19 Mart 2013

SEFERİHİSAR - BAHÇEKÖY DOĞA YÜRÜYÜŞÜ

Teos Doğa Sporları Grubu tarafından her hafta sonu düzenlenen  doğa yürüyüşleri, pazar günü  (17.03.2013 ) Seferihisar ile  Bahçeköy arasında   yapıldı.  Bahçeköy,  Seferihisar'ın merkezine 4  km. mesafede bulunuyor. Çevresi  doğa yürüşü  yapmak isteyenler için  elverişli. Seferihisar ve Sığacık Körfezi'ne nazır bir konumu var. 

Bir süre sonra Seferihisar arkamızda kalıyor.
Bazı haftalar 25 - 30 arkadaşımız ile yaptığımız bu  yürüyüşlere,  bu hafta daha az, 10  arkadaşımız katılıyor.  Yürüyüşe Seferihisar'ın merkezinden başlıyoruz ve  bir süre, yukarı çığrında  Seferihisar Barajı bulunan   Kocaçay'ı  takip ederek devam ediyoruz. Seferihisar Barajı, 1993 yılında, sulama amacı ile yapılmış,  Seferihisar'a  4,5 km. uzaklıkta bulunuyor Baraja gelmeden önce, Kocaçayı takip eden yoldan ayrılarak rotamızı Bahçeköy istikametine  çeviriyoruz. 
Açık ve güneşli bir hava var, her yerde  kır çiçekleri açmış.  Papatyalar,  uzaktan kar yağmış gibi  görünüyor.  


Sarmısak otu / Napoli soğanı ( Allium neapolitanum  ). Sarımsak yerine kullanılan
 soğanli bir bitidir. Halk arasında kötü koktutuğu için osuruk otu denir. .
 Doğa yürüyüşüne katılan arkadaşlarımız.  
Seferihisar'dan  uzaklaşıyoruz. 
Papatyalar,  uzaktan  kar yağmış gibi görünüyor.  

Yürüyüş rotamızdaki Bahçeköy sitesi uzaktan görünmeye başlıyor. 
Seferihisar
Yükseldikçe manzaramız  genişliyor, Sığacık Körfezi ve Ege Denizi   görünüyor.
Terk edilmiş bir kulübenin yanından geçiyoruz. 
Elmacık  ( Salvia verbenaca ). Erken çiçek açan yabani bir ada çayı
 türü. 
                                           Bazı  arkadaşlarımız şifalı olduğu için papatya ve karabaş otu topluyor.  
Karabaş otu ( Lavandula stoechas )
Bu arada makilik alanlardan geçerken zorlanıyoruz.Çalıların aralarında dağ laleleri ve çiriş ağuları  çiçek açmış. 
Taçlı  dağ lalesi ( Anemone coronaria   )
Kirgiçkökü / Çirişağusu  ( Asphodelus aestivus )
Seferihisar


             Köklü süsen ya da Keklik çiğdemi 
( Morea sisyrinchium  ya da Gynandriris sisyrinchium )
Bu yıl kış mevsiminin  yağışlı geçmesi dereleri çoşturmuş.  
Makilik bir  alanda yürümeye çalışıyoruz.

Bir dere, yazın bu  tamamen 

Kısa bir mola vererk bir süre dinleniyoruz. 

Bahçeköy Sitesi 
Bahçeköy'e. rotamız nedeni ile dört saat gibi bir sürede  gelebiliyoruz. Arkadaşlarıma site içinde  kısa tur attırdıktan sonra, dinlenmek ve çay içmeye bahçeme davet ediyorum. Şehir hayatını sevmediğim için on yıldır burada yaşıyorum. Bu nedenle ilginizi çekeceğini umarak  kısaca burayı  tanıtmak istiyorum.  
 
Türer AŞ Çiftliği, Bahçeköy / Seferihisar.
Bahçeköy Sitesi / Seferihisar
                                                                 BAHÇEKÖY NERESİDİR?

Bahçeköy, idari bakımdan Seferihisar'ın Tepecik Mahallesi'ne bağlı, Sığacık Körfezi ve Seferihisar  manzaralı. Yazın rüzgar estiği için, Seferihisar'a göre daha serin oluyor.  Yerleşim biçimi  Karadeniz köylerini andırıyor, dağınık. Evlerin çoğu tek katlı, bir dönümden fazla bahçeleri var. 

