Çınar ağacı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Çınar ağacı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Kasım 2024

ÇINAR AĞACI ( Platanus )

Doğu Çınarı ( Platanus orientalis ). Kavacık,  Karabağlar,  İzmir 
( Yöredeki adı:  Orkman Kavağı -  Anıt ağaç  )
Çınar( platanus ), çınargiller familyasından,  yapraklarını döken, 20 - 30 m boylarında, kalın dallı ve geniş tepeli ağaçlardan oluşan bitkilerin ortak adıdır.  Çınargiller familyasının ( Platanaceae  )  platanus adında tek bir  cinsi ve bu cinse dahil 9 türü vardır. Kuzey yarımkürede, Kuzey Amerika, Avrupa ve Asya'da doğal olarak yayılış gösterir.  Soğuğa ve kirli havaya dayanıklı olup  uzun ömürlü bitkilerdir.  Yurdumuzda doğal olarak tek bir türü,  Doğu çınarı  ( Platanus orientalis )  yetişmektedir.  Batı çınarı  ( Platanus occidentalis ) ve melez olan  Londra çınarı  ( Platanus x acerifolia ) park, bahçe ve yol kenarlarında süs bitkisi olarak yetiştirilmektedir. Ilıman ve subtropikal iklimlerde yetişir.   

Bilimsel adı Platanus orientalis olan doğu çınarı,  yörelerimize göre; çınar, biladan, çaymığ, çilbirtir, kavlağan, kavlan, kavlangaç,  ak kavak,  kavlak ... gibi   adlarla  bilinir.  
Çınar ağacı meyvesi 
Çınar ağacı  bir evcikli bir bitkidir, erkek ve dişi çiçekler aynı ağaç üzerinde, ayrı ayrı  bulunur ( monoik ). Meyveleri küresel, salkım halinde ve bileşiktir. Yaprakları döküldükten sonra da uzun süre ağaç üzerinde  kalır. Yaprakları elsi, büyük, uzun saplı  ve  5 - 7 lobludur. Sonbaharda dökülmeden önce turuncu - kahve rengine döner.  Sonbaharla özdeşleşen ağaçlardan biridir.  Yaşlı ağaçların gövdesindeki kabukları levhalar halinde  dökülür.  ( Bu nedenle bazı yörelerde çınar ağacına kavlağan, kavlan, kavlangaç denir ). Doğu çınarı Türkiye, Balkanlar, Girit, Irak ve  İran'da yayılış gösterir.
Doğu çınarı( Platanus orientalis ) yaprağı 
Çınar ağacı taban suyunun yüksek olduğu, derin ve nemli topraklarda yetişir. Yaprakları toz ve gazlardan fazla etkilenmediği için sanayi şehirlerinde daha çok tercih edilir. İyi bir gölge ağacıdır, sonbaharda yaprakları renk değiştirerek çok güzel manzaralar oluşturur. Kerestesi fazla değerli değildir, kaplama, mobilya, fıçı ve mutfak eşyası yapımında kullanılır.   Tohum ve çelikle üretilir. 
Çınar ağacı, yaprakları ve meyveleri 
Çınar ağacı  şairlere ilham kaynağı olmuştur, hakkında çok fazla şiir yazılmıştır. . Türklerde kutsal kabul edilen ağaçlardandir. Hakkında anlatılan  çok fazla  efsane ve  hikaye vardır. Uzun  ömürlüdür, tarihe tanıklık etmiştir. En sevilen ağaçlardan biridir. 

Çınar ağacı ile ilgili bazı anekdotlar.   
 
*Allah, Nuh peygamber'e  tufan olacaağını bu nedenle bir gemi yapmak için çınar ağacı dikmesini emretmiştir. Yani Nuh peygamber ünlü  gemisini   çınar ağacından yapmıştır. 

*Çınar ağacının kendi kendine tutuşarak yandığı söylenir,  bu nedenle onun  için ' Çınarın ateşi kendindendir' denilmektedir. 
 
*İsrailoğulları ( yahudiler ),  Meryem'i hamile bıraktığını düşündükleri için Zekeriya peygamberi öldürmek için peşine düşerler. Zekeriya peygamber kaçarken  bir çınar ağacının  kovuğuna saklanır. Bunu öğrenen yahudiler çınar ağacını keserek Zekeriya peygamberi şehit ederler. 
  
