde güncellenmiştir. )


1 Haziran 2010

GLAYÖL ÇİÇEĞİ ( Gladiolus )


Glayöl  çiçeği ( Gladiolus x gandavensis  ' priscilla' )

Glayöl veya glayör ( gladiolus ), süsengiller ( iridaceae ) familyasından, çok yillık,  soğanlı ( corm ) ve otsu bir bitki cinsidir. Ilıman iklimlerde yetişir. Kılıç şeklindeki  yaprağından dolayı bu adı almıştır. Bazı türleri süs bitkisi olarak yetiştirilir. Çok fazla kültürü vardır.

Bilimsel adı olan 'gladiolus', latince küçük kılıç demektir. Halk arasında kuzgun kılıcı, keklik çiğdemi,  alata zambağı, kılıç çiçeği, kılıç zambak gibi  adlarla da  bilinir.  300 kadar türü vardır, bunlardan büyük bir kısmı  Güney Afrika kökenlidir.  Türkiye'de doğal olarak on kadar türü  yetişmektedir.

Kırmızı çiçekli glayöl çiçeği 

Glayöl ( gladiolus ),  yazın çiçek açar, daha çok bahçe  ve balkonlarda yetiştirilir. Çiçekleri huni şeklinde olup uzun bir sap üzerinde sıralanır ve  alttan itibaren açar, uzun ömürlüdür.
.
Glayöl, daha çok kesme çiçek olarak yetiştirilmektedir. Uzun ömürlü olması ve değişik renklerde gösterişli çiçekler açması buna neden olmuştur. Karanfil ve gülden sonra yurdumuzda en çok kesme çiçek olarak glayöl yetiştirilmektedir.
Güneşli yerleri ve  drenajı iyi verimli   toprakları sever. Daha çok  'korm' adı verilen soğanlarından ve tohumdan  üretilmektedir. Küçük soğanlar ilk yıl çiçek açmaz, bu nedenle soğan alırken   iri olmasına dikkat edilmelidir.

Glayöl ( gladiolus )  çiçekleri ( Kültür ) :

Glayöl  veya Glayör  Çiçeği
( Gladiolus x gandavensis ' Priscilla' )
Gladiolus x gandavensis ' Priscilla'
( Üç renkli çiçek açan melez bir türdür. )
Beyaz çiçekli  glayöl
Kırmızı çiçekli glayöl
Gladiolus x gandavensis ' Priscilla'
Gladiolus x gandavensis ' Priscilla'

Al kılıçotu ( gladiolus anatolicus' ), İzmir.
( Yurdumuzda doğal olarak yetişen bir  glayö l türü  )

31 Mayıs 2010

ARAP YASEMİNİ / FUL

Arap yasemin ( Jasminum sambac ).

Arap yasemini ( jasminum sambac), zeytingiller ( oleaceae )  familyasından, çok yıllık ve çiçekleri güzel kokulu bir yasemi türüdür.  Çiçekleri katmerli olanlara 'ful yasemin' denir.  
Tırmanıcı / sarmaşık ve  çalı formlarında olmak üzere  iki çeşidi vardır. Genel olarak beyaz renkli, katmerli ya da yalınkat çiçek açarlar. Çiçekleri keskin kokulu olup, diğer yasemin ( jasminum )  türlerinden daha iridir. 

Çoğu zaman arap yasemi ( Jasminum sambac ) ile karıştırılan yıldız yasemin /
pervane çiçekli yasemin yada yalancı yasemin ( Trachelospermum jasminoides ) çiçeği 

Arap yasemini ( jasminum sambac ), zakkumgiller familyasından olan ve bu çiçeğe çok benzeyen, aslında yasemin türü olmayan yıldız yasemin / yalancı yasemin / Pervane çiçekli yasemin ( Trachelospermum jasminoides )  ile  karıştırılmamalıdır. 

Jasminum sambac, anavatanı Asya kıtasının tropikal bölgeleri olan bir bitki olmasına rağmen, bütün dünyada Arap yasemini ( Arabian jasmine ) olarak tanınır.
Ful ismi bize araplardan geçmiştir, ayrıca  'mısır yasemini' de denmektedir.

