17 Mayıs 2015

KAĞIT ÇİÇEĞİ ( Xerochrysum )

Kağıt çiçeği ( Xerochrysum bracteatum ya da Helichrysum bracteatum )

Papatyagiller ( Asteraceae )  familyasının xerochrysum cinsini oluştuan  bitki türlerine,  genel olarak kağıt çiçeği denmektedir.  Bütün dünyada, çoğu otsu 500 kadar türü vardır.   Bu bitkilerin çiçek başlarını saran brakteler ( çiçek sapı yaprakcığı )  sert ve kağıt gibidir. Bazı türleri süs bitkisi olarak yetiştirilir.  
Yurdumuzda doğal olarak dört türü bulunur,  bunlardan Xerochrysum annuum süs bitkisi olarak da yetiştirilir. 

Kağıt çiçeği ( Xeranthemum annuum )  

Xerochrysum bracteatum ( Eski adı:  Helichrysum bracteatum ): Bütün dünyada süs bitkisi olarak yetiştirilen bir  kağıt çiçeği türüdür. Anavatanı Avustrya'dır. Ancak, süs bitkisi olarak dünyaya yayılmıştır.  Çok fazla kültür çeşidi vardır.     
Tek ya da iki yıllık, otsu bir bitkidir.  İlkbahardan başlıyarak donlar başlıyana  kadar papatyaya şeklinde sarı, turuncu, kırmızı, beyaz ve  mor renklerde, bileşik ve parlak renkli  çiçek açar. Dokunulduğunda kağıt gibi ses çıkarır, kurumuş gibidir. samansı bir dokuya sahiptir. Bu nedenle 'saman çiçeği' de denir. Dikine  büyür, yaprakları yeşilimsi gri  renkli olup,  mızraksıdır.   

Kağıt çiçeği dış mekanlarda yetiştirilir, boyu 30 - 150 cm arasında dağişir,  saksıda yetişen bodur çeşitleri de vardır. Güneşli yerleri sever, toprak bakımından seçici değıldir, geçirimli, kuru toprakları sever. bahçe toprağın da yetişir.  Yazın düzenli bir şekilde, toprağını  çamurlaştırmadan sulanmalıdır. 

Kağıt çiçeği,  altın otu ( helichrysum ) gibi kuru çiçek olarak olarak da kullanılır. Bunun için kesilen çiçekler havadar ve loş bir odada, sapı aşağı gelecek şekilde  asılır ve kuruması için  bir süre bekletilir. Uzun bir  süre rengi ve şekli bozulmadan kalır.  Ayrıca kesme çiçek olarak da yetiştirilir.  

Kağıt çiçeği genel olarak, bazı çeşitleri dışında  tohumdan üretilir. Ayrıca çelikle de üretilir.  Yetiştirilmesi kolaydır, tohumları ilkbaharda  doğrudan toprağa ekilir ve daha sonra  sıkları alınır.  Fazla bakım istemez, çiçekleri çok güzel ve  uzun ömürlüdür, kelebekleri ve böcekleri kendine  çeker.  Yetiştirmediyseniz denemenizi tavsiye ederim. Çiçek yetiştirmek sizi stresten uzak tutar.  

Ahimenes çiçeği  ( Achimenes longiflora )

( Not: Yurdumuza Achimenes longiflora'ya da, halk arasında  kağıt çiçeği denmektedir. )

Kağıt çiçekleri ( Xerochrysum ): 

Bir adı da saman çiçeği olan kağıt çiçeği ve
taç yaprağına benzeyen brakteleri 

Kağıt çiçekleri kapalı havalarda ve geceleri kapanır.
Yağmurdan sonraki hali
Çiçek  tomurcğu 
Kağıt çiçeği ( Xerochrysum bracteatum )

Kağıt çiçeği / Doğadan  ( Xeranthemum annuum )

( Not: Bu yayın son olarak 22. 08. 2021 tarihinde güncellenmiştir. )

30 Nisan 2015

ÖLMEZ ÇİÇEK ( Helichrysum )

