19 Kasım 2012

SEFERİHİSAR'DA SONBAHAR

Cittaslow Seferihisar.
Seferihisar'da, doğa sonbahar bir başka güzel oluyor. Yazın sıcaktan kuruyan otsu bitkiler sonbaharda,  havaların serinlemesi  ile birlikte   tekrar yeşerip çiçek açmaya başlıyor.  İlkbahar kadar olmasada kırlar tekrar yeşil örtüsüne kavuşuyor. Ormanlar ve vadiler ise, bazı ağaçların yapraklarının sararmasıyla  adeta renk cümbüşüne dönüyor. Yazın kuruyan derelerde, su sesleri yeniden duyulmaya başlıyor.

Kısacası, daha çok denizi ve  plajlarıyla ünlü  Seferihisar,  sonbaharda da doğayı sevenler için zevkle gezilecek  bir yer oluyor. 

Akdeniz ikliminin hakim olduğu Seferihisar, doğal bitki türleri bakımından oldukça  zengin bir yöremizdir. Meraların ve ormanların geniş yer kapladığı Seferihisar'da, ilkbahar ve sonbahar mevsimlerinde  çeşitli kır çiçeklerini görmek mümkündür. Ormanlar ise daha çok kara çam, kızıl çam ağaçlarından  ve makiliklerden ( melengiç, koca yemiş, sandal, defne, mersin, delice, sakız...vs) oluşmaktadır. Kırlarda, dere kenarlarında, ormanların tahrip edildiği yerlerde ise  palamut meşesi, menengiç, ahlat, çınar ve kavak ağaçları görülür. Kültür bitkisi olarak ise en çok zeytin, bağ ve mandalina yetiştirilmektedir. 

Doğayı sevmek onu tanımakla başlar.


            SEFERİHİSAR VE ÇEVRESİNDEN ÇEKİLMİŞ  SONBAHAR MANZARALARI
                                                             ( Bitkiler )


Çayır papatyaları ( Bellis perennis ) 
Tüylü yakıotu, Hasanhüseyin çiçeği, Meragülü
( Epilobium hirsuta )
Koca yemiş / Dağ çileği ( Arbutus unedo )
 Seferihisar ormanları koca yemiş ve sandal ağacı ( Arbutus andrachne ) bakımından çok zengin. Sonbahar mevsiminde hem çiçek açan, hem de  meyve veren bu ağaçlar görülmeye değer.

Yaprakları dikenli bir tür meşe.
Kermes meşesi ( Quercus cocifera ) ve meyvesi ( pelit )
Ahlat ağacı, Çöğür armudu ( Pyrus amygdaliformis ) ve meyveleri.
Yaban hayatı için büyük önem taşır.
Karahindiba  çiçekleri ( Taraxacum officinale ).
 ( Bazı karahindiba türleri  yaz sonu ve sonbaharda çiçek açar.)
 
