8 Temmuz 2013

BATUM BOTANİK BAHÇESİ ( Batumi Botanıcal Garden )

Dünyanın sayılı botanik bahçelerinden biri sayılan Batum Botanik Bahçesi ( Batumi Botanıkal Garden ), Gürcistan'ın Abaza Özerk Cumhuriyeti'nin yönetim merkezi olan Batum yakınlarında, Karadeniz  kıyısında bulunmaktadır.
Kuruluş çalışmaları  1880 yıllarında başlayan Batum Botanik bahçesi 112 hektarlık geniş bir arazi üzerinde yer almaktadır.  Rus botanik profesörü Krasnow bu çalışmalara önderlik etmiştir. Beş binin üzerinde bitki çeşidinin olduğu söylenen botanik bahçesinde, bitkiler beş kıtadan getirilmiş olup, ağaç, çalı ve çiçeklerden oluşmaktadır.
Tropikal bir orman görünümünde olan Batum Botanik Bahçesi'nin burada kurulmasında, Batum'un yarıtropikal bir iklimi sahip olması önemli bir rol oynamıştır.

Doğu karadeniz gezi turu ile  gitmiş olduğum Batum'da ( Gürcistan ), kısa bir zaman da olsa Batum Botanik Baçesi'ni gezme imkanı buldum ( 20.06. 2013 ).  Zamanın az olması, ağaçların çok yüksek ve  sık  olması gibi nedenlerden dolayı  çektiğim  fotoğraflar istediğim gibi olmasa da, siz bitki severlerle paylaşmak istedim. Canlı bir flora müzesi durumunda olan Batum Botanik Bahçesi,
bütün bitki severlerin gezip görülmesi gereken önemli  bir yerdir.

İşte fotoğraflarla Batum Botanik Bahçesi ( Batumi Botanical Garden ). İyi seyirler.

Sabahleyin çok yağmur yağdığı için geri döndüğümüz Batumi Botanıcal Gerden'e  bir grup tur arkadaşımızla
 öğleden sonra tekrar geliyoruz. 6 Lari  ( Yaklaşık 7 lira ) giriş ücreti vererek içeri giriyoruz, yağmurun dinmesi
bizi sevindiriyor. 
Batum Botanik Bahçesi Haritası
İspirya - Keçi sakalı ( Spirea )

Palerinli ortanca  ( Hydrangea macrophylla  )
Ağaçların üzerinde bilimsel adlarını ( latince ) gösteren etiketler var. 




Botanik bahçesinin kuruluş tarihi, burada ki  bir çok ağacın
yüz yaşının üzerinde olduğu anlaşılıyor.



Japon cınarı, Fatsya ( Fatsia japonica )

Ayı pençesi, Akantus ( Acanthus mollis )








Botanik bahçesini isteyenler  özel olarak tasarlanmış araçlarla gezebiliyor.
Batum'un 9 km. kuzeyinde bulunan Batum Botanik bahçesi
Karadeniz  kıyısında ( Yeşil Burun )  bulunuyor.








Muz ( Musa acuminata ) 




Güneş şapkası çiçeği, Rudbekya ( Rudbeckia hirta )
Telgraf çiçeği ( Tradescantia virginiana )



Astilbe, Yalancı keçi sakalı ( Astilbe )
Yağmura rağmen Batum Botanik Bahçesi'ni gezmeyi tercih eden tur arkadaşlarımızla
hatıra fotoğrafı çektiriyoruz.
Abelya, Güzellik çalısı ( Abelia )


Tanıdık bir meyve, kivi


Çarkıfelek ( Passiflora )


Kamelya ağacı ( Camellia )






Nandina - Cennet bambusu ( Nandina domestica )
Ağaçlara yazı yazmak, resim yapmak geleneği burada da var.

Bambu ormanı
Yaklaşık iki saatlik bir yürüyüş yaptıktan sonra,  Batum Botanik Bahçesi'nden bir
  çoğunu ilk defa gördüğümüz  bitkileri tanımanın hazzı ve gururu ile ayrılıyoruz. 