Helichrysum cinsinin  bütün dünyada 600, yurdumuzda ise 24  türü tespit edilmiştir.  Helichrysum türlerinin  çiçekleri koparıldıktan sonra da uzun süre  şeklini ve rengini  bozulmadan korur. Bu nedenle adına  'ölmez çiçek' denir,  kurutulmuş çiçek olarak da  kullanılır.  Bazı helichrysum türleri süs bitkisi olarak yetiştirilir. 
Kurutulmuş  ölmez çiçek  ( Şirince / Selçuk )
Papatyagiller ( Asteraceae )  familyasının 'Helichrysum' cinsini  oluşturan bitkilere, yurdumuzda genel olarak  'ölmez çiçek' ya da 'altın otu' denir. Çok yıllık olup, yünlü gibidir,  genel olarak güzel kokulu ve  sarı renkli  çiçekli olur. 
Bazı helichrysum türlerinin anavatanı  Avrupa kıtasıdır. Afrika, Avustralya ve Asya kıtasında doğal olarak yetişir. Yurdumuzda oldukça yaygındır,  bazı türleri  endemik olup  sadece yurdumuzda yetişmektedir.  
Ölmez çiçek, yurdumuzun  hemen hemen bütün bölgelerimizde yetiştişen sevilen bi kır çiçeği olduğu kadar,  ayni zamanda çok bilinen ve kullanılan   tıbbi bir bitkidir.  Bu nedenle çok fazla yöresel adı vardır.  Bunlardan bazıları çöyledir;  Altın çiçek, Altın otu, Mantuvar otu, Yayla çiçeği, Herdemtaze, Solmaz çiçek, Güneş çiçeği, Güve otu, Uludağ çiçeği, Kudama, Arı çiçeği, Yahudi otu, Dudiye,  Kalisar çiçeği, Çoban çiçeği, Sarı kedi ayağı ......vs.

Helichrysum çiçeği  küçük küreler halinde olup sarı renklir  ve  şemsiye gibi bir  yapı oluşturur.  Keskin ve güzel kokuludurlar. Nadir olarak bazı türleri beyaz, turuncu ve kırmızı renkli çiçek açar. Yaprakları, gövdesi gri renkli ve  yünlü gibidir.

Ölmez çiçek, Balkaymam,  Altınotu ( Helichrysum italicum )
 ( Dilek Yarımadası / Aydın )
Geçen yıl bahçeme  diktiğim altın otu / Balkaymak 
 ( Helichrysum italicum  )
Bir adı da Altın otu olan ölmez çiçek. 

Ölmez çiçek, güneşli yerleri ve taşlık toprakları sever, kümeler halinde bulunur.  Soğuğa, sıcağa ve kuraklığa dayanıklıdır.
Kurutulmuşu uzun süre bozulmadan durabilir. Ayni zamanda şifalı bir bitkidir. Eskiden beri bazı hastalıkların  ( iltihap önleyici, safra ve idrar söktürücü, iştah açıcı v. s ) tedavisinde kullanılmıştır. Güveye karşı kullanılır, bu nedenle 'Güve otu' da denir. Bazı türlerinden çay yapılır,  boya ve esans  elde edilir. 
Ölmez çiçek,  tohumla ve kökten ayırma ile üretilir. Fazla bakım istemez, günşli yerleri sever. 

 Giresun - Sivas yolu üzerinde bulunan Eğribel Geçidi'nde, 'Dudiye'
olarak  da bilinen ölmez çiçek  satan bir genç. 

                                                        SOLMAZ ÇİÇEK ( Hikaye )

Gönül ferman dinlemez diye boşuna dememişler.  Çoban, davarlarına baktığı ağasının  kızına aşık olur, olmasına da....!  Ağanın,  kızını  çobana  vermeye hiç mi hiç niyeti yoktur. Davul bile dengi dengine çalar der, içinden.  Ancak kızının da çobanda  gönlü olduğunu anlayınca, hemen reddetmez. Çobana, kızına davarlarını  otlattığı yayladan solmadan bir kır çiçeği getirmesini şart koşar. Ancak, çoban ne kadar çabalasa da hiç bir  kır çiçeği  bu kadar uzun yola solmadan dayanamaz. 

Sonunda, ayakları yara bere içinde kalan  çoban yataklara düşer.  Bu arada, anasının yaralarına sürmek için kırlardan topladığı altın  renkli bir  çiçeğinin  günlerdir  başucunda solmadan durduğunu fark eder.  Çiçekleri alan çoban  tekrar yollara  düşer.  Köye geldiğinde çoban, çiçekler  hala  yeni koparılmış gibi canlı ve tazedir.

Çoban muradına ereken,  bu yayla çiçeğinin adı da  o günden sonra 'solmaz  çiçek' kalır.
A. Kadir Bekçi
Bahçeköy / Seferihisar 

21 Nisan 2015

İDAM CEZASI VE CEZAYİR MENEKŞESİ

Cezayir menekşesi ( Ölüm çiçeği )
İdam cezası ile bir çiçek arasında nasıl bir ilişki olduğunu  merak ettiğini tahmin ediyorum. Ancak,  ben önce idam cezası ( bana göre ceza değil )  konusundaki düşüncelerimi  açıklamak  istiyorum. Sonra da bu çiçekle ilgili yazdığım küçük  bir hikayem var, umarım beğenirsiniz.