Mersin ( Myrtus communis ) şimdiden çiçek açmış
Akcakesme  ( Phillyree  angustifolia)
Zeytingiller familyasından, herdem yeşil bir çalıdır. 
Sakız çalısı ve meyveleri ( Pistacia lentiscus)
Ada soğanı ( Urginea maritima ),
Büyük soğabnlı ve  zehirli bir bitki olup yaz sonu çiçeklenir.  
Yapışkan andız otu ( Inula viscosa ), papatyagillerden.
Sonbaharda çiçek açar. Tıbbi bir bitkidir. 
Mersin / Murt / beyaz  meyveli  ( Myrtus communis )
Ayı fındığı / Tesbih çalısı ( Styrax officinalis ) 
Mersin / siyah meyveli  ( Myrtus communis  )
Saparna ( Smilax aspera )
Taze filizleri yenir, dikenli bir sarmaşıktır.
Yeşil renkli meyveleri  sonbaharda kırmızı bir renk alır. 
Koca yemiş ağacı ( Arbutus unedo )  ve olgunlaşmaya başlıyan meyveleri
Orman da rastladığım bu  ezan çiçeği  ( Evening primrose ).
Çiçeğini açmak için  akşamı bekliyor.
Kapari  (Capparis spinosa ) / Sığacık Kalesi
  Çiçek tomurcuklaı yenen bu bitki kuraklığa son derece dayanıklıdır.
Hayıt ağacı ( Vitex agnus - castus )
 Genel olarak yazın çiçek açan hayıt ağacı sonbaharda da çiçek açmaya devam eder.
Çiçekleri arıcılık için büyük önem taşır. 
Eşek helvası ( Sonchus oleraceaus ).
Taze yaprakları sebze olarak yenen bir ot.
Beyaz kurtluca, Sakız otu, sakız dikeni ( Atractylis gummifera ).
Papatyagillerden olan bu mor çiçekli dikenli  bitki, yaprakları kuruduktan sonra yaz sonu
 ve  sonbaharda çiçek açıyor. İlk gördüğüm zaman çok garibime gitmişti.
Ormanda bir kayayı  kaplamış kara yosunları ( Bryophyta  )
Kandilkökü  ( Cyclamen hederifolium )
 Domuzların yumrularını çok sevdiği  bu
bitkiye bazı yörelerde 'Domuz ekmeği' de denir. Sonbaharla birlikte çiçek  açmaya başlar.
Kızılçam ( Pinus brutia )   kozalağı. 
Adi alıç, Geyik dikeni (Crataegus monogyna )  
Geyik dikeni ( Crataegus monogyna )
Menengiç ağacı ( Pistacia terebinthus )
 Meyveleri çerez olarak yenir, ayrıca kahvesi olur.
Halk arasında çitlenbik de denir.
Rüzgarda savrulan  kagılar. 
( Arundo donax ) 
Çin kavağı ( Paulownia tomentosa ) ve  meyveleri
Mantar
Çınar ağacı, yapraklarını dökmeye hazırlanıyor.
Yaprakları sararmış servi ( kara kavak )  kavakları
( Populus nigra )  
Sonbaharın gelmesi ile beraber renk değiştiren üzüm  bağları
( Vitis vinifera ) 
 Yaprakları sararan  ağaçlar
Beyler / Seferihisar 
Orman içinde bir köy ( Beyler Mah.  )
Beyaz püren / Ağaç fundası / süpürge çalısı  ( Erica arborea )
Çiçek açmaya hazırlanıyor.
Böğütlen ( rubus sanctus )
 Küçük olduklarına bakmayınız, kültürlerinden  çok
daha lezzetliler.
Şifalı bir bitki eşek hıyarı ( Ecballium elaterium )
 Çiçek açmaya devam ediyor.
Seferihisar'ın merkezinde bulunan bu ulu menengiç ağacı ( Pistacia lentiscus)
 yapraklarını  henüz dökmemiş.
Ayfatı
Orhanlı / Seferihisar  
Kayısı  ağaçlar ( Prunus armeniaca )
 Sığacık / Seferihisar
Yaprakları sararan ağaçlar
Sığacık / Seferihisar 
Yaprakları sararan ağaçlar
Sığacık mezarlığı / Seferihisar 
Sonbaharla beraber yeşermeye başlayan kırlar. 
Bazı bitkilerin sonbaharda, yaprakları dökülmeden önce  renk değiştirir.    

Seferihisar Baraj / Sonbahar. 
Kavakdere barajında sonbaharın tadını çıkaran  kazlar.
Dere ( Gödence yakınları ).
Yağışların başlamasıyle çoşmuş.
Orman, sakin ve sessiz.  
Sonbaharda çiçek açan bir tür çiğdem çiçeği
 Güzçimi ( Crocus pallasii )
Diken ucu çiçeği ( Smilax aspera )
Sonbaharda çiçek açar.
Doğa Okulu
Eski Orhanlı /  Seferihisar  
Güz sümbülü ( Prospero autumnale )
Sandal ağacı ( Arbutus andrachne ). Payamlı yakınları.
Koca yemişe çok benziyor bu ağacın meyveleri lezzetli değildir.
Kocayemiş ağacı  çiçeği.
Henüz olgunlaşmamış kocayemiş ağacı  meyveleri  
Keçiler, Beyler / Seferihisar 
Kır çiçekleri .
Sonbaharda yaprakları sararıp  dökülen  çınar ağaçları 
( Platanus orientalis ) 
Kışı bekleyen ağaçlar.
Erguvan ağacı ( Cercis siliquastrum )
İlkbaharı beklemeden çiçek açmış. 