12 Haziran 2013

BİTKİLER VE ÇİÇEKLERİ ( 8 )

                                                           ORKİDE AĞACI ( Bauhinia )

Orkide ağacı çiçeği ( Bauhinia variegata )
- ORKİDE AĞACI ( Bauhinia variegata ):  Baklagiller ( Fabaceae ) familyasından, orta büyüklükte, kışın yapraklarını döken bir ağaçtır.  Anavatanı Hindistan ve Çin'dir.  Tropikal ve subtropikal iklimlerde yetişir. Çiçek ve yaprakları oldukca  dekoratir. Yurdumuzun Akdeniz ve Ege bölgesinin kıyı kısımlarında, park ve bahçelerde  yetiştirilmektedir. Sıcak, güneşli  ve nemli yerleri sever, soğuğa karşı duyarlıdır. Geçirimli ve verimli toprakları tercih eder. 
Orkide ağacı ve çiçeği
Pembe / mor  renkli, iri ve gösterişi çiçekleri orkideye benzer, hafif kokuludur,  biri büyük beş taç yaprağı vardır.  Kelebeği andıran iki loplu kalp şeklinde yaprakları nedeniyle 'çatalyürek' de  denir. Bakla şeklindeki meyvelerinin içinde çok fazla  tohum bulunur. Yaprağını açmadan önce, ilkbaharda çiçek açar ve  yazın da çiçek açmaya  devam eder. Doğal olarak yetiştiği ülkelerde çiçek, yaprak ve tomurcukları sebze olarak  yenir.
Orkide ağacı tohumla ve çelikle üretilir.
Orkide ağacı ve çiçeği  ( Bauhinia variegata )

Orkide ağacı çiçeği ( Bauhinia variegata )
 
                                                           İBRİŞİM AKASYA ( Parkinsonia )
 
İbrişim akasya ( Parkinsonia aculeata ) çiçeği
( Yakın çekim )
- İBRİŞİM AKASYA /  PARKİNSONYA  ( Parkinsonia aculeata ): Baklagiller familyasından, kışın yaprağını döken, ağaç ya da çalı formlu egzotik  bir bitkidir. Anavatanı Amerika kıtasıdır. Tropikal ve ılıman  iklimlerde yetişir.  Dalları yeşil renkli ve sert dikenlidir. Şerit şeklinde, uzun ve birleşik yaprakları ile dikkat çeker.
Parkinsonya ağacına yurdumuzda  'Narin yaprak' da denir.
İbrişim ağacı yazın ve sonbaharda  salkım şeklinde  sarı - turuncu renkli çiçekler açar.  Çiçekleri erseliktir ( Erkek ve dişi organ ayni çiçek üzerinde bulunur ).  Meyve  bakla şeklinde olup bol tohumludur.
Parkinsonia aculeata;  Palo verde, Parkinsonya, Sülün ağacı, Kudüs diken, Duvak ağacı, Narin yaprak, Jöle fasulye ağacı gibi  adlarla da bilinir. 

İbrişim ağacı güneşli yerleri ve geçirimli toprakları sever.  Kuraklığa dayanıklıdır, soğuğa karşı duyarlıdır. Ege ve Akdeniz kıyılarımızda park ve bahçelerde süs bitkisi olarak  yetiştirilmektedir.
Parkinsonya, tohumdan ve kök filizlerinden yetiştirilmektedir.

İbrişim akasya ağacı ve çiçeği

                                                         GÜLİBRİŞİM AĞACI ( Albizia )

Gülibrişim ağacı  ( Albizia julibrissin )
- GÜLİBRİŞİM ( Albizia julibrissin ) : Baklagiller ailesinden, kışın yaprağını döken, geniş tepeli,  tüysü yapraklı  bir ağaçtır. Anavatanı  Asya kıtasının tropikal iklim görülen güney kısımlarıdır. Yazın, beyazımsı pembe renkli ve  güzel kokulu çiçekler açar. Meyveleri bakla şeklindedir.
Bilimsel adını, İstabul'dan İtalya'ya götürüp tanıtan Del Albizi'den almıştır. Bir adı da ipek ağacı'dir.