İdam cezası, bence  sadece hukukçuları değil herkesi ilgilendirmektedir. Çünkü, burada  söz konusu olan yaşama hakkımızdır.

Öğretmen olduğum için; cezanın insan üzerindeki etkilerini az çok gözleme imkanım oldu. Kötü muammele ve korkuya dayanan bir cezanın ıslah edici bir yanı yoktur. İdam ise suçluya hiç bir şans tanımamaktadır. Halbuysa ceza yapıcı olmalıdır.
Kötü muamele ve idam  ıslah edici değildir,  intikam almaya yönelik hareketlerdir. Bu tür cezalar çağdışıdır. Bu nedenle demokratik, çağdaş  devletlerde işkence ve idam cezaları kaldırılmıştır.
İdam cezasını savunanların bunun bir çözüm olmadığını artık görmesi gerekir. Nitekim,  yapılan bütün  araştırmalar idam cezasının caydırıcı olmadığını ortaya koymaktadır.

Son zamanlarda idam cezasının tekrar gündeme getirilmesi ise,  demokrasimiz açısından son derece  düşündürücüdür. Beni asıl endişelendiren ise,  bu tür düşünenlerin toplumumuzda  artmaya başlamış olmasıdır.  İdam cezası geri gelirse,  bu suçları işleyenlerin azalacağı sanılmaktadır. Halbuki, yapılan araştırma ve istatistiklere baktığımızda bunun tersi olduğunu görüyoruz. En fazla  suçun  idam cezası olan ülkelerde işlenmekte olduğu anlaşılmaktadır.

Devletin temel görevi insanların yaşama hakkını güvence altına almaktır. Başkalarına  zarar verenlere ise engel olmak ve ıslah etmektir. Bu konuda verilecek cezalar  insan haklarına  ters düşmemelidir.

Kişiler  farklı düşünebilir, idam cezasının yararlı olacağına inanabilir.  Kendilerine yapılanların öcünün devlet tarafından alınmasını isteyebilirler.
Ancak devlet kişiler gibi duygusal hareket edemez, hukuka uygun hareket etmek zorundadır. İnsan haklarına saygılı olduğunu kabul etmiş, bu konuda uluslar arası antlaşmalara imza atmış bir ülke olarak geri dönemeyiz, dönmemeliyiz.
Sonuç olarak diyeceğim şudur şudur ki;  idam çağ dışı bir uygulamadır, ceza değildir.

Gelelim cezayir menekşesi ile idam cezası arasındaki ilişkiye. Yurdumuzda doğal ve kültür olarak yetişen cezayir menekşesi ( vinca ),   otsu ve yer örtücü  bir sarmaşıktır.  Anavatanı Avrupa ve Asya kıtasıdır. Çoğu ülkede, bizdeki gibi cezayir menekşesi adı ile tanınır.  En büyük özelliği, çiçeklerinin  insanı etkileyen   rengidir. ( Bu çiçeği daha iyi tanımak  için   burayı  tıklayabilirsiniz ).
Cezayir'in kurtuluş mücadelesini  anlatan,  bir çok şarkı sözü ve şiir yazarına ilham kaynağı olmuştur.

Bu çiçeğin idam cezası ile olan ilişkisi ise bir efsaneye dayanır. Bu efsaneye göre; eskiden idam edilecek  mahkumların yakalarına  cezayir menekşesi takılırmış. Bu nedenle cezayir menekşesi'nin bir  adı da  'ölüm çiçeği' dir.

                                                 CEZAYİR MENEKŞESİ ( Hikaye )

Kara Davut, o zamana kadar  onlarca insanı idam etmiş ünlü  bir cellattı. Bu defa ise, ilk defa  bir kadın mahkumu asacaktı. Genç kadın, doğan çocuğunu öldürdüğü için idama mahkum edilmişti. Kadın, mahkemede, çocuğun tecavüz sonucu, kendi iradesi dışında istemeden  olduğu için  öldürdüğünü söylemişti.

Henüz sabah olmamıştı, koca şehir uykudaydı, iki gardiyan mahkumu  darağacının kurulduğu avluya getirmişlerdi. Kara Davut, kadını ilk defa görüyordu,  gözleri çok güzel ve  etkileyiciydi. Kara Davut, bu gözleri sanki  daha önce de  görmüş  gibi olmuştu. Genç kadın  'Ben suçsuzum, beni asmayın', diye durmadan  ağlıyordu.