Bahar sarmaşığı ( Clematis cirrhosa ).
Sonbaharda çiçek açmış.
Kandilkökü ( Cyclamen hederifolium )
Byük yumrulu bir siklamen türüdür. 
Güz çiğdemi, acıçiğdem, Sürincan ( Colchicum variegatum )

9 Kasım 2012

PAŞA BIYIĞI ÇİÇEĞİ ( Poinciana )

Paşa bıyığı çiçeği ( Caesalpinia gilliesii )

Paşa bıyığı, baklagiller ( Fabaceae ) familyasından, kışın yapraklarını döken, çalı formlu egzotik  bir bitkidir. Sıcak ve tropikal iklimlerde yetişir. Anavatanı Arjantin ve Uruguay'dır. 
Botanik adı:  Erythrostemon gilliesii ya da Caesalpinia gilliesii ya da Poinciana gilliesii'dir. 
Cins adı  İtalyan  bitki bilimci Andrea  Cesalpino ( 1519 - 1603 )'ya, tür adını İskoç bitki bilimci John Gillies ( 1792 - 1834 )'e  izafeten verilmiştir.   

Yaprakları  acacia'ya benzer, bileşik ve iki katlıdır bu nedenle 'bodur akasya' da denir. Ayrıca; Aslan bıyığı, tavus çiçeği, cennet çalısı, cennet kuşu çalısı, zampara bıyığı, poinciana gibi adlarla da bilinir.  
Paşa bıyığı, Akdeniz iklimi görülen kıyı bölgelerimizde yaygın bir şekilde,  park ve bahçelerde süs bitkisi olarak  yetiştirilmektedir. Güneşli yerleri sever, kuraklığa dayanıklıdır, dona karşı hassastır. Geçirimli, kumlu ve humusca zengin  toprakları sever. Kökleri ile etrafına yayılır.

Paşa bıyığı,  yazın  dalların uclarında salkımlar halinde kurullar oluşturarak tac yaprakları sar  renkli, kokusuz ve  gösterişli çiçekler açar. Özellikle taç yapraklarının arasında çıkan kırmızı renkli, püskül şeklindeki eşeysel organı ( stamen ) ile dikkat çeker. Meyvesi  bakla şeklinde olup  bol tohumludur, tıbbi amaçla kullanılır, yenmez. 
Paşa bıyığı  fazla bakım istemeyen,  kolay yetiştirilen bir çiçektir. Tohumla, çelikle ve kökten ayırma ile üretilir.
Galatasaray takımımız  için sembol olacak bir çiçektir.
Çiçek sevgidir.

Paşa bıyığı çiçeği ( Caesalpinia gilliesii ) 
Bir adı da cennet kuşu çalısı olan Caesalpinia gilliesii 

Olgunlaşmış paşa bıyığı çiçeği  meyveleri (  baklaları ).
Paşa bıyığı çiçeği ( Caesalpinia gilliesii )

29 Ekim 2012

AHLAT AĞACININ DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ..!


Ahlat ağacının genel görünümü  ( pyrus elaeagnifolia )
Armut ağacının doğal olarak kırlarda yetişen türüne  ahlat ( pyrus elaeagnifolia ) ya da  yaban armudu denmektedir. Sert, iri dikenli ve küçük yapraklı olan bu ağacın meyveleri armuda göre daha küçük olmaktadır. Bazı ahlat ağaçlarının sert ve yuvarlak  olan  meyveleri ancak  yumuşadıktan sonra yenebilmektedir.
Ahlat ağaçları doğada giderek azalmaya başlamıştır. Bunlar, ya aşılanarak armuda dönüştürülmekte ya da kesilerek yerine kültür bitkileri dikilmektedir.