Bahçeköy,  1993 yılında,  Yeni Bahçeköy  Kooperatifi tarafından kurulmuş. Bazı yapı taşları ve su kuyuları, burrasının eskiden de yerleşme yeri olduğunu gösteriyor. Seferihisar'ın mekezine yakın olmasına rağmen, çevresinin henüz  yerleşime açılmamış  olmaması nedenile, şehirden kopmadan doğa ile iç içe yaşamak isteyenlerr için ideal bir yer. Umarım ranta kurban edilmez.  ( Bahçeköy hakkında daha fazla bilgi ve fotoğraf görmek için   burayı   tıklayabilirsiniz )

Bahçeköy'den bir fotoğraf.
Bahçeköy'de bir sokak
Arkadaşlarımla bir süre 'Cittaslow Botanik Park' adını verdiğim
bahçemde dinlenlp sohbet editoruz.

Ayrılmadan önce arkadaşlarla  bahçemin kapısında bir hatıra fotoğrafı  çektiriyoruz.

Arkadaşlarımla bir süre  'Cittaslow Botanik Park ' adını verdiğim bahçemde dinlendikten sonra,  onları daha kısa bir yoldan Seferihisar'a yolcu ediyorum.

Haftaya bir başka doğa yürüyüşünde buluşmak umudu ile Bahçeköy'den sevgiler, sevgili doğa severler. Bizi izlemeye devam ediniz. 

14 Mart 2013

KIZILCIK AĞACI ( Cornus mas )

Kızılcık ( Cornus mas ) 

Daha önce bilmediğim  bitkileri, ağaçları, çiçekleri  yetiştirmeyi  daha çok seviyorum. Çiçeklerini görmek, meyvesi yeniyorsa  tatmak daha heyecanlı oluyor. Bu nedenle her yıl bahçeme  bir - iki  tane, daha önce  yetiştirmediğim, bilmediğim  ağaç ya da çiçek dikmeye gayret ediyorum.  Geçen yıl  ilk defa kızılcık ( Cornus mas )  dikmiştim.  Bu yıl daha çok  küçük olmasına rağmen çiçek açınca, benim için güzel bir sürpriz oldu.   
Adını meyvesinin renginden alan kızılcık, en erken çiçek açan ağaçlardan biri diyebilirim. Altın sarısı  rengindeki çiçeklerini yapraklarını daha açmadan  önce açıyor.   Bu arada arıların da kızılcık ağacının  çiçek açmasına,  en az  benim kadar sevindiğini söyleyebilirim.

Şimdi de gelin adını sıkca duyduğumuz ama fazla tanınmayan  bu bitkiyi ( kızılcık ) biraz dah  yakından tanıyalım.
Kızılcık ( cornus ) cinsinin yurdumuzda doğal olarak yetişen iki türü bulunmaktadır. Ayrıca yurdumuzda doğal olarak yetişmediği halde, park ve bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilen  bazı kızılcık türleri  bulunmaktadır.    

Kızılcık ağacı  ( Cornus mas ):  Kızılcıkgiller / cornaceae familyasının örnek bitkisidir.Çiçekleri sarı renkli olduğu için sarı çiçekli kızılcık da deniyor.  Kışın yapraklarını döken bir çalı ya da  5 - 6 m. kadar boylan küçük bir ağaçtır. Uzun ömürlü olup, odunu son derece dayanıklıdır. Ergen, kiren gibi adlarla da bilinir.  Meyveleri uzunca, kırmızı renkli olur ve yenir. Şerbeti, marmelatı olur. Tohumlarından sabun yapılır.  

Yabani kızılcık ( Cornus sanguinea ): Kansiğdiren, demircik de denilen yabani kızılcık, kışın yapraklarını döken  beyaz çiçekli bir çalıdır. Anavatanı yurdumuz ve Avrupa'dır. Yaprakları sonbaharda dökülmeden önce  kırmızı bir renk alır, meyveleri olunca siyah renklidir. Park ve bahçelere süs bitkisi olarak da  dikilen bir kaç kültür formu vardır. Dallaından sepet, meyvelerinden ise sabun yapılır. 