Kara Davut, sehpaya doğru yaklaşırken genç kadının son sözleri   'Beni asma BABA, ben suçsuzum.' olmuştu. Biraz sonra hareketsiz kalan genç kadının  gözleri, şimdi çok daha etkileyici ve  ürkütücü bir hal almıştı. Adeta 'Beni suçsuz yere astınız, bunun hesabını vereceksiniz' der gibiydi.

Hiç evlenmemiş ve kimsesi olmayan bu adama ilk defa biri, üstelikt de  idam ettiği bir kadın 'baba' demişti.
Kara Davut,  bu anı bir türlü unutamıyordu,  artık genç kadının korkunç  bakışları gözünün önünden hiç gitmiyordu. Durmadan bu gözleri  daha önce nerede  gördüğünü düşünmeye başlamıştı.

Birden oturduğu yerden kalkmıştı Kara Davut,  adeta koşarak yürümeye başlamıştı, bu gözleri  nereden hatırladığını çıkarmıştı.
Hiç arkadaşı olmayan bu adam, zaman zaman bir  parka gider ve etrafını mavi çiçekli bir yer  sarmaşığın kapladığı, bir ayağı  kırık olduğu için kimsenin oturmadığı  bir kanepede oturur ve  burada bir süre vakit geçirir, etrafını  seyrederdi.  Bazen de yemek için aldığı simiti yanına gelen kedilere verirdi. İşte idam ettiği genç kadının gözleri, bu kenepenin etrafını saran sarmaşığın çiçeklerinin rengiyle tıpa tıp  aynısıydı.

Kara Davut, her zaman oturduğu parktaki  yere gelmişti.  kanepe yoktu, belki de kırık ayağını tamire götürmüşlerdi. Sarmaşık kanepenin olduğu yeri de kaplamıştı. İçinden götüreli  çok olmuş dedi.  Daha önceleri rengi güzel olduğu için dikkatini çeken bu sarmaşığın çiçekleri, baktıkca 'Beni asma baba' diye yalvaran genç kadın gözlerinin önüne geldi.  İlk defa  bir mahkumu astığına pişman olmuştu. Kendini suçlu hissediyordu, para karşılığı bir insanını canı almıştı.  Yerdeki sarmaşıktan bir dal kökledi,   kendine  'baba' diyen bu  genç kadının mezarına götürerk  dikti. Bu bir cezayir menekşesiydi.  Kara Davut, o günden sonra bir daha cellatlık yapmadı ve ölünceye kadar kızım dediği o mezarı ziyaret edip cezayir menekşelerine baktı.

A  Kadir Bekçi.


1 Nisan 2015

MERCAN ÇİÇEĞİ ( Güneşe Aşık Çiçek )

Mercan çiçeği ( Russelia equisetiformis )
Mercan çiçeği ( Russelia equisetiformis ),  sinirotugiller ( Plantaginaceae ) familyasından, çok yıllık ve  yarı çalımsı otsu bir bitkidir. Anavatanı Meksika ve Guatemala'dır. Adına, çiçeklerinin kırmızı renkte ( mercan rengi ) olmasından dolayı  mercan çiçeği  denmiştir. Ancak, az da olsa  sarı ve pembe çiçek açan çeşitleri de vardır. Tropikal ve suptropikal iklimlerde yetişir.  Ruzelya, çeşme çalısı ve şamdan çiçeği de denir. 
Sarı renkli mercan çiçeği ( Russelia equisetiformis )

Ruzelya ( russelia ), çiçeklerini yay şeklinde ki  ince ve uzun olan  dalların uclarında açar. Bol, bol dal vererek çoğalır.   Boru şeklinde ki  çiçekler ince ve uzundur.  Yaprakları yeşil renkli, küçük ve  pul şeklindedir. İklim şartlarının uygun olduğu (  sıcak ) yerlerde,  yıl boyu çiçek açar. Daha çok saksıda yetiştirilir, kışın fazla soğuk  geçmeyen  yerlerde park ve bahçelere dikilir.  Bol güneşli  yerleri sever, yarı gölge yerlerde de yetişir.  Yazın su isteği çok fazladır.  Toprağının geçirimli, nemli ve humus bakımından zengin olması gerekir. Soğuğa fazla  dayanıklı değildir. Kışın gövdesi kurursa korkmayın, baharda tekrar  filizlenir.
Kırmızı ve sarı mercan çiçekleri.
( Russelia equisetiformis )  

Mercan çiçeği, kökünden dallar vererek büyür, ayrıca yere değen kısımlarından kök vererek çoğalır.Yere sarkan dallarının  bir  sırığa bağlanması ve zaman zaman yaşlı ve kötü  dallarının kesilmesi gerekir.
Oldukça dekoratiftir bir bitki olan mercan çiçeği  fazla bakım istemez. Akdeniz iklimi görülen kıyı bölgelerimizde daha çok yetiştirilir. Soğuk olan  yerlerde saksı çiçeği olarak  yetiştirilir. Çelikle ve kökten ayırma ile üretilir.