Böylece kurdun kuşun besin kaynağı olan  bu yabani  meyve, insanların bitmeyen ihtirasları yüzünden yok olmaya başlamıştır.  Onlarla  beslenen canlılar ise;  ya açlıktan  ölmekte,  ya da aç kaldıkları için  etrafa saldırarak zarar vermektedirler.

Son zamanlarda doğada yiyecek bulamayan yaban hayvanlarının yerleşim yerlerine inmesi, insanlara saldırması bunu açıkça göstermektedir. Mera ve boş arazilerin bilinçsiz bir şekilde  tarlalara dönüştürülmesi ve yerleşime açılması ile, ahlat gibi  bir çok yabani meyve ağacı türü de  azalmaya başlamıştır. Bu durum doğal hayatı tehdit etmektedir.

Armut ağacı, ahlat gibi doğal olarak yetişmez, aşı yapılarak üretilmektedir. Ayrıca sulanması, gübrelenmesi, çeşitli hastalık ve zararlılara karşı korunması gerekmektedir. Kısaca kültür olarak yetiştirilmeye başlanan  meyve ve bitkiler,  silahı elinden alınmış asker gibi  kendini koruyamamaktadır. Doğal olarak yetişen bitkiler kadar dayanıklı değildirler.

Daha verimli ve kaliteli ürünler elde etmek için, bitki türleri üzerinde çok eskiden beri ıslah çalışmaları yapılmıştır.  Kültür bitkileri bu şekilde üretilmektedir. Ancak bunu yaparken doğal ortamı yok etmemeliyiz, bunlarla beslenen  diğer canlıları da düşünmeliyiz. Yabani olarak yetişen bitkileri mutlaka  korumalıyız, yeni bitki türlerinin ortaya çıkması için bu son derece önemlidir.

Meyve çiçek bir arada.

Altı yıl önce,  bahçemdeki ahlat ağaçlarına aşı yaparken doğrusu bunları hiç düşünmemiştim. Aşıladığım  bu ağaçların önce büyümeleri  durdu, daha sonra da kurumaya başladılar.  Anadolu'da,  köylülerin ahlat ağaçlarını niçin aşılamadıklarını şimdi daha iyi  anlıyorum.

Doğal olarak yetişen ahlat ağacı, dikenler ile daha tam olgunlaşmamış  tohumlarını ( meyve ) korurken , küçülen yaprakları su kaybını azaltmıştır. Bu nedenle kuraklığa son derece dayanıklıdırlar, çorak yerlerde rahatlıkla  yetişir.  Meyveleri ile beslenen   yaban   hayvanları,  dışkıları ile  tohumlarını  etrafa yayar. Ahlat ağacının doğada bu kadar yaygın olmasının bir  nedeni de  budur.

Sadece günlük çıkarlarını düşünen insanoğlu, doğal hayatı önemsememekdedir.  Doğal olarak yetişen bitkiler, ormanlar,  yaban hayatı gereksiz şeylermiş  gibi kabul edilmektedir. Halbuki bitkiler, hayvanlar, sular.....kısaca doğa bir bütündür, biri olmadan diğerleri de olmamaktadır.
Hepimizin, daha fazla  geç kalmadan bu soruların  cevabını düşünüp gereğini yapmalıyız !

Ahlat  ağacı meyvesi
Ahlat ağacı ve meyveleri

23 Ekim 2012

KARA HURMA ( Diospyros lotus )