Gülibrişim ( Albizia julibrissin )
Gülibrişim'in çiçekleri gibi yaprakları da çok güzel ve dekoratiftir. İlıman iklimlerde yetişir. Kıyı bölgelerimizde, park ve bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilir. Geçirimli, nemli toprakları ve güneşli yerleri sever. Odunu değerlidir. Yaprağı ve çiçeği zehirsizdir, yenir.  Tohumdan, kök filizinden ve çelikle üretilir.
Bir adı da ipek ağacı olan gülibrişim ağacı
  ve bakla şeklindeki meyveleri.
Gülibrişim ağacı ve çiçeği

                                                               ILGIN AĞACI ( Tamarix) 

Ilgın ağacı ( Tamarix sp. ) 
- ILGIN AĞACI  ( Tamarix sp. ): Ilgıngiller ( Tamaricaceae ) familyasının tamarix cinsini  oluştuan çalı veya ağaç formlu  bitki türlerinin ortak adıdır. Asya, Avrupa ve Afrika'da yayılış gösteren, yaklaşık 90  türü vardır. Genellikle kışın yapraklaını döken, sarkık dallı, dağınık tepeli  küçük bir ağaçtır. Yurdumuzda 8 türü doğal olarak yetişir. Çiçekleri, yaprakları ve habitusu ( genel görünümü ) güzel olduğu için, bazı türleri  park ve bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilir. Bir çok varyeteleri ve formları vardır. 
Ilgın, sıcağa, kuraklığa, soğuğa  ve tuza dayanıklı bir bitkidir. Genel olarak ılıman iklimlerde yetişmesine rağmen, karasal iklim görülen yerlere de uyum sağlar.  Örneğin Konya ilimizin Ilgın ilçesi adını bu ağaçtan almıştır. Tuzlu toprakları sevdiği için deniz kıyılarındaki kumluk yerlerde daha çok yetişir. Fazla tuzları yapraklarında depo eder. Kökleri, su bulmak için  toprağın çok derinlerine kadar iner, kök yapma potansiyeli çok fazladır, bu nedenle kuraklığa çok dayanıklıdır. 
Gövdesi ve dalları çok serttir, Sümerliler tarafından saban sapı yapımında kullanılmıştır. Ayrıca, Sümerliler  ılgın ağacının mucizevi özellikleri olduğuna inandığı  için  kutsal sayarlardı. ( Vikipedi )  

Ilgın yaprakları çam yaprağına andırır,  uzun, ince ve pulsudur,  dökülmeden önce sarı bir renge döner. Çiçekler uzun salkımlar oluşturur, küçük, pembe ve beyaz renklidir. Meyve kapsül olup içinde çok fazla tohum bulunur. Kuşlar için önemli bir besin kaynağıdır. 
Çorak arazilerin yeşillendirilmesinde, erozyonla mücadelede ve çit bitkisi olarak kullanılmaktadır. 

Tamarisk ( tamarix ), güneşli, yarı gölge yerlerde ve ılıman iklimlerde yetişir. Taşlı, kumlu, derin, nemli  ve tuzlu toprakları sever. Tohum, kök sürgünü ve çelikle üretilir. 
Ilgın ağacı ( Tamarix sp ) 

Ilgın ağacı ( Tamarix sp. ) 

Ilgın ağacı ( Tamarix sp. ) 

Kaynaklar: Peyzaj bitkileri ve Özellikleri ( Erdi Ekren ). Ağaçlar ve Çalılar ( Prof Dr. Ersin Yücel ), Türkiye^nin Bütün Ağaçları ve Çalıları ( Prof Dr. Ünal Akkemik ), Türkiye'nin Ağaçları ve Çalıları ( Necati Güvenç Mamıkoğlu). V:kipedi ve internet siteleri 
( Bu yayın 20. 01. 2024 tarihinde güncellenmiştir:) 

29 Mayıs 2013

KIRMIZI SESBANYA ( Sesbania punicea )

Geçen yıl pembe çiçekli akasya diye  diktiğim
kırmızı sesbanya ağacı ( sesbania punicea )

Kırmızı sesbanya ( Sesbania punicea ), baklagiller ( fabaceae ) familyasından, çalı-ağaç formlu ve kırmızı  çiçekli  bir süs bitkisi.  Anavatanı Güney Amerika'dır.

Pembe çiçekli akasya ( Robinia hispida )

Benim bu bitkiyle tanışmam ise tamamen tesadüfen oldu.  Geçen yıl  pembe çiçekli akasya fidanı ( Robinia hispida ) diye satın almıştım, 20 cm. kadar küçük bir şeydi. Diktikten bir kaç ay sonra  hızla büyüdü ve turuncu renkli  çiçekler açmaya başladı. Araştırdığım zaman  kırmızı sesbanya ( Sesbania punicea ) olduğunu öğrendim. Yurdumuzda çok fazla tanınmayan, bu nedenle pembe çiçekli akasya  ile karıştırılan bu bitki hakkında edindiğim bilgiler ve izlenimler şöyle. 