*Yeniçeriler IV. Avcı Mehmed zamanında ( 1656 ) İstanbul'da büyük bir ayaklanma çıkarırlar. Bu ayaklanma sonunda , isyancılar tarafından ölüme mahkum edilen kişiler, o zamanki adı At Meydanı olan bugünkü Sultan Ahmet Meydan'nda bulunan büyük bir çınar ağacının dallarına ayaklarından asılırlar.  Tarihde bu ayaklanmaya 'çınar vakası' denmiştir. Ayrıca, üzerine cesetler asılmış bu ağacın hint mitolojisinde adı geçen  ve meyveleri insan olan vakvak ağacına benzetilmesi sebebiyle  vaka - i vakvakiye olarak da adlandırılmıştır.

*Eşcar -ı bağ hırka -ı tecride girdiler
Bad -ı hazan çemen el aldı çınardan
Günümüz Yürkçesi: Bahçedeki ağaçlar, dünya alakalarından soyunma hırkasını giydiler, yani yapraklarını döktüler.
Hazan rüzgarı çınardan el aldı yani onun ele benzeyen yapraklarını yerlere döktü ( Baki ) 

Ülkemizin değişik yörelerinde, anıtsal nitelikli, bazılarının hikayesi olan   çok fazla  ulu cınar ağacı bulunmaktadır.  Aşağıda, değişik  zamanlarda ve yerlerde çektiğim çınar ağaçlarından  küçük bir albüm oluşturdum. Buyurun birlikte izleyelim.

1830 yaşındaki Anıt çınar ağacı 
Tekeler, Demirci / Manisa 

Karagöl Tabiat Parkı
Menemen / İzmir 

Sonbaharda yaprakları  döken çınar ağaçları
Seferihisar / İzmir 
Çınar ağaçlarının süslediği Tarihi Giresun Kalesi 
Giresun 
 
Sonbahara   renk veren  çınar ağaçları (  Seferihisar / İzmir ) 
Teos Doğa Sporları Grubu

Musa Ağacı 
Hıdırbey Köyü, Samandağ / Hatay.
( Bu çınar ağacının hikayesini,  mavi yazıya tıklıyarak okuyabilirsiniz. ) 
Çınar ağacı ve sonbaharda dökülen yaprakları  
Ovacık, Urla / İzmir 

Çınar Ağacı - kış  ( Ovacık, Urla / İzmir  )
Teos Doğa Sporları Grubu

Yaprakları dökülmeye başlıyan çınar ağaçları ( sonbahar ) 
Gödence, Seferihisar / İzmir 

Anıt çınar ağacı, Kemalpaşa, İzmir 
( İzmir Büyük Şehir Belediyesi tarafından restore edilerik onarılmış ) 
 

Yaşlı bir çınar ağacı
Gödence,  Seferihisar / İzmir 

Çınar ağaçları ( Sonbahar )
Ovacık, Urla / İzmir 
Ağlayan çınar ( Anıt ağaç - 751 yaşında  )
                                                                     Gölyazı, Nilüfer / Bursa 
Birbirlerini çok seven Mehmet ve Eleni ( Rum ),  Ulubat Gölü kıyısındaki  bu çınar ağacının oyuğunda buluşurlarmış. Mübadele sırasında birbirlerinden ayrılmak  istemeyince, Eleni'nin kardeşleri Mehmet'i yaralarlar. Olayı duyan Elen'i her zaman buluştukları çınar ağacının oyuğuna  gelince Mehmet'i kanlar içinde yattığını  görünce,  kendini çınar ağacına asar. Rivayete göre, hikayenin şahidi olan bu çınar ağacı  o günden sonra  zaman kanlı gözyaşları dökermiş. 