Kara hurma ağacı ( Diospyros  lotus ) ve olgunlaşmış meyveleri.
( Cumalıkızık / Bursa ) 
Kara hurma ( Diospyros lotus ), abanozgiller ( Abenaceae ) familyasından, kışın yapraklarını döken, yuvarlak tepeli ve  dik gövdeli bir ağaçtır. Yurdumuzun yanı sıra ( Artvin, Trabzon, Giresun, Kahramanmaraş ve Rize )  Kafkasya, İran, Çin ve Japonya'da doğal olarak yetişmektedir. 
Trabzon hurması'na  ( Diospyros kaki ) göre meyveleri daha  küçüktür. Bu nedenle küçük meyveli Trabzon hurması da denir. 
Kara hurma ( Diospyros lotus ) çiçeği 
( Dişi ağaç )
Kara hurma ( Diospyros lotus )  çiçeği 
( Erkek ağaç )
Meyveleri  olgunlaştığında da dalından düşmediği için, kışın kuşlar için önemli bir besin kaynağıdır. Tohumları kuşlar sayede geniş bir çevreye yayıldığı için, doğada daha çok görülmeye başlamıştır.
Kara hurma ( Diospyros lotus )  iki evcikli bir bitkidir ( Erkek ve dişi çiçekler ayrı bitkidedir ). Erkek ve dişi ağaçları vardır. Erkek ağaçlar tozlaşma yapar, meyve vermez. 
Kara hurma ağacı ( Diospyros lotus ) meyveleri 
Kara hurma ağacı, fındık  büyüklüğünde, turuncu renkli bir  meyve verir, buruk bir tadı vardır.  Tam olgunlaştığı zaman buruşur ve turuncu olan rengi koyu  kahve rengine döner. Şeker bakımından çok zengin olduğundan, kışın üşümeyi önler. Meyveleri hem yaş, hem de  kuru olarak olarak tüketildiği gibi, pekmez yapılarak da değerlendirilir. Diospyos lotus'a; halk arasında çok  gaz yaptırdığı için 'osuruk hurması' da denir. Olgunlaşan meyveleri kurutulunca  siyak renkli olduğu için adına 'Kara hurma' denir. Ayrıca hırnık, hırniyh  'yahudi hurması' da denir. 
Diospyros lotus ağacı ve olgunlaşmamış  meyveleri. 
Kara hurma, ılıman iklimlerde yetişir, soğuğa Trabzon hurması'na göre daha dayanıklıdır. Abanoz ağacına ( Diospyros ebenum ) benzer, kerestesi değerlidir. Doğal hayat  için değerli bir  bitkidir. Kış aylarında dalda kuruyan  meyveleri, kuşlar için önemli bir besin kaynağı oluşturur.  Çiçekleri  arıcılık için önemlidir. Yapraklarından bazı hastalıklara karşı çay yapılır.  Fidanları, Trabzon hurması ( cennet elması ) için anaç olarak kullanılır. Tohumdan üretilir. 
Henüz olgunlaşmamış kara hurma ( Diospyros lotus ) meyveleri
Giresun'dan getirdiğim  kara hurma fidanı  ( Seferihisar / İzmir  ). 
Kara hurma  ağacım  çiçek açtı  ( 15 . 05. 2016 , Seferihisar. )

Çerez olarak tüketilen kurumuş kara hurma meyveleri.

Not: Bu yayın  son olarak 01. 05.2024  tarihinde güncellenmiştir.


8 Ekim 2012

SARDUNYA ÇİÇEKLERİ ( Pelargonium )

Bahçe sardunyası ( Pelargonium x hortorum ) 
Bilimsel adı  Pelargonium x hortorum  olan bahçe sardunyası, Geraniaceae ( Turnagagasıgiller ) familyasından  melez bir bitkidir.  Pelargonium zonale ve Pelargonium inquinans arasında bir melezdir.  Sardunya, bütün dünyada ve ülkemizde en çok   yetiştirilen çiçeklerden birisidir. Halk arasında  gülfatma da denir.  Kolay yetişmesi, fazla bakım istememesi ve dört mevsim çiçek açması gibi nedenler  bunda etkilidir.  Anavatanı Güney Afrika'dır. Çeşitli  renklerde ( beyaz, pembe, kırmızı, pembe ), yalın kat, katmerli, kokulu,  ebruli çiçek açan çok fazla türü ve kültür çeşidi vardır.  Çok yıllık, çalımsı ve otsu bir bitkidir. Çiçek kurulu şemsiye formundadır. Tohumla ve çelikle üretilir. 
Süs bitkisi olarak yetiştirilen diğer türleri şunlardır.
- Sakız sardunya ( Pelargonium peltatum ):  Sürünücü, sarkıcı bir sardunya türdür. Kırmızı, pembe ve siyah renkli çiçek açan çeşitleri vardır.
- Itır ( Pelargonium graveolens ):  Sardunya cinsindendir, yaprakları keskin  kokuludur. 
- Ceylangözü ya da canan ( Pelargonium x domesticum ): Melez, çalımsı bir türdür. Çiçekleri pembe, mor ya da kırmızı renkli olup genellikle beneklidir. 
Ayrıca bodur ve  yer örtücü  çeşitleri  vardır. Ülkemizde doğal olarak yetişen bir bitki olan  solucan otu ( Pelargonium endlicherianum ), yabani bir sardunya türüdür.  

