Asalak bitki etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Asalak bitki etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Temmuz 2024

ÖKSE OTU ( Viscum album )

Ökse otu ( Viscum album
Ökse otu, çeşitli ağaç ve çalılarda görülen kışın yapraklarını dökmeyen, yarı parazit bir bitkidir. Dalları çatallaşarak en fazla 80 cm. kadar büyür.  Yaprakları derimsi ve yeşil renklidir. Demetler halinde ( 3 -5 çiçekli ) beyaz, pembe ve kırmızı renkli çiçek açar. Meyveleri beyaz veya sarı renkli, küremsi ya da armut şeklinde, nohut büyüklüğünde ve bir veya iki tohumludur. Meyvesinin etrafında yapışkan bir madde ( zamk ) vardır. Ağaçtan aldığı besinleri, yapraklı olduğundan  kendi özümler. İlaç sanayinde, ökse olarak ve süs bitkisi  olarak kullanılır. Bazı kültürlerde evleri kötülüklerden koruduğuna inanıldığı için, kapılara nazarlık olarak takılır.  
Ökse otu ( Viscum album )
Ökse otu konakçı olduğu ağaçlara büyük  zarar verir, hatta zamanla onları  öldürebilir.  En çok elma, armut, erik, ceviz, kuşburnu.  meşe, ıhlamur, söğüt, kestane, fındık, huş   ve çam türleri üzerinde yetişir. Halk arasında burç, purç,  güvelek, çekem, hurç, armut çekümü, çeküm, yapışkan ot,  çam üzümü, gökçe,  gibi adlarla da bilinir. Çok fazla yerel adının olması,  yurdumuzda çok yaygın olduğunu gösterir.

Güvelekgiller ( Santalaceae  ) familyasındandır ( Bu familyanın dünya üzerinde 109 türü bulunur ).  Avrupa, Asya ve K. Afrika'da doğal  dağılımı vardır. Ülkemizde doğal olarak bir tür ( Viscum album ) ve bu türe bağlı 3 alt türü yetişir. Bazı yörelerde meyvelerindeki yapışkan madde çubukların üzerine sürülerek kuşları yakalamak için 'ökse' olarak  kullanılır. Adına Türkce 'ökse otu' denmesi de bu nedenledir.  

Ökse otu, güneşli ve yarı gölge yerleri sever. Meyvelerini yiyen kuşların, kondukları ağaçların üzerine dışkılarıyla tohumları bırakması sonucu ürer ve yayılır.  

Ökse otu tarafından sarılmış bir ağaç. 

Ökse otları ( Viscum album )

Ökse otu ve  meyvesi 
Kaynaklar: Türkiye'nin Bütün Ağaçları Ve Çalıları ( Prof. Ünal Akkemik ). Türkiye Bitkileri Sözlüğü ( Prof. Ertan Tuzlacı ). Vikipedi, İnternet Siteleri. 

31 Temmuz 2015

KENDİNİ BİLE YİYEN BİR BİTKİ / KÜSKÜT OTU

Bir tür küsküt otu / Bağboğanotu  ( Cuscuta approximata )
 Seferihisar / İzmir.
Küsküt otu, krofilsiz  bir bitkidir. Bu nedenle besin ve enerji  üretemediğin için, başka bitkiler olmadan tek başına yaşamamaktadır.Bu yüzden  tohumdan çıktıktan sonra  bulduğu bitkilere  sarılmakta ve onların (  konakçısının )  besinlerine ortak olmaktadır. Bu durum konakçısının ölümüne dahi neden  olarak,  özellikle tarımda büyük  zararlara yol açmaktadır.
Çiftçilerin baş belası olan bu yabancı otu,  ben geçen sene  Seferihisar'da tanıdım. Domates ve çiçeklerime sarılmıştı. Bu konuda edindiğim bilgileri sizlerle de paylaşmak istedim. 
   