Sülümenli Kavağı ve  Gelin Kınası Kuyusu 
Düzce, Seferihisar / İzmir

Gelinler, kına gecesi sabahı ellerini, uğur getirdiğine inanıldığı için  bu çınarın yanındaki kuyuda yıkarmış. ( Yörede çınar ağacına kavak denir. )     

İkiz çınarlar ( II.Beyazid Camisi ile yaşıt  )
Amasya 

Meryem Ana Evi ve kapısındaki tarihi  çınar ağacı 
Sümbül Dağı, Selçuk / İzmir 

Anıt Çınar Ağacı ( Taraklı / Sakarya ) 
 Osmanlı devleti,  topraklarına kattığı yerlere çınar ağacı dikmiştir. Aileler çoçuklarının uzun ömürlü olması ve nesillerinin kıyamet gününe kadar devam etmesi için, yeni doğan bebekler adına çınar dikmiştir.    

Gökçeada'nın en yaşlı çınar  ağacı   
Tepeköy - Çınaraltı, Gökçeada, Çanakkale 

Kökleri erozyon nedeniyle açığa  çıkmış yaşlı bir çınar ağacı 
İhsaniye, Seferihisar / İzmir 

Roma Hamamı ve tarihe tanıklık etmiş bir  çınar ağacı 
Deliömerli, Menderes / İzmir 

Kovuğna  içki şişeleri atılmış yaşlı bir çınar ağacı
Seferihisar / İzmir
 

Kral mezarı ve onu süsleyen  yaşlı  çınar ağacı
Kaş. Antalya 
Üzerine kar yağmış  çınar ağaçları 
Kumluca, Ulus / Bartın 

Bursa Ulu Camii ve bahçesindek tarihi çınar ağacı
Bursa 

Altında, bir zamanlar oturup  çay içtiğim tarihi bir çınar ağacı.  
Geyve / Sakarya 

Ağaç ev
Bozat Köyü, Piraziz / Giresun 

Tarihi  çınar ağacı
Tokat 

Tarihi Çeşteman Kavağı ( Tire / İzmir )
Çeşteman, kır bekçisi demekmiş bu ağacın altında buluştukları için adına çeşteman kavağı denmiş olmalı ( Yukarı da belirtiğim gibi İzmir yöresinde çınar ağacına halk arasında  kavak deniyor ). Kanuni Sultan Süleyman, Rodos seferine giderken çadırını bu ağacın altına kurdurmuştur. Yıldırım Bayezit, Evliya Çelebi ve Fransız yazar  Alphonse  de Lamartine de bu ağaçla tanışmış  ünlülerdenmiş.  1932 yılında Tire belediyesi ağacı satar. Ağacı satın alan müteahhit ağacı kesmek isteyince , Faruk Tokluöğlu  kendini  zincirle ağaca bağlıyarak kestirmez.  Ve daha sonra mahkeme ağacın kesilmesini yasaklar. 

Kaynaklar: Türkiye'nin Ağaçları ve Çalıları ( Necati Güvenç Mamıkoğlu ). Türkiye'nin Ağçları ( Gülnar Önay ). Türkiye'nin Bütün Ağaçları ve Çalıları ( Prof. Dr. Ünal Akkemik ). Ağaçlar ve Çalılar 1 ( Prof. Dr. Prof. Dr. Ersin Yücel ). Bitki Mitosları ( Deniz Gezgin ). Vikipedi. Türkiye Bitkileri Sözlüğü ( Prof. Dr. Ertan Tuzlacı ). Türkce Bitki Adları Sözlüğü ( Turhan Baytop ).  

21 Ağustos 2018

MUSA AĞACI VE AB - I HAYAT ÇEŞMESİ

Musa Ağacı ( doğu çınarı - platanus orientalis
Yeni bir ağaç hikayesi  ile merhabalar. Bu defa ki ağacımız  adını bir peygamberden almış. Musa Ağacı.

Musa Ağacı ve Ab - ı Hayat Çeşmesi,  Hatay ilimizin Samandağ ilçesinin Hıdırbey Köyü'nde bulunmaktadır. Burası Samandağ'ın merkezine 6 km. mesafededir.

Musa Ağacı,  aslında  bir tür çınar  ağacı ( doğu çınarı -  platanus orientalis )  köyün tam ortasında bir yerde.  Hıdırbey çınarı olarak da biliniyormuş. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Müdürlüğü tarafından,  Anıt Ağaç  ilan edilerek koruma altına alınmış. Yaşı hakkında farklı bilgiler var. Bazı kaynaklarda 1600 yaşında olduğu belirtilmiş. Çevresi ise 20 m. den fazla. Bir dönümden fazla bir alanı kaplıyor.   Bu ağacın asıl  önemi   ise  hakkında anlatılan hikayelerden ileri gelmektedir.