Eski evlerin pencerelerini süsleyen sardunya çiçekleri
( Yörük Köyü / Safranbolu )
Şehirlerin yoksul mahallelerinde, köylerde pencere önlerinde ve yol kenarlarında eski kaplara, teneke kutulara dikilmiş  sardunya çiçekleri  görürsünüz. Evlerinin güzel görünmesini isteyen, çiçekleri seven bu  dar gelirli aileler  fazla bakım istemeyen, yetiştirilmesi kolay olan sardunya çiçekleri diker. Bu nedenle  sardunya 'fakir çiçeği' olarak  kabul edilir.

Bilindiği gibi İtalya'nın Akdeniz'de Sardunya (Sardinya ) adında bir  adası vardır. Akdeniz iklimi ile uyumlu bir çiçek olan 'sardunya' adının  bu adadan  mı geliyor? sorusu aklagelir.  Tarihçi Murat Belge, 'Sardunya' başlıklı bir  yazısında bu adanın adı ile bu çiçek arasında bir ilişki olmadığını, zira burada çiçeğin adının 'ceraniya /geranium' olduğunu söyliyor. 

'Sardunya' kelimesi  İtalyancadan ( sardonia kelimesinden  ) dilimize geçmiştir. Bilimsel adı olan 'Pelargonium', Yunanca leylek demek olan palergos sözcüğünden gelmektedir. ( Çiçek tohumları leylek kafasına benzediği için.)

Sardunya ( pelargonium ), ayn zamanda tıbbi bir bitkidir. Ekolojik yaşam uzmanı 'Erkan Şamcı', sardunyanın sinir sistemini gevşettiğini ve insanı mutlu ettiğini, uykusuzluğu iyi geldiğini, sivrisinekleri kovduğunu söylüyor. Ayrıca yaprak ve gövdesi yenebilir. 
Sardunya kokulu güzel günler dileklerimle.

Sardunya çiçeklerim, iyi seyirler sevgili çiçek severler. 
Sardunya çiçekleri ( Pelargonium x hortorum )

Itır ( Pelargonium graveolens )

Pembe çiçekli sakız sardunya ( Pelargonium peltatum )

Bahçe sardunyası ( Pelargonium  xhortorum )

Bahçe sardunyası  ( Pelargonium x hortorum )
Pembe çiçekli sardunya çiçeği 
Kırmızı sardunya çiçeği
Sardunya çiçeği
Kırmızı çiçekli sakız sardunyası ( Pelargonium peltatum )
Beyaz çiçekli sardunya
Sakız sardunyası ( Pelargonium peltatum ) 
Turuncu renkli sardunya çiçeği
Yıldız çiçekli sardunya
Alaca yapraklı sardunya ( Pelargonium catalina )
Kırmızı çiçekli sakız sardunyası
( Pelargonium peltatum )
Siyah renkli sakız  sardunya ( Pelargonium peltatum  ) 

Canan, Ceylangözü ( Pelargonium x domesticum )
( Aşağıdaki linki tıklıyarak sarunya çiçeği  ilgili diğer yazımıda okuyabilirsiniz. (;http://kadirbekci53.blogspot.com/2010/05/sardunya-ve-itir-cicegi.html..)
( Bu yayın son olarak 25. 04. 2024 tarihinde güncellenmiştir. ) 

3 Ekim 2012

SU KABAĞI ( Lagenaria )

Usta ellerde birer sanat eseri haline gelen  su kabakları. 