Yabani kızılcık / Kansiğdiren  ( Cornus sanguinea ) 

Yurdumuzda hem doğl, hemde kültür olarak yetiştişen   kızılcık ağacı'nın  anavatanı kesin olarak bilinmemekle beraber Anadolu olduğu sanılmaktadır  Ayrıca bahçelere  süs bitkisi olarak da dikilmektedir.
Afyonkarahisar'ın Şuhut ilçesinin Balçıklıova  beldesinde tarımı yapılmaktadır. 
Kızılcık ağacı ılıman iklimlerde ve güneşli ve yarıgölge yerlerde yetişir. Humuslu ve kalkerli toprakları daha çok sever. Tohumla ve çelikle üretilir.

Kızılcığın Türk kültürü içinde de önemli  bir yeri vardır. 'Kızılcıklar oldu mu' türküsünü duymayanımız yoktur.
Acılarını gizleyip sabredenler için 'Kan kusup kızılcık şerbeti içtim.' deyimi kullanılır.

Halk arasında 'Kızılcığın tüketildiği yerde hekime gerek yoktur.' denir. Ben yine de  kızılcık şerbeti içelim ama doktora da gitmeyi  ihmal etmeyelim derim.

 Kızılcık,  ağaç olarak da önemli bitkidir,
.
-Kızılcığın çekirdeğinden sabun ve yanıcı bir yağ elde edilmektedir. Ayrıca ağacı sarı boya içermektedir. (Kaynak:Ağaçlar ve Çalılar 1 Ersin Yücel )
.
-Sopa deyince aklımıza kızılcık ağacı gelir. Ünlü Devrek bastonları yine bu ağaçtan yapılmaktadır.

-Kızılcık kök yapısı ile de erozyona karşı mücadelede dikilmesinde yarar olan bir ağaçtır.

-Suyu çok seven kızılcık soğuğa karşı son derece dayanıklıdır. Çekirdekten ve çelikle üretilmektedir.

Kızılcık ağacı ( Cornus mas )  ve olgunlaşmış  meyveleri
( Doğadan  ).

Kızılcık ağacı çiçeği
( Cornus mas ) 

Kızılcık çok erken, yaprak açmadan önce sarı renkli  çiçek açar.
 
Kızılçık ağacı ve  meyvesi.
 ( Benim kızılcık ağacım henüz meyve vermedi.)


7 Mart 2013

PERLİT MADENİ - KIZILCADAĞ - ÜRKMEZ DOĞA YÜRÜYÜŞÜ

Teos Doğa Sporları Grubu tarafından her hafta sonu düzenlenen  doğa yürüyüşlerinin  bu haftaki  ( 04.03 2013 ) adresi  Ürkmez - Kızılcadağ  oldu. Fazla yüksek olmaya tepe ve vadilerin oluşturduğu Kızılcadağ, doğa yürüyüşleri yapmak için oldukça elverişli bir yer.  Dağın üzeri kızılçam ormanları ile kaplı, güney kısmı Ürkmez  ve Ege denizine bakıyor.

Doğa gezileri ve yürüyüşleri, doğaya karşı sorumluluklarımızı bize  hatırlatması bakımlarından da önem taşımaktadır. Yaşamımızı borçlu olduğumuz doğanın dengesi, maalesef her gün biraz daha bozulmaktadır. Bu nedenle, doğaya sahip çıkıp onu mutlaka korumalıyız. Herkesin, özellikle çocuklarımızın doğayı tanıyıp sevmesini sağlamalıyız.


Yürüyüşüşe, belediye otobüsü ile geldiğimiz Gümüldür- Menderes karayolu perlit madeni sapağından başlıyoruz.  Güzel bir hava da, 19 arkadaşımızın katılımı ile yaptığımız bu yürüyüş yaklaşık  5 saat sürdü.
İşte bu yürüyüşümüzün detayları.



Tahtalı Barajı'na arkamıza alarak,  perlit madenine giden toprak  yoldan yürümeye başlıyoruz. Etrafta kayaların aşınması sonucu,   peribacalarını andıran ilginç yer şekilleri oluşmuş.  Harika bir manzara eşliğinde ilerliyoruz.

Gümüldür - Menderes yolu.