Küsküt otu ( cuscuta ), kahkahaçiçeğigiller ( Convolvulaceae ) familyasından, sarılıcı, klorofilsiz, parazit bir bitki cinsinin ortak adı.  Dünyada 200, Türkiye'de ise 15 civarında türü bulunmaktaymış.  Halk arasında  bostanbozan,  cinsaçı, gelinsaçı, şeytansaçı, verem otu, kızıl ot.....gibi  adlarla da tanınmaktadır. Bu bitkinin diğer bitkilere göre kök, gövde, yaprak ve çiçekleri  farklı.  
Gövdesi   sarı - pembe  renkli ve  ip şeklinde, yaprakları  renksiz ve pulsu, bu nedenle  klorofil üretememektedir.  
Küsküt otu gerçekten  ilginç ve tuhaf  bir bitki. Yerde çimlendikten  bir süre sonra toprakla ilişkisini kesmekte ve yaşamını köksüz bir şekilde başka bir bitki üzerinde  devam ettirmektedir. Öyle ki, konakçı bulamazsa kendi kendini yemeye başlamakta, buradan sağladığı besinle ölmeyen  kısmıyla  yeniden konakçı bulmak için harekete geçmektedir. Yine de konakçı bulamazsa ancak o zaman  ölmektedir. Hani yedi canlı derler ya, tam bu bitkiye göre bence bu söz. 

Küsküt otu sarı, pembe ve  mor  renklerde, yumak halinde çok fazla çiçek açmakta ve binlerce  tohum üretmektedir. Toprağa düşen  tohumların bir kısmı hemen biterken, bir kısmı ise uzun yıllar ( 5 - 15 yıl )  toprakta canlı kalabilmektedir. Bitki kopan, yere düşen  parçalardan da çoğalarak hızlı bir şekilde  yayılmaktadır. Bu nedenle bu yabancı ota karşı,  tarımla uğraşanların çok dikkatli olmak gerekmektedir.

Küsküt otu, bazı mera otlarına ( yonca ) ve kültür bitkilerine  büyük zarar vermektedir. Kültürel mücadelenin yanı sıra, bulaştığı bitkileri keserek oradan uzaklaştırmak ve yakarak yok etmek gerekmektedir.
Dikenli pıtrak ( Xanthium spinosum ) ve küsküt otu.
Bu savaşıkim  kazanır dersiniz?
Küsküt otu, çayır ve mera bitkilerinin yanı sıra şekerpancarı, domates, soğan, biber, havuç gibi kültür bitkilerine ve bağlara da  büyük zarar vermektedir.
Tarım ürünlerine büyük zarar veren küsküt otu, Çin'de eski çağlardan beri bazı hastalıkların tedavisinde kullanılmıştır.  Neyse ki,  iyi bir  yanı varmış yine de!
Küsküt otu çiçeği ( Cuscuta approximata )
Küsküt otu sadece bitkinin besinlerine ortak olmakla kalmamakta
 mekanik olarak da onu boğarak zarar vermektedir
.
Domateslerime musallat olan küsküt otu.
Doğada rastladığım kırmızı gövdeli  bir tür küsküt otu
(  Göktenyağan / Cuscuta planiflora  )
 Seferihisar
Küsküt otu tam parazit bir bitki olduğundan, yarı parazit olan
ökse otunun aksine  klorofil üretememektedir.
Bir adı da cinsaçı olan küsküt otu bitkisi
Göktenyağan ( Cuscuta planiflora ).
Toprakla bağlantısı olmayan bitki, sanki gökten gelme izlenimi verdiği için adına 
 ' Göktenyağan' adı verilmiştir.
 
Yararlandığım kaynaklar: Wikipedia.