( Bu çiçekle ilgili bir de hikayem var ( aşağıda ), umarım beğenirsiniz. 

Güneşe aşık çiçek ( Hikaye )
                                                             GÜNEŞE AŞIK ÇİÇEK
Bir zamanlar dünyanın bilmem neresinde, halkı çok yoksul ve bir o kadar da mutsuz olan bir ülke varmış. Ülkeyi yönetenler halka o kadar çok kötü davranıyormuş ki, herkes korku içindeymiş.  İşin daha  kötüsü, kimse bu durumdan nasıl kurtulunacağını bilmiyormuş, adeta ölümden medet umuyorlarmış.  Ölenler için, kurtuldu artık  bu işgenceden diye seviniyorlarmış.
Ülkede bir de, hasta olduğu için doktorların  evinden çıkmasına izin vermediği  genç ve  zeki bir adam yaşamaktaymış. 

Doktorlar  genç adama,  güneş  görünce öleceği için evinden çıkmasına izin vermiyormuş. Bu yüzden o da herkes gibi  çok mutsuzmuş, güneşte,  özgürce dolaşmak  istiyormuş.
Bu nedenle her sabah uyanınca;  penceresinin önündeki,  güneşi çok seven mercan çiçeğine bakarak bu özlemini gidermeye çalışıyormuş.

Genç adam sonunda,  bir gün, evinden çıkmaya karar vermiş. Nasıl olsa öleceğim, hiç olmazsa ölmeden, bir gün dahi olsa özgürlüğün tadını çıkarayım demiş.  Asıl amacı ise, ne yapacağını bilmeyen halka yol göstermekmiş.

Halk, bir günlük özgürlük / mutluluk için ölümü göze alan bu genç adamdan çok etkilenmiş. Özgür olmadan mutlu olunamayacağını, bunun ise bir  bedeli olduğunu  anlamış. 
Genç adamın penceresinin önündeki mercan çiçeğini  mezarının başına dikmişler. 
Korkularını yenerek,  hep beraber  haksızlıklara karşı mücadele etmeye  başlamışlar... 
Bu nedenle güneş görmeyince  çiçek açmayan mercan çiçeği,  o günden  sonra  özgürlük mücadelesi verenlerin  sembolü olmuş. 

A  Kadir Bekçi


  Mercan çiçekleri ( Russelia equisetiformis ): 

Mercan çiçeği ( Russelia equisetiformis )
Sarı çiçekli mercan çiçeği, Ruzelya 
( Russelia equisetiformis )
Bir adı da 'kırmızı şamdan çiçeği' olan  mercan çiçeği
( Russelia equisetiformis )

Yağmurdan sonra.
( Russelia equisetiformis )

Mercan çiçekleri ( Russelia equisetiformis ) 

( Bu yayın son olarak 15. 06. 2023 tarihinde güncellenmiştir. )

5 Mart 2015

ALİSYUM ÇİÇEĞİ ( Kraliyet Halısı )


Kraliyet halısı  ya da  Alisyum çiçeği 
( Labularia maritima )  

Alisyum ya da kraliyet halısı ( Lobularia maritima, eski adı Alyssum maritima ), turpgiller ( brassicaceae ) familyasından beyaz ve mor çiçekli, populer bir süs bitkidir.  Eski cins adından dolayı adına alisyum ( alyssum ) denir, bir adı da  'kraliyet halısı' dır. Çok yıllık ve otsu bir bitkidir.  Akdeniz havzasına özgüdür. Bordür ve kaya bahçelerinde yer örtücü olarak  yetiştirilir. .   
Tatlı alisyum, Ak kuduzotu, Ballıca da denir.  
Top halinde sık çiçek açar. bazı hibritleri pembe, kırmızı ve sarı çiçek açar. Ancak bunlar tohum vermez. Özellikle beyaz çiçekli çeşidi  bal kokuludur. Sık dallı ve şerit şeklinde yapraklıdır. 

Yurdumuzda  yetişen alisyum ( alyssum ) türleri, eskiden kuduz köpek ısırmalarının tedavisinde kullanılmıştır. Bu nedenle,  halk arasında  alisyum ( alyssum ) türlerine 'kuduz otu', 'deli otu' denir. Ancak alisyum çiçeği artık 'lobulari' cinsinden kabul edilmektedir.  

Daha çok bahçelerde, bordürlerde, duvar diplerinde  yer örtücü olarak yetiştirilen alisyum, askılı saksılarda ve pencere önlerinde de çok güzel durur. Yaprak ve çiçekleri yenir, salatara katılır.  

