Bir tür küsküt otu / Bağboğanotu ( Cuscuta approximata ) Seferihisar / İzmir. |
Çiftçilerin baş belası olan bu yabancı otu, ben geçen sene Seferihisar'da tanıdım. Domates ve çiçeklerime sarılmıştı. Bu konuda edindiğim bilgileri sizlerle de paylaşmak istedim.
Küsküt otu ( cuscuta ), kahkahaçiçeğigiller ( Convolvulaceae ) familyasından, sarılıcı, klorofilsiz, parazit bir bitki cinsinin ortak adı. Dünyada 200, Türkiye'de ise 15 civarında türü bulunmaktaymış. Halk arasında bostanbozan, cinsaçı, gelinsaçı, şeytansaçı, verem otu, kızıl ot.....gibi adlarla da tanınmaktadır. Bu bitkinin diğer bitkilere göre kök, gövde, yaprak ve çiçekleri farklı.
Gövdesi sarı - pembe renkli ve ip şeklinde, yaprakları renksiz ve pulsu, bu nedenle klorofil üretememektedir.
Küsküt otu gerçekten ilginç ve tuhaf bir bitki. Yerde çimlendikten bir süre sonra toprakla ilişkisini kesmekte ve yaşamını köksüz bir şekilde başka bir bitki üzerinde devam ettirmektedir. Öyle ki, konakçı bulamazsa kendi kendini yemeye başlamakta, buradan sağladığı besinle ölmeyen kısmıyla yeniden konakçı bulmak için harekete geçmektedir. Yine de konakçı bulamazsa ancak o zaman ölmektedir. Hani yedi canlı derler ya, tam bu bitkiye göre bence bu söz.
Küsküt otu sarı, pembe ve mor renklerde, yumak halinde çok fazla çiçek açmakta ve binlerce tohum üretmektedir. Toprağa düşen tohumların bir kısmı hemen biterken, bir kısmı ise uzun yıllar ( 5 - 15 yıl ) toprakta canlı kalabilmektedir. Bitki kopan, yere düşen parçalardan da çoğalarak hızlı bir şekilde yayılmaktadır. Bu nedenle bu yabancı ota karşı, tarımla uğraşanların çok dikkatli olmak gerekmektedir.
Küsküt otu, bazı mera otlarına ( yonca ) ve kültür bitkilerine büyük zarar vermektedir. Kültürel mücadelenin yanı sıra, bulaştığı bitkileri keserek oradan uzaklaştırmak ve yakarak yok etmek gerekmektedir.
Küsküt otu gerçekten ilginç ve tuhaf bir bitki. Yerde çimlendikten bir süre sonra toprakla ilişkisini kesmekte ve yaşamını köksüz bir şekilde başka bir bitki üzerinde devam ettirmektedir. Öyle ki, konakçı bulamazsa kendi kendini yemeye başlamakta, buradan sağladığı besinle ölmeyen kısmıyla yeniden konakçı bulmak için harekete geçmektedir. Yine de konakçı bulamazsa ancak o zaman ölmektedir. Hani yedi canlı derler ya, tam bu bitkiye göre bence bu söz.
Küsküt otu sarı, pembe ve mor renklerde, yumak halinde çok fazla çiçek açmakta ve binlerce tohum üretmektedir. Toprağa düşen tohumların bir kısmı hemen biterken, bir kısmı ise uzun yıllar ( 5 - 15 yıl ) toprakta canlı kalabilmektedir. Bitki kopan, yere düşen parçalardan da çoğalarak hızlı bir şekilde yayılmaktadır. Bu nedenle bu yabancı ota karşı, tarımla uğraşanların çok dikkatli olmak gerekmektedir.
Küsküt otu, bazı mera otlarına ( yonca ) ve kültür bitkilerine büyük zarar vermektedir. Kültürel mücadelenin yanı sıra, bulaştığı bitkileri keserek oradan uzaklaştırmak ve yakarak yok etmek gerekmektedir.
Dikenli pıtrak ( Xanthium spinosum ) ve küsküt otu. Bu savaşıkim kazanır dersiniz? |
Küsküt otu, çayır ve mera bitkilerinin yanı sıra şekerpancarı, domates, soğan, biber, havuç gibi kültür bitkilerine ve bağlara da büyük zarar vermektedir.
Tarım ürünlerine büyük zarar veren küsküt otu, Çin'de eski çağlardan beri bazı hastalıkların tedavisinde kullanılmıştır. Neyse ki, iyi bir yanı varmış yine de!
Yararlandığım kaynaklar: Wikipedia.
Tarım ürünlerine büyük zarar veren küsküt otu, Çin'de eski çağlardan beri bazı hastalıkların tedavisinde kullanılmıştır. Neyse ki, iyi bir yanı varmış yine de!
Küsküt otu çiçeği ( Cuscuta approximata ) |
Küsküt otu sadece bitkinin besinlerine ortak olmakla kalmamakta mekanik olarak da onu boğarak zarar vermektedir. |
Domateslerime musallat olan küsküt otu. |
Doğada rastladığım kırmızı gövdeli bir tür küsküt otu ( Göktenyağan / Cuscuta planiflora ) Seferihisar |
Küsküt otu tam parazit bir bitki olduğundan, yarı parazit olan ökse otunun aksine klorofil üretememektedir. |
Bir adı da cinsaçı olan küsküt otu bitkisi |
Göktenyağan ( Cuscuta planiflora ). Toprakla bağlantısı olmayan bitki, sanki gökten gelme izlenimi verdiği için adına ' Göktenyağan' adı verilmiştir. |