3 Haziran 2016

MANASTIR'IN ORTASINDA VAR BİR HAVUZ


Bitola Saat Kulesi, Makadonya
(  17. yüzyılda Osmanlılar tarafından yapılmıştırılan  ve Bitola'nın sembolu kabul edilen saat kulesi )

Balkan gezimizin sonuna doğru Ohrid'den Makedonya'nın ikinci büyük şehri olan Bitola'ya hareket ediyoruz. Manastır, 1382 yılında, Sultan I. Murat zamanında Osmanlı topraklarına katılmış ve Balkan Savaşları sonunda  ( 1912 ) kaybedilmiştir. Osmanlılar zamanındaki adı Manastır olan Bitola'nın, Cumhuriyetimizin  kurucusu  Atatürk'ün hayatında  önemi bir yeri vardır. Bilindiği gibi Atatürk, askeri  lise eğitimini  ( 1896 - 1898   ) Manastır Askeri İdadisi'nde  görmüştür.

Manastır'a gelirken, II.Abdülhamit'e tekrar meşrutiyeti kabul ettirmek için dağa çıkan Resneli Niyazi Bey'in  sarayının önünden geçiyoruz.

Hürriyet kahramanı Niyazi Bey'in, Fransa'daki Versay'ı  ( versailles )  örnek alarak
 yaptırdığı sarayı ( Resne / Makedonya )
II. Meşrutiyetin ilanından sonra hürriyet kahramanı olarak ilan edilen Resneli Niyazi Bey, her yere dağda bulup evcilleştirdiği geyik ile gidermiş. Bu nedenle 'geyik' hürriyet sembolü (Gazal -ı Hürriyet ) kabul edilmiştir. ( Vikipedi )
Daha sonra koruması tarafından öldürülen Niyazi Bey, "Ne şehittir ne gazi, pisi pisine gitti Niyazi" sözünün de doğmasına neden olmuştur.

Manastır'ı çevreleyen karlı dağlar / Makedonya 
530 yıl (1382 - 1912 ) Osmanlı yönetimi altında kalmış olan Manastır, ayni zamanda Osmanlıların Avrupa topraklarındaki en önemli askeri üstü ( 3.Ordunun merkezi ) olmuştur. Günümüzde Kuzey Makedonya Cumhuriyeti sınırları içinde bulunmaktadır. Baba Dağı'nın eteklerinde ve Dragon Nehri'nin kıyısında kurulmuştur. 
Büyük İskenderîn babası olan II.Filip'in Heykeli 
( Manolya Meydanı, Bitolla )

Manolya Meydanı, Savaş Anıtı
( Bitola / Manastır, Kuzey Makedonya  )
Osmanlılardan kalan Bedesten ( Kapalı çarşı ), Bitola

Bitola'da ilk  önce; Saat Kulesi, Yeni Cami, İshakiye Cami, Bedesten ve II.Filip'in  heykelinin bulunduğu Manolya Meydanı'nı geziyoruz. Burada ayrıca, Osmanlılar zamanından kalma türkülere konu olmuş  bir havuz ve  tarihi bir de  çeşme var.
Eski adı Hamidiye Caddesi olan Şirok Sokağı 

Bitola'nın en önemi ve işlek caddesi olduğu belirtilen Şirok sokağı ( Hamidiye Caddesi ), Manolya Meydanı'ndan başlıyor.  Şirok ( shirok ), 'geniş sokak' demekmiş, araç trafiğene kapalı, cadde üzerinde Türkiye Konsolosluğu  da bulunuyor.

Manastır'ın en önemli caddesi olan Şirok sokak
 ve Türkiye Konsolosluğu

Osmanlılar zamanındak adı Hamidiye caddesi olan Şirok sokağı, Mustafa Kemal ile Eleni Karinte  arasında yaşandığı söylenen, hüzünlü bir aşk hikayesinin de geçtiği bir yer olması bakımından,  burayı gezmek için gelenlerin ayrıca   ilgisini çekiyor. 
 
Şirok ( shirok ) Sokağı'ndaki Eleni Karinte'nin yaşadığı tarihi ev. 

Şirok sokakta kısa bir yürüyüşten sonra, Eleni Karinte'nin yaşamış olduğu iki katlı ve balkonlu evin önüne geliyoruz. Atatürk, sık sık geçtiği bu caddede,  balkonda  gördüğü  Eleni'ye  aşık olur.
Türkiye'de çok  bilinmeyen, Atatürk'ün bu öğrencilik yıllarındaki  aşkı ( o zaman  15- 16 yaşlarında olmalı ), Bitola'ya  gelen turistlerin en  büyük  ilgi odağı oluyormuş. Gerçi böyle bir aşk yaşanmış mıdır? yoksa bu bir efsane midir tam olarak  bir şey söylemek mümkün değil. Atatürk'ün hayatını anlatan tarihi kaynaklarda bahsedilmeyen  bu hüzünlü aşk  hikayenin tek belgesi, Eleni Karinte'nin yazdığı kabul edilen ve şimdi Manastır Askeri İdadisi Müzesi'nde bulunan  bir mektuptur.*

Söylentilere göre, Eleni'nin babası din farkı nedeniyle  bu evliliğe karşı çıkar, onu eve kapatır ve başka biriyle evlendirmek ister. Elen'i, mektubundan anlaşıldığına göre aşkından hiç bir zaman vazgeçmez. Atatürk'ün bu mektuptan  haberi olmuş mudur bilinmiyor. 