Alisyum, ılıman iklimlerde yetişir, güneşli ya da yarı gölge yerleri ve kireçli, kuru toprakları sever. Fazla soğuktan ve  aşırı sıçaklardan olumsuz etkilenir.  Normal sulama ister. 
Yetiştirilmesi çok kolaydır, fazla bakım istemez. Solan çiçekleri kesilince yeniden çiçeklenir. Bazı yerlerde yıl boyu çiçek açabilir. Soğuk yerlerde tek yıllık olarak yetiştirilir.  
Alisyum, tohumdan ve kökten ayırma ile üretilir. Çoğu zaman dökülen tohumlarından kendiliğinden yetişir.  Yurdumuzda doğallaşma  eğilimindedir.
 
Kraliyet halısı çiçeği ve tohum kapsülleri 
( Lobularia maritima )

Beyaz çiçekli kraliyet halısı ( Lobularia maritima )

Mor çiçekli  kraliyet halısı
( Lobularia maritima )

Bal kokulu beyaz alisyum çiçeği
(Lobularia maritima )

Bir adı da "kraliyet halısı" olan alisyum çiçeği
( Lobularia maritima )
Mor renkli alisyum çiçeği / Tatlı alisyum
Beyaz alisyum çiçeği ( makro çekim ) 
Pembe çiçekli kuduz otu çiçeği ( Lobularia maritima ) 

( Bu yayın son olarak 13. 03. 2022 tarihinde güncellenmiştir. )

26 Şubat 2015

NERGİS ZAMBAĞI ( Hippeastrum - Amarillis )

Nergis zambağı / Amarillis  ( Hippeastrum reginae )

Nergisgiller ( amaryllideae ) familyasının 'hippeastrum' ve 'amaryllis'  cinsini oluşturan soğanlı  bitki türlerine genel olarak  nergis zambağı  denir. Hippeastrum cinsinin 90 kadar doğal ve  bunlardan elde edilmiş 600 den fazla melez ve kültür çeşidi  vardır. Ana vatanı Güney Amerika kıtasıdır ( Venezuela, Bolivya, Peru ve Brezilya ). Hippeastrum 'şövalya yıldızı'  demektir. Yurdumuzda yetiştirilen neris zambağı türlerinin çoğu hippeastrum cinsindedir ve yanlış olarak bunlara amirillis denir. 

Nergis zambağı, Güzel hatun çiçeği
( Amaryllis belladonna )

Amaryllis cinsini oluşturan nergis zambağı türleri ise  Güney Afrika menşeilidir.  İki türü vardır, yaz sonu ve sonbaharda, yaprakları kuruduktan sonra  çiçek açar. Bu cinsin en tanınmış türü, çiçekleri pembe renkli olan  Güzel hatun çiçeği / Çıplak kadın ( Amaryllis belladonna ) dir.  

Hippeastrum,  tropikal ve subtropikal iklimlerde yetişir. 
Nergis zambağı,  amarillis ( amaryllis ), çoban çiçeği, süvari yıldızı, şövalye yıldızı ve  güzel hatun çiçeği gibi adlarla da bilinir. 
Nergis zambağı / Şövalya yıldızı 
 ( Hippeastrum reginae )

Hippeastrum ve Amarillis ( amaryllis ), lale gibi Hollanda tarafından ıslah edilmiş ve  dünyaya tanıtılmıştır. Daha çok saksı çiçeği olarak  yetiştirilir,  ılıman iklim görülen yerlerde ise park ve  bahçelere de dikilmektedir.

Nergis zambağı,  yılda bir kez ilkbahar veya  yazın  çiçek açar.  Her soğandan büyüklüğüne göre 2-4 çiçek  sapı  çıkmakta  ve  huni şeklindeki  çiçekler  şemsiye şeklindeki bu yapı üzerinde açmaktadır: Çiçekler kırmızı, beyaz,  pembe, turuncu renklerde ve son derece gösterişlidir. Ebruli, katmerli ve kokulu  çiçek açan çeşitleri de yetiştirilmiştir.  Uzun ömürlüdür, bu nedenle  kesme çiçek olarak da değerlendirilir.  Yaprakları  yeşil renkli, etli ve şerit şeklindedir. 

Nergis zambağı,  fazla bakım istemez, yetiştirilmesi kolaydır.  Gübreli, iyi drene edilmiş  toprakları ve güneşli ya da yarı gölge  yerleri sever. Dikilen soğanların üçte birinin toprak dışında olması ve bu kısmının  ıslak tutulmaması gerekir. Saksıda yetişenler, çiçek açtıktan sonra gölge yerlere alınarak yapraklarının kuruması sağlanır. 

