Falih Rıfkı Atay, 'Babamız Atatürk' adlı eserinde Atatürk'ün ağaç sevgisi ile ilgili olarak şunu anlatmaktadır; Diyarbakır kırsalında atla giderlerken İsmet Bey'e, 'Çabuk bana yeni bir din bul. Ağaç dini.. Bir din ki ibadeti ağaç dikmek olsun.' der.
Atatürk'ü bu kadar isyan ettiren, çevrede tek bir ağacın dahi olmamasıdır. Ağacın tek bir dalını dahi kestirmemek için köşkünün yerini değiştirten ( Yürüyen Köşk-Yalova ), kesilen bir iğde ağacı için ağlayan Atatürk, bize ağacı ne kadar çok sevdiğini göstermektedir.
Bilim ve teknolojinin gelişmesiyle, doğada dengeler hızla bozulmaya başlamıştır. İnsan sayısı hızlı bir şekilde artarak doğaya ve diğer canlılara zara vermeye başlamıştır. Doğa kuralları hesaba katmadan sadece insan merkezli kalkınma modelleri sorunlar yaratmaya başlatmıştır. Hava, toprak ve sular kirlenmeye, ormanlar, sular azalmaya, dünyamız ısınmaya başlamıştır. En zeki varlık olan insan, bindiği dalı kesmeye başlamıştır.
Doğa ve insanı esas alan yeni bir toplum düzeni kurmalıyız. Sürdürebilirlik denilen bu anlayış; gelecek kuşakların gereksinmelerinde göz önünde bulunduran, günlük ihtiyaçlarımızı karşılayan, doğa ile barışık olmalıdır.
Doğa denince aklımıza ilk gelen şeylerden biri de ormanlar ve onları oluşturan ağaçlardır. Ormanların sayılmayacak kadar çok yararı vardır, bitkiler olmadan diğer canlıların yaşaması mümkün değildir. Ancak ona gereken önemi verip koruduğumuz pek söylenemez. Ülkemizde ve dünyada ormanların gün geçtikçe azalması bunun bir sonucudur.
Bu yıl yine ağaç dikme zamanı geldi, ne mutlu doğa dostlarına. Dikili bir ağacım yok diyenler; Gelin sizde bu şenliğe katılın, ağaç dikerek doğaya olan borcumuzu ödeyelim.
Ağaç dikme kampanyalarına katılalım.TEMA gibi çevre ve doğa dostu kurumlara yardım edelim. Çocuklarımızın da bu kampanyalara katılmalarını sağlayalım, ağaç dikmesini, doğayı daha çok sevmelerine yardımcı olalım.
Diktiğimiz her ağaçlarla gurur duyalım ..! Yeşil bir dünya için elele verelim.
Bu sayfa son olarak 07.01.2016 tarihinde güncellenmiştir.
Atatürk'ü bu kadar isyan ettiren, çevrede tek bir ağacın dahi olmamasıdır. Ağacın tek bir dalını dahi kestirmemek için köşkünün yerini değiştirten ( Yürüyen Köşk-Yalova ), kesilen bir iğde ağacı için ağlayan Atatürk, bize ağacı ne kadar çok sevdiğini göstermektedir.
Bilim ve teknolojinin gelişmesiyle, doğada dengeler hızla bozulmaya başlamıştır. İnsan sayısı hızlı bir şekilde artarak doğaya ve diğer canlılara zara vermeye başlamıştır. Doğa kuralları hesaba katmadan sadece insan merkezli kalkınma modelleri sorunlar yaratmaya başlatmıştır. Hava, toprak ve sular kirlenmeye, ormanlar, sular azalmaya, dünyamız ısınmaya başlamıştır. En zeki varlık olan insan, bindiği dalı kesmeye başlamıştır.
Doğa ve insanı esas alan yeni bir toplum düzeni kurmalıyız. Sürdürebilirlik denilen bu anlayış; gelecek kuşakların gereksinmelerinde göz önünde bulunduran, günlük ihtiyaçlarımızı karşılayan, doğa ile barışık olmalıdır.
Doğa denince aklımıza ilk gelen şeylerden biri de ormanlar ve onları oluşturan ağaçlardır. Ormanların sayılmayacak kadar çok yararı vardır, bitkiler olmadan diğer canlıların yaşaması mümkün değildir. Ancak ona gereken önemi verip koruduğumuz pek söylenemez. Ülkemizde ve dünyada ormanların gün geçtikçe azalması bunun bir sonucudur.
Bu yıl yine ağaç dikme zamanı geldi, ne mutlu doğa dostlarına. Dikili bir ağacım yok diyenler; Gelin sizde bu şenliğe katılın, ağaç dikerek doğaya olan borcumuzu ödeyelim.
Ağaç dikme kampanyalarına katılalım.TEMA gibi çevre ve doğa dostu kurumlara yardım edelim. Çocuklarımızın da bu kampanyalara katılmalarını sağlayalım, ağaç dikmesini, doğayı daha çok sevmelerine yardımcı olalım.
Diktiğimiz her ağaçlarla gurur duyalım ..! Yeşil bir dünya için elele verelim.
Türkiye'de cittaslow hareketini başlatarak diğer şehirlerimize öncülük eden Seferihisar Belediyesi ' Evlilik Ormanı ' kurarak yurdumuzun ağaçlandırılmasına da ilginç bir proje ile destek vermiştir. |
Evlilik ormanı / Cittaslow Seferihisar |
Sitemizin ( Bahçeköy Sitesi / Seferihisar ) yoluna diktiğim fıstık çamlarım büyüyor. |
O din İslamdır.
YanıtlaSilRasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Bir Müslümanın diktiği ağaçtan veya ektiği ekinden insanın hayvanın ve kuşların yedikleri şeyler o Müslüman için sadaka olur.”
"Kıyâmet koparken sizden birinizin elinde bir hurma dalı bulunur da bunu Kıyâmet kopmadan dikmeye gücü yeterse, mutlaka onu diksin, bırakmasın."
Çok teşekkür ederim sevgili 'yolcu'.
Sil