Hıdırbey Köyü, Samandağ / Hatay.

Bir efsaneye göre; Hz. Musa ile Hz. Hızır bir gün dağlarda dolaşırken  ( Musa Dağı ), Musa asasını toprağa saplayarak oradan geçen dereye su içmeye gider. Daha sonra da yollarına devam ederler. Bu arada asasını unuttuğunu fark edince geri dönerler.  Bir de ne görsün; asa  yeşermiş, yaprak açmıştır. Bunun üzerine Musa asasına almaktan vazgeçer.  İşte bugün Hatay'ın Samandağ ilçesi Hıdırbey köyünde bulunan devasa  çınar ağacının Musanın asası olduğuna inanılmaktadır. Bu nedenle de adına 'Musa Ağacı' denilmektedir.

Hıdırbey köyünün tam ortasından, Hz Musa'nın su içtiği varsayılan  bir dere geçiyor. Etrafına  çok sayıda çay bahçesi restoran yapılmış, turistik bir yer.   Buraya gelenlerin bir kısmı ise, Musa Ağacı'na  dilek tutmak ve  adak adamak için geliyormuş.

Ab - ı Hayat Çeşmesi, Hıdırbey Köyü / Samandağ.

Ağacın hemen yanında bir de çeşme var. Suyu içiliyor, oldukça soğuk. Adı  'AB -I HAYAT ÇEŞMESİ'.
Bilindiği üzere   Ab -ı hayat ya da Bengi su, bir çok efsanede adı geçen kutsal bir suyu verilen bir addır. Bu sudan içenlerin ölümsüzleşeceği  ve genç kalacağına  inanılmaktadır. Bu konuda  kaynağı Sümerlilere dayanan bir çok efsane anlatılmaktadır. Ayrıca,  Kur'an'da dolaylı olarak ab -ı hayat'tan söz edilmektedir.

Ab -ı hayat ya da Bengi su bir çok efsaneye göre 'Zulmet' diye tanımlanan karanlık ve bilinmeyen bir dünyada gizlidir.  İskender'de bu  suyun peşinden Zulmet'e kadar gider, ancak onu elde etmeyi başaramaz. Gılgamış destanına göre ise, ab -ı hayat,  Kızıl denizin derinliklerinde yetişen bir ottur (  Galsam otu  ya da Şah -ı galsam ). Kral Gılgamış bu otu elde eder, ancak bir yılan elinden kapınca; Ben onu ülkemdeki yaşlı insanlar için  götürecektim diyerek  ağlar. 

                           Musa Ağacı'nın Bulunduğu Hıdırbey Köyü'ünden Manzaralar.

Musa Ağacı. 

Hz. Musa'nın su içtiğine inanılan dere. 

Hıdırbey Köyü, Samandağ.

Musa Ağacı

Begonvil  çiçeği

Meleklerin borusu / Brugmansia 

Samandağ / Hatay. 

18 Nisan 2013

KANLI ÇINAR

Kanlı Çınar ( Bu bir ağaç hikayesidir ) 
Yaşlı ve ulu kestane, çınar ağaçlarının arasından geçerek ormanın içinde ilerlemeye başlıyoruz. Açıklıklara göre ormandaki hava daha serin, rahatlıyoruz. Paul; ilk defa bu kadar büyük kestane ağaçları gördüğünü söylüyor, bu kestanelerin sahipli olduğunu söylüyorum. Kermes meşelerinin oluşturduğu çalıların  arasından geçerken, yapraklarındaki dikenler kollarımızı çiziyor.  Bir süre sonra Kanlı çınar ağacının dibinden çıkan kaynaktan doğan  dereye varıyoruz. Yaz mevsimindeyiz su çok  azalmış.  Dereyi takip ederek tırmanmaya başlıyoruz, zirvede uçurumdaki  Kanlı çınar görünüyor. Ağacın köklerinin bir kısmı topraktan  dışarıya sarkmış ve uçlarından  bulanık sular akıyor.  