Nergis zambağı, soğanla üretilir, tohumdan üretilenler  3-4 yıl sonra çiçek açar. Bu nedenle, tohumdan üretime  yeni türler elde etmek ( melez ) ya da fazla üretim yapmak  için baş vurulur. Soğan temin ederken iri olmasına dikkat etmek gerekir.

Nergis zambağı / Şovalya yıldızı
( Hippeastrum regina )

Bir adı çoban çiçeği olan nergis zambağı ( hippeastrum )  büyük soğanlı bir bitkidir.  .


Nergis zambağı / Süvariyıldızı 
(Hippeastrum vittatum )

Yararlandığım kaynaklar: Vikipedi.

( Bu yayın son olarak 30. 10. 2021 tarihinde güncellenmiştir. )


17 Şubat 2015

GÜZELLİK ÇALISI / ABELYA

Güzellik çalısı / Abelya  ( Abelia x grandiflora )

Abelya ( abelia ), hanımeligiller ( caprifoliaceae ) familyasından, 30 kadar türü bulunan çalı formlu bir bitki cinsinin ortak adıdır. Bazı türleri, çiçekleri  güzel  olduğu için, bütün dünyada süs bitkisi olarak yetiştirilmektedir ( Ülkemizde  abelia x grandiflora yetiştirilmektedir ).

Abelia x grndiflora, 2 - 3 m. boylarında,  herdem yeşil, çalı formlu melez  bir bitkidir ( A. chinensis ile A. uniflora'ın  melezi  ).  Cins adı, doğabilimci Clarke Abel'e izafeten verilmiştir, grandiflora ise latince  'bol çiçekli' anlamına gelmektedir.  Ülkemizde  'güzellik çalısı', 'abelya' ya da  'büyük kelebek çalısı'  olarak tanınır.  Bodur ve alaca yapraklı çeşitleri de vardır.  Anavatanı Çin ve Japonya dır. 

Abelya, sürgünlerin ucunda küçük çan şeklindeki pembemsi beyaz renkli ve güzel kokulu çiçekler açar. Çiçeklenme mayıs ayından başlıyarak kasım ayına kadar devam eder. 
Ilıman iklimlerde yaprağını dökmez, parlak yeşil renkli yaprakları sonbaharda kırmızıya döner ve bitkiye ayrı bir güzellik kazandırır. soğuk yerlerde yaprağını döker. Yurdumuzun büyük bir kısmında yetişir, daha çok park ve bahçelerde peyzaj bitkisi olarak dikilir. Büyük saksılarda da yetişir. 

Abelia x grandiflora, kelebek ve arıları kendine  çektiği için
 'büyük kelebek çalısı' da denir. 

Abelya ( abelia ) ılıman iklimlerde yetişir, sıcağa, soğuğa ( - 10 kadar )  ve tuzluluğa dayanıklıdır. Geçirgen, humusça zengin,  nemli toprakları ve  güneşli ya da  yarı gölge yerleri sever. Fazla su istemez.  Kelebek ve arıları kendine çeker. Bu nedenle  'büyük kelebek çalısı' da denir. 

Abelya, yetiştirilmesi kolay bir çiçektir, fazla bakım istemez. Park ve bahçeler için ideal bir bitkidir, daha çok peyzaj düzenlemelertinde kullanılır.  Budanarak şekil verilebilir. Tohumla, çelikle ve ayırma ile  üretilir. Bahçesi olan arkadaşlara tavsiye ederim. 

Güzellik çalısı ( Abelia x grandiflora ).

Güzellik çalısı ( Abelia x grandiflora )
Kaynak : Vikipedi, Ağaçlar ve Çalılar I ( Prof. Dr. Ersin Yücel ), Türkiye'nin Bütün Ağaçları ve Çalıları ( Prof. Dr. Ünal Akkemik )

( Bu yayın son olarak 20. 10. 2022 tarihinde güncellenmiştir. )

12 Şubat 2015

EKŞİYONCA ÇİÇEKLERİ ( Oxalis )

Mor süs yoncası ( Oxalis triangularis 'Purpurea'  )
Oxalis türlerine   genel olarak ekşiyonca ya da sahte yonca  denir.  Ekşiyoncagiller ( oxalidaceae ) familyasını oluşturan yaklaşık 1000 bitki türünden   800'ü  oxalis cinsindendir.   Anavatanı Güney Afrika ve Güney Amerika'dır. Kutuplar dışında hemen hemen dünyanın her yerinde yetişirler.  Bazı  türleri  süs bitkisi olarak  da yetiştirilmektedir.  Ayrıca çok sayıda hibrit ve varyeteleri üretilmiştir.