1 Temmuz 2014

TUHAF BİR BİTKİ / YER NARI

Yer narı ( Cytinus hypocistis )
Bugün sizlere  ormanda rastladığım tuhaf bir bitkiden,  yer narı'ndan  söz etmek istiyorum. Nitekim, bu bitki bildiğimiz diğer  bitkilere pek benzemiyor.  İnsan ilk defa görünce ne olduğuna karar veremiyor, mantara benziyor. Her yerde  yetişmediği için de, ülkemiz de çok fazla  tanınıp bilinmiyor.  Daha önce yer narı adını duymuştum ama, nasıl bir bitki olduğu  konusunda hiç bir bilgim yoktu. Bu yıl piknik yapmak  için gittiğimiz Kavakdere Barajı'nın ( Seferihisar )  kıyısında,  ormanda gezerken çalılıkların  arasında görünce mantar bulduğumu  sandım. Ancak araştırınca  mantar olmadığını, yer narı olduğunu anladım. 
Gelin şimdi de bu bu tuhaf bitkiyi hep beraber  tanımaya çalışalım. Bellimi olur,  belki bir gün sizin de karşınıza çıkabilir, tanımakta yarar var. 

Botanik adı 'Cytinus hypocistis 'olan yer narı, Cytinaceae ( yernarıgiller )  familyasından, çok yıllık, otsu ve  asalak bir bitkidir.  Laden ( cistus ) cinsinden  bitkilerin  köklerinde yetişmektedir. Yaprakları etli, pulsu olup sarımsı ya da kırmızı renklidir. Çiçek kurulu çok çiçekli olup beyaz, sarı ya da pembe renklidir.   Besinini konakcısından temin eder (klorofilsiz ), tam asalaktır.  Gövdesi kısa olup büyük  kısmı toprak  altındadır, yaprağı gibi etlidir. Bitkinin cins adı ( cytinus )  nar çiçeği demektir. Çiçeği nar çiçeğine benzediğini işaret  eder. 

Cytinus ( yernarı )cinsinin yurdumuzda  iki   türü  ( Cytinus hypocistis subsp. orientalis,  C. ruber  ) yetişmektedir.
Halk arasında; Gelin parmağı, İnek memesi, Kızılcık, Saya, Balcık, Ballıca   adları ile de  bilinir.

Yer narı,  yurdumuzda  başta  Antalya, Muğla, Aydın, İzmir, Bursa, İstanbul olmak üzere geniş bir alanında  yetişmektedir.  Daha çok fundalık ve kızılçam ormanlarında, çalılık yerlerde yetişmektedir.
Bu bitkiyi  sadece çiçek açtığı aylarda  ( mart-haziran ) görmek mümkündür, diğer zamanlarda konakçısının köklerinde saklanmaktadır.

Yer narı  sıkıldığında içinden  bir sıvı çıkmaktadır. Bal gibi tatlı olan bu madde zehirsiz olup yenir.  Bir adının da  'ballık' olması bundan olsa gerek. Ayrıca ilaç sanayinde hammadde olarak da  kullanılıyormuş. Eskiden dizanteri ve boğaz hastalıklarının tedavisinde kullanılmıştır. 
Dolaştığım bazı bitki  formlarında, eskiden  kızartılarak  yendiği ve tutkal yapımında kullanıldığından söz eden yorumlara rastladım. Ne kadar doğu bilmiyorum.
Tohumdan ürüyen bu bitkinin  tozlaşması  ise karıncalar tarafından yapılıyormuş. 

Benim yer narı hakkında edindiğim bilgiler özetle bu bu şekilde, umarım yararlı olmuştur. Her ne kadar Sürç - i  lisan ettimsek affola. 

Yer narı ( çiçek açmış hali  )

Yer narı ( çiçek açmamış hali   )

Yer narı  bitkisine  konakçılık yapan laden gülü / pamuk otu 
( Cistus creticus  )
Kavakdere Barajı, Seferihisar / İzmir. 
Kaynaklar; 1 - Türkiye Bitkiler Sözlüğü / Prof.Dr.Ertan Tuzluca ). İstanbul'un Doğal Bitkileri ( Prof. Dr. Ünal Akkemik ). Evrim Ağacı. 

