Jasminum officinale etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Jasminum officinale etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Temmuz 2010

YASEMIN'İN AŞKI ( Hikaye )


Yasemim çiçeği ( Jasminum officinale
Farsça kökenli bir kelime olan yasemin ( Farsçası: yasmin ) bir çiçek adıdır.  Saflık, masumiyet, güzellik ve zarafeti temsil eder. Bu nedenle, yurdumuzda kız çoçuklarına sıklıkla verilen  populer bir isimdir.  Hikayemize geçmeden önce, hikayemize  adını veren bu çiçeği  kısaca bir tanıyalım isterseniz. 

Zeytingiller ( Oleaceae ) familyasının jasminum cinsini oluşturan bitkilere genel olarak yasemin denir. Çoğu tırmanıcı / sarılıcı  olan bu bitkilerin bazıları ise çalı formunda olup birleşik ve basit  yapraklıdır, bazıları  kışın yaprağını dökerken bazıları  herdem yeşildir. Beyaz, sarı ve nadiren pembe renkli çiçek açan yaklaşık  200 kadar türü vardır. Bunlardan, sarı çiçekleri  olan boruk ( Jasminum  fruticcans )  yurdumuzda doğal olarak yetişir. 
Bazı türleri, süs bitkisi olduğu için  dünyanın büyük bir kısmına yayılmıştır.  Bunlardan en fazla bilineni, ayni zamanda tıbbi bir bitki kabul edilen Jasminum offincinale'dır.  Anayurdu İran olan bu bitki parlak yeşil yapraklı, beyaz çiçekli  ve tatlı kokuludur.  Park ve bahçelerde yaygın olarak yetiştirilir.  
Yasemin çiçeklerinden elde edilen yağ parfümeri sanayinde kullanılır. Arap yasemin ( jasminum  sambac ) türünün çiçeklerinden  'yasemin çayı'  elde edilir. Ayrıca, başka familyadan ve cinsten olan bir çok süs bitkisine de,  çiçekleri ve kokusu  nedeniyle yasemin denir. 

Gelelim Hikayemize: 
Dere kıyısına  yaptığı derme çatma bir kulubede  tek başına  yaşayan saçı sakalı birbirine karışmış yaşlı  bir adam,   kulubenin  etrafına  beyaz çiçekli  yaseminler dikmişti.  Hiç kimse ile ilişki kurmadığı için de,  nereden geldiği, kim olduğu köyde  merak konusu oluyordu.  Yaşlılar,  köylerinde  öğretmenlik yapmış  bir adama  benzediğini söylüyordu, sık sık mezarlıkta görüyorlardı.   Esrarengiz bu adam, zamanını çoğunu, kulubesinin bahçesine diktiği  yasemin çiçeklerinin altında kitap  okuyarak ya da köyün yakınından  geçen  derede balık avlıyarak  geçiriyordu.  

Birgün  balık avlarken,  babası olmayan bir  çocukla karşılaşınca aralarında  baba - oğul şeklinde bir ilişki başlar ve adam  bütün  sevgisini bu çoçuğa verir. 

Her fırsatta buluşan çocuk ve yaşlı adam, artık zamanlarının çoğunu beraber geçirmeye başlarlar. Yaşlı adamın anlattığı masallar, hikayeler çocuğun çok hoşuna gider. Adam çoçuğa okuma yazmayı, yüzmeyi, satranç oynamayı öğretir.  O da annesinin yaptığı yemeklerden adama  getirir.  Birbirlerini görmedikleri günler, ikisi için de zor geçmeye başlar.   

Çocuk bir gün  kulubeye gelince, yaşlı adamı her zamanki yerinde  bulamaz. Adam dışarıya çıkamamış  yatağında  zorlukla nefes almaktadır.  Çocuk, yaşlı adamın ölmek üzere olduğundan  hebersiz, bugün bana ne  anlatacaksın? der. 

Güçlükle yatağından doğrulan adam; 'Bugün sana hiç  kimsenin bilmediği  bir hikaye anlatacağım' der.  O güne kadar kimseye söylemediği sırrını, çoçuğa anlatmaya  karar vermiştir.

'Bir zamanlar Anadolunun bir dağ köyünde Yasemin adında çok güzel bir kız yaşıyormuş. Adını aldığı yasemin çiçeği gibi narin ve saf  olan bu kız, bir o kadar da içine kapanık ve utangaçmış. Bir türlü,  evlerinin alt katında  oturan  köyün öğretmene  aşkını  söyleyemiyormuş. Öğretmen de Yasemin'in kendini sevdiğini bilmiyormuş.  Ailesi Yasemin'i evlendirmek isteyince, aşkını kimselere söyleyemeyen Yasemin, düğün günü  gelinliği ile  kendini öğretmenin balık tutmakta olduğu  derinin  sulara bırakmış.  Genç kızın cesedini sudan çıkaran öğretmen, elinde sıkıca tutuğu kağıdı merak edip  okuyunca; Yasemin'in kendini sevdiğini ve bu yüzden intihar ettiğini anlamış.'

Yaşlı adamın anlattığı hikayeyi  dinleyen çoçuk; Sen o  sun,  Yasemin  senin yüzünden  ölmüş,  seni artık sevmiyorum  diye ağlamaya başlar.  Yaşlı adam evet der ve çoçuğa sarılarak, Yasemin'in mezarının yanına gömülmek istediğini söyler. 

Dedemden Masallar 
A Kadir Bekçi