Dağlar, genel olarak büyüklükleriyle, yükseklikleriyle ün yapmıştır. Ancak bazı dağlar vardır ki, adı daha başka nedenlerden dolayı öne çıkmıştır. Manisa denince ilk akla gelen şeylerden biri olan Spil Dağı da bunlardan biridir.
Ege Bölgemizde Gediz ve K.Menderes ırmakları arasında uzanan Bozdağlar içinde yer alan Spil Dağı, 1517 m. yükseklikte olup üzeri ormanlarla kaplıdır. Spil Dağı'nın asıl önemi ise, tarihten ve mitolojiden kaynaklanmaktadır.
İmir'e 50 km, Manisa'ya 24 km. uzakta bulunan Spil Dağı'na iki farklı yoldan çıkmak mümkündür. Manisa lalesi ( Tulipa orphanidea ) ve yılkı atları ile de ünlü olan Spil Dağı, 1968 yılında Milli Park ilan edilerek koruma altına alınmıştır.
|
Spil Dağı'na çıkarken Manisa'nın görünüşü. |
|
Manisa seyir yeri |
|
Seyir yerinden Manisa |
|
Spil Dağı'dan bir görüntü |
|
Spil Dağın'dan Kemalpaşa |
|
Spil Dağı hatırası |
|
Spil Dağı'ndaki yangın gözetleme kulesi |
Spil Dağı'na ailecek bir kaç kez çıkmış ve çok beğenmiştik. Bayram nedeniyle gittiğimizde ( 10.08.2013 ), bu defa doğrusu şok olduk. Her taraf şantiye halindeydi, ormanın içine çok geniş yollar açılmış, yeni binalar yapılıyordu. Kim bilir bu düzenlemeler ne kadar ağaçın kesilmesine yol amıştır. Henüz çalışmalar tamamlanmadığından, her yer toz toprak içindeydi.
Beni asıl üzen ise; bu çalışmalar yapılırken çevreye, doğaya gereken önemin verilmemiş olmasıydı.
|
Bu fotoğrafın altına ne yazılabilir ki! |
|
Spil Dağı'nda yapılan alt yapı çalışmaları |
Spil Dağı Mili Parkı 2012 yılı ağustos aylından itibaren halka kapalıymış, gittiğimizde yeni açılmıştı. Henüz alt yapı çalışmaları bitmemişti, tamamlandığında 'Egenin incisi' olacakmış. İlk bakışta bunda ne var, çok güzel olmuş diyebilirsiniz. Ancak bunlar yapılırken, benim gördüğüm kadarı ile çevre ve doğa ikinci planda kalmış. Keşke eskisi gibi kalsaydı daha iyi olurdu.
Nitekim, günümüzde bir çok ülke doğayı koruyabilmek, insanların zarar vermesini engellemek için, ormanlara daha önce yaptıkları yolları, tesisleri kaldırarak, eskisi gibi doğal haline döndürmeye başlamıştır. Maalesef biz ise tam tersini yapıyoruz, Milli Parklarımıza, Tabiat Parklarımıza yeni yollar binalar yaparak doğaya büyük zarar veriyoruz.
|
Spil Dağı |
|
Spil Dağı çok zengin bir floraya sahip ( Karamuk ) |
Şimdi de size Spil Dağı ile ilgili yaşanmış bir hikaye anlatmak istiyorum. Bunu yazarken, çeşitli kaynaklardan topladığım bilgilerden dolayı bazı ufak yanlışlar olabilir. Ancak, bu hikaye artık bir efsaneye dönüşmüş olduğu için ayrıntıların çokta fazla önemi kalmamıştır. Bu, Spil Dağı'nın, oradaki tek bir ağacın bile niçin çok önemli olduğunun, mutlaka korunması gerektiğinin hikayesidir.
|
Manisa Tarzanı ( 1899- 1963 )
|
Kurtuluş Savaşı sırasında , Yunanlılar geri çekilirken işgal sırasındaki gibi davranmaz. Geçtikleri yerleri ateşe verirler, Manisa'da bundan nasibini alır, her yer yanar, yıkılır.
Bu sırada Manisa'ya gelen Türk birliğinde, adının Ahmet Bedevi ( Resmi kayıtlarlar da ki adı Ahmeddin Carlak ) olduğunu söyleyen bir asker de vardır.
Ne hazindir ki, II.Dünya savaşına ve Kurtuluş savaşına katılan, İstiklal Madalyası ile ödüllendirilen bu askerin şimdi ne gidecek bir memleketi, nede bir ailesi vardır. Doğduğu şehir ( Samarra ) Irak'ta kalmış, çok sevdiği eşini ise bir uçurumdan aşağı düşmesini engelleyemediğinden kaybetmiştir. Belki de, o uçurum da bir ağaç olsa kurtulacaktır.
Manisa Belediyesi bu gariban ve kimsesiz insana sahip çıkar, onu bahçıvan çırağı olarak işe alır. Ahmet Bedevi ölünceye kadar Spil Dağı'nın eteklerinde bir kulübede tek başına yaşar, gazete kağıtları üzerinde yatar, tek giysisi siyah şortudur. Her gün öğle vakti kulübesinin yakınındaki topu ateşler, Manisa'nın her yerine ağaç diker. Aynı zamanda iyi bir sporcu olan Ahmet Bedevi ( İyi bir dağcı olan Ahmet Bedevi Ağrı, Cilo ve Aladağlara tırmanmıştır. ), bu yeteneği sayesinde çok kolay tırmandığı Spil Dağı'na da çok sayıda fidan diker.
Manisalılar, yarı çıplak ve sakallı bir şekilde dolaşan bu insan hakkında farklı şeyler düşünürler; Bazıları onun yaptıklarını takdirle karşılarken, bazıları onun bir ajan olabileceğini düşünür. Halk, önce ona, sakallı olduğu için, 'Topçu Hacı' der, daha sonra, o sıralarda sinemalarda gösterilmekte olan bir filminden esinlenerek 'Manisa Tarzanı' demeye başlar.
Kendini doğaya adamış olan bu değerli insan, nam- ı diğer Manisa Tarzanı, ölünceye kadar ( 31 Mayıs 1963 ) her yere binlerce ağaç diker. Manisa ve Spil Dağı bu gün sahip olduğu yeşilliği ve güzelliği biraz da ona borçludur.
|
1994 yılında çevrilen 'Manisa Tarzanı' adlı filmin afişi. |
Manisa Tarzanı diktiği ağaçlarla, sadece Manisa'ya değil bütün Türkiye'ye örnek olmuştur. Onun sayesinde Spil Dağı hakkında anlatılan efsanelere bir yenisi daha eklenmiştir.
Sonuç olarak;
Doğal alanlar düzenlenirken halkın görüşü alınmalı ve doğa ile insanın uyum içinde yaşamasını sağlayan bir doğa kanunu çıkarılmalıdır. Ne adla olursa olsun, kim olursa olsun, hiç kimsenin doğal alanlara zarar vermeye hakkı yoktur, buralar sadece insanların değil bütün canlıların da ortak yaşam alanlarıdır.
Doğayı korumak kendimizi korumaktır.
Yararlandığım Kaynaklar :
Vikipedi
Sunay Akın ' Onlar Hep Oradaydı '
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Reklam amaçlı ve bitki isteği ile ilgili yorum yapılmamasınını rica ederim. Bitki ve çiçek satmadığımı bir kez daha belirtmek isterim.