29 Temmuz 2024

DUDİYE ÇİÇEĞİ


Dudiye çiçeği ( Helichrysum arenarium )  
Türkiye'de çok yaygın bir bitki olan ölmez çiçek ( Helichrysum sp. ) papatyagiller familyasından  sarı renkli çiçekleri olan otsu bir bitki cinsidir.Yurdumuzda, bazıları endemik olmak üzere 24  türü yetişmektedir.  Çok fazla yöresel adı olan bu bitkiye Giresun yöresinde; yaylalarda yetişen  türüne ( H. arenarium ) halk arasında dudiye* çiçeği denir. 'Yaylanın dudiyesi - Açmadan guriyesin - Niye almadın beni - Allah ondurmiyesi** de.' diye de  bir de Giresun  türküsü vardır. Şifalı olduğu söylen bu bitkinin esas popülaritesi ise kuruduktan sonra bile rengini koruyabilmesindendir, bu nedenle  pazarlarda, yayla yollarında özellikle kadınlar tarafından satılarak yöre insanına az da olsa bir katkı sağlar. 
Daha önce burada tanıttığın bu çiçeğin umarım aşağıda anlatacağım hikayesi de hoşunuza gider.       

Yakın zamana kadar Doğukaradeniz kıyılarının önemli bir kısmını İçanadolu'ya bağlayan, Giresun - Şebinkarahisar yolu  2200 m. yükseklikteki Eğribel Geçidi'nden sağlanıyordu.  Zamanın Sivas valisi olan Kazım Dirik Paşa'nın yaptığı bu yol üzerinde; elle yapılmış  ve halen kullanılan bir de tünel bulunmaktadır.  Kışın bu  yol kar ve tipi yüzünden sık sık  kapandığı için; günümüzde Eğribel Tüneli yapılınca Eğribel Geçidi tarihe karışmıştır. Yaklaşık 6 km. uzuluğundaki tünel yolu da bir hayli kısaltmıştır. Neyse, sözü daha fazla uzatmadan  biz hikayemize dönecek olursak. 
Eğribel Geçiti'nde ( henüz tünel açılmadan önce ) yolumuza  mandalar çıktığı için, arkadaşımla arabadan iniyor ve  karşı tarafta, yaylada yetiştirdikleri ürünleri, çiçeklerini satanların yanına gidiyoruz. Temmuz  ayı olmasına rağmen  hava çok soğuk ve fırtına var.  Arkadaşım peynir satanların yanında durunca, ben de dudiye çiçeği satan yaşlı bir teyzeye yaklaşıyorum. Biraz sohbet ettikten sonra, bu çiçeğe burada  neden dudiye çiçeği dendiğini biliyor musun diyorum.  'Çoçukken babaannem bir hikaye anlatırda  ama gerçek mi doğru mu bilmiyorum', diyor.  Anlatmasını rica ediyorum. Bu arada etrafımızda, bizim sohbetimizi dinleyenler de bir hayli  çoğalıyor. Yarı şaka yarı ciddi hikaye dinlemek bedava değil,  çiçek alınacak diyorum.  

'Bir zamanlar bizim oralarda, cenikde ( köylerini kastediyor ) birbirini çok seven  Ahmet adında bir çobanla Dudiye ( Dudu'nun yöredeki söylenişi  )  adlı bir kız yaşıyormuş. Dudiye'nun babası başlık parası istediği için de, bunlar bir türlü evlenemiyorlarmış. Ahmet her yıl yaylada koyun  güderken topladığı yayla çiçeklerini  ceniğe,  Dudiye'ya getirir  o da bu çiçekleri satarak ceyiz ve başlık parası biriktirirmiş, evlenmek için.   

 Yine bir gün Ahmet  topladığı  çiçekler  ile  obaya  geldiğinde  arkadaşları;  artık  bu çiçekleri boşuna toplama, Dudiye'yi babasının   zengin birine  verdiğini  söyleyince;  Ahmet, topladığı  çiçekleri yere atarak  oradan uzaklaşmış ve bir daha da onu  gören olmamış. Bir kaç yıl sonra da kavalı bir kayalıkta bulunmuş.    

Dudiye, kar yağdığı halde Ahmet ceniğe dönmeyince kafayı üşütmüş. Ahmet'in getirdiği yayla çiçeklerini boynuna takarak  sokak sokak dolaşmaya başlamış. Soğuk bir kış günü, Ahmet'in getirdiği çiçeklerlele beraber donmuş haldeki cesedi Ahmet'le buluştukları dere kıyısında bulunmuş.  İşte o  günden sonra, bu çiçeğe bizim oralarda  Dudiye denilmeye başlanmış. 

Ahmet ve Dudiye'nin hikayesi hepimizi  duygulandırmıştı. Teyzenin  geriye  kalan  çiçeklerini de ben  aldım, arabanın içi mis gibi dudiye çiçeği  kokmaya başladı. Arkadaşımın 'bu kadar çiçeği ne yapacaksın?' sorusunu duymamazlıktan geldim.  Gidelim artık dedim.

Yolda bir ara dalmışım, Ahmet ve Dudiye, bir dağın yamacında satmak için yayla  çiçeği  topluyordu.  Yanlarında sarı saçlı bir de kız vardı, çoçuklarıymış. Bana el salladılar, çok mutluydular.  Arkadaşımın seslenmesi ile uyandım, Şebinkarahisar'a gelmiştik. Arkadaşım yüzüme  tuhaf tuhaf bakarak, sen kiminle  konuşuyordun öyle  dedi. Neşem yerine gelmişti, onları gördüm dedim. Arkaşım hiç bir şey anlamamıştı.

Dedemden Masallar, Bahçeköy, Seferihisar   

*Dudiye: Dudu, dudu dilli, şen sakrak 

TDK sözlük anlamı: Yaylalarda, akarsu kenarlarında yetişen karanfilgillerden, ele alındığında  çiçeği titreyen bir kır çiçeği. ( Ancak bu çiçeğin hikayede geçen dudiye  çiçeği ile bir ilgisi yoktur. )  

** Ondurmiyesi: Murat aldırmasın

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Reklam amaçlı ve bitki isteği ile ilgili yorum yapılmamasınını rica ederim. Bitki ve çiçek satmadığımı bir kez daha belirtmek isterim.