24 Nisan 2013

CANAVAR OTU ( Orobanş )

Canavar otu  ( Orobanche sp ) ve konakçısı  kişkiş otu ( scandis pecten - veneris ).
 
Bahçemin değişik  yerinde biten ve gittikçe çoğalan garip bitkinin, adının canavar otu olduğunu bu yıl öğrendim. Hani bazen çok sevdiğimiz tarafından  ihanete uğrayınca 'Koynumda yılan beslemişim' deriz ya, meğer ben de yıllardır  kır çiçeği diye canavar otu yetiştiriyormuşum da haberim yokmuş.
İşin şakası bir yana, bu bitkiye tanımıyorsanız neden  canavar otu dendiğini merak etmişsinizdir sanırım.
Çiftçilerin baş belası olan bu  bitkyi, gelin  biraz daha yakından tanıtayım.

Canavar otu bitkisi ( Orobanche sp. )

Eskiden halk arasında  verem otu ( Eskiden verem tedavisinde kullanıldığı için. ) denilen  canavar otu / orobanş  ( orobanche  ) tam asalak bir  bitkidir  ( Birde ökse otu gibi, ağaç dallarında yetişen yarı asalak olan bitkiler vardır. ). Tam asalak bitkiler klorofilsiz olduklarından ( yaprakları yoktur ) fotosentez yapamaz, bu nedenle besinlerini ve su ihtiyaçlarını başka bitkilerinkinden temin etmektedirler. Bu durum konakçı bitkinin zamanla  zayıflamasına, hatta  ölmesine neden olmaktadır.

Canavar otu, kültürü yapılan domates, patates, tütün, ayçiçeği, pamuk, havuç ve baklagiller tarlalarına büyük zarar vermektedir.  Bu yüzden adına  'canavar otu' denmesi çok da haksız sayılmaz.  Ancak bu yüzden  bitkiyi suçlamak anlamsızdır.

Orobanş ( orobanche ) cinsinin dünya üzerinde 100, Türkiye'de ise  40 kadar türü bulunmaktadır. Canavarotugiller ( Orobanchaceae )  familyasının orobanche cinsinden olan bu bitki türlerinin hepsi de otsudur.  Çiçekleri adaçayı çiçeğini andırır, türüne göre rengi  değişir. Yalancı köklerini konakçının köklerinin içine  sokarak onun suyunu  ve besini emerek yaşar.   Tarım alanlarında çıkması durumunda ürünlere büyük zarar verirler.

Canavar otları bazı yörelerimizde şu adlarla bilinir:  Yergöbeği, Zıpır, Kazık, Bahçecanavarı, Yersiki, Göge otu, Davun otu, Verem otu ....vs. gibi değişik adlarla bilinmektedir.
( Kaynak: Türkiye Bitki Adları Sözlüğü / Turhan Baytop, Türkiye Bitkileri Sözlüğü / Prof.Dr. Ertan Tuzlacı ).

Canavar otu / Orobanş ( Bahçemden )

Her canavar otu çok küçücük binlerce tohum verir. Uygun koşullar oluşuncaya kadar bunlar yıllarca toprakta ölmeden beklerler ve  konukçu denilen besleneceği bitkiye rastlayınca kökünde çimlenir. Daha sonra da sanki o bitkiyle hiç bir ilişkisi yokmuş gibi uzakta bir yerde, masum bir kır çiçeği edası ile ortaya çıkar. İlk defa görenler onu yabani bir orkide ( salep ) türü  sanabilir.
Canavar otunun yayılmasını önlemek için, tohum vermeden önce  koparılması gerekir. 

Canavar otları ( Doğadan )

Sarı renkli bir tür canavar otu

Canavar otu ( konakçısı marul ) 

( Bu yayın son olarak 09. 05. 2021 tarihinde güncellenmiştir. )