Topraktaki  bazı minaraller  eriyince,  su  koyu  kırmızı bir renk almış. Derenin karşı kıyısına  geçerek, Nazlı ve Yusuf'un  mezarı olduğu söylenen kayanın da bulunduğu  çınar ağacının dibindeki düzlüğe dolanıyoruz.  

Zamanla çınar ağacının çürüyen  gövdesinin içinde üç - dört insanın rahatlıkla sığacağı büyüklükte bir kovuk oluşmuş.  Yanık izlerinden içinde zaman zaman  ateş yakıldığı anlaşılıyor. Dallarına ve  etraftaki çalılara, gelenler dilek için bez parçaları bağlamışlarlar. Etrafta define avcıları tarafından kazılmış çok fazla çukur var hatta bazıları daha yeni kazılmış.        

Kanada'lı bir botanikci olan Paul, bitkilerin toplumların kültüründeki yerini ve önemini  araştırmak için bir kaç  kez Türkiye'ye  ve Ortadoğu'ya gelmiş,  Arapça ve Türkçe biliyor. Son derece neşeli ve sevecen bir insan, doğayı  çok sevdiği her halinden belli oluyor. Bitkilerin bazı  toplumların kültüründe çok  önemli bir  yerinin olduğunu, hatta onları doğa üstü varlıklar olarak  gördüklerini, bu nedenle Antik çağlardan beri her toplumda  bitkilerle ilgili anlatılan çok fazla mit olduğunu söylüyor.  

Bu arada eşimin hazırladığı börek ve poğaçaları çınar ağacının  kovuğunda yiyoruz. Paul bu ağacın  hikayesini merak ettiğini söylüyor ve sözlerimi kaydetmek için videoyu  açıyor.  

Daha önce buraya  geldiğimde dinlediğim efsaneyi anlatıyorum; Zengin bir beyin kızı olan Nazlı, babası evlenmelerine izin vermediği için çobanları olan  Yusuf'la, babasının altınlarını çalarak kaçar. Yusuf; çok sevdiği davarlarından ayrılmakta acele etmeyince, beyin adamları onları  bir  çınar ağacının kovuğunda uyurken bulur ve öldürürler. Cenazeleri kimse bulmasın diye de kovuğun üzerine büyük bir kaya  kapatırlar ancak  her yeri aramalarına rağmen altınları bir türlü bulamazlar.   

Halk; bu olayın tek şahidinin çınar ağacı olduğuna ve dibinden kaynayan suların o günden sonra,  Nazlı ve Yusuf'un kanı karıştığı için  kırmızı akmaya başladığına inanır bu nedenle de çınara "kanlı çınar" denir.  Nazlı'nın sakladığı altınları arayan birinin uçurumdan düşerek ölmesinden sonra da ağacın altınları koruğuna inanılır.     

Dönerken  Paul'a ağaçların duyguları olup olmadığını soruyorum. İnsanlar gibi olmasa da ağaçların da bazı şeyleri hissettiğini, hatta birbirleri ile haberleşerek yardımlaştığını söylüyor. Çevredeki bazı anıt ağaçları Paul'a  gösterdikten sonra onu otele bırakıp eve dönüyorum.  

O gece bir türlü uyuyamıyor ve  kalkıp salondaki kanepeye uzanıyorum. Rüyamda; Nazlı'nın ağaca sakladığı altınların yerini buluyorum bu sırada  ağacının dalları birer yılan olup üzerime doğru gelmeye başlıyorlar. Eşimin sesi ile uyanıyorum, kalk yatağana git yine ne gördün rüyanda diyor.  
.
Paul ile sabah tekrar buluşuyor ve hikayesi olan bir başka ağacı bulmak  için yollara düşüyoruz. Yolda  ona  gece gördüğüm rüyayı anlatıyorum. Nazlı'nın sakladığı altını bulunca çınar ağacının dallarının yılan haline gelerek bana saldırdıklarını söylüyorum.  
Paul gülerek define avcılarının  şimdiye kadar  neden Nazlı'nın  altınlarını bulamadıkları anlaşılıyor diyor.  

A Kadir Bekçi
Dedemden Masallar