Kırmızı sesbanya, kışın kısmen yapraklarını döken küçük  bir ağaç, yalancı akasyaya ( robinia ) türlerine çok  benziyor ( özellikle yaprakları ),  ancak dikeni yok. Sıcak, güneşli yerleri ve nemli toprakları sevdiği belirtiliyor.  İlkbahardan itiberen yoğun bir şekilde açmaya başladığı  turuncu renkli, kokusuz çiçeklerini daha sonra bol tohumlu bakla şeklindeki meyvelere bırakıyor. 

Kırmızı sesbanya, her şeyi ile çok zehirli bir bitki olduğu belirtiliyor. Bu nedenle budama yapılırken, meyve ve çiçekleri koparılırken çıplak elle tutulmaması  gerekmektedir.

Akarsu kıyılarını ve bataklık yerleri çok seven kırmızı sesbanya ağacı, suda yüzebilen kanatlı tohumları vasıtasıyla hızla çevreye yayılarak çoğalmaktaymış. Her biri binlerce tohum verebilen  bu ağaçların  meyvelerini yiyen balık ve diğer yabani hayvanlar bu  yüzden  zehirlenerek ölüyormuş.

Kırmızı sesbanya çiçeği

Kırmızı sesbanya ( Sesbania punicea ) çok zehirli ve istilacı bir bitki olması nedeniyle ( Zararlı ve istilacı bitki ), bazı ülkeler  yayılmasını engellemeye çalışrken, bazı ülkeler ise  ülkelerine dahi  sokulmasını yasaklamıştır.

Ülkemizde ise; kırmızı sesbanya çok güzel çiçekleri olduğu  için aranan, pahalı bir süs bitkisidir. Bu bitki hakkında  yapılmış ciddi bir araştırmaya ve uyarıya  rastlamadım ( ya da ben rastlamadım ).  Çok zehirli ve istilacı olduğu söylenen bu bitkinin her yerde satılması ve kontrolsüz bir şekilde yetiştirilmesi  önlenmelidir. 

Kırmızı sesbanya çoçukların kolay ulaşacağı, oyun oynadığı yerlere  dikilmemelidir. Baklalarını ( tohum kesesi )  olgunlaşmadan önce kopararak,  tohumlarının etrafa  yayılmasını önlemeliyiz. Ağaçların üzerine zehirli olduğunu belirten  bir tabela  koymalıyız.

Kırmızı sesbanya tohumla ve çelikle üretilmektedir.

Kırmızı sesbanya çiçeği ve tohum kılıfları.( bakla )

Olgunlaşmış kırmızı sesbanya meyvesi ve tohumu.

Kırmızı sesbanya ağacı

Sesbania punicea

22 Mayıs 2013

MENEKŞELER ÇİÇEKLERİNİ NİÇİN KIŞIN AÇARLAR ?


Menekşeler çiçeklerini niçin kışın açarlar?
 ( Bu bir çocuk masalıdır.)
Bir zamanlar üzeri yemyeşil ormanlarla kaplı bir dağda, küçük bir  kız ve annesi mutlu bir şekilde yaşıyorlarmış. Yiyeceklerini, yakacaklarını  ormanda yetişen  ağaçlardan, otlardan, mantarlardan karşılıyorlarmış. Bu yüzden de parayla pek işleri olmazmış. Bazı küçük  ihtiyaçlarını ise, ormandan topladıkları meyve ve ürünleri satarak karşılıyorlarmış.
Ancak, bir gün küçük kız hastalanmış. Annesi, ne yaptıysa kızının hastalığına bir çare bulamamış. Küçük kız gün geçtikçe sararıp solmaya başlamış. Doktora gidecek  paraları da yokmuş.

Günler geçiyor ama  küçük kız bir türlü iyileşmiyormuş. Bir gün küçük kız annesinin kucağında uyuya kalmış. Rüyasında  mor renkli güzel bir çiçek kokluyormuş,uyanınca annesinden, kendini iyileştireceğine inandığı bu çiçeği bulmasını istemiş.