Arap yasemini, yurdumuzda eskiden beri yetiştirilen geleneksel çiçeklerimizdendir. Halk arasında, bu çiçeğin en güzel teneke kutular içinde yetiştiğine inanılır.

Arap yasemini, daha çok bahçelerde yetiştirildiği için güneşli ve yarı gölge yerlere dikmek gerekir.  Fazla  gölge yerlerde çiçek açmadığından, dikerken buna dikkat edilmelidir.  Genç sürgünlerin ucunda çiçek açtığı için, sık sık budama yaparak ( derin değil )  yeni filizler vermesi sağlanmalıdır.

Ful yasemin  çiçeklerini  çok yakından koklamamak gerekir, aksi halde manolya çiçeği gibi kararmaktadır. Koparılan ful tomurcukları domateslere saplanarak, salonlarda daha uzun süre kokması sağlanabilir.

Arap yaseminin çalı şeklinde olanlar ( ful )  katmerli, tırmanıcı - sarmaşık  olanlar ise yalınkat çiçek açar. Kışın yaprağını dökmez.  Çiçekleri zehirsizdir,  çayı  yapılır ( yasemin çayı ). Ayrıca esans yapımında kullanılmaktadır.

Arap yasemini, Akdeniz ve Ege bölgelerimiz  dışarıda, diğer bölgelerde ançak iç mekanlarda yetiştirilebilir. Yazın toprağı  kurudukca sulanmalıdır, dona karşı hassastır. Nemli, hafif asitli,  humusça zengin ve  geçirimli toprakları sever.  Çelikle ve daldırma yöntemi ile çoğaltılır.

Ful, Filipinlerin ulusal çiçeğidir.

Arap yasemin ( jasminum sambac ) çiçekleri.

Arap yasemin  ya da ful yasemin   ( jasminum sambac )
Tırmanıcı / sarmaşık  arap yasemini çiçeği. 
Çalı formundaki arap yasemini ya da ful yasemin, katmerli çiçekli
 ve güzel kokuludur. 
Arap yasemin çiçeği ( Sarmaşık )
Arap yasemin / Ful yasemin  (Jasmin sambac )
Arap yasemin çiçeklerinin her iki çeşidi de   güzel kokulu çiçeklidir. 
Çalı arap yasemin ya da  ful yasemin
Arap yasemini / sarmaşık formu ( jasminum sambac )

26 Mayıs 2010

ÇİÇEKLERİN DİLİ ( GÜL )

Bazen duygularımızı ifade edip açıklamak da  zorlanırız.  İşte bu durumlarda imdadımıza çiçekler yetişir.  İnsanlar zaman içinde her çiçeğe belli anlamlar yüklemişler ve duygularını bu suretle karşı tarafa anlatmaya çalışmışlardır. Yani çiçekler sadece güzelliğin zerafetin sembolü  değil, ayni zamanda duygularımızın da anlatılmasında zaman zaman baş vurduğumuz  bir iletişim aracıdır.

İlk defa çiçeklerin dili, 1600 yıllarında İstanbul'da oluşturulmaya  başlanmıştır. İstanbul'dan daha sonra İngiltere'ye giden Mary Wortley Montaqu bu çalışmalara devam ederek ortak bir çiçek dili geliştirmiştir.
Lady Montaqu bu konuda  yazdığı bir mektupta; 'Parmaklarımzı oynatmadan, çiçeklerle tartışabilir, azarlayabilir, dostluk, aşk, nezaket mektupları ve hatta haber bile gönderebilirsiniz.' diye yazmıştır.

Daha sonra  Fransızlar bu dili daha da geliştirmiş ve 800 çiçeğin anlamı belirlenerek dünyada ortak bir çiçek dili oluşmuştur.
Çiçekler aleminde  müstesna bir yeri olan gülün renklerine göre anlamları şöyledir.

Sarı gül
SICAK SEVGİ BESLİYORUM
Kırmızı gül goncası
GENÇ VE GÜZELSİN
Pembe gül
GÖNLÜM SENDE
Beyaz gül
MASUMİYET
Kırmızı gül
AŞK
Kırmızı ve beyaz gül
BİRLİKTE  OLMAK İSTEĞİ