Kabak ( cucurbita ), çok fazla  türü olan, tek yıllık ve  otsu bir  bitki cinsidir.  Ancak bütün kabak türleri 'cucurbita' cinsine mensup  değildir.
Kabak türlerinin çoğu besin için yetiştirilir, meyveleri lifli bir bitkidir. Su kabağı gibi bazı kabak cinsleri ise, eskiden beri daha başka  amaçlarla kullanmak için yetiştirilmiştir. 

Su kabağı ( Lagenaria siceraria ), kabakgiller ( cucurbitaceae ) familyasından tek yıllık, 9 m. kadar büyüyen, sarılıcı  bir bitkidir.  Bu nedenle asma kabağı da denir. Ayrıca şişe kabağı, testi kabağı, susak da denir. Çiçekleri beyaz renklidir, erkek ve dişi çiçek ayrı olup ayni bitki üzerinde bulunur.   Anavatanı Asya veya Afrika kıtasıdır. 
Çok fazla form, renk ve büyüklükte olan çeşitleri vardır.  Genel olarak sap kısımları dar, alt kısmı şişman olur. 
Su kabağı nemli, geçirimli,  kumlu toprakları  ve güneşli yerleri sever, gölgeyi sevmez. 

Su kabağı, eskiden beri  eşya olarak kullanmak amacı ile yetiştirilmiştir. Daha çok  testi ( susak ), saklama kabı olarak kullanılırmıştır. Adı da buradan gelmektedir. Ayrıca taze iken yenir.   
Günümüzde ise lamba, heykel, müzik aletleri yapımında kullanılmaktadır. Kabak kemane, su kabağından yapılan bir sazdır.

Çocukluğumda su kabağı  daha çok pınarlardan su içmek ya da bir kaba su doldurmak için,  maşrapa olarak kullanılırdı. Şişman kısmından büyük  bir delik açılan bu kabaklara  "susak" denirdi. Daha eskiden ise, ölü yıkamada kullanılırmış.
30  yıl  önce Alanya Kalesi'nden aldığımız, üzerine kedi motifi olan su kabağı hala vitrinimizi süslüyor. 

Bu yıl ektiğim kabak  tohumların içine  bir de su kabağı karışmış, çiçek açınca farkettik. Şimdiden beş tane meyve verdi, çiçek açmaya ise  devam ediyor.

Su kabağı ile ilgili bilinmesi gereken önemli bir husus da şudur. Su kabağını koparmak için bitkinin tamamen  kurumasını beklemek gerekmektedir. Aksi halde, erken toplanan su kabakları çürümektedir, bilginiz olsun.

Süs kabaklarının çoğu ise, balkabağı türlerinin  ( curcubita maschata ya da curcubita maxima ) melez ve varyeteleridir.
                                        KABAK TADI VERDİ

Konu  kabak olunca, aklıma sıkça kullandığımız 'kabak tadı verdi ' deyim geldi. Hoşumuza gitmeyen, bıktıran, bir kaç kez tekrarlanan konuşmalar için kullandığımız bu deyim bakın nasıl ortaya çıkmış.

Su kabaklarının yiyecek kabı olarak kullanıldığı eski zamanlarda, kabağın tadı içine konan besine karışır ve  tadını bozarmış. Bu nedenle insanlar sevmeden kabak tadı olan bu yiyecekleri yemek zorunda kalırmış. Daha sonraları ise  bu söz sevilmeyen, tekrarlanan konuşmalar için de kullanılmaya başlanmıştır.

Neyse, ben de konuyu daha fazla uzatarak  kabak tadı vermeden sizleri değişik su kabağı fotoğrafları ile  baş başa bırakıyorum. İyi seyirler.

Alacalı su kabağı
Uzun su kabağı
Su kabağı
Su kabağı çiçeği.
Su kabakları
Beyaz su kabakları
Bunlarda yeşil su kabakları
Su kabağı ( lagenaria siceraria )
Su kabaklarından yapılmış süs eşyaları.
Su kabaklarından yapılmış süs eşyaları satan bir dükkan / Bursa