Kış olduğundan ormandaki bitkilerin henüz çiçekleri yokmuş. Yine de küçük kızın annesi umutluymuş. Her gün, ormanın  derinliklerine  giderek kızının tarif ettiği  mor renkli çiçeği arıyormuş. Dönerken de  karların altından yemek için ot topluyormuş.
Yine bir gün eve dönerken, çalıların arasında gördüğü  dağ menekşelerinden* toplamış. O zamanlar menekşeler çiçeklerini çoğu bitkiler gibi ilkbaharda açıyormuş.

Yemekte, menekşe  küçük kızın hikayesini duyunca çok üzülmüş. Keşke çiçeklerimi kışın açsaymışım  diye hayıflanmış

Sabah olunca küçük kızın annesi tekrar ormanın  yolunu tutmuş. Ancak, o günde aradığı çiçeği bulamamış. Daha önce yemek yapmak için menekşe topladığı yere gelince, burnuna çok güzel bir koku gelmiş.  Eğilip çalıların arasına bakınca, karların altındaki  menekşelerin çiçek açmış olduğunu görmüş. Sevinçle  bunlardan bir demet  toplamış.

Annesinin getirdiği menekşeleri  koklayan küçük kız tekrar sağlığına kavuşmuş. Eskisi gibi gülüp oynamaya başlamış.
İşte o günden sonra mor menekşeler çiçeklerini kışın açmaya başlamışlar.

A Kadir Bekçi
Bu masalı bütün çocuklar adına, bu yıl okula başlayacak olan  sevgili torum Asya'ya armağan ediyorum.
20  Ağustos 2017, Bahçeköy / Seferihisar.


*  Mor menekşelerin  ( viola )  çiçekleri zehirsiz olup yenebilir.

13 Mayıs 2013

ZAKKUM CEHENNEM AĞACI DEĞİL BARIŞ ÇİÇEĞİ OLMALIDIR

Zakkum çiçeği ( Nerium oleander )
Zakkum, tarihin her döneminde adından söz ettiren, efsanelere ve dini kitaplara konu olmuş bir bitkidir. Peki, bu bitkiyi bu kadar önemli yapan, onu her dönemde popüler kılan nedir?  Başka bir ifade ile zakkum Akdeniz havzasında değil de başka bir coğrafyada yetişmiş olsaydı,  bu kadar çok tanınır ve adından söz edilirmiydi?
İlk uygarlıkların Akdeniz çevresinde kurulmuş olması, tek ve çok tanrılı dinlerin bu coğrafyada ortaya çıkmış olması, zeytin gibi zakkumu da önemli bir bitki yapmıştır. 

Bahçemin hemen her  tarafında pıtrak gibi  bitmesi (sökmesem her yer zakkum olacak ), benim bu bitkiyi daha yakınen  tanımama vesile oldu, Meğer zakkum çok önemli bir ağaçmış da benim haberim yokmuş.

Apocynaceae ( zakkumgiller ) familyasından olan zakkum ( Nerium oleander ), yaz kış yapraklarını dökmeyen, kuraklığa dayanıklı bir ağaçtır. Halk arasın da  zıkım da denir.
Akdeniz ikliminin görüldüğü yerler de doğal olarak yetişir ve  yaz boyu açtığı güzel çiçekleri ile dikkat çeker. Kuraklığa dayanaklı olması, bakım istememesi ve değişik renklerde çok güzel çiçekler açması, park, bahçe ve yol boylarına en çok dikilen çiçeklerden biri haline getirmiştir.
Zakkumun her yerde karşımıza çıkması, olur olmaz yerde bitmesi ise; tohumlarının tüylü olması nedeni ile rüzgarla her yere kolayca taşınmasındandır.
Zakkumun  bir özelliği de her şeyi ile çok zehirli olmasıdır.

Zakkumu asıl popüler kılan ise; sosyal ve kültürel alanda ona verilen rolden ileri gelmektedir. Bazı toplumlar zakkumu ilahlaştırıp kutsal sayarken, islamiyete göre ise  'cehennem ağacı' olarak kabul edilmiştir. Günümüzde ise kanser  ilacı  olabileceği dahi  ileri sürülmüştür. Velhasıl zakkum eski çağlardan beri her zaman  bir şekilde gündemde olmuştur.

Yunan mitolojisine gör ise;  Leonder adlı bir genç her gece denize açılır ve karşı kıyıdaki sevgilisi ile buluşurmuş. Bir gece aniden çıkan fırtına, bu defa  Leonder'in cansız vücudunu kumsala taşır. Sevgilisi topladığı zakkum çiçeklerini Leonder'in üzerine örter. O günden sonra da bu çiçek deniz kıyılarını süslemeye başlar. Zakkumun latince adı olan  oleander'ın  bu gencin adından geldiği söylenir.