İşte, Eleni Karinte'nin Atatürk'e yazdığı o aşk  mektubu.

                                                                 Kemal Atatürk'e,
Herhangi bir zamanda ve yerde!


Çok seneler geçti, ben halen her gün  içerisinde senden haber bekliyorum. Herhangi bir zamanda mektubumu alırsan, beni hatırla. Kağıttaki gözyaşlarımı göreceksin. Yıllar ve olaylar geçiyor, seninle ilgili çok şeyler konuşuluyor. 

Mektubumu okurken başka kadını seviyorsan, mektubumu yırt ve kendine  sor; "Manastırlı Eleni Karinte adında birinin, bir günlük tanıdığı ve aşık olduğu adama bütün ömrünü harcamış olduğuna inanıyormu?'
Benim seni sevdiğim kadar, o kadını o kadar çok seviyorsan, kendine hiçbir şey söyleme. Senin kadar mutlu olmasını diliyorum.
Fakat balkondaki kızı hatırlıyorsan ve başkasını sevmiyorsan , seni beklediğimi ve ömrüm boyunca bekleyeceğini bilmeni istiyorum! Döneceğini, beni unutmayacağını biliyorum.
Babam vefat etti. Beni senden ayırdığından tam bir yıl geçti, beni eve kapattı ve bir ay çıkmama izin vermedi. Ağlamadım, biliyorum ki tüm kilitleri boşuna harcadı. 
Beni evlendireceği adamı sadece bir kere gördüm ve kendisi bana onu sevebileceğimi söyledi. Ben kendisine , 'Hayır, ben sadece ilk aşkımı seviyorum' dedim. Bir daha da görmedim.
Babam beni hiç affetmedi, bende kendisini. Ölümünden bir kaç gün önce yanına çağırdığında, ' Eleni biliyorum yanlış yaptım, hiç bir zaman iyi bir baba olamadım' dedi. ' Affetmeni istemiyorum, sen de isteme benden.Allah ikimizi affetsin. Senin için en iyisini isterken en kötüsünü yaptım' dedi.
Babam kötü bir adam değildi.
O zamanlardaki  gibi artık genç ve güzel değilim. 
Tüm ömrüm bir gün içerisinde.
Ebediyen seni seven ve seni bekleyen Eleni Karinte.



Şimdi müze olan Manastır Askeri İdadi'sini gezdikten sonra, Atatürk'ün doğduğu  Yunanista'nın Selanik kentine gitmek üzere Bitola'dan ayrılıyoruz. Yolda rehberimiz, müzede gördüğümüz ancak okuyamadığımız  Eleni Karinte'nin Kemal Atatürk'e yazdığı, yukardaki duygu dolu mektubunu okuyor. Otobüste derin bir sessizlik oluyor, Eleni'nin mektubu her birimizi bir yerlere,  öğrencilik, gençlik  yıllarımıza götürüyor.

Restore edilmekte olan Yeni Cami ( Kadı Mahmud Camii )
  ve türkülere  konu  olan havuz.

Daha sonra hep beraber, Atatürk'ün çok sevdiği 'Manastır'ın ortasında var bir havuz' türküsünü söylemeya başlıyoruz.Neşemiztekrar yerine geliyor. Bu arada rehberimiz, Atatürk'ün babasının ölmümünden  sonra  kızkardeşi Makbule  ile beraber bir süre yaşadığı Langaza'dan geçmekte olduğumuzu söylüyor. Atatürk,  kızkardeşi Makbule ile beraber burada, dayısının çiftliğinde bakla tarlasına gelen kargaları kovalamıştır. 

Atatürk'ün üç yıl okuduğu Manastır Askeri İdadisi 
( Bitola / Kuzey Makadonya )

Şirok ( shirok ) Sokak, Bitola / Makadonya

Eski Rus Kcnsolosluğu 

Sekiz gün süren Balkan gezimizi, Yunanistan'ın Selanik ve Kavala şehirlerini gezerek tamamlıyoruz. Beş yüz yıl Osmanlı yönetimi altında kalmış olan bu topraklardan, karmaşık duygular içinde ayrılıyorum.   

28.05.2016 

( * Bu mektup, şimdi müze olarak kullanılan Manastır Askeri İdadisi'sinde bulunmaktadır. Bu hikaye ayrıca, 2013 yılında Makedon yönetmen  Aleksandor Popouski tarafından 'Balkan Is Not Dead / Balkanlar Ölü Değildir' adı ile sinemaya aktarılmıştır. )

4 yorum:

  1. Bitola, dedemin dogup buyudugu yerler. Cok duygulandirdi fotograflar.
    Tesekkur ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Asıl ben teşekkür ederim Tülin Hanım. Saygılar.

      Sil
  2. Çok hüzünlü bir aşk hikâyesi imiş, ilk kez duyuyorum.
    Güzel bir paylaşım ve anlatım olmuş, Teşekkürler Kadir Bey..
    Kaleminize, emeklerinize sağlık..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de daha önce duymamıştım.Manastır gezimiz sırasın da öğrenince yazmak istedim. Beğendiğiniz ve paylaştığınız için çok teşekkür ederim.Sevgiyle kalınız.

      Sil

Reklam amaçlı ve bitki isteği ile ilgili yorum yapılmamasınını rica ederim. Bitki ve çiçek satmadığımı bir kez daha belirtmek isterim.