Ekşiyonca ( oxalis ) türlerinin  çoğu otsu ve  soğanlıdır. Bir çok oxalis türünün  yaprakları,  yem bitkisi olarak ekilen yoncaya ( medicago sativa ) çok  benzediği için bu ad verilmiştir. Aslında bu  bitkiler arasında hiç bir akrabalık yoktur. Yonca türleri  baklagiller ( fabaceae ) familyasındandırlar. Bu nedenle ekşiyonca  türlerine sahte yonca da denir.

Ekşiyonca türleri  genel olarak beyaz, pembe ve sarı renkli çiçeklidir.  Geceleri ve güneş olmadığı zaman çiçekleri kapanır. Bu nedenle  'uyku çiçeği'  de  denir. Yaprak şekilleri, renkleri türlerine ve bulundukları yere göre farklılıklar  göstermektedir. Yeşil, mor ve alacalı yapraklı  olanlar vardır

Ekşiyonca çiçeklerinin   yetiştirilmesi  kolaydır, fazla bakım istemezler. Güneşli ve yarı gölge yerleri ve nemli  humusca zengin  toprakları severler. Yazın bol sulanmalı ve direk güneşten korunmalıdır.
Zehirsizdirler,  yaprak ve yumruları  yenir,  tadı ekşidir. Soğanla ve tohumla üretilir, yayılıcıdırlar.

Süs bitkisi olarak yetiştirilen bazı ekşiyonca türleri şunlardır.

- Mor  Ekşiyonca Çiçeği  / Aşk Çiçeği ( Oxalis triangularis 'Purpurea' ):  Bu bitkinin mor renkli olan  yaprakları uzun saplı ve  üç parçalıdır. Açık pembe renkli  çiçek  açar.  Çiçeklerinden çok  yaprakları güzel olduğu için  yetiştirilir. Geceleri çiçek ve yaprakları kapanır.


Mor ekşiyonca ( Oxalis triangularis 'Purpurea' )
Mor ekşiyonca çiçeği / yaprak.
Yağışlı ve kapalı havalarda süs yoncalarının çiçekleri  kapanır.

-  Koca Ekşiyonca Çiçeği  ( Oxalis Pes-caprae ): Sarı renkli çiçekleri güzeldir.  Bazı çeşitlerinin çiçekleri ise  katmerlidir. Fazla soğuğu ve sıcağı sevmez. Soğanlarından kendi ürer, yayılıcı bir türdür. Soğanları ve çiçek sapları yenir.
Uyku çiçeği olarak da bilinen ekşi süs yonca çiçeği ( oxalis ).
Boru şeklindeki çiçekleri gece ve kapalı havalarda kapanır.  

Katmerli sarı ekşiyonca çiçeği  ( Oxalis  pes - caprae )

Sarı  ekşiyonca çiçeği ( Oxalis pes-caprae )
Ekşi sarı yonca çiçeği ( Oxalis pes- caprae var.pleniflora )
Ekşi sarı yonca çiçeği
- Pembe Ekşiyonca Çiçeği ( Oxalis articulata ): Pembe çiçekli bir bitkidir.  Daha çok ağaç diplerine,  yer örtücü olarak  diklir.

Pembe çiçekli ekşi yonca rizom köklü bir bitkidir. 

Pembe yonca çiçeği ( Oxalis articulata )
Oxalis articulata 
- Ekşi Yonca Çiçeği (  Oxalis acetosella ): 30 cm. kadar büyür ve ormanların açık alanlarında, nemli yerlerde yetişen, çok  yıllık  bir bitkidir.   Çiçekleri beyaz renkli olup üzerinde pembe şeritler taşır. Kalp şeklindeki yaprakcıkları orta yerinden katlanır. Nadir olarak kırmızı ya da  menekşe renli formlarına da rastlanılır.  Çiçek sapları ve yaprakları  yenir, limon tadındadır.

Ekşi yonca çiçeği  ( Oxalis acetosella ) 

- Sürünen Ekşiyonca Çiçeği, Sarı ekşiyonca  ( Oxalis corniculata ): Doğal olarak yetişen sürünücü ve yayılıcı  bir bitkidir. Diğer oxalis türlerine aksine  bol tohum verir. Yapraklarının rengi, güneş durumuna göre değişmektedir. Sarı renkli çiçek açar. Yayılıcı bir bitkidir.

Sürünen ekşi yonca, Boynuzlu ekşi tırfıl ( Oxalis corniculata)
Bir adı da sarı ekşiyonca olan oxalis corniculata. 
( Bu yayın son olarak 12. 04. 2020 tarihinde güncellenmiştir. )