 Avrupa'da özellikle Romalılar döneminde bahçelere süs bitkisi olarak en çok zakkum dikilmiştir. Sütün başlıklarında,tablolarda zakkum çiçeği motifleri kullanılmıştır.
Hindistan'da ise 'kaner' adı verilen zakkum kutsal sayılıp tanrı Şiva'yı temsil etmektedir.Yahudiler tarafından kutsal sayılan üç ağaçtan biri de zakkum'dur.
Amerika'da da çok sevilen zakkum için Teksas eyaletinin Galveston kentinde her yıl uluslararası bir festival yapılmaktadır.http://www.denizce.com/zakkum.asp

Yahudiler tarafından kutsal sayılan zakkum ağacı, Kuran da cehennem ağacı olduğu anlatılır.http://tr.wikipedia.org/wiki/Zakkum_(a%C4%9Fa%C3%A7)

Aynı coğrafyayı paylaşan bu iki toplumun, bu bitki hakında farklı düşünmesinin  nedenleri tarihten kaynaklanmaktadır. Peki,din kitaplarına kadar giren bu kin ve  düşmanlık daha ne kadar sürecektir.
Artık bu sorun bir şekilde çözülmeli, iki toplum arasında  barış olmalıdır. Zakkum da bu barış ve dostluğun sembolü sayılmalıdır.


Zakkum çiçekleri ( Nerium oleander )

Zakkum çiçeği ( Nerium oleander )

Zakkum çiçeği ( Nerium oleander )

Zakkum çiçeği ( Nerium oleander )

Zakkum çiçeği ( Nerium oleander )

30 Nisan 2013

KAMKAT ( Kumkuat )

Kamkat / Kumkuat  ( Citrus fortunella 'Margarita' ya da Citrus japonica  )
Kamkat ( kumkuat, kumkat, kız portakalı  da denir), hem dekoratif bir süs bitkisi, hemde meyveleri yenen  küçük bir ağaçtır.  Üstelik bunun için bahçenizin olmasına da gerek yoktur, balkonda, salonda da yetişir.  

Kamkat ya da kumkuat ağacı  ( Citrus japonica ya da Citrus fortunella ) 

Kamkat, portakal, mandalina gibi turunçgil ( rutaceae )  türüdür. Küçük bir ağaç olduğu için saksıda da yetiştirilir. Yetiştirilme şartları diğer narenciye türler gibidir. Soğuğa diğer turunçgil türlerinden daha dayanıklıdır.  Saksıda da yetiştiği için, iklim şartlarının  elverişli olmadığı yerlerde de yetişir. Akdeniz ve Ege bölgelerimizde daha çok bahçede yetiştirilir. 

Kamkat ağacım bu yıl ilk meyvelerini verdi.

Çin'de doğal olarak yetişen ve 'Altın portakal' denilen kamkat, 19. yüzyılda Robert Fortune tarafından Avrupa'ya getirilmiştir. Bilim dünyasında ki adı, Citrus fortunella 'Marginata' ya  da Citrus japonica dır.  Yurdumuza  Batum üzerinden gelmiştir.

Kamkat, şekil olarak limona benzesede  rengi  portakalı andırır, çok tatlı değildir. Çok fazla  kültür formu vardır.   Dişi ve erkek organları ayni çiçek üzerinde  ( erselik ) olduğundan kendine verimlidir, tyani tek başına meyve verir. Süs bitkisi olarak yetiştirilmeye başlanması popülaritesini artırmıştır.
Diğer turunçgiller aksine,  tatlı kısmı kabukları olduğu için soyulmadan yenilir. Ayrıca reçeli, likörü yapılır, meze olarak da kullanılmaktadır.

Kamkat, diğer turunçgil türlerine göre daha geç çiçek açar ve meyve verir. Yerini severse yediveren bir özellik gösterir.  Meyveleri çok  uzun süre ağaçta kalabilir, ancak,gelecek yıl meyve vermesi açısından olgunlaşan meyvelerini toplamakta yarar vardır.
Kamkat, hem oldukca dekoratif olduğundan, hem de meyveleri yendiği için herkesin,  özellikle bahçesi olmayan bitki severlerin yetiştireceği güzel bir bitkidir. 