Doğa yürüyüşüne katılan arkadaşlarımızla hatıra fotoğrafı çektiriyoruz..
Kısa bir süre  sonra, perlit madeni çıkarılan sahaya geliyoruz. Volkanik bir kayaç olan perlitin en önemli özelliği,  içinde bulunan su nedeni ile ısıtılınca hacminin 35 katına kadar genişleyebilmesidir. Perlit, bu özeliği nedeni ile  tarım, inşaat ve sanayinde kullanılmaktadır. Dünyadaki perlit rezervlerini 3/4 Türkiye'de bulunmaktaymış.

Spor yapıyoruz.
Perlit ocağı
Maalesef, bu maaden ocağı  hiç bir çevre düzenlemesi yapılmadan terkedilmiş.
Özellikle, açık maden ocakları doğaya büyük zarar vermektedir. Bu nedenle, bu tür faaliyetlerin rehabilitasyon çalışmaları ile birlikte yürütülmesi ve daha sonra da tekrar  doğaya kazandırılması gerekmektedir.

Terkedilmiş perlit ocağı  ve sorumsuzca etrafa  atılan bira şişeleri.
Bu çam kırıkları yangınlara yol açabilir.
Ormanlarımızın çöplük yapılmasına izin vermeyelim.

Perlit Madeni - Kızılcadağ - Ürkmez Doğa Yürüyüşü


Ormanları daha verimli  bir hale getirmek için yaşlı ağaçların kesildiği,  doğal gençleştirme çalışmaları yapılan bir alandan geçiyoruz. Tıraşlanan bu yerlerde,  fidanlar ağaçların attığı tohumlardan bitmektedir.

Orman işçilerinin buradaki yaşantıları ise hayli ilginç.

Orman işcilerinin yaşantısından görüntüler
Çanak anten.

Kazlar.



Teos Doğa Sporları Gurubu  ( Uzundere Vadisi )
Köşk tepesine çıkmak için, Izdırap vadisinden ayrılarak  güneye istikametine yöneliyoruz.

Kızılçam ağaçları arasındaki orman yolundan kıvrıla kıvrıla yükseliyoruz. 


Orman yangınları  sırasında,  helikopter ve arazözlerin su alması için yapılmış bir göletin yanından geçiyoruz.
Yangın göleti
'Köşk' adı verilen manastır kalıntısı. ( Kızılcadağ - Ürkmez )
Köşk Tepesi, Kızılcadağ platosunun kuzeyinde bulunuyor,  ormanlık bir alan. Ağaçsız yerlerde renga renk kır çiçekleri açmış.
Burada, ağaçların arasında yöre halkının 'Köşk' adını verdiği eski bir bina kalıntısı var. Bazı duvarları hala ayakta olan bu binanın içinde incir ağaçları bitmiş, derin kuyular var. Binanın tek ve yüksekte olması manastır olabileceğini gösteriyor.
İlgisizlik nedeniyle binanın içi ve etrafı  define avcıları tarafından delik deşik edilmiş.

Definecilerin açtığı çukurlar


Köşk  ( Kızılcadağ - Ürkmez )

Köşk ( Manastır ) - Kızılcadağ

Köşk ( Manastır )
Dağ laleleri

Yemeğimizi Köşk denilen bu yerde yiyoruz.
Her yerde dağ laleleri, papatyalar, sarı çiğdemler çiçek  açmış



Kızılcadağ - Ürkmez
Yemekten  sonra Kızılcadağ'ın zirvesine  çıkıyoruz. Burada harika bir manzara var.



Kızılcadağ - Ürkmez


Teos Doğa Sporları Grubu  ( Kızılcadağ - Ürkmez )


Ürkmez sahilleri
Kızılcadağ'dan Ürkmez'e,  uçurum denecek kadar çok  eğimli  bir araziden geçerek yürüyoruz. Daha önce yanmış olan bu alanda, yer yer ağaçlandırma çalışmaları yapılmış.

Kiriş otu.
Ürkmez - Seferihisar
Ürkmez.
Yürüyüşümüz Ürkmez'de  sona eriyor. Haftaya bir başka başka doğa yürüyüşünde buluşmak  umuduyla,  hoşçakalınız sevgili doğa severler.

Hoşbulduk,  Güzel Ürkmez 
Harita için tıkla. http://www.haritatr.com/urkmez-haritasi-e890