Kamkat ( Citrus fortunella / Citrus japonica  )   meyveleri 

Kamkat çiçeği
Kamkat ağacı (  Kültürpark / İzmir. )
( Kamkat ile karıştırılan  bir başka turunçgil türü olan 'Kalamondin / Kalamansi (  Citrus x microcarpa ya da Citros madurensis ) tanımak için linki tıklıyabilirsiniz.  .http://kadirbekci53.blogspot.com/2011/08/kalamondin.html )

24 Nisan 2013

CANAVAR OTU ( Orobanş )

Canavar otu  ( Orobanche sp ) ve konakçısı  kişkiş otu ( scandis pecten - veneris ).
 
Bahçemin değişik  yerinde biten ve gittikçe çoğalan garip bitkinin, adının canavar otu olduğunu bu yıl öğrendim. Hani bazen çok sevdiğimiz tarafından  ihanete uğrayınca 'Koynumda yılan beslemişim' deriz ya, meğer ben de yıllardır  kır çiçeği diye canavar otu yetiştiriyormuşum da haberim yokmuş.
İşin şakası bir yana, bu bitkiye tanımıyorsanız neden  canavar otu dendiğini merak etmişsinizdir sanırım.
Çiftçilerin baş belası olan bu  bitkyi, gelin  biraz daha yakından tanıtayım.

Canavar otu bitkisi ( Orobanche sp. )

Eskiden halk arasında  verem otu ( Eskiden verem tedavisinde kullanıldığı için. ) denilen  canavar otu / orobanş  ( orobanche  ) tam asalak bir  bitkidir  ( Birde ökse otu gibi, ağaç dallarında yetişen yarı asalak olan bitkiler vardır. ). Tam asalak bitkiler klorofilsiz olduklarından ( yaprakları yoktur ) fotosentez yapamaz, bu nedenle besinlerini ve su ihtiyaçlarını başka bitkilerinkinden temin etmektedirler. Bu durum konakçı bitkinin zamanla  zayıflamasına, hatta  ölmesine neden olmaktadır.

Canavar otu, kültürü yapılan domates, patates, tütün, ayçiçeği, pamuk, havuç ve baklagiller tarlalarına büyük zarar vermektedir.  Bu yüzden adına  'canavar otu' denmesi çok da haksız sayılmaz.  Ancak bu yüzden  bitkiyi suçlamak anlamsızdır.

Orobanş ( orobanche ) cinsinin dünya üzerinde 100, Türkiye'de ise  40 kadar türü bulunmaktadır. Canavarotugiller ( Orobanchaceae )  familyasının orobanche cinsinden olan bu bitki türlerinin hepsi de otsudur.  Çiçekleri adaçayı çiçeğini andırır, türüne göre rengi  değişir. Yalancı köklerini konakçının köklerinin içine  sokarak onun suyunu  ve besini emerek yaşar.   Tarım alanlarında çıkması durumunda ürünlere büyük zarar verirler.

Canavar otları bazı yörelerimizde şu adlarla bilinir:  Yergöbeği, Zıpır, Kazık, Bahçecanavarı, Yersiki, Göge otu, Davun otu, Verem otu ....vs. gibi değişik adlarla bilinmektedir.
( Kaynak: Türkiye Bitki Adları Sözlüğü / Turhan Baytop, Türkiye Bitkileri Sözlüğü / Prof.Dr. Ertan Tuzlacı ).

Canavar otu / Orobanş ( Bahçemden )

Her canavar otu çok küçücük binlerce tohum verir. Uygun koşullar oluşuncaya kadar bunlar yıllarca toprakta ölmeden beklerler ve  konukçu denilen besleneceği bitkiye rastlayınca kökünde çimlenir. Daha sonra da sanki o bitkiyle hiç bir ilişkisi yokmuş gibi uzakta bir yerde, masum bir kır çiçeği edası ile ortaya çıkar. İlk defa görenler onu yabani bir orkide ( salep ) türü  sanabilir.
Canavar otunun yayılmasını önlemek için, tohum vermeden önce  koparılması gerekir. 

Canavar otları ( Doğadan )

Sarı renkli bir tür canavar otu

Canavar otu ( konakçısı marul ) 

( Bu yayın son olarak 09. 05. 2021 tarihinde güncellenmiştir. )